hesabın var mı? giriş yap

  • bizi biz yapan değerlerden biri olan bu ritüel de kayboldu artık. salon oturmaları sona erdi. artık herkes kendi odasında bireysel tepkisini ortaya koyuyor. aileyi bir arada tutan gizli zincirlerden biriydi.

    elektrik geldiğinde evin çeşitli yerlerinde yakılmış mumları söndürmek için yarışmak da yok artık.

  • fransizca eksi sarap anlamina gelen vinaigre’den turemis vinegar, yani turkcemizdeki sirke; sarabin, elma suyunun veya biranin icindeki ethanolun oksidaysonu sonucu elde edilen bir sividir. yuzde 3-5 oraninda degisen asetik asit icermektedir, bazi sirkelerde tartarik asik veya sitrik asit bulunabilir. asedik asidin oksidasyonu sirasinda bir bakteri olusur ki bunu bilim tarihine ilk gosteren louis pasteur ’dur. sirkenin en yogun kullanildigi yer tabiki yemek pisirme ve tursu yapmak icindir. ayrica zaman zaman temizlik ve saglik icin de kullanilir. evinizdeki acilmamis sirke serin ve karanlik bir yerde iki yila kadar bozulmadan durabilir, acildiktan sonra 3-6 ay arasinda tuketilmesi onerilmektedir. sirke hakkinda bir kac bilgi;
    - sirke etteki protein yapisini bozdugundan, et marine ederken en son kullanilmasi gerekmektedir.
    - yemek pisirirken kalori derdiniz varsa balzamik gibi keskin sirkeleri tercih edin.
    - sirke yapisi geregi aliminyum, demir ve bakir kaplari bozabilir; sirkeli yemek yaparken yada sos hazirlarken paslanmaz celik, cam, emaye, plastik veya tahta kaplari kullanin.
    - ta anneannelerimizden kalma bir baska bilgi de yumurta ve sirke ikilisinden gelir. yumurta haslarken kabugun kirilmamasini ve kolay soyulmasini istiyorsaniz, haslama suyuna bir kasik sirke biraz da tuz koyun derler.
    - sebze yemeklerinizde sebzelerin rengi bozuluyor yada pisme suresini ayarlayamiyorsaniz yemek suyuna bir damla sirke katin. boylece sebzeleriniz renklerini koruyarak pisecektir. benim uyguladigim yontem; sebzeleri doradiktan sonra 2 olcek limon suyu, 2 olcek sirke, bir tas su karisiminda biraz dinlendirip daha sonra pisirmek. tabagimin icinde turuncuyu, yesili, beyazi canli gormek beni mutlu ediyor.

    bir suru cesidi vardir, bunlar ulkerin damak zevklerine gore farklilik gosterir. bilinenlerden baslayalim, sonra da ne kadar sirke cesidi varsa tanimaya calisalim istedim;

    malt sirke
    tabiki en cok ingiliz ve amerikalilarin bu sirkeyi fish and chips icin kullandiklarini biliyoruz. peki neyden yapilir? arpanin icindeki nisasta ogutulerek sekere dondurulur, bu sirada sekerden cikan mayali bira ayrilir ve bekletilerek sirke elde edilir. bu islem biraz uzun ve maliyetli oldugundan, kolayini asetik asidin karamel yardimiyla renklendirilmesiyle de yapilabilir. illa evde yapacam para vermeyecem diyenler icin; normal sirke bir kapta kaynatilir, goz karari bir sekerimiz karamelize edilir, sirke kaynadiktan sonra azar azar karamele karistirilir, istenilen kivam elde edilince ev yapimi malt sirke bir siseye konur, bekletilir, soguyunca kullanima hazirdir.

    sarap sirkeleri
    kanimca en guzel sirkelerdir, boyle kokusu aromasi bir baskadir, lakin dikkatli kullanmak gerekir, bol bol degil pit pit dokulmelidir. beyaz ve kirmizi saraptan yapilir. en cok kullanildigi ulke bira cenneti olan almanya’dir (sarap deyince insanin aklina fransa, italya geliyor tabi). kalitesi sarabin yilina gore degisir. bir de sampanya sirkeleri vardir, adi ustunde sampanyadan yapilir, en cok tatlilarda kullanilir. ayrica yer mantari ve fistikla yapilan salata sosuna konur ki boyle insan dunyanin en guzel salatasini yedigini dusunur. bir de ispanyollarin saraplarindan yaptiklari sherry vinegar vardir ki, tatli bir tadi ama malesef tuzlu bir fiyati vardir. meshur yemeklerden biri olan portakalli ordek icin kullanilir.

    elma sirkesi
    en cok tuketilen sirkelerdendir, elma suyu yada elma puresinden elde edilir. icindeki asit orani dusuktur. kanada’da belli bir asit oraninda uretilmesine izin veriliyormus (bunu ilk defa duydum). beyaz ve kirmizi etleri marine etmek icin kullanilir.

    beyaz sirke
    beyaz sirke/@lalolu
    (ukteydi doldurdum)

    balzamik sirke
    milyonlarin sevgilisi olan italya’da modena’da yapilan, aromasi yoguni bir sirkedir. mutfaklarda 20.yy’da kullanilmaya baslanmistir. en karmasik yapimli sirkelerdendir, evde yapialcak gibi degildir. herseyden onemlisi fici icinde uzun sure bekletilmesidir. fici deyip gecmemek lazim cunku sirasiyla kestane, kiraz ve ardic agacindan yapilmis ficilarda bekletilir. beni de bekletseler oyle ficilarda ben de birseye benzerim diyesi gelir insanin. bu sirke nerdeyse her amac icin kullanilir; salatalar, sebze yemekleri, beyaz-kirmizi eti marine etmek, hatta tatlilarda bile. pahalli olan siseler gunumuz fiyatiyla $100’dan satilmaktadir, bunlar 12 yil ficilarda bekletilmis sirkelerdir.

    pirinc sirkesi
    bu konuda pirinc sirkesi/@celikmetre yi okumak gerekir. ayrica balik corbalarinda veya dip sos olarak kullanilan bir sirkedir.

    hindistancevizi sirkesi
    yurdum insanin uzaktan yakindan alakasi olamdigi, guneydogu asya mutfaginin (ozellikle filipinler ve bazi hint yemeklerinde) kullandigi bir icattir. hindistancevizinin icindeki ozsudan yapilir (kullanmadim, bilmiyorum. markette satiliyor ama henuz alip bir yemek denemesi yapmadim).

    seker kamisi sirkesi
    yine uzak diyarlardaki mutfaklarin (populer ulke filipinler) kullandigi, amerika (louisiana) ve fransa’nin icadi olan bir sirke cesidiyle karsilastik. koyu sari ve kahverengi turleri mevcuttur (kullanmadim, bilmiyorum. markette satiliyor ama henuz alip bir yemek denemesi yapmadim).

    uzum sirkesi
    canim ulkem turkiyemde uretilen sirkedir. orta dogu mutfaklarinda kullanilir. ayrica boreklere, hamur islerine bir kac damla katilir boylece boregimiz pisince kitir kitir olur.

    bira sirkesi
    hemen akla almanya, avusturya ve hollanda gelir; cunku bu ulkelerde uretilir. ayni sarap sirkelerinde oldugu gibi yapildigi biraya gore kalitesinde farklilik gorulur. acaba efes’le yapilsa nasil olur sorusu akillara takilir.

    cesnili sirkeler
    meyvelerden ve baharatlardan (ozellikle kekik) yapilan sirkeler bu gruba girer. boyle sirkeden cok basli basina bir sos kivamindadirlar. evde yapabileceginiz sirkelerdir, ana madde olarak beyaz sirke veya beyaz sarap sirkesi tercih edilip icine damak zevkinize uygun baharatlar koyabilirsiniz. bunlardan en kolayi cranberry sirkesidir. suyuna uzum sirkesi damlatilarak elde edilir. ayrica baharatli sirkeler de kolay yapilir. bol sarimsak, kirmizi sivri biber, kereviz yapragini bir siseye doldurun, uzerine istediginiz bir sirkeyi (uzum veya beyaz sarap sirkesi olabilir) ekleyin, agzini sikica kapatip bir kac gun dinlendirin, sonra kullanin.
    meyve sirkelerine gelince, istediginiz bir meyveyi (mango, cilek, bogurtlen, kirmizi erik, meksikalilarin cok kullandigi ananas) blender yardimiyla pure haline getirin. bir siseye bosaltin yine icine beyaz sarap sirkesi koyun, yalniz bu meyve sirkesini yaptiginiz gun tuketmenizde fayda var. kirmizi etleri marine etmek icin kullanabilirsiniz.
    kaynaklar
    (http://www.foodsubs.com/ , kendi mutfagim, her gun saatlerimi harcadigim marketler)

  • aynı egodan ambulans ekiplerinde de var. ay herkes beni sevsin, bana yol versin tripleri, artistik tepe süsleri vs. patlama, bekle, değil mi yaa?!
    edit: gelen mesajların gösterdiği sonuç: bu mecrada ironiden anlama oranı %95'lerde...%5 de sağolsun, varolsun. sokak hayvanlarını unutmayalım bu arada çünkü kar artıyor, durum vahim. allah yardımcımız olsun.

  • 5 ocak 2017 izmir adliye patlamasında şehit düşen trafik polisimiz.

    bu ülkenin hainleri de kahramanları da bitmiyor.

    vatan sana minnettardır.

  • bu sorunun tek cevabı var, o da sirius black. tartışması bile kabul edilemez.

    bazıları bu soruya remus lupin, severus snape ya da fred weasley cevabını verir ama hayır, gerçekten bahtsız olan kişi sirius'tu. remus hayatının çoğunu acı içinde geçirdi ama ailesi tarafından seviliyordu ve hayatının son döneminde mutluluğu buldu. evli ve çocuklu bir kahraman olarak öldü. hele severus snape hiç değil. evet, ailesi onun tercihi değildi. evet, lily onu seçmedi ama kendisi bir ölüm yiyendi ve hak ettiği azkaban'ı boylamak yerine dumbledore'un desteğiyle yırtarak özgür bir şekilde yaşadı. hayatının son iki yılında çok istediği karanlık sanatlara karşı savunma öğretmeni ve hogwarts müdürü oldu. öldüğünde de harry, onun bir kahraman olarak anılması için her şeyi yaptı. fred weasley ise sevgi dolu bir ailede doğdu ve hep sevgiyle büyüdü. ölümü hem hp evreni hem fanlar için bir yıkımdı ve hep sevgilye hatırlanacak.

    oysa onların aksine sirius gerçekten de gün yüzü görmedi. ilk talihsizliği karanlık büyü düşkünü, kuralcı, sert ve baskıcı bir ailenin parçası olarak dünyaya gelmesiydi. ailesinin fikirlerini hiçbir zaman paylaşmadı. her zaman onlarla çatışma halindeydi. sevilmeyen çocuktu. sürekli kardeşiyle kıyaslandı ve istenmeyen evlat ilan edildi. öyle ki kendi annesi aile ağacındaki portresini bizzat elleriyle uçurdu. daha on beş yaşında ailesinden kaçmak zorunda kaldı.

    hogwarts'tan mezun olduktan sonra arkadaşlarıyla mutlu olabilirdi belki ama james çok erken evlenerek odak noktasına ailesini koydu. en yakın arkadaşıyla arasına lily ve harry girdi. üstelik daima savaş içerisindeydiler ve çok kısa sürede zümrüdüanka yoldaşlığı'nın birçok üyesini kaybettiler. sevdiği insanların, arkadaşlarının ölümünü izledi.

    üstelik bu arkadaş dediği kişilerden biri ona ihanet ederek 12 yıl azkaban'da yatmasına neden oldu. tek amacı arkadaşlarına yardım etmekti ve sonucu hapishanede bitti. masum bir adam olarak 12 yılını hapishanede geçirdi. bu da yetmezmiş gibi kendini en yakın arkadaşının ölümünden sorumlu tuttu. zira kılkuyruk'un sır tutucu olması fikrini o ortaya atmıştı. amacı ise "ne de olsa en yakın arkadaşı olduğum için herkes benim sır tutucu olduğumu düşünür ve benim peşimden gelir. beni sıkıştırıp büyüyle söyletseler bile sır tutucu olmadığım için arkadaşlarımı tehlikeye atmam" fikriydi. yani sirius, sırf arkadaşları yaşasın diye kendi hayatını hiçe saydı. karşılığı da hapis ve vicdan azabı oldu. evet, snape de vicdan azabı çekti ama bu vicdan azabını dışarıda, özgür bir adam olarak çekti. 12 yıl hapis yatmadı.

    sirius'un hapishaneden kaçması bile "ben masumum, burada olmamam gerekir" düşüncesiyle değil, vaftiz oğlunun tehlikede olduğu fikriyle oldu. kendini değil, harry'yi düşünerek azkaban'dan kaçıp kılkuyruk'un peşine düştü.

    tam harry ile yeni bir hayat kurup mutlu olacakken kılkuyruk kaçmayı başardı ve sirius kaçak hayatı yaşamaya başladı.

    kaçak hayatı da pek parlak gitmedi. zümrüdüanka yoldaşlığı'nda herkes aktif olarak çalışırken ona "gereksiz adam" muamelesi yaptılar. sevdiklerine yardım etmek isterken payına kenarda oturmak düştü.

    talihsizliği burada da bitmedi. harry'yle kolay iletişim kurmak için hediye ettiği ayna kenara atıldı. harry, sirius'un hayatını kurtarabilecek o nesnenin ne olduğunu ancak o öldükten sonra öğrendi.

    ölümü de çok büyük şanssızlıktı. vaftiz oğlu olacak harry, sirius'un ona verdiği aynayı kullansaydı tuzağa düşmeyecekti. sirius da onu kurtarmak için canından olmayacaktı.

    bitti mi sanıyorsunuz? bitmedi. hayatını doğruluk ve iyilik için adamış, her türlü bencillikten uzak, diğer karakterler gibi "kendi tercihiyle" asla kötü yola sapmamış, sevdiği insanlara yardım etmek için hapsi, kaçak hayatı ve ölümü bile göze almış, en sonunda da hayatını harcamış bu kişi büyücü dünyasında bir "kahraman" olarak değil, "kaçak bir ölüm yiyen" olarak anılıyor. şimdi söyleyin bana, var mı daha şanssızı? iyiliğinden, cesaretinden ve doğruluğundan asla taviz vermeyen biri olarak sirius'un bahtına mutluluktan uzak bir hayat ve kaçak bir ölüm yiyen olarak anılmak düştü.

  • wifi ve bluetooth ayarlarının denetim merkezinden kapanmadığı kısmen doğru. ancak bunun doğru nedenleri var ve kullanıcı açısından en ufak bir sorun yaratmıyor.

    ayrıntılı açıklamak gerekirse, bu sistemlerin arka planda açık kalması aşağıdaki özelliklerin sorunsuz çalışması için gerekli.

    - airdrop
    - airplay
    - apple pencil
    - apple watch
    - continuity (örneğin handoff)
    - ınstant hotspot
    - location services

    peki bu durumda wifi kendi kendine yeniden bağlanmaz mı? cevap hayır. yeniden bağlanması ve kablosuz ağ araması için aşağıdakilerden birisinin gerçekleşmesi gerekiyor.

    - wi-fi'ın denetim merkezinden aktif hale getirilmesi
    - ayarlar menüsü üzerinden bulunan bir wi-fi ağına bağlanma komutu verilmesi
    - bulunulan lokasyondan ayrılıp başka bir yere gitme
    - yerel saatle sabah 5 olması
    - cihazın kapatılıp açılması

    aynı şekilde, bluetooth'un aktif hale gelmesi için gerekenler.

    - bluetooth'un denetim merkezinden aktif hale getirilmesi
    - ayarlar menüsü üzerinden bir bluetooth cihaza bağlanma komutu verilmesi
    - yerel saatle sabah 5 olması
    - cihazın kapatılıp açılması

    yani, anlayacağınız, denetim merkezinden wifi ve bluetooth kapatılmışken sadece airdrop, airplay, apple pencil, apple watch, continuity, ınstant hotspot ve location services için bu özellikler geri planda kullanıma hazır halde bekletiliyor.

    eğer bu sayılanlardan birisini kullanacaksanız zaten apple'ın yaptığı bu değişiklik sizin yaşamınızı kolaylaştıracaktır. eğer bunlara işiniz düşmeyecekse zaten ortada bir sorun yok demektir, çünkü geri planda bağlanacak hat veya cihaz aranmadığı, ve gelen diğer bağlantı taleplerine cevap verilmediği için ne bir güvenlik açığı, ne de pilin boşa harcanması gibi bir şey söz konusu olmayacak. olan biten basının ve fandroidlerin en ufak araştırma yapmadan pireyi deve yapmaları.

    kaynağından daha fazla bilgiye ulaşmak isterseniz aşağıdaki linkten bütün detayları okuyabilirsiniz.

    use bluetooth and wi-fi in control center with ios 11

  • bir venezuelalı'nın st.petersburg'da(rusya) 10 dk içinde çıkarttığı pasaporta gözümle şahit olduktan sonra, hala çıkıp "devletin ne suçu var amuğa goyyum" şeklinde beyanat verenlerin suratına tükürmek istediğim kriz bu.

    zaten dünyanın en pahalı pasaportu ulan devletinin sana reva gördüğü 40 sayfalık defter. sen hala nasıl olur da bunu savunursun. nasıl olur da bunu normal bir şeymiş gibi göstermeye çalışırsın be hey dürzü!

    senin devletin değil mi bu 40 sayfalık defteri "değerli evrak" statüsünde sana satan, senin devletin değil mi 40 sayfalık defter için neredeyse bir aylık asgari ücret talep eden, senin devletin değil mi bir de çıkıp "pasaport bitti, dağılın lan!" diyen..

    senin devletin arkadaşım senin devletin! benim devletim değil bu, senin devletin. eğer sen hala çıkıp bunu normal bir şeymiş gibi göstermeye çalışıyorsan, yok firmanın bilmem neyi filan diyorsan senin devletin, benim değil!

    o zaman devlet çıksın yine aynı değerli evrak statüsündeki hazine bonolarına da bitti desin ya? demez di mi, diyemez. çünkü neden, çünkü soyulacak kaz çok. daha durun vatandaşın cebindeki 10 kuruşu almadı bu devlet.

    unutma arkadaşım unutma!

    seyahat özgürlüğü bir lüks değil, insan hakkıdır. sen eğer buna devlet olarak maddi-manevi engel oluyorsan en büyük suçlusun. eğer vatandaş olarak da sessiz kalıyorsan da onun yandaşısın ve suç ortağısın.

    başka hiçbir şey değil..

  • bu kitap ve serisini özetleyen bir diyalog şudur:

    bir fifty shades hastası arkadaşla konuşulmaktadır. arkadaş ilk kitap iğrenç olsa da sonraki kitapların çok romantik olduğundan bahseder. hele son kitap o kadar hüzünlü ki ağlamaktan helak oldum diye devam eder. o sırada başka bir arkadaş durur mu, yapıştırır cevabı:

    neden? artık kalkmıyor muymuş, yapamıyorlar mı?