hesabın var mı? giriş yap

  • evli gamer çiftimizin erkeğinden, ilk çocuklarının doğumundan sonra paylaşılan çekirdek aile fotoğrafıyla birlikte geliyor:

    - player 3 has entered the game. hoşgeldin oğlum.

  • herkes gibi benim de oynamaktan kendimi alamadığım oyun.

    sayesinde 4 günde 4 kilo verdim. günlük ortalama adımım 25 bin. neyse geyiğimizi yaptık, eğlendik. şimdi sırada ufak çaplı bir rehber var. çevremdeki insanlarda gördüğüm kadarıyla çoğu kişi oyunun stratejilerinden bihaber.

    bir gym'e gidiyoruz. orada bir çok insan var. "hadi bu gym'i alalım." e alalım da orada su pokemonu duruyor. sen gittin ateş pokemonu attın. oldu mu şimdi? işte bu karmaşayı gidermek adına bu rehberi oluşturma kararı aldım. önceden oynadığım pokemon fire red'den kalma dökümanlarımı buraya aktarmak istedim.

    pokemon türleri:

    normal
    ateş
    elektrik
    su
    çimen
    buz
    zehir
    dövüş
    toprak
    uçan
    hayalet
    psişik
    böcek
    kaya
    karanlık
    ejder
    çelik
    fairy

    mesela herkesin gönlünde taht kuran charizard'dan başlayalım. yani ateş pokemonundan.

    ateş

    burada görüldüğü üzere ateş türündeki pokemonlar sadece çimen,buz ve böcek türü pokemonlara karşı avantaj sağlar. su, toprak, kaya türü pokemonlara karşı dezavantajlıdır. yani gidip toprak türü pokemona karşı ateş türü pokemon atarsanız bu tatlı dugtrio sizin charizardı ham yapar. siz de "oyunda bug var herhalde" dersiniz.

    sırayla diğer avantaj, dezavantaj tablolarını vereceğim.

    normal
    elektrik
    su
    çimen
    buz
    zehir
    dövüş
    toprak
    uçan
    hayalet
    psişik
    böcek
    kaya
    karanlık
    ejder
    çelik
    fairy

    burada fairy'nin rolü büyük. yani jigglypuff. bu bıdık, ejder türüne karşı avantajı olan ender pokemonlardan.

    not: eğer bir pokemonun 2 türü varsa (örneğin golem: kaya/toprak) 2 türün de avantaj ve dezavantajlarının toplanır.

    sadece tek bir türe ait pokemonların avantaj, dezavantakları bir tabloda şematize edilmiş hali.

    savaşmak için gittiğiniz gym'lerde olup sizde olmayan dolayısıyla türünü bilmediğiniz pokemonların tür bilgisine pokedex yardımıyla ulaşabilirsiniz.

    bu tablolara bakıp kendinize güzel bir takım oluşturabilirsiniz. sürekli kullanacağınız yenilmez bir 6'lı.

    (bkz: burada yapılmışı var)
    ateş
    su
    elektrik
    dövüş
    toprak
    uçan
    bu desteyle psişik ve hayalet türü hariç tüm pokemonları yenebilirsiniz. psişik ve hayalet türü de destenize ekleyeceğiniz bir karanlık pokemonuna bakar.

    evet ben oyunları ders çalışır gibi defterime not tutarak oynayan bir manyağım.

    yalnız burada bir detay var. pokemonların türleri kadar skillerinin türleri de önemli. mesela yukarda psişik ve hayalete karşı karanlık türü önemli dedik. ama karanlık türünü ara ki bulasın. onun yerine karanlık skilli olan herhangi bir türü bulabilirsin.

    pokemon go özel bölüm:

    kendi pokemonlarımı neye göre biriktirdiğimi, geliştirdiğimi göstereceğim. şuan 16 levelim. bunlar da pokemonlarım. gördüğünüz gibi sadece 33 tane pokemonum var. bunun nedeni cp yüzdesi düşük pokemonları biriktirmemem. cp oranı düşük olanları direk prof. oak'a gönderiyorum. örneğin buradaki pokemonun cp'si iyi sayılabilir. 60-70 cp'li bir magikarp yakalarsanız hiç uğraşmayın direk oak'a gönderin. stardust kolay kazanılmıyor. başlangıçta bunu bilmiyordum. ilk bastığım rapidash 450 cp idi. daha sonra 540'lık bir ponyta yakalamamla aydınlanmam bir oldu.

    stardustlarınızı sadece yenilmez 6'lınızı daha da güçlendirmek için harcayın. zehirmiş, börtü böcekmiş hiç stardust kullanmayın. zaten gerek de yok. sadece ateş, su, elektrik, dövüş, toprak, uçan. şimdi diyeceksiniz ki "o kadar anlattın ettin, hadi su pokemonu bulamadın yok. peki o hypno neyin nesi?"

    hypno'm. görüldüğü üzere psişik pokemonlarına karşı avantaj sağlamak güç. sadece 3 tür, psişiğe karşı üstün. bir gym aldığınızda oraya psişik pokemon koymanız sizin avantajınıza. ayrıca yukarıda da bahsettiğim gibi bir pokemon seçerken sadece türüne değil skilline de bakmalısınız. hypno bir psişik pokemon olabilir. ama bendeki hypno'nun hayalet skilli mevcut. özetleyecek olursak: bir başkasıyla girdiğim hypno vs hypnoda o bana 1/2 gücünde vururken ben ona 2x gücünde vuracağım. yani 4 katı. tabi bunlara dikkat etmeyen biri yine "oyunda bug var herhalde" diyecek. (oyunda sadece 2 tane hypnom oldu. 2'sinde de hayalet skilli var. umarım tesadüftür. ama siz işin özünü anladınız.)

    bug'sız oyunlar dileğiyle.

    edit: "neden golbat'tan pidgeot'tan 2 tane var?"
    çünkü oturduğum yerde 100'lerce zubat ve pidgey çıkıyor. hem onları yakalayıp stardust ve exp alıyorum hem de bir gym'i aldığınızda oraya bir pokemon bırakmanız gerekiyor. kendi takımımı yukarıdaki dengeleri gözeterek oluşturduğum için onlardan birini bırakmam mümkün değil. dolayısıyla elimde fazla olan pokemonlardan birini bırakıyorum.

    edit: eevee'nin evrimi üzerine etrafta birçok söylenti var. insanlar klan renginizin evrime etkisi olduğunu düşünüyorlar. yani eğer mavi klandaysanız vaporeon; sarı klandaysanız jolteon; kırmızı klandaysanız flareon olacağını düşünüyorlar. ama bu yanlış. ben kırmızı klandayım. (bkz: team valor) benim bıdık eevee, jolteon oldu.

    tütsü: bazı insanlar "tütsü yaktığınızda durun" , bazıları ise "daireler çizin" diyor. toplamda 15 tütsü kullandım. bunlardan en fazla verimi, yarım saatte 12 pokemonla hızlı hızlı yürüdüğüm zamanlarda aldım. durunca gelme sıklığı azalıyor. en azından benim oturduğum yede böyle.

    her tip pokemonu (en iyisinden en kötüsüne) bol bol yakalayın. yolda pokemon görüp almamak olmaz. size zarar. şöyle ki: her pokemon en kötü 100 xp, 100 stardust verir. ayrıca atıyorum 100 tane rattata yakaladınız. 25 tane rattata şekeri ile evrimleşir. evrimleşirken 500 xp veriyor olması lazım. hatta 2 kere evrimleşen pokemonlar ilkinde 500, 2.sinde 1000 xp veriyor. xp bizim için çok önemli. kendi levelinize göre çıkan pokemonların cp'si artıyor. yanımda 6-7 level biri olduğunda ona 60-70 cp'lik ponyta çıkarken bana 400-500 cp arasında çıkıyor.

    oyundaki en iyi taktik pokemonu doğru yerde aramak. ankara'da oturan arkadaşlar için: 1 hafta evinizin çevresinde dolanacağınıza 1 gün kızılay'da dolanın. (bkz: güvenpark) ama gelmeden en az 150-200 poketopunuz olsun. yoksa yetişemiyorsunuz. parkta dipdibe 6 tane pokestop var. neredeyse 7/24 6'sında da lure module var. ve yakındaki büfelerde telefon şarjmatikleri var. kızılay'da 2 saat durun. sonlarına doğru lucky egg basın. ve öyle evrim geçirtin. o 500-1000 expler 2 katına çıktığında gerçekten güzel level kasıyorsunuz.

    ekşişeyler editi: gören herkesin dalga geçtiği oyun defterim sonunda halka açıldı. insanlara ve insanlığa hizmet edebilecek.

    bakmanızda fayda var: (bkz: #61812895) içine birçok link ekledim.

    - hangi skille sahip pokemonu evrimleştirmeliyim?

    bir yukardaki satırda paylaştığım linkte pokemonların ulaşabilecekleri max cp'leri de mevcut. oraya bakarsanız düşük levellerde pokemonların skillerinin çok bir önemi olmadığı fark edeceksiniz. oyundaki en önemli şey bir an önce level kasmak. bu sayede max cp'ye ulaşma süreniz artacak. max cp'ye yaklaştığınız zaman skill detaylarına geçebilirsiniz. o aşamaya kadar hızlı hızlı evolve ve exp kasmakta fayda var.

    son olarak trainer kodum: 7534 8502 4639

  • sanirim herkes hoslandigi, begendigi kisilerle bulusmus ama ben bu deneyimi en yakin arkadasimla yasamistim.

    12 yasinda bi sims forumunda (bkz: simaniac com) tanismistik. bir iki seneye, artik ne konustuk, nasil yakinlastik cok hatirlamasam da, yakin arkadas olduk. internete girdigimde ilk yaptigim msn'i acip online mi diye bakmak olurdu. aramizda 4 yas vardi ama en az benim kadar cocuksuydu, muhabbetimiz cok cocuksu ve tatliydi. sanki kardesimle konusuyormus gibi hissediyordum. birlikte super kahraman oldugumuzu hayal ederdik, ayni online oyunlari oynardik, ayni animeleri izlerdik, tanistigimiz forumdaki insanlari cekistirirdik. okulda da cok yakin arkadasim vardi ama onu en az okul arkadaslarim kadar cok seviyordum, baskalariyla paylasamadigim seyleri onunla paylasiyordum.

    sonra ben liseye gectim, o universiteye gecti. ben lise 1 ve 2de cok arkadas edinemedim, diger arkadaslarim da baska liselere gitmisti. kendimi yalniz hissediyordum. o ise universitedeki bolumunden memnun degildi, cift anadal yapmaya calisiyordu, dolayisiyla cok fazla calismasi gerekiyordu. ben cok mutsuzdum, onun da mutsuz oldugunu tahmin ediyorum, cok belli etmezdi boyle seyleri. okuldan doner donmez internete giriyordum, msn'de saatlerce konusmak icin can atiyordum. okuldakilerin ergen muhabbetlerinden sonra birlikte yaptigimiz cocuksu muhabbetler bana cok iyi geliyordu.

    derken lise 3'e gectim, hala okulda kendimi yalniz hissediyordum. 6 senedir arkadastik, artik en yakin arkadasim olmustu. hep ergenken soyledigimz bir sey vardir ya "beni en iyi anlayan oydu" diye, benim icin o insandi. fakat ben ankara'da yasadigim, o istanbul'da yasadigi icin hic bulusmamistik. o senenin temmuzunda bir dugun icin ilk kez istanbul'a gittim, hemen bulusma karari aldik. birlikte benim kaldigim otelin cevresinde dolandik, ozsut'te tatli yedik. bır suru fotograf cekildik. ikimiz de biraz utangactik fakat cok eglendik. yolda annemlerle karsilastik, annem ve babamla tanisti. annem "seninle yasit gibi duruyor, dedigin kadar cocuksu ve neseliymis" dedi onun icin. o gun uzulerek ayrildik.

    dort ay sonra bir gun, sebepsiz yere okuldan kacip eve geldim. msn'e girer girmez ortak bir tanidigimiz bana bir link atti. linki actim. linkte arkadasimin okula giderken trafik kazasi gecirdigi, kamyonun altinda ezildigi ve hayatini kaybettigi yaziyordu.

    o gun hem hafizama kazinmis, hem de surekli agladigim icin biraz bulanik. annemin "keske o gun sizinle karsilasmasaymisim, o kizla tanismasaymisim" diyerek benimle birlikte agladigini, abimin beni alip ozsut'e goturdugunu, orda birlikteyken yedigimiz tatlidan yedigimi hatirliyorum.

    uzerinden 5 sene gecti, onun vefat ettigi yastan 1 yas buyugum. hala arada onu animsatan bir sey oldugunda aglayabiliyorum. fakat bunun disinda onu dusundugumde hep gulumserken buluyorum kendimi. oldugune uzulmektense onu tanimis oldugum icin, bana kattigi seyler icin mutlu oluyorum.

    en cok da o olmeden once bir kez olsun gorusmus oldugumuz icin mutluyum. o gun utanip haber vermesem, o da uc saat otobuse binip yanima gelmese bir zamanlar en yakin arkadasim olan insani hic gormemis olacaktim. ve hayatimin o donemiyle ilgili bir seyler hep eksik kalacakti.

  • "iyilik yap denize at" demişler ama atamadım. dayanamayıp anlatacağım. kardeşim maltepe'de orhangazi ilköğretim okulu'nda sınava giriyor. saat 9:20'de okula geldik sohbet ediyoruz.
    "hayatın bu sınava bağlı değil, rahat ol" geyikleri dönerken anons yapıldı, öğrencilerin sınıflara girmesi gerektiği söylendi.
    öptüm, gaz verip yolladım. elimde kahve ile girişin karşısına oturdum, velileri bahçeden şutlayacakları saati bekliyorum.
    aksiyon burada başlıyor...

    feryat figan bir kız binadan fırladı 'anneeee' diyerek haykırmaya başladı. koşarken bir taraftan da 'orhangazi değil osmangazi' demez mi?
    saate baktım 09:44, kız okulun önünde hüngür hüngür ağlıyor, annesi de ağlamaya başlamaz mı?
    yemin ediyorum bana bir haller oldu. bir an her şeyi unuttum, bildiğin hayatımın amacıymış gibi yerimden fırladım.
    50 metre koşup kızın elinden giriş belgesini aldım, adresi haritada bulup beklemelerini söyledim.
    araba 300 metre mesafede, ben günde 2 paket sigara içiyorum ve hayatımın deparını atıyorum.

    arabanın ilk sahibi sakarya il emniyet müdürü, 2. sahibine satarken çakarları sökmüşler ama siren duruyor.
    dörtlüleri yaktım, sireni çalıştırdım saniyeler içinde okulun önündeyim.

    kız ve annesi arabaya atladı, 7 km yol ve 10 dakikadan biraz fazla zaman var.

    7 milyar insanın önünde konuşma yapsam dudağım titremez ama adrenalin varille salgılanıyor.

    ve evet, 09.58.
    okula bir girişim var, padişah saraya böyle girmemiştir.
    kız sarılıp öyle öptü ki, master card reklamı aklıma geldi.
    "paranın satın alamayacağı şeyler vardır, gerisi için onemliuyarilar"

    umarım başarırsın canım, iyi şanslar...

    edit: düzeltme

  • basın özgürlüğüdür. ifade özgürlüğüdür, sorun yoktur. ama ak-it'lerin amacı mizah yapmak, bir şeyi eleştirmek, ya da sadece güzeli aramak değil, sadece insanları sinirlendirmek. aferin ak-itler. hll spr dvm.

  • bizim şirketteki kızların ekseriyetle çoğu böyle. şirketteki erkeklerle ev fiyatları, araba fiyatları, döviz, borsa, nereye yatırım yapmalıyız gibi konuları konuşurken. bu kızlar sadece nereye gitsem, ne giysem, bak aşırı pahalı markadan ne aldım veya yaa iphone 15 çıktı benim iphone 14 eskidi yaa diye ağlarken görüyorum. işin komik yanı, bu iphone 14ü eskiyip 15 almak isteyen arkadaşın 2 katını kazanan arkadaşımda iphone x bende de iphone 11 var. anlayacağınız bu kızların gelecek kaygısı yok. para biriktirme derdi yok. ne kazanıyorsa anlık harcıyor çünkü beklenti de yok onlardan. iki gün sonra evlenmek istediğinde çocuğa soracağı ilk şey evin araban var mı olacak ama kimse ona sen şimdiye kadar kazandığın parayı ne yaptın diye sormayacak.

  • 9 günlük bayram tatili için annemler, amcamlar ve kayınvalidem kendilerine gelmemi bekliyordu. anneme, kayınvalidemde kalacağımı; kayınvalideme, amcamlara yazlığa; amcama, memlekete annemlere; eşime, kızlarla adrasan'a; kızlara da eşimle palamutbükü'ne gideceğimi söyledim.

    9 gün boyunca evde saklandım, hiç dışarı çıkmadım.

  • kullanıcı profilinden troll olarak işaretlediğiniz yazarların sadece mesajlarını almamakla kalmıyor, yazdıkları entry'leri de görmüyorsunuz. o kişi sizin için sözlükten uçmuştan farksız oluyor. beter oluyor. bedbaht oluyor. kısmeti kapanıyor.