hesabın var mı? giriş yap

  • tanrı uludur = allahü ekber.

    hah arapça öğren illa anlamlı ibadet etmek istiyorsan diyebilirsin ama olmuyor öyle işte.

    mesela god is great derken de anlamını biliyorum ama “tanrı uludur” derken ki gibi olmuyor. çok basit bi sebebi var aq çünkü türk'üm ben, anadilim türkçe. ha “allahü ekber” demişim ha “god is great” demişim ikisi de uzak ve duygusuz gelir bana.

    maliki yevmid din ne mesela. insan ibadet ederken anlamlı ibadet etmek istemez mi, robot musun sen ezbere iş yapacaksın.

    bi gün yine bu topraklarda türkçe ezanlar okunması dileğiyle.

    edit: ayet düzeltildi.

  • 2016 mayıs - meclis tutanaklarından:

    mithat sancar (mardin) – oscar wilde’ın bir sözünü aktarmak istiyorum sizlere.

    zeyid aslan (tokat) – kim?

    mithat sancar – oscar wilde.

    zeyid aslan – o kim ya? (gürültüler)

    mithat sancar – araştırın, ne yapayım?

    başkan – bunu düşünelim.

    ahmet sami ceylan (çorum) – necip fazıl’dan biraz örnek verir misin? bu medeniyetin değerleri de var. buradan örnek ver.

    başkan – arkadaşlar, mithat bey’i bekleyelim, sözünü bitirsin, ondan sonra.

    halis dalkılıç – senin bu medeniyete bu kadar yabancılaşman bizim zorumuza gidiyor.

    mithat sancar – bir dinleyin. tam da bunu söylüyor. dinleyin, değerlendirme sizindir. oscar wilde millîdir, millî değildir, onu da tartışın ama şu sözü, lütfen, bu sizin değerlendirmelerinize karşı iki dakika düşün, sonra da bağırın çağırın.

    “kaba güce karşı koyabilirim ama kaba bir mantığa katlanamam. kaba bir mantık yürütmede adil olmayan bir şeyler vardır. kaba mantık, zekâya da bel altı vurmaktır.”

    başkan – konu üzerinde konuşalım.

    mithat sancar – esasen konu üzerinde konuşuyoruz.

    adnan günnar (trabzon) – sayın başkan şimdi oscar ödüllerinden bahsetmenin sırası mı?

    ayşe acar başaran (batman) – “oscar wilde” dedi ya!
    burcu çelik özkan (muş) – oscar wilde,wilde.o, ödül falan değil yani “oscar wilde” diye bir adam."

    (bkz: anayasa komisyonundaki oscar wilde tartışması)

  • istenen özelliklerde sadece servis güzergahını tutturabildiğim ilan.
    ne güzel lan; sabah gider, akşam dönerim. gezinti olur benim için. evet.

  • gri rengin deniz üzerinde gündüz en fazla beş kilometreden gözle görülebilmesi, gece de hiç görülememesi sebebiyle ortaya çıkan durum.

    eski dönemlere ait bir düşünce olarak çıkan bu akım günümüzdeki teknoloji seviyesine rağmen halen geçerliliğini korumaktadır. o yıllarda savaşların ve operasyonların daha yakın mesafelerde yapılıyor olması, radar teknolojisi yeni olması ve atış yapmak için düşmanın önce radar ile belirlenmesi sonra da atış menziline girmesinin gerekmesi sebebiyle savaş gemileri fark edilmemek için gri kamuflaja boyanıyordu. günümüze baktığımızda uydu ve radar sistemleri ile bırakın kilometreyi, neredeyse dünyanın öbür ucundan herhangi bir deniz aracını tespit edebiliyorsunuz ve ona müdahale etmek için artık görüş alanınıza girmesine gerek de yok. fakat buna rağmen yine de savaş gemilerinin çok büyük bir kısmı gri kamuflaj ile görev yapıyor.

    çünkü modern savaş gemilerinin elektronik muharebeler sebebiyle ya da çeşitli arızalarla muharebeleri eski usüle göre sürdürmek zorunda kalma ihtimali hala geçerli. aslında günümüz gemi sistemleri bvr mantığına göre işliyor ve normal şartlarda savaşlarda bir geminin gri kamuflajlı olduğu için gözükmeme gibi bir şansı pek olmuyor. fakat elektronik sistemlerin hata yapma ya da devre dışı kalma olasılığı olduğu için gemiler her zaman konvansiyonel yöntemleri kullanmaya hazır şekilde üretiliyor.

    karşılıklı çarpışmanın daha yoğun, teknolojinin daha az kullanıldığı zamanlarda herkes gökyüzünde kamuflaj olmak için uçaklarını soluk renge boyarken, düşmandan saklanacak kadar korkak değilim diyerek uçağını kırmızı renge boyayan red baron kırmızı renkli fokker dr 1 ile gökyüzünde her ne kadar nefis bir caydırıcılık sağlamış olsa da ne yazık ki günümüz normları böyle bir şeye izin vermemektedir. bu nedenle o çok övünülen ve deniz kuvvetlerinin medar-ı iftiharı olan gemiler, stealth özelliğine rağmen sanki saklanacakmış gibi gri kamuflajla üretilmek zorundadır.

    örneğin rusya denizlerdeki en güçlü gemisi olan petr velikiy muharebe kruvazörünü ya da moskva kruvazörünü her şarta hazır şekilde ürettiği için gri kamuflajla üretmiştir. caydırıcılık sağlamak için kırmızı ya da başka bir renkte göreve çıkarma şansı yoktur.

    ya da aynı şekilde amerika uss port royal kruvazörünü koyu mavi ya da başka bir renkte değil gri kamuflajla üretmiştir.

    savaş gemileri ne kadar güçlü ve caydırıcı olsa da birçoğu gri ve tonları kamuflajla üretilmek zorundadır.

  • kontrolsüz güç, medya gücü ve şirret insanların gücü ile bir insanın hayatı nasıl karartılırın resmi.
    kadının beyanı esastır saçmalığı konusunda daha önce defalarca insanları uyardık. anlamadan dinlemeden linç etmek.
    yukarıda yazdıklarım tecavüz ya da tacizi normalleştirmek için değil sadece gerçekten süzgeçten geçirmek gerekliliği.

    bu ülkede bir kadın ile iş/arkadaşlık/ilişki /aile bağları konusunda bir daha düşünmek gerekiyor sanırım.

    kadının bir lafıyla hayatınız kararabiliyor.

    (bkz: adalet herkese lazım)

    https://mobile.twitter.com/…tus/1168125814229086209

    “bu iş o kadar basit olmamalı.
    geçenlerde 10 yaşındaki yeğenini taciz etti diye linç edilen bu adamın hikaeiyesini biliyor musunuz?
    önceden ortak iken sonra ayrılıp kendi işini kurup işleri iyi gidince bunu çekemeyen yengesi gaziantep'in en işlek caddesinde kendisine randevu verip görüşmek istediğini iletmiş.
    adam daha karşıdan görüldüğü an yengesi çığlık atıp milletin dikkatini çekip kızımı taciz etti diye bağırıyor.
    ve herşeye balıklama atlamayı seven, sormayan, araştırmayan milletimiz adamı linç ediyor. en kötüsüde mahkeme yanlış anlaşılma oldu diyerek adamı serbest bırakıyor, şirret yengede elini kolunu sallayıp geziyor.
    ha gerçi ne demişlerdi; "kadının beyanı esastır “

  • gelmiş geçmiş en iyi turn-based oyunlardan biri. bana göre en iyisi. o kadar güzeldir ki sonrasında çıkan serinin 4. oyunu da çok iyi olmasına rağmen içerdiği radikal ve bence olumlu değişiklikler yüzünden sevilmemiş, kötülenmiştir.

    alfabetik sıradan kalelerin (veya ırkların) bana göre değerlendirmesi şöyledir:

    castle: "yaşasın iyilik" ırkı. oyunun bana göre ve bir çoğuna göre en güçlü ırkıdır. yaratıkları çok güçlüdür. özellikle 7.ünitesi archangel denkleri arasındaki bir çok açıdan en iyi yaratıktır. savaş haritasının her yerine gider, kodu mu oturtur, ally üniteleri diriltebilir. fakat bence castle'ın esas gücü alt düzey ünitelerinin sağlamlığından gelmektedir. 1.ünite olan halberdier de kendi denkleri içinde çok sağlamdır. 2.ünitesi marksman okçu ünitedir ve 2 kere atış yapar. bunlar neyse de esas 3.ünite olan royal griffin bu kalenin olayıdır. bu şerefsizler kale saldırıları için mükemmel ünitelerdir. çünkü flying'tirler, surları aşarlar, hızları da yüksektir. fakat en önemli özellikleri "unlimited retliations" olmalarıdır. yani kendisinde her saldıran birime geri vuruş yapar (normalde her turn her ünite bir kez karşılık verir, bunlarda sınır yok). bu da yetmediği gibi ek bir bina ile üretimleri arttırılabilir. bir kaleye saldırıldığında hemen kalabalık bir royal girffin grubu surların arkasına uçurulur ve surlar yıkılana kadar hem büyük hasar verir, hem de rakibin okçu birliklerini etkisiz hale getirebilir. bu kalenin 5.ünitesi olan zealot da okçu bir birimdir ve yakın savaşta "melee penalty" almaz. dayanıksız ama hasar gücü yüksektir. evet görüldüğü üzre castle'ın bariz bir zayıflığı yoktur, mage guild'in 4 seviye olması genel olarak pahalı denilebilecek bir ırk olması hariç.

    dungeon: güçlü ırklardan. handikapları alt seviye üniteleriin dandikliği. fakat dandik dediğim ünitelerden olan harpy hag'ler iyi kullanıldıklarında felaket sinir bozucu olabilirler. bu ırkın son seviye yaratığı homm 2'nin en sağlam ünitesi olan black dragon'dur. bu oyunda archangel kadar güçlü olmasalar da hala çok ama çok sağlamdırlar, hatta geriye kalan tüm ünitelerden daha iyi denilebilir. okçuları olan medusa queen, yakın dövüşte penaltı almaz (zealot gibi) ve yakış dövüşlerde rakibini taşa çevirip 3 tur boyunca savaş dışı bırakabilir. diğer okçu birimi evil eye'da yakın dövüşe penaltı almaz ama onun dışında çok numarası yoktur. ünitelere genel olarak baktığımızda tank görevi görecek bir birim eksikliği göze çarpar ki dungeon'un handikabı da budur. kalelerindeki portal of summoning binası başka ırklara ait birimlerin üretilmesine olanak verir (haritada bulabildiğiniz sürece), kullanılasıdır.

    fortress: "ecayip heyvanlara benziyirsen" ırkı. hiç sevmem, seveni de pek bulunmaz. oyunun en boktan okçu birimi olan lizard warriror'lar bu kalenin 2. ünitesidir. oyunun son patch'lerinde hasarları 2-3'ten 2-5'e çıkarılmıştır, ancak bu halde (ve bless büyüsü atılmışken) işe yarayabilirler. 3. üniteleri olan dragon fly'ın vurduğu elemana "weakness" atması onu dandik bir birim olmaktan kurtarmaya yetmez. ne adam gibi tanktırlar, ne adam gibi flying ünitesidir. bu ırkın 5.ünitesi olan mighty gorgon ise fortress'ın tek övünç kaynağı olabilir. şahanedirler. son birim olan chaos hydrada verilen özelliklerine(bir atak esnasında etrafındaki herkese vurması ve "no retaliation) rağmen yavaşlığı ve düşük statları ile kale saldırıları için çok elverişsizdir. uzun lafın kısası fortress ile oynamak çok zahmetlidir, ünitelerinin hepsinin ilginç avantajları olsa da genel özellikleri ile güçsüz kalmaktadırlar ve saldırı için zayıf bir ırktır. özel kale binaları ve ünitelerin genel yapısı düşünülünce küçük haritalar ve savunma için iyi oldukları görülebilir. ona göre seçiniz.

    inferno: iblis, şeytan ırkı. fortress gibi bana göre güçsüz bir ırk fakat saldırı için iyi olmaları onları daha seçilebilir yapıyor. yine kilit üniteleri çok zayıf. 1. ünite olan familiar, master gremlin ile birlikte en dandik ünite oyunda. 7. ünite olan archdevil da hp ve damage olarak denklerinin çok gerisinde. fakat hellhound ve magog'ların birden fazla yaratığa birden vurabilmesi, 6. üniteleri olan efreet sultan'ın ise fire shield özelliğine sahip güçlü bir flyer olması inferno'yu oynanabilir kılıyor. kalelerinin özel binası olan castle gate ise muazzam bir bina. tüm inferno kaleleri arasında geçiş yapılmasını sağlıyor. kale saldırısı için güzeller genel olarak.

    necropolis: hayalet, zombi ve türlü ölü ibinoların ırkı. orta karar bir ırk ve bunun en önemli sebebi 7.üniteleri olan ghost dragon'un son seviye yaratıkların en fasonu olması. fakat diğer yaratıkları oldukça kullanışlı. zombie'ler yavaş olsalar da mükemmel tank görevi görüyorlar. wraith'lerin mana drain özelliği çok kullanışlı ve genel statları itibariyle iş yapabilecek bir flyer. vampire lord'lar ise bu ırkın kilit birimi. hem flyer ünite, hem "no retailation" (vurduğu birim ona karşılık veremiyor) özelliğine sahip ama en önemlisi ve onu değerli kılanı life drain'e sahip. yani 50 vampire lord'un sayısı diyelim ki 35'e düştü, saldırdıktan sonra verdiği damage üzerinden tekrar sayısını arttırıyor. bu sebeple savaş esnasında çook uzun süre dayanıyor. sayısını ne kadar fazla tutarsanız o kadar iyi. power lich'ler tek okçu birimleri ama alana vurdukları için çok güçlüler, sayıca bol bulundurmak lazım ama dayanıklılık problemleri var. eğer iyi korursanız çok büyük avantaj sağlıyorlar. 6.üniteleri olan dread night'lar ise oyunun belki de en iyi 6. ünitesi. çok güçlüler ve double damage özellikleri var. ayrıca vuruş esnasında curse de atabiliyorlar

    rampart: orman, börtü böcük ırkı. caste'sonra bana göre en güçlü ırk. 1. seviye ünitesi olan centaur captain'ler hızları itibariyle denklerinin en iyisi. 2.seviye olan battle dwarf'lar oyundaki en ucuz ve etkili tanklar. yüzde 40 magic resistance'a sahip olmaları da cabası. grand elf'ler tek okçu birimleri, dayanıksızlar ama iyi hasar veriyorlar ve castle'ın marksman'ı gibi çift atış yapıyorlar. silver pegasus 4.seviye yaratıklar içinde güçsüz kalıyor. ama onunda flyer olması ve hızı avantajı. çoğu ırkın adam gibi tankı yokken dendroid soldier'lar bu ırktaki ikinci bir tank görevi gören birim olarak karşımıza çıkyıor. binasının yapımı ve upgrade'i sadece altın istiyor, ek bir bina ila üretimi arttırılabiliyor, binding özelliği ile vurduğu rakibini savaş esnasında 1 turluğunu olduğu yere çakıyor. yavaş olmaları dışında faydası sonsuz bir eser kendileri. war unicorn ve son seviye yaratığı gold dragon da güçlü üniteler. rampart'ın özel binaları ise muhteşem. treasury her haftanın sonunda sahip olduğunuz altının yüzde 10'unu size kazandırıyor. mystic pool ise her hafta size rastgele bir kaynak veriyor. çok sağlam ırk, tek handikap sağlam okçusu yok, kale saldırılarında ağır kalıyorlar. onun dışında oynayınız çekinmeden.

    tower: vasat üstü ırklardan, çok da sevdiğim bir ırktır. ilk ünitesi master gremlin inanılmaz dandik bir ünite ama range olması artısı. yine de peynir ekmek gibi ölüyorlar. gargoyla fazla kullanışlı olmayan bir flyer, golemler ise fena olmayan bir tank. 4. ünite kalenin ikinci range birimi olan mage'ler. hasar güçleri yüksek, iyi korunurlarsa savaşlarda avantaj sağlayabilirler. bu kalenin son 3 ünitesi ise şahane. master genie hem bir flyer, hem de büyü yapabiliyor. naga queen hasarı çok yüksek sağlam bir 6.seviye ünite. titan ise oyundaki en kuvvetli range birim ve yanlış hatırlamıyorsan tek 7.seviye range birim. kalenin dezavantajı ise her şeyinin çoook pahalı olması. titan oyunun en pahalı ünitesi misal. genel olarak her çeşit resource'a ihtiyaç duyacaksınız. birimlerin çoğu da yavaş. fakat savunma için çok iyiler. hatta iyi kullanılırsa saldırı için de çok iyi bir ırk. solmyr'de bu ırkın herosu'dur, chain lightning atar, can yakar.

    stronghold: güçsüz ama stratejik bir ırk. sevmeyeni boldur ama ben severim. çok ucuzdur, üretimi kolay ve hızlıdır. küçük haritalarda, saldırı için iyidir ama üniteleri genel itibariyle dandiriktir. 6. ünitesi cyclops özellikli bir ünitedir. kale savaşlarında surlara da saldırabilen bir range'dir. son ünitesi behemoth da oyunda 1e1'deki en güçlü ünitedir.

  • erkeklerin ipek pijama takımıyla yatıp sabahları ropdöşambrla dolaştığı bir ülkede cidden garip oluyor bu durum, ben de çok şikayetçiyim.

    siz ne diyosunuz ya? gece yatağa donla giren adam gelip burada pijama giyen kızı eleştiriyor. sen dua et de paçalı donla uyumuyor o kız. adam gibi sevimli sevimli giymiş pijamasını. hayır bir de komik yani. sen boxerınla kol bir yanda bacak bir yanda öküz gibi yatarken kadın, saçı maşalı, yüzü boyalı saten gecelikle mi yatacak?

    az izleyin şu dizileri.