hesabın var mı? giriş yap

  • tanıyorum ben bunu. adı erdal. kireçburnunda bakkal işletiyor. paraya karşı inanılmaz bir sempatisi var.

  • chuck 1. sezon 3. bölüm

    chuck ajan olarak cıktıgı ilk görevinde bir sanat acık arttırmasındadır ve bir resimin basında hos bir bayanla resim hakkında konusur :

    hbb : güzel bir resim
    chuck : evet güzel resim tabi *
    hbb : evet güzel.
    chuck : kendine has özellikleri var. bob ross'un etkileri var sanki.
    hbb : bob ross??
    chuck : hani trt' de cıkan ressam varya
    ...

  • - ham madde ve sömürge arayışı.
    - ingiltere ve almanya arasındaki ekonomik rekabet.
    - silahlanma yarışının hızlanması.
    - fransız ihtilalinin getirdiği milletçilik akımının etkisi.
    - fransızların alsas-loren bölgesini almanlardan geri almak istemesi.
    - devletlerarası bloklaşma.
    - avusturya’nın ve rusya’nın balkanlar üzerindeki çıkar çatışmaları.
    - siyasi birliğini geç tamamlayan almanya ve italya’nın siyasi dengeleri değiştirmesi.

  • sıkıntılı bir evliliğin son demleri.
    allahın günü evden kovuyor filan. para yok pul yok, sığınacağım kimse yok. düşmanıma bile dilemediğim bir kardeşim var, kocamdan beter. kocam almaya geldiğinde tıpış tıpış geri dönmek zorunda kalıyorum. onur gurur yerlerde.
    yaklaşık 3-4 yıl kadar sürdü bu durum. iş bulamadığım için boşanamıyorum, aile evine sığınamıyorum, aşağılanıyorum, psikolojim dibe vurmuş.
    kpss'ye filan girmiş, atanamamıştım.
    açıktan atamalar vardı, adliyenin sınavına başvurdum.
    hiç kızmayın, döne döne referans aradım, bulamadım.
    yaradana emanet girdim mülakata.

    açıklanan 55 kişilik nihai listenin 55.sırasında ismimi gördüm. mucize kısmı bu.
    evraklar toparlandı, istenen belgeler ayarlandı filan, başlayış yapmanız için çağıracağız dediler, başladım beklemeye.
    durdular durdular, tam da doğum günümde çağırdılar, memuriyete girişim doğum günümde oldu. bu da doğaüstü olan kısmıydı.

    kimilerinin beğenmediği, basit, değersiz bulduğu o kıytırık memuriyet benim hayatımı kurtardı. kelepçelerimden, mecburiyetlerimden, ezilmekten kurtardı. o beğenilmeyen üç kuruş maaşım beni zalime minnet etmekten kurtardı. doğum günüm ikinci kez miladım oldu.

    15 yıldır hem doğum günümü, hem mesleğe girişimi kutlarım. doğum günümde aldığım terfim en güzel doğum günü hediyemdir 15 yıldır.
    ekleme: ilk debem. çok teşekkür ediyorum.
    kocamı boşadım. aile evine de donmedim. kardeşimle iletişimi kestim. kimseye minnet etmeden sıfırdan hayatımı kurdum. muhteşem bir hayatim var.

  • (bkz: canım kardeşim) hastalığını öğrenen kahraman ile arkadaşı arasındaki konuşmadır benim için.

    -bana bak, sana bir şey söyliyim mi?
    -söyle
    -kimseye söylemek yok ama!
    -iyi ya söylemem.
    -yemin et bakiyim.
    -valla billa söylemem.
    -ben ölücekmişim.
    -ne var oğlum bunda yemin ettiricek?
    - hiiiiç..ama abimle halit abim “duydun mu?”
    diye bağırdılar akşam bana. ben de korkudan “duymadım” dedim.
    -sen sahiden ölürsen bilyeler nolucak?
    -ne biliyim ben.
    -bana versene?
    - iyi ya, ölünce abimden alırsın.
    -yaşşa ulan.

    edit: son cümle eklendi. @hamsikola ve @gunebakandolmakalem'e uyarıları için teşekkürler.

  • dün gece bir işaret istedim. bu sabah penceremden içeri ayet el-kürsi kartpostalı uçtu, aynı anda da telefonuma kıbrıs casinolarından birinden sms geldi. hmmm, çelişkili mesajlar alıyorum...

  • evlenen insanın bakmakla yükümlü olduğu kişiler ortaya çıkar. en basitinden bir erkek, evlendiği eşinden mesuldür. aynı şekilde kadın da erkeğin dışarıya karşı hareketlerinden, eylemlerinden yarar-zarar göreceğinden onları kontrol altında tutmak ister.

    fevri bir canlı olan insan, kararlarını alırken tek başınaysa daha atak, saldırgan olabilir. ama biriyle hayatını birleştirmiş bir erkeğin-kadının eskisi kadar agresif ve atak olması beklenemez. hele bir de çocuk dünyaya getirmişlerse iyice pasifize olurlar.

    yani kısaca, sadece kendinizden mesulseniz toplumda "çıkıntılık" yapma ihtimaliniz çok yüksektir ve özellikle bizimki gibi toplumlarda bundan hiç hoşlanılmaz. yalnız erkeksinizdir ve toplumun boyun eğdiği şeylere ses çıkartırsınız, tepki gösterirsiniz. yalnız kadınsınızdır ve toplumun size biçtiği rolden çok daha fazlasını veya farklısını benimsemiş, toplumun istemediği derecede başarılı olmuşsunuzdur.

    işte toplum bu "baş ağrısından" kurtulmak için "iki özgür ruhu birbirine zincirleyerek" dizginlemeyi amaçlar. sonra da aman oğlum-kızım, ailen var. evde seni bekleyen var. karışma, ses çıkarma, boyun eğ telkinleri ile sizi mevcuda mahkum kılarlar.

    onlar mevcudun değişmesi için çaba göstermemişlerdir. böyle bir çabaları hiç olmamıştır. öyle ki bunun farkında dahi değillerdir. ve tıpkı maymun deneyindeki gibi, kimse onlara düzeni değiştirmek istedikleri için zarar vermemiş olsa dahi eski korku masallarını dinleyerek, size de aynı masalları anlatarak sizi vasatlığa mahkum ederler.

    işte bu sebeple insanlar evlendirilir veya buna zorlanır. evlenen birey işyerinde patrona, trafikte işini düzgün yapmayan memura, markette önüne geçen hanzoya, yüksek sesle müzik dinleyen üst komşuya, hükümete tepki göstermez.

    çünkü evinde bir ailesi vardır ve dikkatli olması gerekiyordur.

  • chp bundan secim malzemesi yapmaya kalksa sonucu “cehape islamci teroru besliyor” olur. hatta bu beceriksizlik ile canli canli yakilan askerlerimizin sorumlulugu da ustlerine kalir.

    trump delisinin “obama’nin olume yolladigi askerlerimizi sag salim eve getiriyorum, boklu isleri de baskasina yaptiriyorum” tivitidir.

  • ülkede ne kadar it kopuk, sapık, katil, hırsız, pedofili, tecavüzcü, sadist varsa ipini kopardığı gibi eller cepte islık çalarak ininden çıkmış cirit atıyor. yeni türkiye tam olarak böyle irin dolu bir cehennem çukuru. bunu inkar edenler ise çukurun merkezinde yakaladıklarını içeri çekmek için ağız suyu akıtan gören körler, ve duyan sağırlar.