ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
fenerbahçe kürek takımı'nda skandal
-
suya yansımamıştır.
karizmatik cevaplar
-
gerçek olaydır:
merkez bankası'nın eski başkan yardımcılarından birinin banka'da bir işlem yapması gerekir. nüfus cüzdanı vs. belgeler arz edilir. "fakat" der görevli bayan "imzanın size ait olduğunu gösteren bir sirküler lazım...".
amcam cebinden bir adet 20 milyon*'luk banknot çıkartır. üzerindeki imzayı ve adını gösterir. "işte" der "benim imzam bu!"
işlem derhal gerçekleştirilir.
bahçeli'nin imamoğlu'nu tehdit etmesi
-
başkanı olduğu partiye oy dahi vermeyen genel başkan açıklaması. çok da dikkate almayın derim.
funda özkalyoncuoğlu'nun kitap özetleri
zevk alınan ufak sapıklıklar
-
sapıklık mıdır bilemedim, göreceli bir sapıklık diyelim. her taksiye binişte farklı kimliklere bürünmek ve şöförle bu doğrultuda konuşmak. farklı meslekler, farklı öğrencilikler, farklı hayatlar, farklı dertler. şiddetle tavsiye ediyorum.
ekşi itiraf
-
dun bir ara markete ciktim yemeklik bi'seyler alayim diye. sebze-meyve reyonundan oylesine aldim bi'seyler. domatesi normalde incelerim filan. cunku; benim icin onemli guzel domates. hic ugrasmadan ilk elime gelenleri aldim eve geldim.
domatesi bi' kestim, bildigin domates kokuyo cekirdekli filan. tadina baktim, muhtesem.
dunden beri gidip gelip dolabi acip domatesleri seviyorum. utanmasam gece koynuma alip uyuyacagim.
aklima gelmisken, gidip biraz daha izleyeyim.
domates kadar guzel sey var mi su koca kainatta ?
preet bharara
-
kuzenim tarafından kendisine şiirler yazılan insan.
(bkz: kuzenim yazmış)
kutudaki paralar yandaşlara saçıldı,
reza gilin önünde bütün yollar açıldı,
tapelerin üstüne soğuk sular içildi,
tam ümidi kesmişken çıkageldin bharara
sen bunları bilmezsin, hepsi birer engerek,
bize de senin gibi yiğit savcılar gerek,
istersen sana burdan fındık fıstık gönderek,
jack daniels'ın yanında biraz yerdin bharara
ebru bugün yalıda karaları bağlamış,
demir atmış yalnızlığa, içli içli ağlamış,
miami'nin adaleti kılıncını yağlamış,
dolce vita hayata ayar verdin bharara
garip reza mahpusta, beli göçmüş ranzada,
oysa ki gezecekti roma'da fransa'da,
havuz medyası seni paralelci sansa da,
diğer yüzde elliden hürmet gördün bharara
deniz gezmiş
-
kendisi 6. filo eylemlerinde emperyalizme karşı eylem yapıp, abd askerlerini boğaza döktükten 4 yıl sonra idam edilmişken; aynı eylemlerde kendilerine saldırıp abd askerlerini çembere alıp koruyanlardan olan ve bunu inkar etmeyen abdullah gül 40 yıl sonrasında cumhurbaşkanı olmuştur.
ne desem gg
brian may'in gitarını uçakta first class'a alması
-
uluslararası uçuşta benim de bir bas gitar hard case'imin parçalanmışlığı var. pek çok insandan da benzer hikayeler duydum.
dahası uçuşlarda enstrümana koltuk almak son derece yaygındır. örneğin kontrbas taşıyanların tamamı koltuk alır (hawaii'ye sezonluk uçan müzisyenlerin dertlerinden biridir).
ayrıca uluslararası uçan müzisyenlerin (çello çalan, bas klarinet çalan vs.) hepsi enstrümanını yanına alır. uçuş izin vermezse kavga gürürültü sonrası koltuk alırlar. gitaristlerin amfilerini de yanlarında taşıma istekleri makul ve yaygındır.
bunun haricinde, amerikadaki müzisyenlerin uzun süre eylem yapmaları sonucu kazandıkları bir hak vardır: bazı enstrümanlar hariç (vurmalılar, büyük bas üflemeliler vs.) entrümanını yanına alabilir, enstrümanın ve çantasının incelenmesi sırasında inceleyenlerin yanında durabilir ve onları yönlendirebilir vs. vs. yine de forumlardan okuyunca, işin pratiğe dökülmesinde zorlandıklarını görüyoruz.
özetle, adamın gitarının ekonomik ederini bir kenara bırakıyorum, enstrüman için koltuk almak normal ve oldukça yaygındır. bu adamın da kalkıp kendisi first class uçarken enstrümanı için arka sıralardan koltuk alması, hele tanımadığı birinin yanına gitarı oturtması kadar mantıksız bir şey olmazdı.
son olarak: buna sırf parasından dolayı görgüsüzlük diyorsanız yazıklar olsun. müzik camiası bir yana, bu kadar parayı bulmuş insanlar arasında belki de dünyanın en mütevazı adamlarından biridir brian may. ayıb lan...
balıkesir'de idam edilen mao maketi
-
şu son bir haftada ülkücüler yüzünden ülke iq ortalamamız 30'lara geriledi amk.
mecliste olanları ayrı dert, dışarıdaki yavru kurtlar ayrı dert. ne sikim bir kanser hücresisiniz lan?
çin halk cumhuriyeti'nin türkiye'yle bütün ilişkilerini askıya almasına sebebiyet verecek makettir askjhasfhkl.
osmaniye'de şemsiyeyle uçan adam
-
ulan kemal sunal filmleri gibi aynı; 5-10 kere de izlesen sıkılmıyosun. adam resmen göğe yükselmiş
edit: tekrar tekrar izleyince detaylar daha bir ortaya çıkıyor; uçuşa engel olmak isteyen dayılardan bir tanesinin elindeki çay bardağı ve uçuş gerçekleştirdiği anda bile o çay bardağından vazgeçmeyişi, sıkı sıkıya, hayata sarılırcasına sarılışı...
squid game
-
dizide kaçan bazı tutarları derledim çünkü ben bu konuda takıntılı olduğum için dura dura izledim:
--- spoiler ---
büyük ödül: 344.8 milyon tl
esas oğlan'ın paso çektiği ve idare etmeye çalıştığı para: 75 tl (10 bin kwon)
esas oğlan'ın çaldırdığı ve yıkıldığı para: 34 bin tl
esas oğlan'ı oyunlara çeken elemandan kazandığı o gece onu mest eden para: 750 tl
esas oğlan'ın borcu: burayı tekrar aradım da bulamadım. tek tek söyleniyor aslında ama hatırladığım kadarı ile bankalara ve tefecilere 3-3.5 milyon tl gibi bir borcu var toplamda
kankasının borcu: annesi onu amerikada sanan çocuğun borcu ise 50 milyon tl'ye yakın. esas oğlan bunu başta 5 milyon anlıyor kendisinin de ona yakın olduğundan ödenir yea diyor, sonra anlıyor 50 milyon olduğunu.
--- spoiler ---
pablo picasso
-
fotografin oldugu bir donemde, objenin aynisini cizmenin sanat olmadigini savunarak kendisini kor olarak dusunup, hissettigi ve duydugu sekilde cizimler yapmaya baslamasiyla dogmustur kubizm. ki hak vermemek elde degil.
bir sanat eserini yorumlarken, sahibinin eseri ortaya cikarirken neler dusunup hissettigini merak etmekten, zihin devinimlerinin ve sinirlarinin izini surmekten kendimi alamiyorum. kendini resmettigi portrelerinin zaman icindeki degisimini incelemek hayli urpertici; olumsuz anlamda degil, bilakis muhayyilesinin sinir tanimazligiyla cezbeden bir urperti bahsettigim:
1896 - yas 15: http://i.hizliresim.com/rm13dm.jpg
1900 - yas 18: http://i.hizliresim.com/bpzrnv.jpg
1901 - yas 20: http://i.hizliresim.com/0nz1x9.jpg
1906 - yas 24: http://i.hizliresim.com/g86q15.jpg
1907 - yas 25: http://i.hizliresim.com/jadagq.jpg
1917 - yas 35: http://i.hizliresim.com/zk3zyg.jpg
1938 - yas 56: http://i.hizliresim.com/4rzpng.jpg
1965 - yas 83: http://i.hizliresim.com/21arpa.jpg
1966 - yas 85: http://i.hizliresim.com/g86qbo.jpg
1971 - yas 89: http://i.hizliresim.com/y5qexk.jpg
1972 - yas 90: http://i.hizliresim.com/j368ml.jpg*
1972 - yas 90: http://i.hizliresim.com/z5m397.jpg*
1972 - yas 90: http://i.hizliresim.com/vad0dv.jpg*
1972 - yas 90: http://i.hizliresim.com/a3ylk2.jpg*
ve sorar ressam: "who sees the human face correctly: the photographer, the mirror, or the painter?" *