ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
prohibition
-
abd'de 1920-1933 arasinda yapilanini bugune kadar hep ceza kanunlariyla oldugunu zannederdim. megersem anayasaya yapilan ek maddelerle getirilmis ve goturulmus. abd anayasasinin 18nci ek maddesi ile getirilmis, 21nci ek maddesi ile ucurulmus. artik dinciler ve o gunun nrasi anti-saloon league nasil bir lobicilik yuruttulerse basarili olmuslar.
tabi anayasa degisikligini degistirmek icin bir baska anayasa degisikligi gerektigi icin ucurulmasi da bu yolla olmus. buyuk buhran'in etkisi, zirve yapan mafyacilik ve suc orani, kacak alkolden kaynaklanan alkol zehirlenmeleri falan etkili olmus olmali.
laptop kamerasını bantlayan insan
-
paranoyaktır, ama zararlı bir yazılımla izlenme ihtimali düşük bir paranoyaktır.
sömürülesi e-kitap siteleri
-
-her türden 18.875 pdf, epub ve mobi kitap:
https://yadi.sk/d/jr3xjro23brfez
- yazar isimleri ve kitap türlerine göre ayrılmış arşiv:
https://yadi.sk/d/u6rd0nyflxsehw
- yaklaşık 88 gb'lık dev arşiv
https://yadi.sk/d/i7l49ii0llluuq
- iş bankası modern klasikler dizisi:
https://disk.yandex.com.tr/…modern klasikler serisi
- iletişim yayınları:
https://disk.yandex.com.tr/…ehw/İletişim yayınları
- felsefe arşivi :
https://yadi.sk/d/ddd3mgev_nqsjq
- mitoloji kitapları:
https://yadi.sk/d/5kibyncj5wvlsq
- fransızca dinleme için kaynak linki:
https://yadi.sk/d/dfxxoriviybi6
- yerli ve yabancı polisiye romanları arşivi:
https://yadi.sk/d/gd4jh-er3mlpc6
- ales:
https://yadi.sk/d/7iuvpkeihm-ndw
- 9 gb'lık sesli kitaplar:
https://yadi.sk/d/j7kjqibwx55cxa
- kültür bakanlığı türk büyükleri serisi;
https://yadi.sk/d/nnv-ep_io49z_g
- feminist kütüphane;
https://yadi.sk/d/n9uxgxaz3mlicx
- çocuk gelişim kitapları;
https://yadi.sk/d/dhjzhaygvxmmm
- kişisel gelişim kitapları;
https://yadi.sk/d/uo0q8j-jurqava
- biyografi kitapları;
https://yadi.sk/d/tgnyjlqd-otrja
- psikoloji kitapları;
https://yadi.sk/d/m00781zq34tb5b
edit: bazı linkler uçmuş maalesef
eski sevgilinin unutulmayan sözleri
-
14-20 yaş arasını beraber geçirmiştik. son 2 senesi uzak mesafe ilişkisiydi. ben okul için istanbul'a gelmiştim, o bizim memleketin üniversitesini tercih etmişti. daha önce de biraz kıskançtı ama uzak mesafeyle beraber kıskançlıkları da arttı. ali sami yen stadı hariç nereye çıkarsam çıkayım tartışma sebebiydi. erkek erkeğe meyhaneye bile gitsek "yalan söylüyorsun, yanınızda kesin kız vardır." diyecek kadar kuruntulu hale gelmişti. kafasında benim onu aldattığım senaryolar üretirdi, onun üstünden delicesine kavga ederdik. sıkıldım, boğuldum, asosyalleştim. bu konuyu ne kadar tartışırsak tartışalım "ne yapayım, kendime engel olamıyorum." deyip tartışmayı bitirirdi. birbirimizi sevsek de ikimizin akıl sağlığını düşünüp ayrılmak istedim.
babasız büyümüştü. abisi vardı ama o da uzaktaydı, üstelik angutun tekiydi. ayrıldığımızın ertesi günü eski sevgilim şuna benzer bir mesaj çekmişti:
"ben seninle beraber büyüdüm. garip gelecek ama senin varlığında baba, abi, arkadaş ve sevgili hepsi hayat bulmuştu benim için. hayatımdaki tek erkektin. sensiz nasıl olunur bilmiyorum. en son sensiz olduğumda daha çocuktum. ayrılık kararında haklısın, kendimi değiştiremedim ama lütfen hemen kopma benden. sensiz olmaya katlanabilene kadar iletişimde kalalım."
ona bu kadarını borçlu olduğumu düşündüm. 8 ay boyunca dediği gibi hep iletişim halindeydik. yeni bir ilişkiye başlamadım. sonunda ikimizin de sesindeki burukluk gitti, daha neşeli konuşmaya başladık. iki eski sevgiliden, haftanın 2-3 günü konuşan iki arkadaşa dönüşmeyi başarmıştık. daha sonra benim karşıma biri çıktı. eski sevgilimi aradım:
ben: biri var, olacak gibi. iyi bir insan. artık seninle bu kadar sık konuşmam garip kaçar.
o: (2 saniye duraksadıktan sonra) aslında ben de aynı durumdayım. kafamda onun hakkında bazı sorular olduğu için dışarı çıkma tekliflerini henüz kabul etmedim, oyaladım biraz. senden cesaret alıp ben de bir şans vereyim o zaman.
ben: hadi o zaman hayırlısı olsun. sen sağ ben selamet...
benim 4 sene, onun da 1,5 sene sürecek yeni ilişkisi böylece başlamış oldu. daha sonra da iletişimi koparmadık, ayda yılda bir de olsa telefonda konuştuk, mesajlaştık. "uzun ve zorlu bir ilişkiden sonra severek ayrılan iki insan nasıl arkadaş kalır?" diye merak ederseniz; aha işte böyle kalıyor. biraz zor ama imkansız değil.
taa seneler sonra memlekette bir araya geldik yine, kahve içip muhabbet ettik. bir ara benden sonraki sevgilisinden neden ayrıldığını sordum. mesele yine kıskançlıkmış ama bu sefer taraf değiştirmiş. eleman "etek giyme, şu adamla konuşma... başını örtsen olmaz mı?" falan diye ısrar etmeye başlayınca ayrılmışlar. istemsizce güldüm, "anladın mı ne çektiğimi?" dedim. sessizce başını salladı. anlamış.
not: ulan unutulmayan sözler diye girdik. komple hikayeyi anlatıp çıktık. anlatasım varmış demek ki.
edit: "sonra noldu, şimdi beraber misiniz?" mesajlarına istinaden; hayır, yaş oldu 31, bu konu çok geride kaldı. 3-4 yıl öncesine kadar birbirimize doğum günü kutlama mesajı atardık. sonra onu bile unuttuk. şu anda iki yıldır devam eden, evliliğe giden ve aşık olarak başladığım bir ilişkim var. ondan önceki 9 yılda da hayatıma girip çıkan birileri oldu tabi. hayat kaldığı yerden devam ediyor.
casanova
-
bir parça shakespeare oyunlarını andıran film. özellikle sondaki mahkeme sahnesinde sienna miller'ın kılık değiştirerek casanova'nın avukatlığını yapması, venedik taciri'nde portia'nın kılık değiştirerek kocasını öldürülmekten kurtardığı sahneyi ne kadar da çok hatırlattı bana. aynı ruh, aynı cesaret ve güç. ayrıca; kılık değiştirmeler, karıştırılan kimlikler, işler iyice sarpa sardıktan sonra bütün iyi karakterlerin bir şekilde mutlu sona kavuşmaları, uşaklar, hizmetçiler, dük.. hepsi sanki venedik taciri'ni, yanlışlıklar komedyası'nı ya da onikinci gece'yi izliyormuş izlenimini uyandırıyor insanda. sonuç itibariyle, güzel bir film olmuş. gidin, görün. özellikle ben o dönemin havasını, kıyafetlerini, mimarisini, ilişkilerini, şatafatını çok sevdiğim için ayrıca keyif aldım.
evlilik teklifi için e-5'i kapatan öküz
-
daha bu hafta asker uğurlaması için göztepe (medical park önü)e5 trafiğini tam önümde durdurup halay çeken dallamalarla aynı kafadır.
bunlar için durum böyledir. karşıdaki kişinin beğeneceği bir jest yapmak yerine "`bak senin için kaç kişinin hayatını zorlaştırıyorum`" mesajı vermektir. o kafa bundan anlar.
kedi anneyi ele verdi anne türk çıktı
insanın kendini en çaresiz hissettiği anlar
-
parasız kaldığı andır. üzerine tanımam.
baruthane pilavcısı
-
bıyığına sıçtığım ne bulsa pilavın üstüne koyuyor.
bir semtin fakir mi zengin mi olduğunu anlamak
-
-sabah koşuya çıkan insanlar varsa
-avm dışında açılmış bi starbucks varsa
-kadınlar tayt giyip yürüyüş yapabiliyorsa
-kaliteli bir burgerci varsa
-lüks markalardan alışveriş yapabileceğiniz mağazalar varsa
-gurme market bulabiliyorsanız
yüksek gelir düzeyine sahip, elit bir muhittesiniz demektir
-insanlar kaldırım yerine yoldan yürüyorsa
-restoranlar genelde çiğ köfteci, kebapçı, şerbetli tatlıcı ise
-discount marketler normal marketlerden fazlaysa
-sokağa çıktınızda 10 tane erkek görürken 1 tane kadın görüyorsanız
düşük gelirli, gerici bir semtte olmanız olasıdır
batman'in dandik müşteriye robin'i yollaması
-
(bkz: ayıp oluyor ama)
etek tıraşı
-
pek guzel hijyenik filan yapilmali tamam ama
lakin bole her bir tarafi killi bir insansaniz cok komik oluyor kardesim
yani bole yumak gibisiniz her tarafiniz kil sonra orta bir yerde boyle cillop gibi bir bolge yama gibi post yirtilmis gibi ne bilim kaptan magaraadaminin etek trasi oldugunu hayal edin (et bi) oyle bir sey iste hic estetik durmuyor acikcasi