hesabın var mı? giriş yap

  • erkek arkadaşıyla öpüşürken yanlarında mazlum mazlum duran sap eleman bizi temsil ediyor. kesin ekşi sözlük yazarı.

  • üst edit: 'ben aşılıyım' maskesi takarsa eğer usulca eğilip, turiste kendini sevdirebilecek insandır aynı zamanda.

    o ne cesaret yiğidim? cesaretinden dolayı evde balkonlara çıkıp alkışlanacak kişidir aynı zamanda.

    düşünsene: tc vatandaşısın; yazlık yerde, plajda veya çarşıda yürüyorsun, elde bim poşeti.

    karşıdan bi turist geliyor. onu gördüğün anda hafif bir korku, böyle içe doğru büzüşme.

    git gide yaklaşıyor. göz göze geldiniz. kafanda deli sorular, panik haldesin. yanında aşı olsa şak diye koluna sokacak durumdasın öyle bir an.

    uzaktan bir polis de cem yılmaz'ın (bkz: şu müslüman mı lan) repliğindeki gibi "şu türk mü lan?" diyerek, anbean süreci izliyor.

    gerilim filmi resmen. seni gören turist o an şikayet etse sıçtın mavisi.

    içinde olmasak çok eğlenceli bi ülke aslında.

  • malezya’da kamu fonlarının başbakan necip rezak’ın şahsi banka hesaplarına aktarıldığı iddia edilmis. rakam 700 milyon dolar. başbakan "ülkenin demokratik yollarla seçilmiş başbakanını devirmek için siyasi bir sabotaj kampanyası” demis. olmaz ağa "montaj bunlar montaj" diyeceksin. "paralellerin işi" diyeceksin. hiç bir şey bilmiyorsan al 17-25 aralığı incele. paralel diyeceksin paralel, bu önemli. ha bir de mümkün mertebe bankalari kullanmayacaksin, evde saklayacaksin paraciklari

    edit: https://twitter.com/…tatus/1345134378498859009?s=20

  • pasaport kontrolü için herkes gibi sıraya gireceğine, polisi ayağına getirten şarkıcı. ne zaman şu 3. dünya ülkesi ezikliğinden kurtulacağız merak ediyorum. çocuk, 13 kişilik orkestrasıyla pasaport kontrolüne girmeden, bir nevi direkt kaçak olarak ülkeye giriyor; bizimkiler de işlem yapacaklarına, arabasına kadar gidip, kontrolü orada yapıyorlar.

    herhalde türk polisinin atarı ancak işçilere, gazilere, eli bayrak ve atatürk posteri tutanlara...

    http://www.hurriyet.com.tr/…gazinhatti/23184774.asp

  • ilk yazılımcılarda gördüm bunu. ben de geyiğini yapmışımdır kesin. "abi bırakıcam bu işleri manav olucam". "abi gidicem ege kıyısında domates yetiştiricem" şeklinde.

    isyanın sebebi belli: bir meslek zihinsel olarak çok yoruyorsa zihinsel yorgunluğu olmayan meslek stereotiplerinden birini seçip onu arzuluyoruz.

    halbuki manava gidip bunu desen seni patlıcanla hıyarla döver. millet manavlığı bir tezgaha döşenmiş sebze meyveyi belli fiyattan satma işlemi zannediyor. keza domates yetiştirmeyi de "domates ekmek ve çıkan domatesleri toplamak" olarak. bunlar fiziksel efor gerektiren şeyler zannediyor. mesela domatesler niye çıkmadı, haşerat niye dadandı, niye mahsül kırıldı bunlar düşünce gerektirmiyor zannediyor.

    manav için de öyle. en başta sattığın ürün "perishable good" yani sonsuza kadar saklayabildiğin bir şey değil. hızlıca elinden çıkarmak zorundasın. ona göre ideal fiyat aralığı tutturman gerekiyor karlılık için. stok ve halden toplu alımlar için de doğru planlama yapman gerekiyor. bu başlı başına endüstri mühendisliği alanına giren bir optimizasyon konusu. dükkanı kaçtan kaça açık tutacağın, ne zaman başını bırakabileceğin, çırak tutacaksan onun sigortası bile derdin oluyor.

    onun haricinde manavlığı dışsal faktörler hiç yokmuş gibi hayal ediyorsun. mesela mahallenin polisi gelip iki salatalık tırtıklayınca parasını alamıyorsun. sıkıysa iste. çocuklar çilek aşırınca, ev sahibi kirayı tam gününde isteyince hesapların birbirine giriyor. buzdolabının elektriği gidiyor, dükkanı su basıyor. vitrin camını top kırıyor. fare dadanıyor. ilaçlaman gerekiyor. veresiye defterleri kabarıyor. bu sefer yanlışlıkla sebzeye sıktığın ilaçtan müşteri zehirleniyor. bir de sonunda yan sokağa migros gelmesin mi? hadi şimdi koca zincirin planlama ve işletme kabiliyetiyle tek başına mücadele et sıkıysa.

    sonra kan ter içinde uyanıyorsun: "oh lan ne güzel kod yazıyorum, derliyorum, tek derdim bu".

    mesleklerimizin kıymetini bilelim.

  • evde de pisirebileceginiz, hatta hazir hamburger ekmeginden "bile" daha lezzetli oldugunu garanti edecegim bir tarifini paylasmak istedigim ekmek turu.
    *en basarili buldugum tarifi ingilizce'den cevirdim,

    8 ekmeklik tarif:

    - 1 paket kuru maya
    - 3.5 - 4 su bardagi civari un
    - 1 bardak ilik su (41 derece)
    - 1 buyuk yumurta
    - 3 yemek kasigi eritilmis margarin
    - 3 yemek yasigi seker
    - 1 cay kasigi tuz (tepeleme degil)
    - 1 cay kasigi zeytinyagi

    pisirmeden once uzerine surmek icin:

    - 1 cirpilmis yumurta
    - 1 yemek kasigi sut
    - istedigin kadar susam

    yapilisi:

    1) buyuk bir kase icerisine mayayi koy, yarim bardak un ve ilik suyu ekleyip hafifce karistir ve 10 -15 dakika dinlendir.

    2) 1 yumurta, erimis tereyagi, seker ve tuzu bu karisima ekle, sonra da geriye kalan unu (3 bardak civari) ekle.
    yumusak ve yapiskan bir yapiya ulasana kadar yogur., eger eline fazla miktarda yapisiyorsa un ekle

    3) unlanmis bir zeminde yuvarlak sekil ver. kase icine al, cevresine zeytinyagi sur, aluminyum folyoyla kaplayip ilik bir yerde beklet. boyut olarak 2 katina ulasmasi gerekiyor, 2 saat civari surebilir.

    4) yeniden unlanmis zemine al, hava kabarciklarini yok et, gerekirse unlayarak 8 esit parcaya ayir.
    (ince uzun sekilde acip, bicakla kestikten sonra yuvarlak sekil vermesi daha kolay)

    5) firin tepsisine yagli kagit ser, bu 8 parcayi elinle bastirip yassilastir. hafif unla ve tepsiyi fazla siki olmamak sartiyla strech film (plastic wrap?) ile sar. yine 1 saat civari sismeleri icin dinlendir.

    6) firini onceden 190 derecede 8-10 dakika civari isit, cirpilmis sut - yumurta - susam 3'lusunu uzerine sur ve 15-17 dakika civari kizarana kadar pisir.

    not: dilerseniz uzerine tereyagi surup, yeniden firinda 1-2 dakika bekletebilirsiniz ama etiniz yagliysa gerek yoktur.
    * firindan cikarmadan once tamamen sogumasini bekleyin.

    hazir aklima gelmisken, evde hamburger yapacaksaniz orta yagli, mumkunse sadece 1 kere makineden gecmis kiymaya caps lock icerisine tuz karabiber vs. baharat kesinlikle koymayip caps lock usulca sekil verip dokum tava pisirin. ete sakin ama sakin mudahele etmeyin.
    sonra uzerine tuz ve karabiber ekin. boylece agziniza gercek et tadi gelecektir.
    eger icine baharat koyarsaniz bu kofte olur; hamburger koftesi degil.

    bir de ekmegin icini kizartin ve ince bir tabaka mayonez surun. ketcap kullanmayin.
    icerisine yesillik ve domates koyacaksaniz burger king vs. nin tersine etin altina koyun. yerken etin suyu bunlara gecsin mis gibi.

  • yumurta patlatma makinesi de denebilir. lan geçtim kıvamı mıvamı sağ salim teslim et yumurtayı yeter.
    3 tane koydum demin. 3 ün 1 ini aldım.
    illalah artık! tertemiz suda kaynatırım.
    ek:
    oha! 11 tane mesaj gelmiş şu mevzu için. şaka mısınız lan ? 13 senelik yazarım. hiç bir mevzu için bu kadar mesaj aldığımı hatırlamıyorum. 28-30 ocak'ta erkek yazarları mesaja boğuyoruzdan kastedilen bu olmamalıydı.
    deliyorum arkadaş deliyorum. deldiğim yerden gene patlıyor. dolaba da koymuyorum ben zaten yumurtalarımı. dolabın üstünde oda sıcaklığında duruyor.
    ek2:
    tamam patlamıyor amk. makine ile aramda kişisel bir husumet vardı. iftira attım. pişmanım.