hesabın var mı? giriş yap

  • benim artık ne söyleyecek sözüm, ne yapılacak yorumum var. bundan sonra siyasi konulara kesinlikle bulaşmama kararı aldım kendi adıma.

    millet haburdan bayraklarla girerken, istanbulun göbeğinde pkk bayrakları asarken "çözüm süreci" diyen hükümet, "kandırıldık" diyen şehir yapılanmasına ve binbir tür bomba imalatı, istihbarata izin veren "valilere dokunmayın dedik" diyen hükümet, terör örgütüyle kol kola olan hdp ama suçlu gene chp.

    "bakara makara"yı chp li bir vekil yapsaydı, milyarlarca doların ses kayıtları chp li vekilin azından kayda alınmış olsaydı, "biz izin verdik çözüm olsun diye, kandırıldık" cümlesini chp kursaydı ne olurdu?

    arkadaş bu ülkenin insanı aklını kaçırmış. bu kadar basit ve net. yağmur yağsa, eşşek ossursa chp den biliniyor. chp çok mu ak pak, ot bok beni ilgilendirmiyor ayrıca, konu da bu değil zaten.

    benim derdim gözüyle gördüğünü, kulağıyla duyduğunu inkar edecek kadar "garip"leşmiş (sanırım en basit en saygılı tanım bu olur) bu toplumda benim söyleyecek bir sözümün kalmadığı.

    ben artık bu olan biteni anlayamıyorum. ben artık insanların bu geldikleri "bizim adamlar ne yapsa doğrudur"culuğu kaldıramıyorum. ben artık bu nefretle baş edemiyorum.

    son olarak üzülerek söylüyorum, çocukken istanbula taşındığımızda malatyadan bizi ziyarete gelecek dedem "ne getireyim sana" diye sorduğunda, toprağını kavonoza koy getir diyecek kadar, her milli bayramda ofisin önüne 5 e 8 bayrak asacak kadar zamanında milliyetçi olan ben, artık kendi insanımı sevmiyorum.

    --- spoiler ---
    chp milletvekili mehmet tüm, nusaybin’de şehit olan uzman çavuş aycan özdilli için dün düzenlenen cenaze töreninde, yanına gelen bir vatandaşın saldırısına uğradı. tüm’ün yanına yaklayan vatandaş, “teröre destek veriyorsunuz, senin bu törende ne işin var” diyerek tüm’e yumruk attı.
    --- spoiler ---

    kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/…mruklu-saldiri-40081122

  • anadolu yakasında tek geçtiğim pastane. ama ben o pastaları sadece yemek istemiyorum. aynı zamanda o minik eklerlere tek tek bastırıp kremalarını fışkırtmak, pastaları tavana atmak, kurabiyelerden şekiller yapmak istiyorum. evet o pastaları yerken attığım stresi, pastaları kurcalayarakta atmak istiyorum. vitrinde ve tezgahta o çeşitleri görünce böylede ayarımı bozuyor bu pastane.

  • haklıdır. hatay'da türklerden çok arap nüfusu var, sen neyden bahsediyorsun? bunlar yarın kendi haklarını aramaya çalışacaklar. evet, ülkenin şu anda resmen bir kurtarıcıya ihtiyacı var çünkü türkiye kendi tarihinden gram kadar ders çıkarmadı. bu kadar cahil bir toplumumuz olduğu için ülke osmanlının son demlerini tekrar yaşar duruma geldi. dış borç, itibarsızlık, ekonomik zayıflık, devlet içerisinde örgütlenme...

  • "van gölüne gitmişem, canavarı görmüşem, canavarı görünce lo, korkudan altıma etmişem"... işte kültür bu. saf, temiz, halkın içinden açan bir çiçek gibi... yıllar önce trabzonspor kafilesinin van deplasmanında karşılaştığı vanlı küçük bir evladımızın trabzonsporlu futbolculara söylediği, van gölü canavarıyla ilgili bir türküydü bu. televole'de izlemiştim. tüm trabzonsporlu oyuncular pek gülmüştü bu türküye. en çok gülen de ünal karaman'dı. kara boğa ünal, çocuğu "hay yaşa aslan parçası" diyerek öpüp tebrik etmişti. bu sevgi dalgası, tezahürat kültürümüzde pek görünmese de yine de bu açıdan yaratıcı insanlarız. peki ya abd'li yiğidolar? onlar da yaratıcı mı? açıkçası genelleme yapamam ama ponpon kızlar özelinde böyle bir yaratıcılığın olmadığını söyleyebilirim.

    yıllar yılı nice abd muvisinde, dizisinde gördüğüm bir takıntı türüdür ponpon kızların harfli tezahürat takıntısı. anladığım kadarıyla abd kolejlerinde okul takımlarını destekleyen amigo kızlar için harf istemenin yeri büyük. bunlar hem harf istiyor hem paso harf heceleyip milletten destek bekliyor. kendimizden örnek verelim:

    "şimdi bana bir e ver. şimdi de bir k ve bir ş. bir de i... ekşi-ekşi-ekşi huuuuuu"

    neyi huuuuu lan neyi huuuuuu? on bin yıl oldu hala tek tek harfleri hecelemekten başka tezahüratınız yok. yok "bana bir d ver, bir de yanına e koy, şimdi bir de t" bilmem ne derken insan kafayı yiyecek gibi oluyor. abd'li yiğidolar nasıl dayanıyor bu zulme anlamıyorum. hadi biz "şimdi bana bir o ver, yanına da bir r koy" falan derken "acaba ne çıkacak lan?" diye bekliyoruz. peki abd kolejlerinde okuyan canolar zaten bilmiyor mu o tek tek sayılan harflerin ne çıkacağını? kendi takımlarının ya da vilayetlerinin, memleketlerinin adı çıkacak işte... belli bir şey. "bana bir t vermeni isttiyorum. harika... ve şimdi sanırım bir de i vermelisin" falan derken seyircilerin "anladık lan anladık... ohio tigers işte" diyerek tepki vermelerini bekliyorum, ama vermiyorlar. vermiyorlar arkadaş inanılır gibi değil, vermiyorlar. abd kolejlerindeki bu tezahürat sorunu çözülmeden, orada okumam kardeşim. ha zaten liseyi falan bitireli beş bin yıl oldu, gitsem de almazlar muhtemelen ama olsun tepkimizi koyalım.

  • bre zır cahiller, sadece geçen yıl 139.500 kişi türkiye'den yurt dışına gitmiş.

    bir de kalkmış diyor ki aldığım duyumlara göre puhaha nasıl oluyor lan o ? mesela her hafta dünyadaki göçmenlik kurumları alfabetik sırayla arayıp da "abi gözünüz aydın, bugün bizim burdan bir türk daha yola çıktı" mı diyor ya da haftalık excel dökümü mü atıyor ? *

    3 yıl önce yurt dışına taşındım. şayet ailem türkiye'de olmasa sanırım kolay kolay tatile falan da gitmem o derece.

    zorluklar kısmına gelecek olursak da;

    yemek gibi bir dert artık yok, avrupa'nın neredeyse her yerinde türkler ve türk yemekleri var. en fazla 1-2 saat yol gidersin sonunda o lahmacuna, dönere, pideye kafayı gömersin kardeşim.

    ırkçılık falan filan denmiş, elbette ülkesine göre oranı değişir ama türkiye'de sokak köpeği tarafından parçalanmaktan, samuray kılıçlı şizofren tarafından yolda doğranmaktan ya da avm'de kekonun birinden durduk yere suplex yiyip de sakat kalmaktan daha acı bir durum değil bu.

    özetle arkadaşlar; 10 kişilik arkadaş çevrenizin bir tanıdığının arkadaşının başına gelen bir olayı kitleleri etkileyen bir şeymiş gibi büyütmeyin. 10 binde 1'dir o. ha bir de siz her yurt dışı dediğinizde yukarıdaki gibi zırvalayanlar olacaktır direkt muhabbeti kesin ve dil öğrenmeye devam edin. dünya çok büyük ve insanca yaşamak herkesin hakkı.

  • kullandığı araç 350 bin euro civarı. onu o hayatından kurtaralım derken, o bizden 20 kişiyi falan işe alıp, ırgat olarak çalıştırabilir.

  • şu hayatta iki şeyi unutamam:

    1) yeni zelanda haber bültenlerinde ilk haberin kırkılmaktan kaçan koyunun bulunmuş olması
    2) iskandinav ülkelerinden birindeki gençlikle ilgili bir belgeselde, kızın tekinin "üzerimizde çok toplumsal baskı var. kırmızı ışıkta karşıya geçerseniz, tüm gözler üzerinize dikiliyor" demesi.

    ışıd, el nusra ile koyun koyuna yaşamak; dibine kadar yolsuzluğa batmışken hesap vermek yerine muhalefeti suçlayan dünyanın en yüzsüz iktidarına sahip olmak; hesapça okumuş yazmış adamların üye olduğu bir forumda evlenmeden 25 kez vurdurmuş kız başlıkları okumak.

    yağni diyorum yağni.

    debe edit: güldünya ve nç'yi unutma.

  • an itibariyle mekke'ye inip, yön tuşlarıyla kabe'nin etrafında yedi tur atmamı sağlamış, sayesinde hacı olduğum program*.