ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yurt dışından türkiye'ye gelince fark edilenler
-
salam sosis gibi et ürünleri kalitesinin çok düşük olduğu.
pastaların çok kalitesiz ve lezettsiz olduğu.
araba kullanırken yolların çok bozuk olduğu.
gerek kamu gerekse özel sektörde kimsenin işini doğru düzgün yapmadığı.
yasaların kanunların zayıf olduğu.
toplumun bencil biribirine saygısız olduğu
gerçekleridir.
tehdit edilen ilahiyat öğrencisinin iddiaları
-
bunların erkeği de mağdur olmaya başladı saç baş muhabbetinden, ne bitmek bilmez mağduriyetmiş yav.
(bkz: kesin yaşanmıştır)
show tv'deki dizinin van'a dağ başı demesi
-
bu özür dile diyenlerde gram beyin yok. dizide "ne arıyorsun dağ başında?" diyen kişi sosyete ortamında büyümüş, bu ortamın dışına çıkmamış varlıklı bir kadın. bu senaristin veya oynayan oyuncunun kendi düşüncesi değil, bir karakterin repliği. aradaki farkı ayırt edebilmek pek zor olmamalı.
genetik müdahale ile dahi çocuklar yaratmak
-
(bkz: genius sperm bank)
bu olay 1980 ile 1999 yılları arasında gerçekten yaşanmıştır. robert klark graham adında bir adam sadece belli bir iq seviyesinin üzerinde donörleri kabul ediyordu ve bu donörlerin arasında nobel ödülü almış meşhur insanlar da mevcuttu.
yanlış hatırlamıyorsam annelerin de belli bir iq seviyesinin üzerinde olması gerekiyordu, bu donörlerin çoğunun belli bir sanat dalında da üstün yetenekleri vardı.
geçen sene bunun belgeselini izlemiştim ve bu yöntemle dünyaya getirilen çocuklarla konuşmalar yapmışlardı, bu çocukların çoğu da bir sürü konuda yetenekliydiler.
vikipediden baktığıma göre 218 çocuk bu yollarla oluşturulmuş.
*bahsettiğim belgesel the discovery channel'ın genius sperm bank adlı 2004'te yayınlanmış bir belgeseli.
edit: ek olarak kendi görüşümü belirtirsem yapılması dahilinde insanlığın sonunu getirme konusunda hızlanmış bir adım olur. zaten zamanında yapılan bu sperm bankası olayının yasaklanmasının sebeplerinden biri bu biri de bunun bir çeşit ayrımcılık olması.
uzmanlar zaten kuşakları x, y, z olarak ayırdılar ve y kuşağının x kuşağına nazaran daha hırslı daha yaratıcı tipler olduğu kanıtlandı. 2000 ve sonrası doğumluları kapsayan z kuşağı zamanında herkesin gözünü korkutan y kuşağına göre çok da öte bir toplum olacak. teknolojinin ilerlemesiyle benim iki yaşındaki akrabam bile resmen benden iyi ipad kullanıyor, bu yeni nesil çocuklar doğdukları an süper bir teknolojiye yetişiyorlar.
şimdi düşünün ki dahi çocuklar yapmak için sperm bank olayı bir işe kalkışılıyor ve ilk başta düşük zekalı sonra da normal zekalı derken iq'su belli bir seviyenin üstünde olmayanlar toplumdan eleniyor. dünya daha iyi değil daha köyü bir yer olur, belli bir iq'nun üstünde olan adam bazı işleri yapmayı kendine yediremeyecek, oysa normal yolla üreme sayesinde dünyada her çeşit mesleğe yönelim oluyor. çalışma aşkıyla yanıp tutuşan adamların hor gördüğü meslekleri kimse yapmazsa vay halimize. dünyadaki tüm bireyleri benzer zeka seviyesine getirmeye çalışmak da budur, herkesi aynı kefeye koymak gibi bir şeydir.
tehlikelidir, yapılmamalıdır.
29 aralık 2023 tff gs ve fb ortak açıklaması
-
bu kadar güzel bi başkaldırıya ancak bu kadar rezalet bir açıklama yapılabilirdi
anadolu efes spor kulübü
-
yine harika bir işe imza atmışlar. pazar günü oynanacak efes - banvit maçına kitap getirenlere bilet verilecek. kitaplar da ihtiyaç sahibi öğrencilere gönderilecek. tek şart, kitapların yıpranmamış olması.
zenginlerin bilmediği zevkler
-
kışın buzz gibi yorganın altına girip yorganla beraber yavaş yavaş ısınmak.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
+ daha onceki isyerinizden neden ayrildiniz?
- sirketi baska yere tasidilar, nerede oldugunu bana soylemediler...
+ ...
sitede oturan basketbol seven kıvırcık ergen irisi
-
sırt çantası ve bilgisayar kulaklığıyla dolaşmaktan zevk alır. hafta sonu yüzme kursuna gider.
dünyanın en iyi 50 mutfağı içinde 17. olmak
-
şimdi eğip bükmeyelim yunanistan'ın haklı bir şekilde ikinci olduğu listedir.
bakıyorsun yemeklerine:
imam bayildikis
patlican oturtmaki
karniyarikis
etlikis dolmasos
smyrna köftekis
mıhlamaki
zeytinyağli taze ayşeki
tatlılar:
baklavaki
tel kadayıfıkis
sütli nuriyesos
tulumbakis
maraş dondurmasıkis
güllaçikis
gibi gibi gibi... baksana şu listeye, bunlar birinci olmasında biz mi olalım amk. ;)
karpuza yalandan vurup anlıyor gibi yapmak
-
bir algı operasyonu.
az önce marketteydim, karpuz seçiyorum. lakin pek anlamam. ortam sakinken karpuzları incelemeye başladım fakat bir anda müşteriler etrafımı sardı. karpuz bakanlar falan da var. hemen o esnada bütün cesaretimi topladım ve “pat pat” karpuzları tokatlamaya başladım. karpuzdan karpuza geziyorum, suratımda memnuniyetsiz bir ifade ile. ama iç dünyamda ne yaptığıma dair bir fikrim yok. derken karpuzun birinde karar kıldım, alıp sağına soluna baktım. “heh tamam aradığım karpuz sesi bu” dercesine tezgahtan uzaklaştım. geride kalanlarda “bu adam bu işten anlıyor” izlenimi bıraktığıma yemin edebilirim ama ispatlayamam.
aldığım karpuz mu nasıldı? tabi ki dandik.
istiklal caddesi'nin 1996'daki görüntüleri
-
rahmetli efsane belgeselcimiz süha arın'ın belgesellerini restore edip günümüz kalitesinde yayınlamasıyla tanıdığımız yeğeni evren arın, arşivden yine harika bir cımbız yapmış ve bizlerle paylaşmış.
https://youtu.be/ue9q9pb5hyq?si=fofhswsn_yrz6lrz
doksanları iliklerimize kadar hissedeceğimiz harika bir nostlaji.
benim favorim şark muhallebicisi'nin alüminyum vitrin ve kapısı oldu. bir anda geçmişe ışınlandım.
edit: hayır ağlamıyorum. gözüme doksanlar kazağı ve montu kaçtı.
edit2: o yıllarda ben ankara bebesiydim. istiklal'i ilk keşfettiğimde yıl 2005 ya da 2006 falandı sanırım. videoda kış kasveti, doksanlar melankolisi hakim. 2005 lerde gittiğimde videodakinden de daha güzeldi. ankara'dan gelen biri için film seti gibi gelmişti bana cadde. o ağaçların olduğu, her yerinden kültür sanat mozaiği fışkıran avrupalı turist dolu rengarenk istiklali görmüştüm.
crossing the bridge izleyip , siyasiyabend hayranı olduğum yılların güzel beyoğlusu yaşanıyordu o dönem.. hiçbir şey yapmadan tüm günü istiklal, tünel, galata mevkinde sağa sola hayran hayran bakarak dolduruyordum.
rüya gibiydi bence. o zamanlar emo'lardan şikayetçiydi herkes. araplaşma hiç yoktu. o son geçiş sürecindeki istiklale aşık olmuştum. sonra birkaç sene gelmedim ve ilk kez 2017 de yine gördüm.
2005-2008-9'lardaki istiklali beklerken karşılaştığım manzara karşısında gözlerime inanamamıştım. o ağaçlı rengarenk istiklal nerede. bu gezi sonrası gri arap istiklali nerede. donup kalmıştım. şu an artık düzenli gidiyorum istanbul'da yaşadığım için. açıkça diyebilirim ki 2017-18 yıllarındakinden daha iyi durumda bence bariz düzelme var.
atatürk'ün en iyi yaptığı şey
-
85 sene sonra dahi hala birilerine dert olabilmek, bir yerlerine batabilmektir.