hesabın var mı? giriş yap

  • arkadaşla, çalıştığı yerdeki işçi iddiaya girerler.

    işçi: ben bu ineğin bokunu yerim abi
    arkadaş: hadi be... yiyemezsin
    i: yerim
    a: yiyemezsin
    i: hadi o zaan 4 paket sigarasına, var mısın?
    a: varım

    işçi dışkıyı yer. sonrasında;

    i: insanınkini de yerim. var mısın iddiaya?
    a: oofff... yokum ya yokum lanet olsun

    bana bunu anlattıktan sonra, ekledi;

    - hayır bi de bu adam yemek seçiyor ya. onu yemem bunu yemem... bok seçmiyor yemek seçiyor

  • yoğun yaşadığım çarpıntıların sebebi olan bağımlılık. sabah iş yerinde ilk iş 500 ml demliyordum bir saatte bitiyor soğusa da içiliyor gavurun malı. öğle yemeğinden sonra bir beşyüzlük daha deviriyordum. arada toplantı filan olursa bir iki fincan da öyle gidiyor. günde bir litre garanti yani. derken ardı arkası gelmeyen çarpıntılar başladı. panik atak krizleri geçirdim. testler holterler sonucu bir sorun çıkmadı. stres sıkıntı psikolojik dedik. sonra kendimi gözlemledim ne yaparsam oluyor bu diye. kahveyi kestim çarpıntıdan kurtuldum. abartmamak lazım benim gibi. bir süredir hiç içmiyordum şimdi günde bir iki fincan içiyorum bir sorun yok. ama kokusu yeter yahu. çok seviyorum kendisini.

  • 80 milyona dayanmış nüfusu olan ülkede kitap okuma alışkanlığı olan kişi sayısı kırk bin, bir de bu yavşaklara dil beğendiremiyoruz anasını satayım. dedirten fışkı. yetersiz dil yoktur, az dil bilgisi vardır. votka. nokta.

  • küçükken annem pazardan kırık yumurta alırdı daha ucuza geliyor diye. çok zor durumda olan insanları düşününce bu durumu fakirlik diye tanımlayamam belki ama zor şartlarda büyüdük. babamın fabrikada yemek yanında verilen 1 tek muzu yemeyip eve getirmesini, ablamla bana tam ortadan ikiye bölerek paylaştırmasını hiç bir zaman unutamam. yıllar geçti büyüdük üniversite okuduk(okutulduk), meslek sahibi olduk çok şükür halimiz durumumuz eskiye oranla iyi ama hayatta tattığım hiç bir şey babam tarafından ablamla ikimize paylaştırılan o muz kadar güzel gelmedi gelmeyecek. (bkz: ailenizin kıymetini bilin)

  • otele gitmeyin airbnb'de kalın, çadırda kalın diye tavsiye veren y*arrak gibi adam da geldiğine göre bu başlığın tutacağı kesin diyebiliriz artık.

  • tabakta bırakılan yemeğin arkanızdan koştura koştura gelmesi.

    hala ayaklı pilav imajı hafızamdan silinmemiştir.

  • bu ülkede ne zaman kanunlara, kurallara uygun bir şekilde davransan kaybediyorsun.

    ödemelerini düzgün yapan herkes kaybediyor ve kendini keriz gibi hissediyor.

    edit: ne çok dm atan olmuş. keriz diyen mi ararsın, enayi diyen mi, ödemeseydin diyen mi. ben hayatımda hiç kyk kredisi kullanmadım. yaş kemale erdi, köprülerin altından çok sular aktı. benim türkiye gerçeği ile ilgili vurgulamak istediğim bir sorunu anlayanlar zaten anladı.

  • okurken kulaklarımda hüzünlü bir 90 lar şarkısı hissettiren zehir zemberek açıklamadır. insanların hayatına bu derece müdahil olan oturduğu yerden sözde haber yapan klavye kahramanlarına yazılmıştır. bazı vurucu cümleler şöyledir:

    --- spoiler ---

    bana bahşedilen yeteneğimi paylaşıyor olmam sizlerde bir aidiyet duygusu mu yarattı ki hayatıma ve mahremiyetime bu denli müdahilsiniz?
    --- spoiler ---

    bu da tam metni.

    'medya ve toplumların acımasız merceği altında yaşamak nasıl bir şeydir bilir misiniz?
    her gün hakkımda yazılan, çizilen, söylenen asılsız haberlerin karşısında susmanın ağır yükünü taşıyabilir misiniz?
    hiç empati yapıp anlamaya çalıştınız mı?
    bana bahşedilen yeteneğimi paylaşıyor olmam sizlerde bir aidiyet duygusu mu yarattı ki hayatıma ve mahremiyetime bu denli müdahilsiniz?
    en insani hakkım olan özel hayatıma saygıyı gözden çıkarmak mıdır şöhretin bedeli?
    evlilik kararı aldığım haberlerinin kamuoyuna yansıdığı günden bu yana, hem benimle ilgili hem de eşim, hayat arkadaşım olacak pınar dilek'le ilgili gerek basında, gerekse sosyal medyada söylenenler, yapılan yorumlar yakışık almakta mıdır?
    bir insanı iftira ve yalanlarla lekelemeye, kirletmeye çalışmak bu kadar kolay mıdır?
    hiç tanımadığınız bir insanı böylesi incitici yalanlarla tanımlayıp üzmeniz reva mıdır?
    bu, her şey bir yana, en başta kendisine sonra da bana yapılan bir ayıp ve saygısızlık değil midir?
    onun da bir kalbinin, onurunun olduğunu, hem kendisinin hem ailesinin üzülebileceğini hiç düşünmez misiniz?
    bir başkasının gözyaşına sebep olacak iftiralarla, gönül kırıcı yalanlarla reyting yapmak nasıl bir habercilik anlayışıdır?
    bu asılsız haberleri okuyup onlara itimat eden, yangına körükle giden insanların yüreğinde sağduyu ve merhametten de eser kalmadı mı yoksa?
    demokrasi (!) adı altında yaşadığımız bu ülkede şöhretli insanlara yapılan bu haksızlık da insan haklarının bir ihlali değil midir?
    özel hayata müdahalenin bir sınırı olmalıdır.
    mesleğime, dinleyicime olan sevgim, saygım ve iyi niyetimle yürüdüğüm şöhret yolunda karşılaştığım bu acımasızlıklar, haksızlıklar hiç son bulmayacak mı?
    magazin medyasının ve toplumumuzun özel yaşamlarımıza daha saygılı, daha duyarlı olmalarını rica ediyor ve kişisel haklara olan tacizkâr zihniyetin değişmesini temenni ediyorum..
    sevgiyle
    tarkan'

    edit: imla.

    debe editi: allah belanızı versin sizin siz beslediniz bu köpekleri siz verdiniz silahları yazıklar olsun !!
    başın saolsun türkiyem.
    kahrolsun işid kahrolsun pkk kahrolsun terörizm kahrol uzun adam!

  • j burger!!!! bir arkadaşım yönlendirmesi ile ilk defa gittiğim ve o günden beri yaşadığım pişmanlığımı atlatamadığım mekan. keşke daha çok yiyebilseydim.

    şimdi amma abarttın diyenler olursa, özgünlüğe aç bir insan olarak, artık basma kalıp hamburger yapan mekanlardan bıktığım için dışarıya çıktığımda yiyecek olarak hamburgeri tercih etmem. ancak damak tadına güvendiğim bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine bir şekilde gittiğim mekan.

    öncelikle her soruma sabırla cevap verdikleri için personele teşekkür ederim. gerçekten müşteriye karşı nasıl nezaket göstereceklerini ve nasıl satış yapacaklarını çok iyi biliyorlar.

    hamburgerlerinde kullandıkları ketçap, mayonez ve diğer sosları kendileri yapıyorlar. her tadına bakışınızda farklı derinlikler buluyorsunuz ve bu da yemeğin çekiciliğini arttırıyor.

    acak belki ketçapı daha kıvamlı yapsalardı diye düşünmedim değil!!!

    hamburger ekmekleri anladığım kadarıyla dışarıda anlaştıkları bir fırından kendi reçeteleri ile yapılıyor. ekmekler her zaman taze ve tat olarak baskın değil.

    peyniri kullanış şekilleri sevdim. ancak sanırım kaşar peyniri kullanıyorlar, bu tarz hamburgerlerde chedarı tercih ederim. chedar aroması ve kendi yağı ile kaşara göre daha farklı bir tat katıyor hamburger köftesine.

    şimdi adını hatırlamadığım ancak ekmeğin üstünde peynir ve domates sosu olan içi pastırmalı, bir köfte, bir bonfile li hamburgerinin büyük boyundan yedim. ilk defa hamburgeri çatalla yediğim için etrafımdan birparça çekindim ancak sonrasında sevisi yapan arkadaşa sorduğumda durumun çok normal olduğunu öğrendim.

    fiyat olarak; maalesef bizim ülkemizde nereye giderseniz gidin, farklı bir şey yediğiniz zaman fiyatlar hemen yükseliyor. j burger için de aynısı geçerli yediğim hamburger 24 tlydi yanlış hatırlamıyorsam. iki kişi, iki kola bir büyük bir küçük boy hamburger, ortaya bir patates kızartması 60 tl civarında ödedim. ha yanlış anlaşılma olmasın diğer yerlere bakınca parasını hak ettiği kesin.

  • (s=serseri,k=kız)bir arkadaştan alıntıdır:
    s-pardon bayan
    k-efendim?
    s-benimle çıkar mısınız?
    k-hayır!
    s-bravo,çok doğru bir karar,eğer evet deseydiniz yarrağı yemiştiniz.

  • kemal kılıçdaroğlu'nun açıkladığı olay.. şimdi iktidar zamları geri alsa bir dert, almasa bir dert.

    halk için zaten bir dert de, iktidar için de zor bir durum. zamları geri alsa, "kılıçdaroğlu bastırdı ve zammı geri aldırdı" diyecekler. zamları geri almasa bu sefer de zamlardan dolayı bunalan halk iktidardan daha da bir soğuyacak. birkaç puan oyları birden düşecek...

    iktidarı fena sıkıştırdı..

    edit: faturayı ödemediği takdirde kılıçdaroğlu'nun elektriğinin kesilmesi hususunda da olabileceklere dair tahminlerimi de şurada yazdım.
    (bkz: kemal kılıçdaroğlu'nun ev elektriğinin kesilmesi)