ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
fatih terim'in denizbank'a paraları ödeyin demesi
-
sıfırdan zengin olmanın yöntemini buldum arkadaşlar.
banka müdürü arkadaşım var. şimdi bankaya gidiyorum. kendisine kuruş para vermeyeceğim. a4 kağıdına 100 milyon dolar teslim ettiğimi yazıp kaşeleyip imzalayacak.
sonra bankaya gidip 100 milyon doları ödeyin diyeceğim. banka 100 milyon doları ödemeli. çünkü a4 kağıdına kaşe kahvehanede basılmadı. yurdum insanını fakirlikten kurtaracak olan bu yöntemi icat eden tarator hocaya sevgiler, saygılar.
türkiye'nin girişine yazılması gereken söz
-
(bkz: olay yeri girilmez)
israil'de yapılan covid-19 bağışıklık araştırması
-
saldım çayıra mevlam kayıra tipi bağışıklık yani, ne yapalım doğal bağışıklık gelişsin diye covid olup ölelim mi? ölen 60 bine yakın kişiyi ne yapıcaz bu arada? ya sabır...
edition: "saldım bayıra" idi "çayıra" olacakmış düzelttim. "caysizhayatbos" a teşekkür ederim.
edit 2: ilk entryinin sahibi saygıdeğer (!) yazar, süper bir bilim aşığı olduğunu edit ile hakaret ederek kanıtlamış, kendisini nezaketi nedeniyle tebrik ediyorum.
ingilizce'de patlıcana eggplant denmesinin sebebi
-
arkadaş, yıllardır ingilizce'yle haşır neşirim, hatta ve hatta yıllardır ingilizce öğretiyorum, ben sadece şekli sanıyordum bunu, "bu ne olum, yumurta bitkisi nedir lan, böyle bitki ismi mi olur anasını satayım?" diye düşünüp duruyordum.. lakin öyle değilmiş işte..
bu patlıcan sebze midir, meyve midir artık ne ise, olgunlaşmadan önce bildiğin yumurta oluyormuş, çok geç fark ettim..
şunlara bak;
bildiğin
yumurta
lan
canım
benim..
artık garip gelen eggplant değil, patlıcan.. hakikaten, patlıcan nedir lan?
debe görevi: şunlara da bakacakmışsınız;
(bkz: kemik kanseri muhammet kardeşimize yardım ediyoruz)
(bkz: minik damla için yardım kampanyası)
en keyifsiz anlarda pollyanna olan yakın arkadaş
-
- naber abi nasılsın keyifsiz gördüm seni ya?
- sorma ya dibi gorduk sınavda, 19 almışım...
- hadi ya ortalama kaç?
- 45... standart sapma da 18..
- 3 puan 5 puan yüksek olsa d olcak not abi o, bir soraki sınava iyi çalış, kasarsan a bile gelir...
(1 ay sonra)
- vay kanka nasısın ya... niye suratın asık?
- abi ikinci sınavından 14 aldım ya... keşke rapor alsaymışım
- abi olur mu, asıl rapor alsaymışın kalırmışın... finale kasacaksın şimdi bak!
- daha neyine kasayım yahu?
- finalden 90'ı çaktın mıydı, hoca ne dicek? vaaay dicek... sana b'yi vermicek mi?
- vericek mi?
(1 ay sonra)
- koçero, naber? mutsuzsun, final nasıldı?
- bok gibi...
- hep öyle gelir abi... bak ama herkesin kötü geçmiş.. ortalama 20 filan çıkar o sınavda
- diyosun..
- tabi abi... bir 25 alsan c bile gelir o ders sana!
(1 hafta sonra)
- abi niye neşesizsin noldu?
- çakmışım dersten.
- ...
- eee?
- ne eeesi?
- bişey demeni bekliyorum?
- yarrağı yemişsin abi daha ne diyeyim?
- ulan ulan ulan...
ölen de öldüren de kürt ben niye özür dileyeceğim
-
ölen arap öldüren arap olunca hüngür güngür ağlayan cumhurbaşkanı beyanı.
korsan içerik indirip ak parti'ye hırsız demek
-
(bkz: oo beyin alırım bi dal)
adam ciddi ciddi başbakan da çalmış ama sen de çalıyorsun bağlamış. şu entryi tayyip erdoğan'a okutsa bilmem neredinde çift hatlı otoyol açar lan. sen bana hırsız mı diyorsun diye?
aptallığın en güzel tarafı da bu... hakketen sınırsız lan...
mantığın ciddi ciddi şu lan farkında mısın? başbakan çaldı ama sen de film indirdin. dağılabiliriz o zaman.
(bkz: şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söyler)
ne alacağını anlamadan bakkala giden çocuk
-
eğer ki algıda büyük bir problem yaşamışsa, dünyanın en saçma talebinde bulunabilen çocuktur.
apartmanın altıncı katında oturan yaşlı teyze sokakta oynamakta olan bana seslenir:
- evladıııım; bana bakkaldan '...' alır mısın?
- ne aliiim?
- '...' oğlum '...'
- ne kabıııııı?
- '...', '...!!!!' al bu da parası!
- ne kabuğu yaaaaa anlamadım ki (mırıldanarak tabi)
- kısa olsun unutma!
teyze kağıt parayı mandala sıkıştırıp atar, sarı bir paraydı ama miktarını hatırlamıyorum. parayı alıp bakkala giden ben, çekingen ve ne dediği kendi kulaklarım tarafından bile anlaşılmayan bir ses tonuyla:
- abi balkabağı var mı?
- ne?
- balkabağı abi, kısa olcakmış
- yok be evladım, bakkalda ne işi olsun balkabağının
- tamam abi hayırlı işler
sokağa dönen ben, sepetini salmış balkabağını bekleyen teyzeye;
- teyzeeeee balkabağı yokmuuuuuş???
- ne balkabağı oğlum, maltepe maltepe, kısa maltepe alıcaksın
- heeee tamaaaam (bozuntuya bile vermeden)
şimdi düşünüyorum da;
balkabağı lan balkabağı...
hangi insan evladı bakkala gidip balkabağı ister, ulan?
o değil de, balkabağı dediğimde bakkalın suratındaki ifadeyi hatırlıyorum da.. :)