ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
29 eylül 2014 seyrantepe metro kazası
-
kazanın gerçekleştiği ve bir yaralının olduğu vagonlardan birindeydim. kaza anını anlatmak gerekirse, metro hafiften titremeye başladı, çok anormal bir durum olarak görmedik ama bir süre sonra titreme şiddeti epey arttı ve saniyeler içerisinde şu manzara gerçekleşti: (+18)
http://imgur.com/ecpwjpw.jpg
bu manzaradan hemen sonra metrodaki acil çıkış düğmesine bastık ve sirenler çaldı. şansımıza metronun her iki tarafında duvar değil de sağ tarafında inşaatın olduğu ve inşaat işçilerin olduğu boş bi alan vardı. onlardan yardım istedik, kapı açıldı ve çıkmaya başladık. ambulans istedik ve 30 dakika boyunca ambulans gelmedi ve o adam yaralı bi şekilde yerde yatmaya devam etti. kazazedelerden biri metroda çalışan işçilere "burada sağlık görevlisi yok mu hiç? başınıza bi şey gelse çağırabileceğiniz herhangi bi kimse?" dedi ama işçilerin başını öne eğip susması durumun vehametini özetlemeye yetti. kaza alanından çıkmak için de bu yolu kullandık:
http://imgur.com/itq7kqs.jpg
http://imgur.com/sccpgju.jpg
http://imgur.com/ykrjrmm.jpg
http://imgur.com/pf71ktv.jpg
söylenecek çok söz de yok aslında.
dip not: burayı okuyan haber ajanslarının dikkatine, yukarıdaki fotoğrafları dilediğiniz gibi kullanabilirsiniz. yeter ki türkiye'de insan hayatının bu kadar ucuz olduğunu herkesin yüzüne tokat gibi çarpın.
kimya profesörünün uyuşturucu yaparken yakalanması
-
(bkz: better call tayyip)
yaran fıkralar
-
öğretmen derste sormuş:
- "çocuklar dil balığı neden yassıdır?"
önden biri parmak kaldırmış:
- "hocam bana amcam anlatmıştı balinanın teki buna bi kaymış, yassılmış."
ögretmen kızmış ve
"bir daha böyle terbiyesizlik yaparsan seni sınıfta bırakırım" demiş.
ertesi gün öğretmen tekrar sormuş:
-"peki ıstakozun gözleri niye dışardadır?"
aynı çocuk yine parmak kaldırmış:
- "hocam onu da amcam anlatmıştı, o sırada ıstakoz da ordaymış"
neden yabancı dil öğrenemiyoruz
-
çünkü bir yabancı dili matematik öğrenir gibi öğrenemezsiniz. dil farklı bir tür zeka gerektirir. matematik kafasıyla grameri oturtabilirsiniz ama grameri oturtmak size akıcı bir konuşma veya okuduğunu/duyduğunu çok iyi anlama şansı vermez.
farkındaysanız toefl/ielts gibi uluslararası standarttaki ingilizce sınavlarında gramer diye bir bölüm yok, yazma/okuma/dinleme/konuşma var. bizdeki sistem gramerle o kadar çok vakit harcıyor ki dilin kültürle olan bağlamını kaçırıyoruz.
bir dili öğrenmek için o dile maruz kalmak önemli, ingilizceye her ne kadar maruz kalmak kolay olsa da türkiye şartlarında yeterli değil çünkü dışa çok açık bir kültürümüz yok ve sömürge ülkesi de olmadık. ülkede pasaport sahibi olma oranı bile %10 falandı en son baktığımda.
zaten b1 düzeyine geldikten sonra o dilin konuşulmadığı bir ülkede kursa giderek geliştirmenin çok mümkün olduğuna inanmıyorum ingilizce haricinde, yabancı dilde eğitim veren bir okulda falan okuyorsanız bu şart biraz esniyor.
ben bunu hem almanca hem de italyanca öğrenirken çok yaşadım. iki dilde de kursa giderek b1 seviyesine geldim ama devam etmeye kalktığımda gösterdiğim çabanın b1’e gelene kadar sağladığım ilerleme hızına yetmediğini gördüm. ha bu demek değil ki o noktadan sonra kurs işe yaramaz, sadece o dilin konuşulmadığı bir ülkede kursa gitmek yetersiz kalıyor demek bu.
artık ilerleme için o dilin konuşulduğu bir ülkeye giderek kursa orada devam etmek gerekiyor. mesela hiç bilmediğiniz bir dile sıfırdan başlayacaksanız o ülkeye gitmeye gerek yok en az bir 6 ay kursa burada da devam edebilirsiniz. ama öğrenmek için sosyal hayatın içine girmek zorunda kalacağınız bir noktaya geliyor bir süre sonra durum.
dediğim gibi bunlar ingilizce dışındaki diller için geçerli. ingilizceye maruz kalınan ortamda olma şansınız daha yüksek oluyor bir şekilde. ha liseye kadar olan eğitime bakarak diyebileceğim ise dil eğitiminde kafayı gramerle bozmuş olmamız, halbuki dil demek kültür demektir. mesela her kelimenin türkçesi yok, artık o dilde ilgili ülkenin kültürü nasıl şekillenmişse size onu algılama şansı verir. biz o kısmı sürekli kaçırdık gibi geliyor bana. adam gibi dil eğitimini üniversiteye kadar alamadığımı düşünüyorum ben.
fox tv'nin türkiye'de bir ilk olacak olan dizisi
-
başrollerinde kerem bursin ve hande erçel’in olacağı, hande hanım’ın fakir bir çiçekçiyi kerem bey’in bir holding patronunun varisi rolünde olacağı deneysel dizi. daha önce yapılmamış olan zengin oğlan fakir kız konusu gerçekten renk katacak ekranlara. bu tür farklı projeler topluma ayna tutacaktır muhakkak.
https://twitter.com/…tatus/1238532412608581632?s=21
9 ocak 2017 yurtiçi kargo dayak girişimi
-
otobüs kaldırıp o ibne müdürü dövmek için kampanya başlatmaya ne dersiniz ?
edit: mesaj üstüne mesaj geldi beni de yazın diye. çıldırttın milleti yurtiçi kargo , ibne müdür.
edit 2 : millet sokağa döküldü , başlığı açan arkadaş isterse 1 otobüs adam var. bir mesaja bakar . bana mesaj atan arkadaşlar için tanım yapmak gerekirse .. (bkz: adamın dibi)
edit3: arkadaşla iletişime geçtik , yurtiçi kargo tarafında bir yaptırım olmaz ise destek olacağımızı bildirdim.mesaj atan arkadaşlara dönüş yapmadım herkesi listeye yazdığımı belirteyim.(bir de avukatımız mevcut )
gülben ergen
-
ömer'i de suzan'ın elinden almıştı bu kadın zamanında. çocuk aklıyla melek'in tarafını tutardık meğer neler dönmüş.
next level alışveriş merkezi
-
içindeki ofislerin 2-3 milyonlara satıldığı acayip yer.
üstelik 500 metre kare falan dedikleri bi ofise gittim geçen. sahipleri de 500 metre kare diye bayılmış 2 milyonu.
bi girdim içeri lazer metre ile ölçtük. 200 den az içerisi. brüt hesap 500 diye almışlar. ofisleri kabadan teslim ettikleri için ince işini alırken tabi adam senden 400-500 metrelik istekte bulunuyor ama içerisi 200.
sonunda insanın delirmesine yol açacak şey
-
yalnızlık.
bir ölü diriltme hakkı verseler diriltilecek kişi
-
mustafa kemal atatürk
tommy hilfiger'ı abd'de fakir zenciler giyiyormuş
-
tekstil dünyası ve markalar konulu gündelik yaşam sohbetlerinin ayrılmaz bir parçası olan haykırış. "gucci, versace, roberto cavalli bunlar hep bursa'dan alıyorlar ipliği" gibi sohbetlere ek olarak "misal tommy hilfiger... burda pahalı ama abd'de zencilerin üstündeymiş. çöp toplayan adam bile giyiyormuş abi" şeklindeki uyarıları duymadım diyen insan ebedi mutluluğu ve huzuru şu yalan dünyada bulmuş demektir. inşallah bir gün bizim de moda sektörümüz gelişir de lc waikiki'yi bir barak obama ve karısının üstünde, terlikilerini de çocuklarının ayaklarında görürüz. oscar töreni öncesinde brad pitt'le ancelina coli'ye "çok şıksınız. tasarımcınız kim?" dendiğinde nur yerlitaş cevabını duyarız. grammy ödül töreninde "çok şıksın keti" diyen muhabire keti peri'nin "şıkım çünkü bir türk markası olan seçil'den giyiyorum, ayakkabıları da kızılay'daki kimlik mağazasından aldım" dediğini işitiriz. inşallah göreceğiz bu günleri de. inanmak istiyorum.