ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hayatı boyunca tek rolle hatırlanan oyuncu
-
necati sasmaz'in direkt olarak bir numaraya yazilmasi gereken liste.
muz
-
1836'da jean françois paujot isimli bir jamaikalı tarafından üretilmiştir.
aslında, kendisi kırmızı ve mavi muz (sadece pişirilerek yenilebilir) üretimi yaparken, bahçesindeki ağaçlardan birinde bulunan muzun sarı rekli olduğunu ve pişirmeden yenilebildiğini farketmiş. muz türleri arasında daha kaliteli bir muz üretebilmek için çaprazlama yaparken, bugün bildiğimiz muzu üretmeyi başarmış.
asıl ilginç olan ise, paujot'ın daha iyi bir muz üretme çalışmaları sırasında bu sarı muzun doğal bir mutasyon sonucu kendiliğinden oluşması. yani bu muz onun çalışmalarının ürünü değil. bugün bildiğimiz tüm muz tarlaları o tek ağaçtan ortaya çıkmıştır. tabi sonrasında çok zengin olduğunu söylemeye gerek görmüyorum.
ayrıca bugün bildiğimiz muzun meyvesi kısırdır. doğal yollarla çoğalamaz.
mesai saatlerinde dışarıda dolaşan kalabalık
-
işsizlik malum, onu geçiyorum.
bu ülkede branş öğretmenleri hafta içi iki veya üç gün işe gidip kalanında izin yapıyor.
sitelerine girin bakın, sadece thy'nin 14 bin küsür uçuş personeli var. siz havalimanına gittiğinizde karşılaştığınız temizlikçiden bankacıya, çek in personelinden oto kiralamacıya kadar herkes vardiyalı çalışıyor.
daha bunun polisi var, askeri var, doktoru, hemşiresi, hasta bakıcısı, gümrükçüsü, güvenlikçisi, gece bekçisi, fabrika işçisi, taksicisi, barmeni, çağrı merkezi çalışanı var. işi gereği dışarıda olan trafik takipçisi, tapu muamelecisi, emlakçısı, kuryesi, postacısı, kargocusu, teknik servisçisi var. istediği saatte işe giden, istediği saatte çıkan şirket çalışanları var. ilaveten baba/koca parası yiyeni, öğrencisi, emeklisi, çocuğuna baktığı için çalışmayanı var, yüzbinlerce göçmen var, turist var...
neye şaşırıyorsunuz bu kadar anlamadım ki.
migros'un gıda takviyesi ve vitamin satışı yapması
-
eczane dışında vitamin satmak yasak mı? hayır. internetten bile satıyorlar.
eczaneler ilaç dışı ürünleri iki katı fiyata sattıklarında sorun yok, bunda mı var?
o ses türkiye
-
yeni tanıştığı güven patlaması yaşayan yarışmacıya "sen" diye hitap eden acun ılıcalı'nın, yarışmacıya "yeni tanışılan birine 'siz' diye hitap edilir, sana bunu öğretememişler galiba. bir davranış bozukluğu var sende." diye ayar vermeye çalıştığı program. al birini vur ötekine. yarışmacı kovulmayı haketti, orası ayrı.
ah keşke biz de acun ılıcalı'yı kovabilsek bu şekilde.
gündelik hayat teorileri
-
"bir evdeki yeterince içbükey her yüzey, yeterince uzun bir süre sonunda kültablası olmaya mahkumdur" --mengus, 28.03.2005, 02:28, sigarasını hard disk'in anti static plastik kutusuna silkerken.
ronaldinho'nun beşiktaş'tan istedikleri
-
(bkz: beşiktaş ronaldinho'da)
telefona 3 bin tl verip metrobüs kullanan insan
-
metrobüs kullandığı için tebrik edilesi insandır. tek başına bir arabayla trafikte yer kaplamamayı tercih ediyor. ha telefon değiştirme konusunda falan vurun kahpeye.
beyaz yakalı şiiri
-
off the record söylüyorum, aramızda kalmalı,
decline ettiğin meeting, büyük bir skandaldı,
haftasonu taskların üzerinden geçmeli,
ömür dediğin yitip gidiyor #beyazyakalı.
2013 yılının tek cümlelik özeti
-
"elbet bir bildiği vardır bu çocukların, kolay değil yoksa bu yaşta ölmek."
olması gerekendir.
burger king'in whopper ürününde at eti çıkması
-
at eti iğrenç değildir. at eti kullanılmasının gizlenmesi iğrençtir. eğer satacaksan söyle bunu.
+bir horse menü lütfen.
-iiihihihhhi
fabio luciano
-
6 mart 2005 malatyaspor fenerbahce maci...
ilk yarı golsuz bitmiş.
uzun süredir deplasman galibiyeti alamamanın baskısı üzerine kilidi açılamayan malatya savunmasının yaydığı bunaltı...
luciano devre arası oyundan alınmış.
duşunu almış, takım elbisesini giymiş.
gelmiş yedek kulubesine oturmuş.
ama oturamıyor..
sicim gibi yağan yağmurun altında durmuş.
ıslanan yüzünde 79. dakikada anelka'nın attığı golun ve 1-0'ın sakat duruşunun verdiği mutlu telaş...
yedek kulubesinin önünde, yağmurun altında, takım elbisesiyle hoplayıp zıplayan futbolcu.
fabio luciano...
en az benim kadar fenerli...
onu hep ekrandaki bu acayip görüntüsüyle,
ve başka güzel,
gördükçe,
"sahada da benim gibi hisseden biri var ya yeter bu bize" diye düşünmemizi sağlayan halleri ile
hatırlayacağım.
ismini sıkı tutacağım ve hiç unutmayacağım.
yolu açık, yüzü hep mutlu, başı hep dik olsun..
çok hata yapmış, çok goller yedirmiş diyorlar... canı sağ olsun...
bu toprağın ekmeğini yedi, suyunu içti.. helal olsun...
gittiği yerlerde seveni çok, alkışlayanı bol olsun..
edit: fenerbahce spor kulubu resmi internet sitesi, luciano'nun 1 yıl daha takımda kalacağını duyurdu.
oysa sezon ortasında luciano'nun bonservisini elinde bulunduran corintians kulubu başkanı, fenerbahce ile yapılan kiralama anlaşmasının yenilenmeyeceğini, bu sezon sonunda luciano'yu takıma geri alacağını söylemişti.
gene de kalsın bu entry.