hesabın var mı? giriş yap

  • benimkisi şöyle birşeymiş. anladığım kadarıyla, hayat 1.5 yaşındayken hiç de fena değilmiş benim için.

    büdüt: böyle güzel tepkiler geleceğini tahmin etmiyordum, teşekkürler a dostlar. soranlar için söylemiş olayım, avşa adası'nda olmuş bu komik olay. :)

  • sevdicekle barışma entry'si olarak sihirli annem çilek denen bir kızın regl olması ile ilgili entry giren yazarla tanışmamıza vesile olmuştur. böyle böyle küsüyorsunuz işte olm. hem çilek'ten kipa'da volvo'ya alışveriş torbası yüklemeye nerden geldin amk.

    bu adamdan sayko ışığı aldım. yıldızın parlasın.

  • ben nedenlerini buraya yazayım, belki gereksiz esprilerin ve yanlış tespitlerin arasında bulup okuyan birileri olur:

    - bir şirket yıl içinde daha fazla "yatırım" yaptığı için zarar etmez, yapılan yıllık yatırımlar capex'tir, kar/zarara takip eden yıllarda sadece amortisman gideri olarak dolaylı yoldan etki eder (gelen parayla yatırım yapmışlar diyerek karı/zararı değil nakit akışı açıklarsınız),

    - şirket, brüt karını artırmış (brüt kar = satış adedi * adet başına kar) ancak satış giderleri özellikle personel giderlerinin %30 artması nedeniyle ciddi anlamda artmış ve bu brüt kar artışını sıfırlamıştır, asıl odaklanılması gereken yer burası, personel giderlerindeki artış "yeni yılda yapılan maaş zammı + online kanal dahil yeni işe alınan personellerin maliyeti"ni içeriyor. bu noktada pandemi döneminde artan talebe bağlı olarak planlanandan daha fazla fiziki mağaza açılması ve online kanal büyümesinin etkisini görüyoruz,

    - online kanal ne kadar güç kazansa da bu dönemde avm içerisindeki migroslar zayıflamıştır,

    - kurla veya kredi faizleri üzerinden yapılan açıklamalar da anlamsız, şirketin finansman gideri önceki dönemle neredeyse birebir aynı,

    - vergi kaçırmak veya vergiden kaçınmakla spk'ya açıklanan zararın doğrudan bir ilişkisi yok. kurumlar vergisi, spk'ya açıklanan kar üzerinden ödenmez, vergi usül kanununa göre hazırlanan beyannameler üzerinden ödenir ikisinin kar/zarar hesaplaması farklıdır.

    özetle; büyüyen hacme rağmen geçen yılla aynı faaliyet karını yapıp, finansal giderlerini de sabit tutarak aynı zarar rakamını açıkladılar. fakat diğer tarafta önemli bir kredi rakamını kapatarak, eskisine göre daha sağlıklı bir bilanço açıkladılar.

    edit: ilave açıklamalar.

  • bir sünni olarak ve aklı başında biri olarak sıfır düşünceye sahip olup, dini siyasete alet eden birine oy vereceğime, en azından adam gibi bir adama oyumu veririm.

    siz önce g*tünüzü yıkamayı öğrenin derler adama.

  • google girip mikrofona tıklıyoruz sonra mikrofona 3 defa "kışlık lastik, kışlık lastik, kışlık lastik" diyoruz sorun çözülüyor.

  • merhaba, ben teknik direktör yılmaz vural.

    binlerce kişi ile fikir alışverişinde bulunabildiğimiz sosyal ağların geniş kitlelere ulaşma konusundaki başarısına inanıyorum. bu yüzden de bana sorusu, itirazı, sitemi olan ekşi sözlük yazarları ile bir araya gelmek konusunda oldukça heyecanlıyım.

    bana yönelttiğiniz tüm soruları elimden geldiğince cevaplamaya çalışacağım; yalnız cevaplara darılmaca, gücenmece yok. :) yaptığımız bu etkinliğin sizlerle aramızdaki samimiyeti artıracağını ve hakkımda merak edilenleri cevaplayabilme şansı vereceğini düşünüyorum.

    kanıt

    sevgiler.

    edit: sevgili arkadaşlarım, kendimi anlatmanın ekşi sözlük vasıtasıyla olacağını düşündüm. çünkü türkiye'nin en önemli sosyal medya platformu burası. umarım bu amacımı gerçekleştirebilmişimdir. belki hepinize cevap veremedim ama sorular hemen hemen aynı tarzdaydı. hepinize çok teşekkür ederim.

    beni sosyal medya hesaplarımdan da takip edebilirsiniz:

    twitter
    instagram
    facebook

  • ulan enflasyon, döviz kuru falan tamam da, turco pizza diye yazdığınız pizza bugünkü dolar kuruyla (30,1 tl) bile 41,52 dolara geliyor.
    dünyanın hiç bir ülkesinde bir pizzaya 41,5 dolar ödemezsiniz. ulan gerçekten döviz arttı, enflasyon falan diye iyi öpüyorlar milleti.

    1250/30,1=41,52 usd
    41,52 usd = 38,16 euro

    hırsımı alamadım italya fiyatlarını buldum

    ulan roma'nın ünlü restoranlarından birinin menüsü bu. türüflü bilmem neyli yemekler bile 25 euro en pahalısı. bu milleti öpmelere doyamadınız.
    hızımı alamıyorum efenim. yukarıda linki olan restoranda 1 kutu (10gr) beluga havyarı (en pahalısı) 35 euro.

    kısa özet: sizin ben devr-i devranınızı ve dahi izzet-i ikramınızı seveyim.

  • iş yerinde bir kız var. allah günah yazmasın bizim aşağı sokaktaki bakkal irfan ağabeye benziyor. ve bu kız, geçen gün, bu prenses hakkında, "ay o ne ya allah aşkına, bacakları yamuk yumuk, hiç güzel diil!! .ss" dedi. önce kulaklarıma, sonra sırasıyla gözlerime, burnuma, koluma, beynime, kalbime, ayaklarıma inanamadım. yaşadığım evreni inkar ettim. aklım bir kuru yük gemisine binip en uzaktaki kara parçasına doğru yol aldı. umarım çabucak döner. çünkü kafam bomboş şu anda.

  • cesaretine hayran filan olmadığımdır. bu ülkede böyle bir şeye kalkışmak delilikten başka bir şey değil. gerçekten hiç ama hiç şansı yok. millet gün ortasında minibüse binerken başına neler geliyor, otostop çekmek bile bile lades olur sadece. umarım bu kızcağız bir an önce vazgeçip geri döner veya ailesi gidip getirir. yoksa böyle bir girişimin sonu olarak hiç olumlu bir olasılık göremiyorum. umarım haksız çıkarım.

    not: kızı eleştirdiğimi filan düşünenler olabilir. hayır katiyen eleştirmiyorum, onun için korkuyor ve endişe ediyorum. kendi kardeşime yapacağım gibi kendini tehlikelere atmasın diye sıkı sıkı saklayıp korumak istiyorum. keşke böyle şeyler yapabileceğimiz bir coğrafyada yaşıyor olsaydık. ama ben otobüsle tek başıma tatile giderken bile tedirgin oluyorum.

    "biz korktuğumuz için böyle oluyor, cesaret göstermeliyiz" diye düşünenler olabilir. ben böyle düşünmüyorum. devrim şehidi olabilecek hamur yok bende, korkağım ben. tacize, tecavüze uğramak, boku bokuna öldürülmek istemiyorum. sevdiklerimin başına böyle şeyler gelsin istemiyorum. kimsenin başına böyle şeyler gelsin istemiyorum. bir şeylerin düzelmesi için kendimi feda edemem. düzelene kadar kendimi ailemi korumaya ve saklanmaya devam ederim. ha düzelsin diye yazarım, çizerim, paylaşırım. onlar ne kadar işe yarar? bilmiyorum.