hesabın var mı? giriş yap

  • özel sektör mü? azıcık daha kpss mi kassam? peki ya yüksek lisansa ne dersin piremses? çalışırken yüksek lisans mı? yoksa direkt öyp ile olaya mı dalsam? sahada mı geliştirsem kendimi? klinik deneyim mi? daha yeni mezun oldum cv'ye ne yazayım lan? anca stajları yazarım. yer mi ki? denicez. ha? efendim anne söyle? ne evliliği anne bir dur. yurtdışına kapak mı atsam? şöyle çok çirkin olmayan mayışlı biriyle evlenip oturumu alıp vınn. efendim anne? çükünü kestiriveririz anne nolcak. neyse ne diyodum hah yurtdışı. anaa yurtiçi kargodan mezuniyet elbisem gelecekti. dur ariyim onu bi. hangi şehre gitsem? tamam her yerde para var da şöyle gezip eğlenebileyim de. yaşım 23 lan. akşam eve gelip kucağımda meyve tabağıyla dizi mi izlicem sanki. şehir önemli şehir. a-a! bu ne lan. kulağımdan bişey geliyo. bu sızıntı ne? aha. beynim aktı...

    işte bu sikko bunalımların alevlendiği dönemlerin yaş adıdır 23.

  • bir gemici gec vakit küçük bir otele gelmis. yer olup olmadigini sormus:
    - hiç boş yerim yok bu gece, demis otelci.
    gerçi iki kisilik bir odada tek yatagim var ancak pek tavsiye etmem.. cunku oteki yatakta bizim komi kalıyor, feci horlar kendisi.
    - ziyani yok, demis gemici, verin bana o yatagi..
    ertesi sabah gemici hesabi odemeye geldiğinde otelci sormus:
    - nasil uyuyabildiniz mi?
    - cok guzel uyudum.
    - yaninizdaki horlamadi mi hiç?
    - hic horlamadi.
    - ama nasil olur?!
    - odaya girince yanagindan "merhaba guzel cocuk" diye bir makas aldim, sabaha kadar gozlerini kirpmadan yatakta oturdu.
    - ...

  • diziyi bitirdim ama ben de bittim. günlerdir ne yazsam diye düşünüyordum, sonunda kendimce yakaladığım ufak bir detayı paylaşmak istedim.

    --- spoiler ---

    5.bölümde agah bey, nazif-naz ile içerken nazif bir ara şöyle diyor: "hani bir kız vardı güzelce, sungurlar pazarlıyordu hatırladın mı? galiba ben ilk kez o kıza söyledim agah"

    bu bahsi geçen kız reyhan. o sahneyi tekrar izlerseniz konu açılınca agah bey'in yüzünün değiştiğini anlarsınız. hani seviyoruz böyle amerikan dizilerinde dizinin finali aslında önceki bir bölümde verilmesini, aynısı şahsiyette var. o yüzden gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki izlediğim en iyi 10 dizi arasına girdi şahsiyet. finaliyle beni bu derece vuran bir dizi daha hatırlamıyorum.
    --- spoiler ---

  • bununla ilgili şöyle bir güncel örnek vermek isterim.

    dün, yoğun toplantıların olduğu bir gündü. evden çalıştım. sabah 8.15'te uyandım. 8.30'da ferah bir şekilde işime başladım. yoğun bir günü bile yıpranmadan tamamlayıp 18:00'de işimi bitirdim.

    bugün ofise gelmeyi tercih ettim. yol normalde 20 dakika civarı sürdüğü için ve toplantım saat 9'da olduğu için 8'de evden çıktım. insanlar -haklı nedenlerle- toplu taşımadan kaçındıkları için korkunç bir trafik vardı. 1 saatte ofise ancak ulaşabildim. koştura koştura masama oturdum. saat 9.05'te, 1 saat araba kullanmış ve yorgun bir şekilde işe başladım.

    ev yerine ofise gelerek;

    -dönüşle birlikte- 2 saati yol için kaybettim
    1 saat daha az uyudum
    eve yorgun döneceğim için muhtemelen yemek yapamayacağım.
    daha verimsiz çalıştım
    en az 1 litre benzini doğaya saldım.
    bu benzin tutarı kadar kaynak boşa gitti.
    işveren açısından elektrik, su, kahve, havalandırma gibi ek maliyetlerim oldu.
    1 günlük pantolon ve gömlek yıkama, ütüleme masrafı oluştu.

    ben hibrit modeli destekleyen bir insan olarak bu fikrimden de caymaya başladım. hele ki pandemi korkusu hala bu kadar yoğunken imkanı olan herkes evden çalışmalı.

  • baykuş; ismi ayrı tuhaf, kendisi ayrı tuhaf olan bir kuştur.
    geceleri avlandığından ve genellikle çıkardığı sesleri işitip de kendisini göremeyişimizden ötürü gizemli bir hâl de almıştır.

    özellikle harry potter serilerinde gözümüze gözümüze sokulduğu üzere büyücülere ve sihirli dünyaya en çok yakışan kuşun kendisi olduğunu görmüş olduk.

    eskiden ölmek üzere olan hastaların yattığı evlerde sabaha dek yanan ışıklar neticesinde bu ışıklara börtü böceğin hücum etmesi ve bu börtü böceği gören baykuşun da aynı yere gelmesi sonucunda, sabah saatlerinde vefat eden kişinin " ölüm habercisi " olarak görülmüş ve uğursuz olarak nitelendirilmişse de baykuşlar, mitolojik açıdan pek de öyle değildir durum.

    eski türkler, baykuşa " ugi " adını vermişlerdir. bu kuş, bilgeliğin ve fedakârlığın sembolü olmuştur uzun süre.
    eski türkler'in kadına ve anneliğe verdikleri önem mâlumdur. başta manas destanı olmak üzere birçok sözlü ve yazılı eserde " baykuş ana " diye bir varlıktan bahsedilir. fedakarlığı simgeleyişindeki efsanevî inanış ise şu sebeplidir;

    yavru baykuşlar uçma çağlarına gelince annelerinin üzerine tırmanmaya çalışırlarmış. annelerinin başının üzerinden yuvaya atarlarmış kendilerini. işte bu tırmanma sırasında çoğu kez yavruların tırnakları anne baykuşun gözlerine batıp kör olmasına sebep olurmuş.

    türk kültüründe hz. süleyman ile ilgili anlatılan kıssalarda da baykuş, kuşlar meclisinin en bilgin kuşu olarak tasvir edilmiştir. bu bilgelik bağı sebebiyle şaman kıyafetlerinde de kartal ile birlikte baykuş pençelerinin de kullanıldığını görürüz. ayrıca başlıklarında baykuş tüyü de bulunmaktadır.

    gece avlanan ve gündüz görmenin pek mümkün olmadığı baykuş hakkında bu sebeple doğan mitlerden biri de bu kuşun hz. süleyman tarafından ödüllendirildiği ve hiçbir zaman yiyecek aramadığı inancıdır. günümüzde hâlâ kullandığımız " baykuşun kısmeti ayağına gelir " atasözü de buraya dayanır.

    türk mitolojisinde bazen bilge bazen uğursuz olarak görülmüşse de günümüzde neredeyse tamamen uğursuz bir hayvan olarak görülmektedir halk arasında.
    aradan binlerce yıl geçmesine rağmen türk halkının hiçbir zaman vazgeçemediği kapı eşiğinde oturmak, nazar boncuğu takmak gibi kadim hurafelerimizden biri de baykuşun ölüm habercisi olduğudur.

    gizemli ve ağır abi tarzında bir kuş olduğu ise tartışılmaz bir gerçektir.

  • duyduğu zaman insanı üzen bir söylem... kardeş biraz daha sabret. daha dün ekonomi bakanımız söyledi. 2,5 milyon kişiyi işe alacaklarmış. ayrıca şubat ocaktan iyi. mart da şubattan iyi olacak. nisan üçünden iyi mayıs alayına haziran hepsine... sonra hepsi bize...

  • selam elçin,

    facebook'ta ya da benzeri sosyal medya araçlarında (twitter, wine, beer, vodka) tanımadığım insanlara mesaj atıp onları taciz ya da tahrik etmek, ailemden aldığım terbiyeye uyan şeyler değil. şu an buna sebep olduğun için utanmana sıkılmana gerek yok, eminim böylesi binlerce mesaj alıyorsundur her gün. pürüzsüz, kılsız sol bacağını sergilediğin o sarı elbiseli fotoğrafının bunda etkili olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.

    elçin seninle çok açık konuşacağım. izninle, elçin olmak istiyorum. hatta büyükelçin olayım. işgüzarlık etmiş olmazsam, maslahatgüzarın bile olabilirim. ilişkimizi katip düzeyine çekmeyelim de, gerisi hallolur.

    yakışıklı ve bilimsel düşüncenin önemini kavramış bir mühendisle tanışmak istersin diye düşünüyorum...

    selamlar
    mustafa (jeoloji müh.)