ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
anadolu lisesi almancası
-
hep oniki yaşında kalmama sebep olmuş almancadır. "ich bin zwölf jahre alt!"
fiat egea'nın muazzam yol tutuşu
-
yol tutuştan daha çok muazzam bir şöför barındıran video.
o arabayı oradan kurtarmak gerçekten büyük iş.
atatürk'ün savarona'ya harcadığı para
-
savarona yatı 1938 yılında 1.250.000 türk lirasına satın alınmış. o yıl dolar kuru 1,26 tl. yani 992.063 dolara alınmış.
son iki yıldır atatürk orman çiftiliği talan edilerek inşaa edilen yeni cumhurbaşkanlığı sarayına yapılan harcama ise şu ana kadar 1.000.000.000 türk lirası. 2015 sonuna kadar toplam maliyetin 1.500.000.000 türk lirası olacağı söyleniyor. yazı ile bir buçuk milyar türk lirası. bugünün kuru ile 680.272.108 dolar.
hiç zahmet etmeyin ben sizin için hesaplayayım; cumhurbaşkalığı sarayına harcanan para ile 686 adet savarona alınabiliyor.
reddedilince hemen vazgeçen insan
-
mantığına göre hareket eder ve askıntı olmak istemez. bu yüzden karşı tarafı umursadığını bile söyleyebiliriz.
erdoğan'ın örtülü ödenekten 7 milyar tl harcaması
-
doğruysa bu parayla ülkeye 35 tane amerikan hastanesi yapılır.
şimdi gittiğin devlet hastanesini düşün, bir de kapısından içeri giremediğin amerikan hastanesini.
ha işte, bir düşün bunu. böcekliğini unutma.
1 aralık 2018 paris protestoları
-
1500 avro maaş alan fransızlar benzin fiyatlarının 1.5 avro olmasını protesto ediyor. 1600 tl maaş alıp benzine 6.2 tl veren yurdum çomarları da avrupa karışıyor diye seviniyorlar. önce oturup kendi halinize ağlayın.
adamlar belli ki fransız devriminin ruhunu kaybetmemişler. hakkını arıyorlar. macron'u seçtik, 5 yıl istediği şekilde bizi yönetebilir demiyorlar. arada rot- balans ayarı yapıyorlar ki yolundan şaşmasın.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
1997 yılıydı. o dönemde liseyi kazanmıştım. liseye girişte sağlık raporu istenmişti. velhasıl o raporu almak için bakırköy devlet hastanesine gitmem gerekiyordu. fakirlik işte, annem öyle bir para verdi ki muayenelere yola yemeğe yetecek mi bilmiyorum.
yolda sürekli inşallah çok fazla masraf tutmaz diye içimden geçirdim. hastanede biraz masraf çıktı haliyle. ben paralarımı hesap ederken karnım o kadar açıkmış ki anlatamam. hastanenin önündeki büfeye geldim:
ben: abi simit kaç para?
büfeci: ... lira
ben: peki meyvesuyu kaç para?
büfeci: ... lira
ben: o zaman bi simit alayım abi
büfeci: meyvesuyu vermeyim mi?
hayatımın o anı sanıyorum kendimi en gariban en yalnız hissettiğim andı. büfeden simit alırken beni gören orta yaşlı bi bayan daha sonra yanıma gelip "ben sana meyvesuyu alayım mı oğlum" demişti en anaç haliyle. beni bi ağlama aldı ama anlatamam sözlük. (bkz: bu da böyle bir anımdır)
şahane pazar'dan akılda kalanlar
-
elde sismekte olan balonla tahmin sorularini cevaplamak. bu yarismada unlulerin telefondakiler icin yarismasi.
çocuğu anne büyütür bırakın şu kariyer tribini
-
kadınların ancak çok küçük bir kısmı "aman kariyer yapayım, sabahlar olmasın" tribinde olabilir. geri kalan büyük çoğunluğu ise ekonomik durum nedeniyle o çocuklara daha iyi bir gelecek hazırlayabilmek adına her saatini "çocuğum bakıcı ile ne yapıyor?" düşünceleriyle çalışarak geçirir.