hesabın var mı? giriş yap

  • ofiste sabah sabah poğaçamı kemirirken, yüzümde tatlı bir tebessüm oluşturan batman özlem adlı otobüs firmasının muavin ve şoförlerini alkışlıyorum. ülkemizde daha çok görmek istediğimiz güzel hareketler bunlar.

  • yaşam fikrinin insanları çıldırtmıyor oluşundan daha ilginç değildir. her an ölüme daha da yaklaşıldığı için her gün dünden daha iyi, yarından daha kötüdür. insanı rahatsız edecek olan şey, insana sıkıntı veren şey ölüm olmamalıdır. yaşıyor olmak, tüm sıkıntıların kaynağıdır.

    heinrich heine der ki;
    "uyku iyidir. ölüm daha iyi. ama en iyi şey aslında hiç doğmamış olmaktır."

  • 1678'de venedik'te doğdu. babası st. mark kilisesinin orkestrasında çalan usta bir kemancıydı. vivaldi henüz kendi eserleriyle ün kazanmadan önce babasıyla birlikte ikili keman konserleri verdi ve bu konserler tanınmasında da büyük ölçüde etkili oldu.

    bir papaz eğitimi alan antonio vivaldi 1703 yılında resmen papazlık görevine atandı. ama aynı yıl başka bir işe daha girdi. ospedale della pietà adındaki bir kızlar yetimhanesinde keman öğretmeni oldu. buradaki görevi yetim ya da sakat kızlara keman çalmayı öğretmek ve onlara konserlerde seslendirmeleri için her ay iki konçerto yazmaktı. venedik'teki yetimhanede verilen bu konserler bir süre sonra bir gün konseri veren kızlarla tanışmak üzere katıldığı bir yemekten sonra, ayrılırken "bu çirkin kızların tümüne aşık" olduğunu yazar. bir süre sonra kent seçkinleri de kızlarını bu aynı yetimhane okuluna göndermeye başladılar. vivaldi daha sonraki yaşamının hemen hemen tümünü burada geçirdi. ne var ki operaya olan ilgisi onu sık sık venedik'ten uzaklaştırıyordu. 1710 yılında opera yazmaya başlayan vivaldi bundan sonra kendini özellikle opera yazmaya verdi. bilinen 49 operasından 22'si saklanıp bugüne kadar gelmiştir.

    opera, her ne kadar vivaldi için önemli olsa da, bugün vivaldi'nin önemi bestelediği keman eserlerinde yatar. çok usta bir çalgıcı olan vivaldi'nin keman çalışını izlemiş olan alman gezgin johann friedrich armand von uffenbach onun için "kimse bugüne kadar böyle çalmadı ve bundan sonra da çalamaz" diyordu. yolculukları yüzünden pieta'dan ayrılan vivaldi, bu zamanlarda bile yetimhane için konçerto yazmayı bırakmadı. yaklaşık 230'u keman için olmak üzere, 450 konçerto yazmıştır. vivaldi operalarını sahneletmek üzere gitmiş olduğu viyana'da 27 temmuz 1741 yılında öldü. bundan sonra bütünüyle unutulmuş görünen vivaldi'nin adı yüzyılımıza dek pek tanınmadı. ancak 1920'den sonra yapılan araştırmalar sonucunda vivaldi'nin yüzlerce eseri gün ışığına çıkmaya başladı. ve 1960'lara gelindiğinde vivaldi özellikle "dört mevsim"i ile dünyanın en büyük bestecilerinden biri olarak kabul edilmeye başlandı.*

    edit: opera sayısının son hali 45, keman konçertoları da 240.*

  • eyvah necdet: bunca yıllık çaycısın asım. hiç tavşanları düşündün mü? çaya neden tavşan kanı derler sence?

    asım:...

    eyvah necdet: hişş! sana bişey sordum.

    asım: şey... kırmızı diye heralde.

    eyvah necdet: kırmızı ha! gülünsün

    [midyat ve seyfonun gülme efektleri]

    eyvah necdet: sen hiç kırmızı çay gördün mü asım?

    asım: görmedim ama...

    eyvah necdet: peki o halde neden çaya tavşan kanı derler? çayın renginden değil asım. kanın çokluğundan. o tavşan deyip geçitğin hayvandan o kadar çok kan akar ki şaşarsın. bu yüzden avcılar tavşan vurduklarında bi gün boyunca kanın içinde bekletirler. tavşanın eti başka türlü yenmez asım.

    asım: haliyle biz o kadarını bilemiyoruz tabi.

    eyvah necdet: yani burda anlatılmak istenen çayın rengi değil. bereketidir asım. içsene çayını.

  • ımam konuşmasında "en tepelerde malikanelerde bile yaşasaniz sonunda hepiniz oleceksiniz" gibi bir cümle sarfetmiş bu esnada da tayyip başını yere egmistir.

    ımam bu cümleyi bilerek mi etti bilmem ama fox ana haber tam da bu kısmı kesmeden yayınlanmıştır.