hesabın var mı? giriş yap

  • fenerbahçe'de olsa sadece türkiye kupası maçlarında oynar, 60. dakikada yerini caner'e bırakırdı.

  • kaygılı bağlanma stiline sahipseniz;
    *birinden ayrılmak size çok acı verir. bu nedenle içinizde bir ses size "ne olursa olsun yeter ki gitmesin" der.
    *kendi yetenek ve özelliklerinizi küçümseyerek onunkileri abartmaya eğilimlisinizdir.
    ilişkide vericisinizdir.
    *onunla iletişimde olmadığınız her an onu düşünürsünüz, başka konulara odaklanmakta zorlanırsınız.
    *onunla iletişime girdiğinizde kaygı hissiniz kaybolur.
    *hayatınızdaki kişinin aşk için son şansınız olduğuna inanırsınız
    *sizi rahatsız eden davranışları konusunda "değişebilir" diye düşünmeye eğilimlisinizdir.
    *partnerinizle sorun yaşadığınızda yoksunluk belirtileri gösterirsiniz (yemek yiyemez, uyku uyuyamaz, mantıklı düşünemez duruma gelirsiniz)
    *yakınlık ve samimiyet istersiniz.
    *ilişkideki yerinizi açıkça bilmek ve partnerinizin sadakatinden emin olmak istersiniz.
    *çoğunlukla tepkisel davranırsınız.
    *fiziksel yakınlık istersiniz.
    *partnerinizin bir başkasıyla ilgilenmesi veya ilgilenecek olması sizi kaygılandırır.
    *bir partnere hızla bağlanma eğiliminiz vardır.
    *bir çatışma anında meselenin gerekçelerini konuşmak yerine düşünmeden sonradan pişman olacağınız şeyler söyleme ve yapma eğiliminiz vardır.
    *partneriniz size soğuk ve uzak davranırsa bir şeyleri yanlış yaptığınızdan endişe duyarsınız.

  • yalan olma ihtimali hiç düşünülemeyen yalanlar.
    -dönüşte alalım o oyuncağı...
    -ağlayan pirinç taneleri...
    -kalan pirinç taneleri kadar çocuğun olacağı hayali...bazen 1 bazen 3 bazen 10 pirinç...
    -sinema salonu tamirattaymış...
    -senin istediğin bebek bitmiş...
    -kardeş için evimiz çok kalabalık...
    -evlenip giden kedilerim...
    -seyahate çıkan kırmızı balıklarım...
    -sık sık elektrikleri kesen ve erken yatmak zorunda bırakan belediye başkanları...
    -ben doğdum diye her yıl 29 ekimde tüm ülkede havai fişeklerin patlatılması...
    -başının arkasında gözü olan anne...
    -odada kulağını unutup her şeyi duyan büyükanne...

    yazdıkça utandım ''ıq'' yerlerde.
    hiç yoktan okur yazarlığımız var, iyi kötü okul bitirebilmişiz nasıl ''o inek benim'' olduysam?
    ...

  • bu dönemde, cam kenarında oturan arkadaşların değeri kat ve kat artardı. kafayı camdan çıkarıp ezan okunur okunmaz haber verir ve anlıkta olsa kahramanlaşırlardı. yeterli ilgiyi göremeyen haberci tayfası ise trollük yaparak sahte ''ezan okundu'' çağrısıyla koca sınıfın her şeye inanan saf temiz öğrencilerine oruç bozdurur, öğretmenin gazabına uğrardı.

  • ne zaman bir ambulans sesi duysam, içindeki için dua ediyorum, dışında olduğum için şükrediyorum, yol vermeyene beddua, arkasına takılıp fırsatçılık yapana da küfrediyorum.

  • bazen yanıltabilir. gerçi şu yaşıma kadar yanılmadım zira tırt kitapları da okurum.

    * kitap kapağında insan yüzü fotoğrafı varsa.

    * kitap, çok satanlar reyonunda yer alıyorsa.

    * niv york tayms hakkında iyi şeyler söylediyse.

    * arka kapağında kitabın ne kadar şahane olduğu anlatılıyorsa.

    * kitap, yazarın anasına yok bilmem halasına atfedilmişse.

    * ön kapağında "üfff ne biçim de taşaklı bir laf ama" niyetiyle bir aforizma sıçıldıysa.

    * yazarı internet aleminden pörtlediyse.

    * kapağı böyle janjanlı, yok böyle kımıl kımıl rengarenk tasarlandıysa.

    o kitap deneyimlerime göre %98 tırttır. %2'lik yanıltma payı için özür dilerim.

  • iyi bilmediğiniz bir şehrin herhangi bir semtindesiniz ve merak ediyorsunuz, acaba burası zengin semti mi değil mi? bunu anlamanın en iyi yollarından birisi dükkanların dışarıda duran algida buzdolaplarına bakmaktır. eğer dolap kilitli değilse zengin semtidir, kilitliyse fakir... eğer normal buzdolabı kilidinin dışında bir kilit daha eklenmişse, hava kararmadan o semtten uzaklaşmanın yollarını arayın.

  • sabırlı olmaya ilişkin aşağıdaki deyimini düstur edindiğim filozoftur.

    "nehir kenarında yeterince beklersen, düşmanlarının cesetleri yüzerek gelir."

    csi'ın 4. sezonu, homebodies isimli bölümünün ilk dakikalarında gil grissom'ın ağzından duymak pek keyif vermiştir.