hesabın var mı? giriş yap

  • amerika'yla ticaret anlasmasi yapan ulkelerde anlasmayi izleyen yillarda ciddi artisin goruldugu hastalik. anlasmayla beraber ulkeye rahatlikla akabilen fast food, gazli icecekler ve yuksek fruktozlu misir surubu* bu olguyu tetikleyen en guclu etkenler olarak gosteriliyor.

    meksika'da 1994 yilinda yapilan anlasmayi izleyen 1996-2012 yillari arasinda amerika'dan hfcs ithalati %1200 artiyor. 2013 yilinda meksika, en obez ulke olarak amerika'yi geride birakiyor. [1] [2]

    kanada'da 1989'daki anlasmayi izleyen yillara yonelik yapilan arastirmaya gore gunluk erisilebilen kalori miktari 170 kcal artiyor. bu fazlalik kanadalilarda ortalama 1.8 ila 12.2 kg arasinda bir kilo artisina sebep oluyor [3].

    samoa'da ise durum daha karisik. 2. dunya savasindan sonra amerika'da hizla artan hindi tuketimi geride bircok yenilemeyen hindi parcasi birakiyor. hindinin kuyruk kismindaki, tuylerini parlak tutmaya yarayan oldukca yagli bir doku da buna dahil. hindi ureticileri bu kismi cope atmak yerine samoa'ya ihrac ediyor. o zamanlar proteinden yoksun olan samoa halkinin hindi kuyrugu tuketimi 2007'de yilda ortalama 20 kg'i geciyor (bu rakam amerika'nin 3 kati. ulkemizde ise yilda yaklasik 23 kg et tuketiliyor). bu artis samoa icin oldukca iyi bir firsat gibi gozukse de dortte ucu yag olan bir besinin bu kadar yaygin olarak tuketilmesi beraberinde %56'ya varan obezite oranlarini getiriyor. dahasi, samoa 2007 yilinda hindi kuyrugunu yasakladiginda dunya ticaret orgutu*'ne alinmamakla tehdit ediliyor ve bu yasagi kaldirmak zorunda kaliyor [4].

    amerika ile ticaret anlasmasi olan 20 ulkenin (turkiye bunlardan biri degil) obezite ortalamasi %23, dunya ortalamasi %14, turkiye ortalamasi ise %32 [5].

    edit: burada bahsedilen etki bir entry'de mantik yuruterek kanitlanamayacak bir durum. bu etkiyi arastirmak icin bilim insanlari senelerce calisma yapmis. bu entry'de de o arastirmalarin ozetleri ve referanslari verildi ki causality var mi yok mu (var [3]) merak eden yazarlar daha detayli okuyabilsin. tabi ki butun faktorleri gozardi edip sadece ve sadece amerika ile anlasma yapmak obeziteye sebep oluyor demek mumkun degil. haliyle bunun tersi (amerika ile anlasma yapmamak obeziteyi engelliyor) de dogru degil. bu nedenle turkiye'de anlasma olmamasina ragmen obezitenin bu kadar yuksek olmasi herhangi bir celiski teskil etmiyor. turkiye'de obezite oraninin bu kadar yuksek olmasinin sebepleri hakkinda da eminim bircok akademik calisma yapilmistir. bir ozet yazan olursa merakla okunur :)

  • örnek olarak bir malın fiyatındaki %10'luk bir artışa/inişe, tüketici %3'lük talep azalışı/artışı ile cevap veriyorsa inelastik;

    bunun yanında, maldaki %10'luk bir artış, tüketici talebinde %30 azalışa neden oluyorsa elastik talep oluyor.

    misal sigara, alkol vb. ürünler inelastiktir. devlet %20'den fazla zam koysa dahi, kullanıcılardaki azalma %3-4'ü geçmez.

    bu yüzdendir ki, bilinçli tüketici, kapitalist düzenin korkulu rüyasıdır.

  • nişantaşı üniversitesi niçin ilk 20'ye giremediğine anlam veremediğim liste.
    bu arada arkadaşlar çarpım tablosu vize notları elinde olan varsa yeşillendirsin.

  • bence en güzel şöyle çözülür:

    makini: avuçiçine alınabilenler ve daha küçükleri.

    makine: avuçiçine sığmayacak kadar olan ama bir insanın kaldırabileceği ağırlıkta (20 kilodan hafif) olanlar

    makina: 20 kilo ya da daha ağır olan ama bir tondan hafif olanlar

    makino: 1 ton ve üstü ağırlıktakiler.

    makina mı makine mi

  • okul bahçesinde bir gün geziyordum
    hoca çağırdı "albert buraya gel"
    "buyrun hocam"
    dedi "çıkar kalem"
    cebimden plütonyum-239 çıkardım
    dedi "çıkar defter"
    formul kağıtlarını çıkardım
    dedi "çıkar harita"
    işte güzelim orada senin
    benim vücudumda bıraktığın
    üç beş tane foton yarası varya
    işte onları çıkardım
    hoca dedi "bunlar ney"
    hocam üç beş foton yarası
    sanki sanırsınız ki piskopatın allahı
    ama bilmezsinizki o üçbeş foton yarası
    ela gözlü sevdiğimin hatırası

    sanirim sair ile filozof arasi biseymis einstein.

  • az önce bir çalışanları olarak haberimin olduğu durum.

    trendyol müşteri hizmetlerinin bir kısmı izmirde webhelp şirketine bağlı ve çalışanlar olarak 6 aydan fazladır evden çalışıyoruz. herkesin evinde hasar olduğunu bildirmemize rağmen istanbuldaki trendyol tarafı çalışmamızı istiyor. evinde bilgisayarı düşenler, duvarlarında kolonlarında sıkıntı olanlar durumlarını bildirdiler ama trendyol tarafı bunu umursamadı ve yarın bizden sabah 9 akşam 18 arası çalışmamızı istiyor.

    alışveriş yaptığınız sitenin çalışanlarını ne kadar önemsediğini görün istiyorum.

    edit: arkadaşlar konu yukarıda kalsın diye destek istiyorum sizden. kamuoyu oluşturulması gereken bi konu olduğunu düşünüyorum.

    edit2: güzel destekler alıyorum teşekkürler herkese. isteyene özelden kanıt atıyorum.
    ekstra olarak çalışma diyen arkadaşlar için öğrenciyim ve paraya ihtiyacım var, seçim şansım yok.

    edit3: aykırı gazetesi'nin haberi:
    https://www.aykiri.com.tr/…arina-izin-vermedi/6799/

    edit4: gerçek gündem haber sitesinin linki:
    https://www.gercekgundem.com/…alisma-talimati-verdi

    edit5: operasyon yöneticisi biz müşteri temsilcilerini gecenin 3'ünde tek tek arayıp yarın izinli olduğumuzu söyledi. bu başlık ve baskılar olduğundan dolayı iyi olup olmadığımızı sorma fikri akıllarına yeni gelmiş olmalı ki daha yeni sordular.

    baskılar sayesinde trendyol kararından geri adım attı ve biz kazandık. destek olan herkese çok teşekkür ederim. sizler yarın evlerinde deprem korkusuyla 11 saat bilgisayar başında çalışmaya mecbur bırakılacak yüzlerce insanı bu dertten kurtardınız. gurur duyuyorum.

  • arıcılığın ne olduğunu bilmeyen kişilerin salladığı şey.

    arıların çiftliklerde polenlere ulaşımı çok kolaydır ve etkinliği artan üretim sistemi, ihtiyaç fazlası ürün verir ve arıcılar da bu fazlalık balı kullanor.

    adam salak mı kendi kolonisini aç bıraksın da para kaybetsin