hesabın var mı? giriş yap

  • az once mutfaga gittigimde tezgahta duran kesilmis kasarlari gorunce 10 dakika once yedigim tostun aslinda sade tost oldugunu bir simsek cakmasiyla anlamis olmam..olsun yagli sicak ekmek de guzel..

  • adam otuzsekiz yıl önceki ilkokul öğretmenini parkta görünce utanarak yanına yaklaşır ve "hocam beni tanıdınız mı?" der. ihtiyar adam, ''hayır tanımadım'' der.

    bunun üzerine adam:
    ''hocam beni nasıl tanımazsınız? ben ilkokul öğrenciniz mustafa. sınıfımızda bir arkadaşın saati kaybolmuştu, ben almıştım. siz de 'herkes kalksın ve ellerini tahtaya dayasın, arama yapacağım' demiştiniz. ben utanmış ve çok korkmuştum. sizin ve arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakacağım diye soğuk terler döküyordum. sizden bir komut daha geldi, 'şimdi herkes gözlerini kapatsın.' ortalarda bir yerdeydim. aranma sırası bana gelmişti. saati cebimden sessizce almış, devamında aynı sessizik içinde son arkadaşa kadar aramayı sürdürmüştünüz. sonra bizi yerimize oturtup bana ve hiç kimseye hiçbir şey söylemeden saati sahibine vermiştiniz. büyüdükçe içimde büyüttüm bu davranışınızı. hocam ben şimdi elli yaşındayım. düşünüyorum da şu hayattaki en büyük dersi o gün sizden almışım. her aklıma gelişinde sarsıldım ve her aklıma gelişinde kendimi sizden kalan erdemin koruyucu gölgesinde hissettim.
    çünkü 'utancı bilerek yaşamak korkunç, daha da korkuncu bilerek yaşatmaktır.'
    der edip cansever. hocam işte siz bana o utancı yaşatmadınız. yaşasaydım unutur muydum doğrusu bilmiyorum ama beni utandırmamanızı hiç unutmadım hocam.
    şimdi hatırladınız mı beni?''

    ihtiyar öğretmen yanyana oturdukları banktaki öğrencisine yaklaşarak:
    ''o olayı ertesi gün ben de unutmuştum. şimdi sen anlatınca hatırladım. sizlere 'gözlerinizi kapatın' dediğimde ben de gözlerimi kapatmıştım. o yaştaki
    her çocuğun düşebileceği yanılgıya düşen öğrencime karşı içimde bir yargı
    oluşsun istememiştim. o sen miydin? bilmiyordum nasılsın?''

  • mali'de yaşayan batı afrikalı bir halktır. toplam nüfusun %4'ünü oluştururlar ve nijer-kongo dilini konuşurlar. geçimlerini yoğun olarak tarım ile sağlarlar ve avcılık yaparlar. ağaç ve deri işçilikleriyle ünlüdürler.

    *evlerini kerpiçten ve taştan yaparlar. dogon köyü

    *dinlerinde toprak kutsal sayılır ve din adamları, halk ile toprak arasında iyi bir ilişki sağlamakla yükümlüdürler.

    *mirasta erkek çocuğa öncelik tanınır; evlenen çiftler erkeğin ailesiyle birlikte yaşarlar.

    *çok eşlilik yasal olmakla birlikte, pek yaygın değildir.

    *kendilerine has özel bir dinleri vardır. yaratıcının uzayda yaşadığına ve insanları uygarlaştırmak için bu kabileyi vahiy yoluyla aydınlattığına inanılır. ayrıca dinlerinde bir çok mit ve efsane yer alır.

    *astroloji ve gökbilim hakkında çok gelişmişlerdir. bu bilgileri atalarından öğrendiklerini, atalarının da bu bilgileri uzaydan gelen bilgelerden öğrendiklerini söylerler.

    *sahip oldukları bilgileri sembollerle anlatmışlardır. bu sembollerinin temelinde nommo'lar diye adlandırılan ve dünyayı uygarlaştırmak için uzaydan geldiğine inanılan hem karada hem de suda yaşayabilen varlıklar yer alır.

    *bu halk eski zamanlardan beri mağara duvarlarına ve kayalıklara resim yaparlar. bu resimlerde genellikle insan, hayvan ve bitki figürlerine yer veriyorlar. resimlerinde kırmızı, beyaz ve siyah renkler kullanıyorlar. özellikle tahtadan maskeleri çok ünlüdür.

    *dinlerinde ataları kutsaldır ve ruhlarını kutsayıp, onurlandırmak için çeşitli ritüeller düzenlerler. bu törenlerden birinde ayaklarına bağladıkları uzun sopalar üzerinde dans ederler. bu danslar sırasında yüzlerine maske de takarlar.

  • yanyana olmayan, 2 kişilik oturma yeri boş kalmış minibüs'e carsafli iki kadin binmesi; kadinlardan genc olanin bos yerlerden birisinin yanindaki adama "kardesim sen kalk bakiyim su boş yere otur, biz de buraya yan yana oturabilelim" demesi; adamin "yahu siz bir oraya bir buraya otursaniza" demesi; çarsaflı kadının "ne yani sen benle bu bacıyı elalemin herifleriyle yanyana mı oturtucan?" demesi; bunun üzerine önden bir bayanın dönüp
    "hanfendi bakın, ben 20 dakikadir bu bayın yanında oturuyorum, hala da bana tecavüz etmedi, buyrun siz de oturun" demesi..

  • bana bir anımı hatırlatmış olay. ilkokulu askeriyenin içindeki bir okulda okudum ben. asker çocuğu olmayan benim gibi öğrenciler de okula kayıt yaptırabiliyordu. neyse okulun hemen yanında bir yemekhane vardı arkadaşlarım hep lahmacun alıp yerdi ordan. bir keresinde babaannemden para istemiştim ben de lahmacun yemek istiyorum oradan diye. o da hemen bana para verip ertesi gün gider yersin diye tembihlemişti.öğle arası olur olmaz oraya koştum iki lahmacun istedim ama asker para ile değil fiş falan aldığını söyledi. ben de tam boynu bükük gidecekken oradaki bir asker bana iki lahmacun bir de ayran verdi. ulan ne sevinmiştim. güzel insanlar hep var olsunlar be!
    gerçi daha sonra bu fiş durumunu bilen ve benim askeriye disindan geldiğimi bilen arkadaslarim benim için lahmacun çalmış bu diye öğretmene şikayet etmişlerdi. o asker abi de durumu anlatmıştı. çok yaşa asker abi. bu da böyle bir anımdır.

  • (bkz: başım belada)

    sevdim inanamayacağın kadar seni esmer kız
    kirpiklerimde çırpınan şu tuzlu gözyaşında
    ihanetin adı yok
    neylersin ki çember daralmakta...
    şimdilik hoşçakal yaban çiçeğim
    yasal mermisiyle bir komiser yaklaşmakta...

  • "çocukluğumda hayalini kurduğum gençlik bu değildi." diye değiştirmek istediğim cümle. şu gnctrkcll, vodafone özgür genç reklamlarındaki gençler gibi embesil olmak istiyodum aslında. başka çeşit bi embesil oldum. nasip...

  • iki yumurta kırınca kardeşi kardeşe kırdırıyorum diye düşünüyorum, evet duygusal bir insanım.

  • tartisma/kavga esnasinda akla gelmeyen ama gece yatarken bir an da dank eden,”off bunu diyecektim olm yaa” dedigimiz tum seylerin olay esnasinda aklina gelmesi.

    hep yatarken aklima geliyo,diyemedim diye icimde kaliyor sonra hep ya:(