hesabın var mı? giriş yap

  • işten çıkmış, minibüse binmişim ve burnumdan soluyorum. minibüs kalabalık, ayakta ve ön taraftayım. cebimden bir milyon çıkarıp şoföre bir kişi alır mısın deyip para üstü olan 250 binlirayı bekliyorum. bu arada para uzatanlara kıl kıl bakıp, verilen paraları hiç konuşmadan şoförün önüne atıyorum.

    bu sırada soför 10 milyonun üstü deyip elime paraları tutuşturuyor. tüm kıllığımla “on milyonun üstü” diye ünleyerek ve kafamı bile çevirmeden parayı arkaya uzatıyorum. parayı kimse elimden almıyor. biraz daha yüksek bir tonla “on milyonun üstü” diye bağırıyorum, yanıt yok. “hey allam ya” deyip şoföre parayı geri uzatıyorum ve “al abicim, istemiyorlar demek ki para üstünü” diyorum. soför parayı şaşkınca alıyor ve aynadan yolculara göz gezdirip bir kez de o soruyor "on milyonu kim vermişti” diye.

    bu sırada gözümün önüne dört beş görüntü aniden flashback ler halinde çakıyor. işten çıkış, bakkalda 10 milyonu bozmayan amca, bu yüzden dergi alamayış, başka paranın olmadığını hatırlama...
    evet, o 10 milyonu ben vermiştim.. ben...ben...en.nn...

    o kıl sert halimden nasıl yavşak moduna geçtiğimi de anlatmıyor, sözlükçülerin hayal gücüne bırakıyorum. oy oy oy oyy...

  • danimarka ve kanada'yı karşı karşıya getiren 1,3 km2 büyüklüğe sahip ada. her iki ülke de bu küçük adanın kendilerine ait olduğunu iddia ediyor ve bu iddialaşma yaklaşık 1 asırdır da devam ediyor.

    söz konusu iki ülke, bu "savaşı" adaya bayrak dikip kendi ülkelerinin viskilerini koyarak sürdürüyorlar. her iki ülke de belirsiz aralıklarla adaya geliyor, diğer ülkenin bayrağını kaldırıp kendi bayrağını dikiyor ve kendi ülkesinin viskisini koyup yoluna devam ediyor.

    yıllar içerisinde 100 yıldır süren bu çetin savaşı bitrmek için çeşitli girişimlerde de bulunuluyor. iki ülkeden yetkililer bir araya geliyor ancak bir uzlaşma sağlanamıyor. adanın yarısının kanada'ya diğer yarısının danimarka'ya bağlanması teklif ediliyor ancak taraflar bunu da kabul etmiyorlar.

    adada değerli maden ya da doğal kaynak da bulunmuyor. bu amansız savaşın akla gelebilecek tek sebebinin kıta sahanlığı olduğu düşünülüyor.

  • garson: beyefendi 5 dakikanız kaldı hızlı yerseniz sevinirim
    müşteri: tabi hemen yiyip kalkıyorum(hamburgerden büyük bi ısırık alır)

    sizin de gözünüzde canlanmadı di mi? bunun grisi yoktur siyah ya da beyazı vardır. restoranlar açıldığında bu yasağa riayet edilmeyeceiğini hepimiz biliyoruz. sorarlarsa 45 dk dersin ne olucak

  • bunlardan bir tanesi de benim. beyaz çorabı bitirdiniz, kısa kollu gömleği engellediniz, beyaz atleti yedirmeyecegiz!

  • tüm game of thrones dizi tarihinde hikayesi ve karakter özellikleriyle toplamda en sevdiğim karakter.

    --- spoiler ---

    daha sör loras'ın abisini kepaze edişinin ardından robert baratheon'un "stop this madness in the name of your king" dediği sahnenin efsane hareketiyle, hatta 01 x 01'deki kullandığı helm ve sonrasında black water savaşındaki "f.ck the king" ve hepimizi hasta eden efsane "chicken" takıntısıyla sevdiğimiz bir karakterdir. grrm'in asalet, soyluluk kavramlarıyla dalgasını geçen, onları küçümseyen zihin parçasıdır sandor clegane. beric-thoros-sandor üçlüsüne terfi ettiğinde geldiği nokta katıksız "reyizlik" mertebesidir. arya ile olan ilişkisi, onunla geçirdiği "sezon" falan hep efsane olarak anılacaktır. "kılıç sallayan ayı" tiplemesinin çok ötesinde bir adamdı. hep beklediğimiz clegavebowl'un sonunda ölümünün gösterildiği sahne game of thrones 8. sezonundaki en sağlam, en alt yapısı olan andır. ne 3 gözlü muazzam özel kişi bran, ne ölümden geri dönen jon snow ne de ejderhalara can veren daenerys targaryen onun kadar özel ve anlamlı bir sahneye sahip olabildiler.

    zaten onun kadar vurucu ve özel bir sahnesi olan tek kişi de onun hem kızı hem de yol arkadaşı, ortağı sayılacak arya stark ve bu istemsiz tesadüf game of thrones serisinde/dizisinde son sezona dair güzel olan tek şeydi.

    hound... adamsın. hem de adam gibi adam, yani güzel adamsın. tüm iyiliği ve kötülüğüyle muhteşem bir kurgu karakter.
    --- spoiler ---

  • bir tane tanidigim var. asgari ucretle haftanin 5 gunu 9 saat, bir gunu 16 saat calisiyor ve haftada sadece bir gun izni var o da kesinlikle haftasonu degil. evde iki kucuk cocugu var, onlarin odevleri var, ev isleri var, o var bu var... kisacasi gulumsemeye gucu yok, enerjisi yok.
    ekleme: 16 saat calistigi gunlerde dahi ne yemek ne su veriyorlar. marketten indirimli alisveris ya da kupon vs haklari da yok. ustune yilin bazi donemlerinde bu 16 saat calisma haftanin 2 ya da 3 gunune kadar bile cikabiliyor.

  • şirince köyünün muhtarı ben olsam yarın köyün elektirik şalterlerini ipneliğine kapatırım. ardından da vericen ses efektini ortama gel ondan sonra.

  • sabah sabah, yeni bir haftaya başlamak için en üzücü haberlerden birine vesile olmuş, asla unutulmayacak efsanevi sanatçı, efsanevi besteci. çok üzüldüm gerçekten.

    geyik muhabbeti gibi olacak ama daha geçen hafta the very best of ennio morricone albümünü bilmem kaçıncı defa hayranlık içinde dinlerken 'allah uzun ömür versin' diye içimden geçirmiştim. hala yaşadığına şükretmiştim. kötü haberi almam ancak bir hafta sürdü. aslında yaşı itibarıyla her an bekleyebileceğimiz ama ne olursa olsun ölümü yakıştıramayacağımız da bir insandı.

    john williams, hans zimmer, james newton howard, thomas newman, ramin djawadi falan hepsi harika besteciler ama ennio morricone tam anlamıyla çağımızın mozart'ı, beethoven' ı, bach'ı, brahms' ı, hangisini isterseniz o'suydu. ardında bıraktığı unutulmayacak güzellikteki eserler günü gelecek, alt tarafı birer film müziği olarak kalmayacak, 20. ve 21. yüzyılın klasik müzik eserleri olarak anılacaktır. mekanı cennet olsun, güzellikler içinde uyusun.

  • philadelphia'da zenci mahallesinde tutulan evde, mahallede herkesin zenci-musluman olmasi. siyah siyah kadinlarin turbanla tesetturle simsiyah gezmesi, 5 yasinda kizlarin bile bas ortusu takiyor olmasi. asil dumur olaya geleyim, banyo havalandirmasindan yan evdeki banyoda yasananlarin isitilebilmesi. bir gun dus alirken komsu bay zencinin de o esnada dus aliyor olusu, adamin dus alirken ezan okumasi. ezan okurken allahu ackbar yeaaah diye bagirmasi, ezana rnb cover cekmesi. ezani duyan musluman kulturlen yetismis bunyenin elindekini birakip, lan herif rnb de olsa ezan okuyor ben burda neler yapiyorum diyip vicdana gelmesi, ve mevzu tamamlanmadigi icin akabinde yumurtaliklarda olusan feci agri.

    edit: mla