hesabın var mı? giriş yap

  • gezi'de dolar 1.70'den 1.90'a çıktı diye anamızdan girdiniz, bacımızdan çıktınız. şimdi 3.25, nerden başlayalım küfretmeye? o zamanlar kimse doların yükselmesi ekonomi için çok iyidir, çok de güzeldir geyiği yapmıyordu. ne oldu ha? ne oldu?

    ekonominin içine ettiniz mutlu musunuz akpliler?

  • altında derin ve karmaşık bir dizi psikolojik faktörün yattığına inandığım korkunç bir his. duşakabinimizin su sızdırmaya başlaması, kombimizin titreye titreye çalışması, buzdolabımızın optimus prime 'a dönüşmesi gibi nedenlerle eve çağırdığımız tamirci karşısında neden çaresiz hissederiz kendimizi? neden sürekli ona yaranmaya çalışırız? neden "ustacığım bir şey lazım mı?" diye sorarız sürekli? o bir cerrah titizliğiyle işini yaparken hissettiğimiz gerilimin sebebi nedir? neden eve gelen usta bizden "kullanılmayan, böyle eski, pis bir bez" ya da "şöyle küçük bir iskemle" istediğinde heyecanlanırız?

    çocukken evde bozulan her elektronik alet karşısında "sen mi oynadın lan bununla?" diyen bir baba, hiç anlamadığımız bir konuda tamirata gelen adamın çıkaracağı masrafın belirsizliği, bir şeyi tamir ettirmenin getirdiği mutsuzluk ve gerilim hissi... hepsi ama hepsi bu suçluluğun nedenleri arasında sayılabilir. mamafih akılda tutulması gereken bir başka neden de bazı tamircilerin eve sıradan bir insan, normal bir tesisatçı şeklinde gelmek yerine sorgu meleği kılığında gelmesi olabilir. adam sizinle öyle bir konuşur ki ezilir büzülürsünüz. sizi sorgular da sorgular... sorun ondan önce gelen tamirciler ya da ustalardır. bu asabi ve kıskanç usta tipi adamın ruhundaki suçluluk hissini arttırır.

    - usta sorun neymiş?

    - kime monte ettirdiniz siz bunu?

    - valla eve taşınırken ustalar baktı...

    - ....

    - ne olmuş abi?

    - olacağı olmuş işte... işi bilmeyen adam bunu ekseriyetle böyle monte eder. bunu kompile yanlış monte etmişler...

    - tüh ya...

    - masraftan mı kaçtınız siz?

    - yo...

    - masraftan kaçarsanız böyle olur işte...

    - abi kaçmadık masraftan...

    - geçen bir başka yerden çağırdılar... duşakabini takar takmaz hadi selamunaleyküm... sular alttan banyoyu basmış... masraftan kaçmayacaksın, ustasını bulacaksın...

    - valla bilemedik abi... masraftan da kaçmadık ama...

    - kaçmayacaksın masraftan...

    - yok abi kesinlikle kaçmadık zaten...

    ***

    bu ne lan? yecüc mecüc gelse daha iyiydi... usta mısın csi dedektifi misin? kaçtım masraftan evet... ucuzu tercih ettim... allah belanı versin senin... zona oldu her yanım stresten, gerilimden... evet masraftan kaçtım... evet arkadaşlarla biz monte ettik onu... biz monte ettik... anlıyor musun biz... ucuz olsun istedim çünkü... masraf çoktu, artmasın istedim... suç mu? suç mu bu? amacın beni ağlatmak mı, üzmek mi? özür dilerim tamam mı usta... tamam mı? özür dilerim... allah kahretsin özür dilerim... yeter artık üstüme gelme... ühühühühühühühüh.... ya şimdi yazarken bile fena oldum... sanırım devam edemeyeceğim. burda keselim lütfen...

  • bakın reklam yapacaksanız bu gibi firmaların reklamlarını yapın. hep boykot çağrısı yapıyoruz o markaya bu markaya diye.

    bir kere de vatansever firmaları destekleyelim ki sermaye bizde kalsın.

    starbucksları zengin ettiniz elit görüneceğiz diye. algilarınıza türk malı kötüdür diye yer ettirdiniz!

    hayır efendim hayır. türk malı iyidir. türk malını desteklersek daha zengin bir toplum olabiliriz. tabii ki içimizde de var kötüler. işini iyi yapmayanlar. ama yapana da destek gösterelim.

  • aradımda bulamadım, hiç bahsedilmemiş ama program ocak 2007'de daha o zamanlar spurs'te r.c. buford'ın asistanı olan sam presti'yi konuk etmişti. bu olay, türkiye'de bir basketbol programının o zamanlar çıkabileceği peak seviyeydi.

    sam presti o aralar çeşitli nba takımlarının gm pozisyonu için teklifler alan, spurs formasyonundan geçmiş parlak bir yönetici adayıydı. programa gelmesi buyuk olaydı, zaten hido'nun spurs sezonundan bağlantısı ile binbir uğraşla geldiğini tahmin edebiliyordum. adamı kanlı canlı izleyip takımların saha dışında business kısmını, kurguyu dile getirişini keyifle dinlemiştim.

    o program sonrası kıt ingilizcemle salary cap nedir diye araştırdığımı hatırlarım... ufuk açmıştı adam bende. emeği geçenlerin nba severler için böyle buyuk bir olayı yaşattıklarından dolayı kalplerde yeri ayrıdır.

    sam presti'de tam 5 ay sonra seattle supersonics gm pozisyonuna başladı. 1 sene içinde takımı oklahoma'ya taşıdı ve oklahoma city thunder'ı kurdu felan. business tarafı dedik ya o yıllardaki yüksek draft haklarıyla kevin durant, russell westbrook, james harden, serge ibaka'yı felan drafttan seçip günümüzde hala kafaya oynayan...

    hey gidi günler.

  • bak bak bak

    uluslararası process bağlamında para değilmişmiş.

    garanti bankası çalışanlarına da, uluslarası standartlarda maaş ödüyor dimi?
    o yüzden bizlerden euro bazlı etf ücret alıyor dimi .mınoğlu?

    savunanı gondiklesinler dediğim ücrettir.

  • "kürt oğlu kürdüm seni burada yaşatmam"diyor adam. şırnak'ta değil hem de. balıkesir akçay'da. türkiye'nin 30 sene sonrası için önemli veriler içeren bir haber.

  • isaac newton'un leibniz'e yazdigi calculus ile ilgili bir mektupta bir bulgusunu aciklarken kullandigi bir kripto.

    bu yazimi "aaaaaa cc d e ff iiiiiii eeeeeeeeeeeee lll nnnnnnnnn qqqq rr oooo ssss ttttttttt uuuuuuuvvvvv x" sekline donusturup ardindan anagram olabilecegini fark edip sonrasinda "data aequatione quotcunque quantitates involvente fluent, invenire fluxions: and vice versa" olarak latince dizmeyi akil eden insana da leibniz adi verilir.

    ben bi soda açayım bari.

  • "soğan, yağ ve salça üçlüsüne ne katarsan kat yemek oluyor. buna rağmen yemek yapamayan kız bırakın da evde kalsın."

  • bir daha yazalım: şehit cenazelerinin düzenlemesini devlet yapar. yani normal bir cenaze töreni değildir, 'organizatörü' devletin kendisidir. k.kılıçdaroğlu bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanıdır dolayısıyla devlet adamlığı kimliği vardır. cenaze törenlerine katılıp katılmaması kendi inisifiyatindedir. kimse bu konuda telkinde bulunamaz. yani bu konuda aslında ailenin de diyecek bir şeyi yoktur.
    zorunlu edit: sabahtan beri mesaj alıyorum aileye hakaret ettiğim söyleniyor. ben kimseye hakaret etmedim etmem de. verdiğim cevaplardan birinde de dediğim gibi bu troll tayfası toplumun bir 'millet' mi yoksa 'yığın' mı olmasını arzuluyor. buna bir cevap verip ona göre yazmalarını rica ediyorum.

  • kazanırken sadece onların kazandığı, kaybedince hepimizin kaybettiği, ya herro ya merro şeklinde yönetilen bir ekonomi modelini uygulayan hazine ve maliye bakanı açıklaması... allah gani gani belanızı versin.

    bu arada onlar hiçbir zaman kaybetmiyor. hani yanlış anlaşılmasın, kendisi hep beraber kaybedeceğiz dediği için cümleye nebati'nin demecini ekledim. mesela bugün merkez bankası 1 milyar dolarlık satış gerçekleştirdi ve bu dördüncü müdahalesi. bu 1 milyar doları kim aldı mesela? daha önceki 3 müdahalede alım yapanlarla bugünkü alımı yapanlar arasında aynı kişi var mı?

    ayrıca mb'nin net döviz rezervi eksilerdeyken kimin parasıyla piyasaya müdahale ediliyor? bugün dolarını sattıkları, yarın çıkar ver benim dolarlarımı derse merkez bankası nereden çıkarıp verecek o dolarları? şu olay bir şirketin başına gelse bankruptcy durumu meydana gelir. bakın benim alanım ekonomi değil ama biraz bilirim. işletme okurken econ 101 verdiler. şu yapılan bildiğin kumardır ve adam dalga geçer gibi bitersek hepimiz biteceğiz gibi fantastik ve talihsiz bir açıklama yapıyor. yemin ediyorum kafayı yiyeceğim.

    ve yine faiz indirecekler. tüm bu olanlara rağmen, faizi çıkıp tekrar indirecekler. halkın alım gücü falan kimsenin umrunda değil. asgari ücret 5000 olsa 1 ay sonra yine %20 düşecek alım gücü.

    daha çok şey söylenir de neyse. size oy verenlerin ve sizin allah belasını versin.