hesabın var mı? giriş yap

  • abd'nin kuzeydoğusunda akademik ve sosyal alanda prestijleriyle tanınan fakülte ve üniversitelerden oluşan bir gruptur. bu grupta: harvard (1636), yale (1701), pensilvanya ünivesitesi (1740), princeton (1740), columbia (1754), brown (1764), darmouth (1769) ve cornell (1865) bulunur.

  • korkunç bir yorum, provokasyona açık ve savaştan bile daha çirkin ukrayna'nın sürekli türkiye'yi savaşın içine çekme çabası.

    edit: sal bizi ukrayna, bu işe girerken sırtını sıvazlayan biz miydik ?

  • mentos'a gerek olmayan, kesmeşekerle de elde edilebilecek, kolanın içindeki suda çözülmüş karbondioksitin aniden açığa çıkması olayı. boşuna mentos'a para harcamayın. (bu kısmı mentos'a kapak olsun.)

    ayrıca, diyet kola da gerekmez, soda da aynı işi görür, üstelik üstünüze başınıza sıçrarsa, yapış yapış olmazsınız. (burası da kolacılara kapak olsun.)

  • bırakın tosuncuğu, sülün osman'a dahi şapka çıkartacak cinsten bir dolandırıcılık organizasyonudur mona lisa tablosunun çalınması.
    1911 yılının ağustos ayında dünyanın tüm gazetelerinde bir haber basılır; dünyanın en ihtişamlı tablosu olan mona lisa, louvre müzesindeki asılı olduğu duvardan çalındı...
    aslında tablo çalındıktan sonra duvardaki eksiklik saatler boyu yadırganmamış çünkü bazı ressamlar böyle meşhur resimleri kopyalamak için özel izinler alarak müzeden çıkarabiliyorlarmış ve yetkililer de ilk saatlerde böyle düşünmüşler. bir gün sonra resmin çalındığına kanaat getirilince müzenin tüm kapıları kapatılarak aramalar başlamış. müze yaklaşık 50 dönüm üzerine kurulu olduğu için aramalarda 60 dedektif görev almış ve aramalar bir hafta sürmüş. aramalarda tek bulunan şey resmin tablosu olmuş. tablo üzerinde parmak izleri tespit edilse de parmak izi dataları kısıtlı olduğu için bir işe yaramamış. bu süreçte müze çalışanlarının evleri dahi aranmış fakat herhangi bir şey bulunamamış.
    hırsızlıktan bir hafta sonra da daha önce louvre müzesinden sanat eserleri çalan kişiler sorgulanmaya başlamış. bu kişilerden, çaldıkları eserleri sattıkları kişilerin isimleri de alınmış. burada karşımıza tanıdık bir isim çıkıyor; pablo picasso... picasso daha önce aldığı eserlerin çalıntı olduğunu bilmediğini beyan ediyor, sonrasında yargılansa da suçsuz bulunuyor.
    hiçbir sonuç elde etmeden aradan iki yıldan fazla zaman geçiyor. 1913 yılı aralık ayında bir ihbar üzerine mona lisa tablosunu satmak isteyen bir adam yakalanıyor; vincenzo perrugia...
    tablonun çalındığı zamanlar vincenzo müzede tamirat tadilat işleri için çalışan birisi. çalıştığı sürede müzeyi iyice gözlemleyip müzenin açılış kapanış saatlerini, güvenlik durumlarını tespit ediyor ve bir akşam bir dolaba saklanarak müzede kalıyor. sabahında ise tabloyu duvardan alıp resmi çerçeveden çıkararak paltosunun altına saklayıp müzeden elini kolunu sallayarak çıkıp gidiyor. aslında müze çalışanların evinin aranması sırasında onun da evi aranıyor ama resmi evindeki masanın altına yapıştırdığı için
    -kimsenin de aklına evin ortasındaki masanın altına bakmak gelmediğim için- resim bulunamıyor. iki yılın sonunda bir italyan galeri sahibine satmaya çalışırken de yakayı ele veriyor.

    şimdi gel gelelim hikayede hiç adı geçmeyen ama hikayenin baş kahramanı olan şahsa; eduardo valfierno...
    bu zat tablolar çalınmadan altı ay önce mona lisa tablosunun altı adet kopyasını yaptırarak amerika'ya gidiyor. amerika'da galeri sahipleri ile görüşerek 300 bin dolara mona lisa tablosunu alacak açgözlüler arıyor ve herhalde pek de zorlanmıyor. bu saatten sonra ihtiyacı olan tek şey mona lisa tablosunun çalındığının duyulması. o sırada müzede tadilat işleriyle uğraşan vincenzo'ya tabloyu çalması karşılığında 30 bin dolar (günümüz parasıyla yaklaşık 1 milyon dolar) vaadediyor. bundan sonraki hikayeyi biliyoruz; vincenzo tabloyu çalıyor (tabi valfierno hiçbir zaman tabloyu almak için kendisi ile irtibat kurmayacak)
    diğer tarafta ise valfierno elindeki altı adet tabloyu tanesi 300 bin dolardan satarak 1.8 milyon dolar gibi o zaman için çok büyük -gerçi günümüz için de iyi para- bir vurgun yapmış oluyor

  • insanin sayisal loto'nun ne kadar gereksiz bir $ey oldugunu idrak etmesini saglayan bir olasiliktir. zira o hafta sayisalda cikan rakamlarla 1 2 3 4 5 6'nin cikmasi arasinda olasilik farki yoktur. 1 2 3 4 5 6'nin "imkansizligi" bizim aslinda sayisal'dan para kazanmanin imkansizligini idrak etme $eklimizdir.

    tebrikler. (bkz: sayisal bolum bitti sozel bolume geciniz)