hesabın var mı? giriş yap

  • sınıfa girmeyen çocuk bıçaklasaydı terörist olacaktı. ama başkan bıçaklamış. şimdi soruyorum: ne işi varmış o çocuğun sınıfın dışında?

  • özsaygı genelde kendine değer verme ile karıştırılır. özsaygının ölçülmesi bu yüzden zordur. kendimizle ilgili hissettiklerimizin bir durumdan diğerine göre değişiklik göstermesi mesela bu zorluklardan biridir. kendimize kızmamız gibi veya biri bizden övgüyle söz ederse olumlu ya da olumsuz duygulara kapılırız. kişilik dediğimiz şey kendi içinde dinamik ve çevreselse bu iniş çıkışlar kendine değer verme olarak görülebilir. kendine duyulan saygı ise daha kararlı bir öz değerlendirmeyle ilişkilidir. mesela kötü bir gün geçirdiği zaman ya da kendisine karşı hayalkırıklığı yaşasa bile , kim olduğu ve ne yaptığı konusunda olumlu duygular beslerler. kısacası özsaygı kendilik kavramımızı nasıl değerlendirdiğimize bağlıdır.

    sınavdan düşük bir not alıp ikinci sınava gönülsüz çalışmak hatta direkt dersi salmak hiç de yabancı olmadığımız durum. bu düşük özasaygının bir sonucudur çünkü kişi kendini olumsuz değerlendirir. ancak başarısızlık gibi geri bildirimlere tepki olarak kişinin olumlu özelliklerine odaklanması yüksek özsaygı olarak kabul edilir.

  • benim de başıma gelmiş durumdur. bir gün bir baktım kimse beni gözlemlemiyor, yok olmuşum. sonra dedim kendi kendime "saçmalama lan, düşünüyorsan varsındır" yavaş yavaş var oldum da kendime geldim. şansa yaşıyoruz yeminlen.

  • cevahir avm'ye tornavidayla yada bıçakla giremezsin ama koçtaş'tan balta alıp tüm mağazaları dolaşabilirsin...

  • cehaleti mezun olunan okulla sınırlandıranların cehaletinin bir göstergesidir. bu paralelde bakılırsa annenin üniversite mezunu cahil bir insan olmasından iyi olan durumdur.

  • bi bok bildiği yoktur,
    çünkü hayat ona güzeldir.

    bilmez ki depresyon, anksiyete ve panik atak aslında güçlü insan hastalığıdır, fazla yükten, sabretmekten, hassasiyetten olur.

    nasıl başın ağrıdığında ilaç kullanıyorsan, ruhun için de kullanmakta hiç bir sakınca yoktur.

  • seyirci acisindan bakacak olursak oyunun monoton seyretmesiyle alakalidir. bir nevi otomobil kalkis (drag) yarisi izler gibi, ilk defa izlediginizde off, vayy, gumm dersiniz, sonra bakarsiniz mac boyu farkli cok bir sey olmuyor. 2metre boyunda yerden 1m'ye yakin sicrayan tipler, vurduklari topu gorebilirseniz ne ala, defans mukemmel pozisyon alsa da top o kadar sert geldigi icin yapabilecegi fazla bir sey yok, arada bir blok yapilir ve bloktan seken top da smac kadar sert geri geldigi icin hucumcu takimin dublaj yapma sansi yine cok az, o yuzden mac boyu 20-30 saniyelik bir ralliye denk gelebilirseniz kendinizi sansli sayabilirsiniz. bir de erkek voleybolunda smac servis cok daha fazla kullanildigi icin, kacan servis sayisi ve ace sayisi kadin voleyboluna gore daha fazladir. bazen bir bakarsiniz hic oyun olmadan 5-6 sayi gecmis. o yuzden bazen erkek voleybolunda cok cok iyi takimlarin maclarini seyredeceginize hucum gucu daha az, ve haliyle defanstan daha fazla top cikartilabilen maclari seyretmek daha fazla keyif verebilir.

  • aynı çomarlar gittigidiyor'da da vardır. ibneliğine yeni hesap açıp piyasası 150 tl olan ürünü açık arttırma ile 250 tl'ye kapatıyorum. ondan sonra "kardeş ödeme yapmayacak mısın?" diye sorduğunda en son güne kadar bekleyip "teknosa'dan sıfırını aldım 150 tl'ye" yazıyorum. adamı takip edip ilanı yeniden yayına soktuktan sonra süreci baştan başlatıyorum :)

  • işveren: neden aliminyum boru ve kontraplak sektörü? sizi bu sektöre çeken nedir?

    aday: aliminyum kontraplaklar küçüklüğümden beri benim hayatımın anlamıdır çünkü. hayatımı kontraplaklar arasında geçirmek, burada sabahlamak, kontraplaklarla gülmek ağlamak ve bu işi yaparken ölmek istiyorum !!

    işveren: (!! vay be.... ! ?? ! )
    (bkz: kontraplak)