hesabın var mı? giriş yap

  • - sana adanın gizemini anlatayım mı?
    - anlat.
    - anlat demekle olmaz. sana adanın gizemini anlatayım mı?
    - e anlat ulan.
    - ehehe anlat ulan demekle olmaz. sana adanın gizemini anlatayım mı?
    - anlat laaaan.
    - anlat laaaan demekle olmaz. sana adanın gizemini anlatayım mı?

    ...

  • 35 yaşındayım ve şimdiye kadar güneş gözlüğü bile kullanmamış bir insan olarak ormanda 10 kaplan gücünde görüyorum. hiç kıskanmaya gerek yok, herkesin bir defosu vardır.

    geçen çarşamba uyandığımda sol kulağım tıkanmıştı, grip olduğumu sandım. perşembe günü tıkanıklığa çınlama ve uğultu eşlik ediyordu, su kaçtı zannedip çıkarmaya uğraştım. cuma günü sol kulağımdan kendi sesimi bile duyamadığımı fark edince hastaneye koştum. ani işitme kaybı adında bir hastalık geçiriyorum. kortizon, hiperbarik oksijen tedavisi, odyometri sonuçları, dengesizlik, halsizlik, baş dönmesi...

    bir günde sağır oldum. düzelir miyim? kimse bilmiyor.

    her gün 15-20 kişi ile beraber denizaltı görünümlü basınçlı bir odada, 2 saat boyunca oksijen maskesiyle oturup kulaklarımdaki basıncı eşitlemeye çalışıyorum. kemik hastaları da var, işitme yerine bir sabah kalkıp gözlerinin görmediğini fark edenler de, beyin tümörü nedeniyle tedaviye girenler de...

    bence gözlük havalı bir şey, işitme cihazı pek o kadar değil.

  • minik bir kızın hayalleri ile içinden çıkmaya çalıştığı yalnızlığı ve savaşın, faşizmin insanları sürüklediği acımasızlık, zaman zaman gözlerimizi kapatmaya zorlayan şiddet sahneleri; savaşları televizyondan aksiyon filmi gibi izleyen bir dünya için fazla gerçek bir film. budalaydı ofelia belki o gerçeklik içinde, belki de biz budalayız, kendi arındırılmış hayat akışımızda görmüyoruz gözümüzün önündeki gerçek dünyayı. ofelia kendini o ortamda bir yere koyamadı, yalnızlığından bir dünya yarattı; biz kendimizi filmde bir yere koyamadık çünkü ne savaş yaşadık ne de o denli yalnızlık..

  • baba bebeğini acile, para yuttuğu gerekçesi ile getirir.

    -kaç lira yuttu?
    +1 lira hocam
    -tamam şimdi filmlerini çektirelim bakarız.

    filmler çekilir doktor filmlere bakar.

    -burda 3 tane para gözüküyor hani 1 lira yutmuştu?
    +tamam işte hocam 2 tane 25 kuruş 1 tane 50 kuruş yuttu.
    -doğru, hata bende, soruyu yanlış sorduk, sen de haklısın...

  • ne ilginçtir ki belli bir eğitim görmüş, orta sınıf yarı-burjuva ailelerde olan saplantıdır. ve bunu sürekli tekrarlayıp çocuğu daha fazla çalıştırarak 40 kere söylesem gerçek olur rüyası yaşarlar.
    mesela geçen yıllarda tatil yaptığım bir yazlık sitede çocuğu dahi olmayan tip yoktu. o kadar çok kafamı diktiler ki neredeyse ikna olacaktım, ama çözemiyorum deha nerede. neyse sonra oradaki ege köylüsü garsonla sohbet ettim. oğlu o bölgenin satranç birincisi olmuş, oyunu da kendi kendine öğrenmiş. inanmadım internet'te gösterdi falan. sonra da dedi ki "keşke kafası faydalı şeylere çalışsa".

  • hocanın ilayda'nın başarısına çalışın, ordan sorucam demesine rağmen, şeyma'nın rüyasından sorup hepimizi sıçırttığı dersin kitabıdır.

  • tutankamon, mısır'da yoğun bir dini karmaşanın hüküm sürdüğü dönemde yaşadı. tutankamon'un tahta çıktığı yıldan önce, büyük bir olasılıkla babası olan akhenaton, geleneksel tanrıları reddedip, güneş tanrısı aten'i kabul ederek ülkeyi alt üst etti. yanı sıra mısır'ın tüm mal varlığını teb'den amarna'ya taşıdı. akhenaton m.ö. 1336'da öldü. varisi smenkhare da ondan 2 yıl sonra öldü. böylece krallığın başına akhenaton'un ikinci karısı kiya'dan olan, 10 yaşındaki oğlu tutankhamon geçti. tutankhamon, yine 10 yaşındaki üvey kız kardeşi ankhesenamon ile zaten evliydi ve tahta m.ö. 1332'de geçti. tutankhamon'un hükümdarlığı döneminde, eski tanrılar yine ihtişamlı günlerine geri döndüler ve kraliyete ait tüm mal varlığı yine teb'e taşındı. bu aşamada, genç firavun ölünceye kadar onun adına ülkeyi hırslı hizmetçileri aye yönetti.

    tarihte cok fazla oneme sahip olmayan, bu firavunun digerleri kadar hatta daha fazlasıyla un yapmasının sebebi mezarı acıldıktan sonra bununla ilgilenenler insanların ardıardına olmesi idi. mezarı ilk bulundugunda kazıyla ilgilenen howard carter ve lord carnarvon -kazıdan 5 hafta sonra ölerek, olayın gizemini baslatan mısır biilimcisi- şu manzarayla karsılastı;
    tutankhamon, üç bölümden oluşan bir tabutta yatıyordu. dıştaki iki bölüm, altın işlemeli tahta çerçevelerden yapılmıştı. iç bölüm ise 110,4 kg'lik saf altından... tutankamon'un başında altından bir maske vardı. mumyasının üzeri ve tabut, mücevherler, muskalarla süslüydü. tabut ve taş lahit, altın işlemeli tahtalardan ve bez parçalarından oluşan dört kabir ile çevriliydi. mezarı oluşturan diğer odalar, savaş arabası, silahlar, elbiseler ve mobilyalar gibi değerli eşyalarla doluydu.

    carter'ın tutankamon'un mezarındaki 3.500'ü aşkın parçayı çıkarması ve listelemesi 10 yılını aldı. tutankamon'un mezarı krallar vadisinde hic bozulmadan kesfedilen tek mezardır.

  • - annesi "valide"; babası "peder"dir.
    - peder "inşaat" işindedir.
    - herkese "kardeşim" dese de arkadaşları ve garsonlar "bilağder"dir.
    - nargilesi "elmalı"dır.
    - "marlboro light" içer.
    - "araba anahtarı" cebine sığmaz, masada durur.
    - gardırobunda annesi tarafından jilet gibi ütülenmiş "beyaz gömlek" olmazsa olmaz.
    - etrafındaki bütün kadınların adı "yavru"dur. yavruları almak farzdır.
    - ævieytor "güneş gözlüğü" saç modelinin tamamlayıcısıdır.
    - "kafa tokuşturmayı" sever.
    - "mekan sahibi"ni tanır ve mekanın sahibinin kendisini çok sevdiğini düşünür.
    - "geçen gün yine" çok içmiştir. (o kadar "çok" içmesine rağmen hala ağzına içmeyi öğrenememiştir.)
    - bir işiniz düşerse kesinlikle "halleder".
    - genel olarak hayatında "sıkıntı yok"tur.