hesabın var mı? giriş yap

  • şüphesiz otomotiv, makina vs alanında bir çok ürün örnek gösterilebilir. ama benim için bugün gördüğüm faber castell'in şu ürünüdür.

  • - dayı beni omzuna al, yürümek istemiyorum
    - yoruldun mu?
    - ı ı yorulmadım da küçük olduğum için gücüm az ya çabuk bitiyor!

  • bildiğimiz anlamda optik bir teleskop değildir. yani olağanüstü nebula fotoğrafları falan beklemeyin. o işi zaten emektar hubbleımız çok güzel yaptı, yapıyor. jwst kızılötesi gözleme yönelik bir teleskoptur ve atmosfer içinde birkaç yüz km yukarıda dönen hubble'dan farklı olarak 1.5 milyon km gibi atmosferin her türlü olumsuz etkisinden uzak bir noktaya yerleşecektir.

    jwst bize evrenin erken dönemleriyle ilgili hiç bilmediğimiz şeyleri öğrenme fırsatı verebilir ve bu evrene bakış açımızı tamamen değiştirebilir. ama bence daha önemlisi öte gezegenlerin yaşam içerip içermediğiyle ilgili tartışmasız kanıtları sunabilir. yani birkaç sene sonra sadece 15 ışık yılı ötede varlığı kanıtlanan orta seviyede gelişmiş bir sanayi medeniyetiyle nasıl iletişime geçeceğimizi konuşuyor olabiliriz. bu insanlık tarihini baştan aşağı değiştirecektir. ya da tüm gözlemlere rağmen uzay yine korkunç sessizliğine devam eder. bu da insanlığın ve hayatın varoluşuyla alakalı tartışmaları farklı bir boyuta taşıyacaktır. beni hayatım boyunca en heyecanlandıran bilimsel gelişmedir jwst, umarım her şey yolunda gider.

  • adamlar 6 yıldır esirmiş, milletten saklamışsın daha yeni operasyon düzenlemişsin bu da esir de olsa yaşayan insanların ölümüne sebep olmuş...

    şimdi normal bir ülke olsak millet sokağa dökülür, savunma bakanı istifa eder, genel kurmay başkanı görevden alınır, kabine üyeleri zaten insan içine çıkamaz.

    ama biz normal bir ülke olmadığımız için atanmış içişleri bakanı hamasete dayalı şov yaparak siyasi ikbal peşine düşmekten bile ar etmiyor. “murat karayılan'ı bin parçaya bölmezsek şehitlerimiz milletimiz yüzümüze tükürsün” diyor. sanki millet içine çıkacak yüzleri, tükürünce ar edecekleri tıynetleri varmış gibi...

    “tayyip erdoğan'dan hesap sormazsam namerdim” deyip onun bakanlığını yapan adamlara, istifa etme iradesi bile kendinde olmayan adamlara, habire tükürdüğünü yutan adamlara, milletçe tükürsek ne tükürmesek ne...

    1000 parçaya bölecekmiş sanki puzzle yapıyor adam... yav he he deyip geçilmesi gereken laf salatası işte.

  • kızılderililerin ikinci dünya savaşında abd ordusundaki rolleri ekonomik durumlarıyla olduğu kadar geçmişte almanlara açtıkları bir savaşla da alakalıydı.

    1917'de iroquois kabilesi almanya'ya savaş ilan etmişti ve ikinci dünya savaşı başladığında hâlâ barış yapmamışlardı. (savaş kararı kızgınlıkla alınan ani bir karar gibi görünebilir. 1917'de avrupa'da turnede olan bir sirkte görevli 16 kızılderili almanlar tarafından gözaltına alınmış ve tutuklulukları sırasında kötü muamele görmüşlerdi). iroquoiler diğer kabilelerle birlikte yeniden savaşmaya hazırdı. örneğin navajo kabilesi savaşmaya o kadar hazırdı ki, kötü hava koşullarında askere alınmak için saatlerce beklermişlerdi. kızılderililerin askere alınma sayısı 1942'de 7.500'den 1945 yazında 22.000'e çıkmıştı.

    1930'larda alman hükümeti kızılderili kabilelerini kendi saflarına çekmeye çalıştı. yerli amerikan dillerini öğrenmek için araştırmacı gibi davranan ajanlar bile gönderdiler. hatta gamalı haç sembolünü kızılderili sembolleriyle ilişkilendirmeye bile çalıştılar. fakat bu plan ters tepti. kızılderililer kandırıldıklarını hissettiler ve kullanılmaktan hoşlanmadılar. ikinci dünya savaşı'nda almanlara karşı mücadeleye katılmaya bu kadar hazır olmalarının nedenlerinden biri de nazilerin kendilerini kandırarak kullanmak istemeleriydi.

    ikinci dünya savaşı sırasında kızılderili nüfusunun neredeyse %10'u (yaklaşık 44.000) hiç düşünmeden savaşa katılmıştı. savaşa katılan hiçbir etnik grup, kişi başına kızılderililerden daha önemli bir katkı sağlamamıştır.

    ikinci dünya savaşı başlamadan önce, kızılderililer için hayat oldukça zordu. para kazanma ya da iyi bir iş bulma şansları pek yoktu ve ortalama gelirleri ülkedeki çoğu insandan çok daha düşüktü. 1939'da bir kızılderili yılda yaklaşık 500 dolar kazanırken, diğer amerikalılar ortalama 2.300 dolar kazanıyordu.

    kızılderilelerin ikinci dünya savaşı'na yönelik eğitimleri sırasında olağanüstü beceriler de gösterdiler. mükemmel fiziksel koordinasyonları onlara diğer askerlerin saygısını kazandırmış ve zorlu savaşçılar olarak itibarlarını pekiştirmişti. bu askerler, savaş alanında korunmak için kabile ritüelleriyle arıtılmış kutsal nesneler taşıyorlardı. bir düşmanı yendikten sonra başarılarını tüfekleri veya süngüleri üzerinde işaretlemek gibi atalarının eski gelenekleri sürdürdüler.

    sadece fiziksel özellikleri değil kabile dilleri sayesinde de ikinci dünya savaşı'nda çok önemli bir rol oynadılar. bu diller yabancılar için anlaşılmazdı ve bu da onları gizli savaş iletişimleri için mükemmel kılıyordu. ordu, savaştan sonra ün kazanacak olan "kod konuşmacıları" grubu için çeşitli kabilelerden üyeler topladı. kod konuşmacıları gizlilik yemini ettiler ve işleriyle ilgili herhangi bir bilgiyi aileleriyle bile paylaşmaları yasaklandı. ordu, gelecekteki çatışmalarda potansiyel kullanım için kodların gizliliğini korumak istiyordu ve kod konuşanların benzersiz becerileri ve adanmışlıkları, amerikan kuvvetlerinin ıı. dünya savaşı sırasındaki başarısını sağlamada önemli bir rol oynamıştı.

    savaşın sonunda kızılderili askerler en az 71 hava madalyası, 34 seçkin uçan haç, 51 gümüş yıldız, 47 bronz yıldız ve beş onur madalyası da dahil olmak üzere çok sayıda madalya kazanmışlardı.

    şifreci kızılderililer
    https://artsandculture.google.com/…ayz9wwv7jw?hl=en

    kızılderili kabilelerinin 1941'de almanya için yaptıkları savaş bildirgesi
    https://www.combat.ws/…kissue/cmbt04n4/iroquois.htm

    1917'deki iroquois almanya savaşı
    https://www.wearethemighty.com/…-twice-war-germany/

    son söz de

    "savaşın sonunu sadece ölüler gördü"

    olsun.

  • büyük saygı duyduğum insanlardır. cebime 30tl koy. tişört al de.

    5 günden aşağı alamam amk

  • kısa yanıt verme özelliklerinin olmaması.
    22 yaşındayım, şu ana kadar annemin evet ya da hayır diyerek cevap verdiği tek cümle duymadım bilmiyorum.

    *anne ebru beni aradı mı?
    -aradı. duşta dedim. tamam teyzecim çıkınca beni arasın olur mu dedi. ben de tamam kızım ben söylerim arar o dedim. o da sağol teyzecim iyi akşamlar dedi. sen sağol kızım dedim.

    *anne hava soğuk mu?
    - ne soğuk ne sıcak. kaban alma terlersin. hırka da az gelir. şal al bi de yanına. takma şalı istersen çantanda dursun üşürşen sarınırsın.

    *anne botlarımı gördün mü?
    - gördüm tabi. atmışsın yine birini bi yere birini bi yere. aldım temizledim gazete sepetinin üzerine koydum. oradadır. sen nereye bıraktığını bile hatırlamazsın tabi. kaç yaşına geldin...

  • olm bi şey soracam, millet berbere gidemiyor diye tıraş makinelerine fahiş zam yapan kesim ile millet evinden çıkamıyorken oyun konsollarına ek vergi getiren devlet arasında ne fark var lan ?

    edit: tanim: ekonomik olarak zorda olan hukumetin getirdigi ek vergi.