hesabın var mı? giriş yap

  • yurt ici ucus ise bu yolcular en saf duygularin insani da olabilir. eger oyleyse, bu durumdan yillarca millete ucak yuzu gostermemis olan thy'nin utanmasi gerekir. avrupa'da amerika'da insanlar inanilmaz kampanyalarla, komik fiyatlara o ucak senin bu ucak benim seyahat ederken bizim milletimizce daha 5-10 yil oncesine kadar ucaga binmek bi zenginlik gostergesiydi.

    * ilk kez ucaga binen, ucak ne zaman iner ne zaman kalkar bilmeyen amca inis esnasinda eger sizin kolunuza sarilip "indik mi evladim" diyorsa onun sirtini sivazlarken akliniza thy'nin gelmesi gerekir.
    * veya bi tarafi kalkik bi host/hostes "hanimefendi bir portakal suyu daha rica edebilir miyim?" diyene "tabi efendim" deyip, "kizim bi portakal suyu daha verecen mi hele?" diyene "amca portakal suyu yok" diye cevap verebiliyorsa o hosta/hostese ayari vermek de sizin insanlik vazifeniz haline gelebilir.
    * ya da yaninizdaki teyze ucaktan korkuyor olabilir. ucak kalkisa gecerken veya inerken tedirgin de olabilir. sizinle konusmak da isteyebilir. her halukarda 3-5 soruluk muhabbeti ondan esirgeyip, "olum kari geldi bana diyo ki evladim ben cok tirsiyorum gozumu kapayacam ucak inince soyle sen gozumu acayim diyo ben de 10 dakka gec soyledm ucagin kalktigini ahuhuhauhauaha" diyorsaniz bu ulkenin insaninin hakkini veremiyorsunuz demektir.

    ha ben bu ulkenin insaninin tamaminin asigi degilim. her turlu kazigi atanlar mi dersin, anana bacina tacize yeltenenler mi dersin, yok mu? var elbet. arkani doner donmez seni mihlamak icin firsat kollayan serefsizler de az degil bu ulkede. benim asik oldugum insan, su sikilmis dunyada bozulmadan kalmis, kalbi temiz guzel insandir arkadas. ucaga mi binmis, basimin tacidir o. kafami da sikse beynimi de sikse oyledir.

    not: yukaridaki 3 olay da gercek olaylardir.

  • harry potter ve ölüm yadigarları bölüm 1'den sonra, kitapları okumayan birinin sorabileceği bir sorudur, bu adamın kimin nesi olduğu. ben de açıklama getirmek istedim, şöyle en afillisinden.

    - kendisi melez ve üç kardeşin (albus dumbledore, kendisi ve ariana dumbledore) ortancası. albus ile hiçbir zaman iyi geçinemedi. babası azkaban hapishanesi'nde öldükten sonra kardeşine bakmak zorunda kalan oydu ve albus'la iyi geçinememesinin altında da, ikisi ve küçük kardeşleri kalmışken, albus'un onları hiç takmamasıydı. albus böyle bir adamken, ab de böyleydi işte.

    - çocukken en sevdiği hikaye ozan beedle'ın bir hikayesi olan grumble the grubby goat idi.

    - 1895 yılında hogwarts cadılık ve büyücülük okulu'na başladı ve tıpkı abisi albus gibi o da bir gryffindor'du. başka ne olabilirdi ki zaten? cesaret taşıyor adamdan.

    - ariana, büyü gücünün farkında olmadığı zamanlarda onun kontrolünü kaybederek annesini yanlışlıkla öldürdüğünde okulu bıraktı ve kardeşine bakıcılık yaptı. bundan dolayı ariana, ab'i albus'tan daha fazla seviyordu.

    - aberforth'tan bahsedeceğim için bu konuda fazla ayrıntıya girmeyeceğim, ama bunlar godric's hollow'a taşındıkları zamanlarda grindelwald bir gün bunların evine geldi. birden patlayan düelloda ariana kaza kurşununa, tabi bu durumda büyüsüne hedef oldu ve hayatını kaybetti. onun ölümünden dolayı albus'u suçladı ve onun yanından ayrıldı.

    - o arada neler yaptığı pek bilinmiyor, hikayesi evden ayrılmasından sonra hog's head'in (domuz kafası) sahibi olmasıyla devam ediyor.

    - hakkında bilinen diğer birkaç satır arasında 1975-76 yılları civarında mundungus fletcher'ı hog's head'den men ettiği var. ayrıca 1980 civarlarında da albus dumbledore, sybill trelawney ile okulda öğretim görevlisi olması hakkında konuşacağı zaman hog's head'de konuşmayı tercih etmiş. aberforth'un bunu nasıl karşıladığı bilinmiyor, ama tahmin edilebilir sanırım.

    - yıllarca etliye sütlüye karışmadı. biz onu bu aralarda 1995'te gördük aslında; zümrüdüanka yoldaşlığı filminde. harry, ron ve hermione, dumbledore'un ordusu'nu toplamak için burada toplantı yaptıkları sırada gördüğümüz yaşlı amca oydu.

    - 1997'de albus'un cenazesine katıldı.

    - 1998'de harry, ron ve hermione'yi malfoy malikanesi'nden kurtardı ve okula sızmalarına yardım etti.

    dumbledore hakkında pek iyi düşünmüyor, bunu en iyi ölüm yadigarları kitabının son bölümlerinde anlayabiliyoruz. harry onu biraz yumuşatsa da pek bir şey değişmiyor tabi ki.

  • teşekkür editi: ilk giriyi yazdıktan bir hafta sonra annemin solunumu hiperkapni (kanda karbondioksit yükselmesi) nedeniyle durdu. acil serviste 1 gün boyunca non-invazif mekanik ventilasyona (maske ile solunum cihazı) bağlandı. sonrasında ankara üniversitesi göğüs hastalıkları bölümüne yatırılarak prof. dr. demet karnak tarafından takip edildi. bir hafta sonrasında taburcu oldu.

    şu an oldukça iyi. oksijeni sadece uyurken kullanıyor. bipap cihazını günde 2 saat kullanıyor. bilinci yerine geldi. ne diyebilirim ki? beklentimin o kadar ötesinde ki günlerdir sevinçten ağlıyorum.

    arayan, ilgilenen, mesaj atan, dua eden, konuyu üstte tutmak için uplayan ve aklıma gelmeyen birçok konuda destek olmaya çalışan herkese çok teşekkür ederim. mesajlarına yanıt veremediğim yazarlardan da özür diliyorum. allah hepinizden razı olsun.

    üst edit: arayan, mesaj atan, ilgilenen herkese çok teşekkür ederim. birkaç doktor ismi verdiler. yarın onlarla görüşeceğim.
    biraz rahatlatacak öneriler sunanlar oldu. onları da uygulamaya çalışacağım.
    maddi destek önerisinde bulunanlar da oldu. böyle bir ihtiyacımız olmadığını belirtmek isterim.

    merhaba;
    ankara'dan yazıyorum.
    annem 67 yaşında, 23 yıldır akciğer sarkoidoz hastası. 14 yıl önce de mitral kapak replasmanı ve triküspit t ring annüloplasti yapıldı. beş yıl önce geçirdiği pnömoni nedeniyle evde oksijen kullanmaya başladı.

    yaklaşık 3 ay önce kalp yetmezliğinin ilerlemesine bağlı ödem, solunum sıkıntısı gibi şikayetlerle yeniden kardiyolojiye başvurduk. yaklaşık 8 kilo ödemi attı. eski kilosuna geri döndü. pro-bnp düzeyin 330'den 400'e düştü. bnp düzeyi 120'ye düştü. oda havasında oksijen satürasyonu % 87'ye kadar çıktı ki çok rahatlamıştı.
    20 gün öncesi spo2 oda havasında % 60'a kadar düştü. akciğer enfeksiyonu olabileceği söylendi. iki hafta kadar çeşitli antibiyotikler aldı. sonrasında da antibiyotikleri kesildi.

    sorun şu ki annemin kliniğinde herhangi bir düzelme olmadı. iki yastıkla bile hala uyuyamıyor. sürekli boğulurcasına kalkıyor ve otruduğu yerde uyukluyor. en son yapılan ekoda pulmoner basıncı 65, ef: 56. bir önceki ekosunda ef: 40, pulmoner basınç 85'ti.

    annemi rahatlatacak bir önerisi veya farklı bir tedavisi olan bir doktor var mı içinizde veya böyle bir doktoru tanıyan?

    son akciğer röntgeni
    bir önceki akciğer röntgeni
    tomografi raporu
    tomografi.raporu
    tomografi raporu

    gerçekten çok çaresiz durumdayım. yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.

    edit: yardımcı olmaya çalışan herkesten allah razı olsun. gerçekten yaşlı gözlerle okuyorum yazdıklarınızı.

    kaç doktora gittiysek yapılabilecek bir şey kalmadığını, sadece palyatif desteklerle devam edebileceğimizi söylediler. ben hemşireyim. durumun ciddiyetinin de farkındayım ama bir gecede oksijen düzeyinde % 27'lik bir azalmanın sadece kalp yetmezliği ve sarkoidozdan kaynaklandığına inanamıyorum.

    akciğer nakli çare olur belki diye başkent hastanesine danıştım. yaşı itibariyle annemin akciğer nakli sırasına alınmayacağını biliyorum. annemle kan grubum uyuyor. dokularımız da uyarsa kendi akciğerimden vermek istedim ama türkiye'de henüz canlı vericiden akciğer nakli yapılmıyormuş. artık ne yapabileceğimi bilmiyorum.

    kullandığı ilaçlar:
    diltizem 1x 120 mg
    digoksin 1x1 tablet haftada 5 gün
    coumadin 1x 2,5 mg
    lansor 1x 15 mg
    lasix tablet haftada 2 gün
    cozaar 1 x 50 mg

    edit: son kan tetkikleri
    kan tetkikleri 1
    kan tetkikleri 2
    kan tetkikleri 3
    kan tetkikleri 4

    bilinç bulanıklığı, nörolojik defisiti yok. inr ve hemogram tahlillerini üstte ekledim.

    iletişim bilgilerim şu şekilde:
    e-mail: y.eskigulek@gmail.com