hesabın var mı? giriş yap

  • ey gidi, 90'ların efsane markalarından biriydi bu. peki neydi, ne oldu?

    packard bell, 1990'larda popüler olan bir kişisel bilgisayar markasıydı. şirket, nihayetinde başarısızlığına yol açan bir dizi zorlukla karşılaştı. düşüşünün nedenlerinden biri kişisel bilgisayar pazarındaki artan rekabetti. 1990'larda pazar, dell, hewlett-packard ve ıbm gibi birkaç büyük oyuncunun hakimiyetindeydi. pazar daha rekabetçi hale geldikçe, packard bell'in rekabet etmesi zorlaştı.

    packard bell'in başarısızlığının bir başka nedeni de kişisel bilgisayar pazarının değişen doğasıydı. 1990'ların sonunda ve 2000'lerin başında pazar, packard bell'in ana odak noktası olan masaüstü bilgisayarlardan dizüstü bilgisayarlara kaydı. şirket bu değişime yeterince hızlı uyum sağlayamadı ve sonuç olarak pazar payını kaybetti.

    son olarak, packard bell, sonunda ölümüne yol açan mali zorluklarla da karşılaştı. şirket, bir dizi farklı sahip tarafından satın alındı ??ve kar elde etmek için mücadele etti. sonunda packard bell bu zorlukların üstesinden gelemedi ve iflas etti.

  • artık formatını değiştirmesi lazım gidrek sıkıcı olmaya başladı. bence juriyi yarasa gibi yukardan sarkıtmalılar. sesi beğenirlerse de başlarının üstüne düşsünler.

  • adam terörist ise müracaat sırasında adaylığını reddedersin, kaç yerden olur alınıyor aday olana kadar, fakat seçildikten sonra yapılması adalet duygusunu sorgulatıyor... akp buradan da puan kaybetti.

  • nasıl ki soma katliamından sonra akp soma'dan birinci parti çıkmaya devam ettiyse, havai fişek fabrikasının patlamasından sonra da sakaryalılar yine ampule basacaklar. çünkü bu insanlar allahçı, reisçi. belki reisçilik allahçılıktan önce geliyordur, bilemeyeceğim. çünkü reis camiye gel dese hepsi gider, allah gel dediğinde gitmiyorlar diye biliyorum. her şeyin allahtan geldiğine, sınandıklarına inanıyorlar. olacağı varsa olur kafası yaşıyorlar. teknolojik imkan olsa da anüslerinde havai fişeği doğrudan patlatsa müsiad tayfa, dağda 3-5 pkklı kaldı dayanın, denildiğinde yine ses etmeyeceklerdir. bu insanları sıradan bir seçmen olarak değerlendirmek hata, hasta hepsi, sosyolojiden, politikadan ziyade tıbbın araştırma alanına giriyorlar. bunu samimi söylüyorum.

  • şehirlerarası yolculukta muavin gelip "ne alırdınız" diye sorduğunda yanınızdaki adam kahve veya çay alırken sizin hala kola veya meyve suyu aldığınızı fark ettiğiniz an.

    hele kahveyi alan adam "kek istemiyorum" derse sıkıntı daha da büyüyor. keksiz yapamam çünkü, kek önemli.

  • yazıklar olsun, şu ülkede insanların kavga etmeden gülüp eğlenip şarkı söylemesini sindiremediler. kavga yok, gürültü yok, sapkınlık yok, ahlaksızlık ensest yok. yeni türkiye’ye ters geldi tabii.