hesabın var mı? giriş yap

  • şu tweette görülen ibretlik ayardır. demirtaş'ı melek gibi gösterenlere de kapak olmuştur ayrıca.

    debe: artık bi gelenek oldu en begenilenlere girdikten sonra gezi parkında ölen kardeşlerimizi anmak. doğrudur onları da unutmamak lazım ama algı operasyonlarıyla unutturulmaya çalışılan şemdin sakık'ın bir grup pkk'lıyla tezkeresini alıp evine dönen mehmetçikleri kurşuna dizmesi, dağlıca ve aktütün katliamı gibi bu eli kanlı örgütün yaptığı katliamları da unutmayalım. nitekim gidişat unutturulmaya çalışıldığı yönünde.

  • illa diyorlar ki bize küfredin. küfredince de içeri atıyorlar. dostum sizin sorununuz nedir ha?

    vergileri düşürün, devletin en ufak harekette kestiği haraçları azaltın, biz de kenara koyacak para bulalım. nasıl fikir?

    tek bir tane başınızı sokacak evi olan birinden bile vergi alıyorsunuz. sanki evimizin olması bizim suçumuzmuş gibi. o evi almak için on binlerce lira kredi alıyoruz, o kredi üzerinden bankacılık sistemi ve bsmv gibi vergilerle siz kazanıyorsunuz. evden kdv alıyorsunuz, haraçtan beter tapu harcı alıyorsunuz. yetmiyor evi aldıktan sonra da kapımızı emlak vergisi için her yıl iki kere çalıyorsunuz.

    1 araba almak istesek size de ortalama 2 tane alıyoruz. vasat bir marka bile tercih etseniz, sırf dizel otomatik diye, ne bileyim park sensörü falan var diye bir yerlerden uydurup koyduğunuz fiyat sınırının üzerine çıktığı anda fahiş vergiler bindiriyorsunuz (o sınırı geçmeyen leş bir araç alırsanız da %45 ötv + %18 kdv alıyorsunuz zaten). üstüne bir de her yıl yine kapımızı iki kere çalıp mtv adı altında haracınızı kesmeye devam ediyorsunuz. akaryakıttan norveç kadar vergi alıyorsunuz. kendimize 1 litre benzin alınca cebimizden 4 litrelik benzin parası çıkıyor.

    beyaz eşya gibi temel bir ihtiyaçtan bile, sanki evimize buzdolabı olması lüksmüş gibi ötv kesiyorsunuz. insafızlar, arlanmazlar; 100 yıl öncesinde mi yaşıyoruz ki evde buzdolabı olması, çamaşır makinesi olması lüks olsun?

    seyahat özgürlüğümüz sözde var, pasaport harçları ayarsızca yüksek. diplomatik itibarımızın içine ettiğiniz için sadece vize başvurusu için bile yüzlerce tl cebimizden çıkıyor, ona girmiyorum.

    maaşlı çalışanın emeğini, daha parası cebine girmeden çalıyorsunuz. asgari ücretten bile %15 vergi alıyorsunuz. kimsenin gerçekten alın teriyle çalışıp biraz para yüzü görmesine izin vermiyorsunuz. 6000 lira brüt maaşı olan bir bordrolunun temmuz ayından aralık ayına cebine giren para 3800 tl! nereye gitti o 2200 tl? o 2200 ile bizim adımıza tasarrufu yapıverin sayın bakan!

    bunlara rağmen tasarruf etmeye çalışan biz zavallıların bankadan elde ettiği her 100 lira faiz gelirinden 15 lira, her 100 dolar faiz gelirinden 18 dolar para kesiyorsunuz.

    paralarımızı acımasızca örtülü ödeneklerle, seçim kampanyalarıyla, makam araçlarıyla, fahiş maaşlarınızla ve sosyal haklarınızla, süper emekliliklerinizle yiyip bitiriyorsunuz. ve hala ağlıyorsunuz vatandaşımız kenara para koymuyor diye.

    sayın bakanım,

    olsa dükkan sizin (olmasa da sizin ya neyse). ama yok. vallahi yok. olanı zaten alıyorsunuz elimizden. daha harcayamadan devletin cebine giriyor zaten. lütfen fantastik beyanlarınızı durdurun ve huzur verin bize.

  • ben rakamlardan durumu pek anlamiyordum, sonra ankara'nin 2. buyuk ilcesinin buyuk bir hastanesinde epey sure randevu bekleyip nihayet gidebildigim gun sadece 1 tane gastroenterolog oldugunu gordugumde durumu anladim.

    danisikli dovus mudur, kabul edilebilir kayip midir bilmem ama turkiye, savasa girip neredeyse kiyma makinesinden gecirilmis ukrayna gibi bir jenerasyon hediye etti avrupa ve abd'ye. birbirinden koklu fakultelerden zehir gibi doktorlar, bilgisayar muhendisleri, elektrik ve makine muhendisleri, endustri muhendisleri, matematikciler istatistikciler fizikciler, hem dogrudan piyasa hem de akademi anlaminda adamlara sifir maliyetle dunyalari hediye ettik.

    dogumundan yetismesine 0 kurus katkida bulunduklari binlerce odtulu, itulu, bogazicili, hacettepeli, ankara tipli vs ogrenci ulkelerine girdi, mortgage kredilerine girip ev aldi, araba aldi, para da sistemden cikmamis oldu boylece. vergilerini verirler, suc islemezler, kamu hizmetlerine katki saglarlar, firmalara fayda saglarlar... dunyanin en karli ticareti amk. kar marji %500, hatta yetmez %1000.

    belki de reflumu cozecek hoca su an dusseldorf'ta cocuklarinin cantalarini hazirlamis sabah kindergartena birakacagi saate alarm kuruyor. kaliteli nufus ihracati - kalitesiz nufus ithalati kadar buyuk bir hainlik olamaz. asml olacak ulkeyi don dikme pazarina cevirdiler cebirle.

  • "fwd: çok önemli lütfen okuyun!!! avrupa bor yataklarımızı 99 yıllığına kiraladı!!!!"

    - abi sen bu kızla ne kadar çıkmıştın?
    - 5 ay...
    - hahahahahah
    - gülme lan!

  • istiklalin girişinde ki şansoyunları kuponu bileti satan kadın yıllardır aynı ses tonu ile

    bu aakşam cekliyoo bu akşaam

  • kuryenin tepkisini tebrik etmemizi gerektiren olay.

    bütün gün paket dağıttıktan sonra akşamüstü böyle saçma bir olayla karşılaşsam böyle sakin kalabilir miydim acaba ? gerçi yüz ifadesinden o an hangi sülale mensubunu andığını görebiliyoruz ama yinede verdiği tepki, sakinliği takdir edilesi.

  • benim kedim kendi başına dört kat aşağıya iniyor, apartman kapısı açıksa dışarı çıkıyor, mahallenin kedileriyle oynayıp esnafı ziyaret edip geri yukarı çıkıyor. kapı kapalıysa birinin açmasını bekleyip o kişi daha ne olduğunu anlamadan jet hızıyla aradan sıvışıyor.

    kedimi hem bana hem de kapıcımıza şikayet ettiler. tırsıyorlarmış.
    tamam anlıyorum, korkabilirsin ve ben artık kedimi kendim indirip kendim çıkartacağım ama ben geçen gün 41 numara ayakkabı büyüklüğünde fare gördüm merdivenlerde. ondan niye kimse tırsmıyor? onu niye kimse şikayet etmiyor?

  • bu adam son 20 yılda iddia ettigi tezlere, verdiği demeçleri bakarak söylüyorum gelişmiş medeni bir ülkede yemin ederim meczup diye kimse ciddiye almaz iş vermez, kız vermez, askerlikten muaf tutarlar

  • nehir'in annesi beşiktaşlıdır ve kızıyla tezahürat yapmaktadır.

    anne: siyah!
    nehir: beyaz!
    anne: siyah!
    nehir: beyaz!
    anne: en büyük!
    nehir: beşiktaş!
    anne: hadi bir daha. siyah!
    nehir: ya ben pembe demek istiyorum artık!

  • en son böyle biten bir ilişkimde,

    her bitti denildiğinde toparlamak için uğraşıyordum.
    ok dedim,

    kız tarafı tabi böyle bir hareket beklemiyordu benden,
    aylarca konuşmadım, o koştu bu sefer. ama bitmişti artık.
    o bitiremedi.
    seneler geçmişti yine de biteremedi.
    ama ben o gün bitirdim.

    şakaya gelmez bu işler, kızlar.
    sakız çiğner gibi yaşamayın aşkınızı.

  • video yeni değil, eski. iş bırakma eyleminden önceki video. konunun iş bırakmayla alakası yok. provakatör yazar işbaşında. yazarı sibere şikayet ettim.

  • ilgili babaların çocuklarının akranlarına göre çılgınca avantajlı olduğu 5 şey

    1- baba zekayı artırır

    aktif bir baba, çocuğunuzun duygusal zekasını ve problem çözme yeteneklerini artırmasını sağlar.

    bu bir öngörü değil. bilimsel bir gerçek.

    aktif babalarla yetiştirilen çocuklar, sözel ve matematik testlerinde daha yüksek puan alma eğilimindedir ve okulu bırakma veya çocuk suçları işleme olasılıkları daha düşüktür.

    2- kendine güvenli olur

    bir babanın çocuğuna verdiği duygusal destek paha biçilemez bir hediyedir.

    çocukların kendilerine ne kadar değer verildiğini ve sevildiklerini anlamalarına yardım ederler.

    destekleyici babaları olan çocukların yüksek benlik saygısına sahip olmaları ve genellikle daha mutlu ve kendinden emin bireylerdir.

    ayrıca stres/hayal kırıklığı için daha fazla tolerans

    yeni durumlarda daha az korku ile yaklaşıyorlar, adaptasyon yetenekleri daha gelişmiş oluyor.

    akran baskısına direnme ve kendi hakkını savunma konusunda daha başarılı
    kendi ayakları üzerinde durma konusunda artan bir yetenek gösterirler.

    3- dikkat süreleri daha uzundur

    babalar, çocukları için olumlu bir rol modeli özelliği taşır.
    çocuklar anneleri ile özdeşleşirler. rol model olarak seçtikleri kişi ise babadır.

    ilgili, şefkatli, olaylar karşında sakin kalan bir babanın yanında büyüyen çocuklarda
    daha az davranış ve dürtü kontrolü sorunları, daha uzun dikkat süreleri ve daha yüksek düzeyde sosyalleşme eğilimi gözlenmiş.

    bu çocuklar ayrıca, başkalarının ihtiyaçları ve hakları konusunda artan bir farkındalıkla daha şefkatli ve cömert olma eğilimindedir.

    4- daha az ben merkezci olurlar. problemleri çözerken birden fazla bakış açısı kullanabilirler.

    çocuklar doğal olarak sorularla doludur ve anneler ve babalar bu sorulara farklı şekillerde yaklaşırlar. ebeveynliğe farklı yaklaşımları olan aktif ebeveynler, çocukları geniş bir düşünme ve problem çözme yelpazesine maruz bırakmanın harika bir yolu olabilir. aktif babalar, hayata bakış açılarını paylaşmak ve çocuklarına değerli yaşam becerilerini öğretmek için eşsiz bir fırsata sahiptir.

    sadece anne ile yetişmiş bir çocuk dünyayı tek bir çerçeveden görür. bu onun ileride dünyaya yine tek bir perspektiften bakmasına yol açar.

    dünyadaki tüm olaylar onun lehine ya da aleyhine gelişiyordur.
    tüm acıları o yaşıyor. tüm sevinçleri o hak ediyordur.
    herkes onu mutlu etmek, ona yardım etmekle görevlidir.

    ben merkezli, siyah ve beyazdan başka rengin olmadığı bir evrende yaşama ihtimalleri baba ilgisinden mahrum çocuklarda daha yüksektir.

    5- kişilikleri sağlamdır. sevme kapasiteleri yüksektir.

    annenin sevgisi organiktir. kalbinin atması gibi, nefes almak gibi,

    oysa baba sevgisi çocuk için dışarıdan gelen bir sevgidir. çocukluğundan itibaren dışardan gelen sınırsız ve koşulsuz sevgiyle büyüyen bir çocuk yetişkinliğinde sevgi ve ilgi elde etmek için kendi kişiliğinden taviz vermez.

    özet

    "bir çocuğun, tüm erkekleri yargılayacağı standart olması için bir babaya ihtiyacı vardır." – gregory e.lang

    “onun için babanın adı sevginin başka bir adıydı.” – fanny fern

    “babam bana nasıl yaşayacağımı söylemedi. o yaşadı ve bunu yapmasını izlememe izin verin.” – clarence budington kelland

    “babasının kızı olmak, hayatının geri kalanında kalıcı bir zırha sahip olmak gibidir.” – marinela reka