ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye'de milli gelirin 19 bin dolar olması
-
ahmet davutoğlunun son açıklaması.
http://www.aa.com.tr/…gelirimiz-19-bin-dolari-gecti
dindar olacaz diye türkiye'de matematik bilimini bitirdiler.
debe sonrası edit: türkiye dünyada 17. sıradaydı, 2014'te 19. sıraya düştüğü mart ayında ortaya çıkacak. seçim öncesi algı çalışmasıdır bu açıklamalar, g20'den düşsek bile dünya liderliğine oynadığımızı düşünen nefsine köle olmuş halkımız oldukça daha çok böyle açıklama duyarız.
kemalist esnaftan alışveriş yapmama kararı almak
-
sen zaten belli yerden alıyordun almaya devam edecektin niye gelip burada suyu bulandırıyorsun ak genç ?
yaran facebook durum güncellemeleri
-
durum güncellemesi sahibi esra
"merhametsiz erkek, kuyruksuz kediye benzer.."
altındaki yorumlar:
erdem : kuyruksuz kedi, tuzsuz çekirdeğe benzer.
emre : tuzsuz çekirdek, mürekkepsiz mürekkep balığına benzer
halil : mürekkepsiz mürekkep balığı, karınca yemeyen karıncayiyen-e benzer
erdem : karınca yemeyen karınca yiyen, patlıcansız karnıyarığa benzer
emre : patlıcansız karnıyarık, tekerleksiz bisiklete benzer
halil : tekerleksiz bisiklet,kanatsız kuşa benzer
emre : kanatsız kuş, kafeinsiz kahveye benzer
erdem : kafeinsiz kahve, pirinçsiz pirinç pilavına benzer
emre : pirinçsiz pirinç pilavı, kurşunlu kurşunsuz benzine benzer.
erdem : kurşunlu kurşunsuz benzin, çekirdekli çekirdeksiz yeşil zeytine benzer
emre : çekirdekli çekirdeksiz yeşil zeytin, katı sıvı sabuna benzer
erdem : katı sıvı sabun, merhametsiz erkeğe benzer
emre : merhametsiz erkek, kuyruksuz kediye benzer
esra : allahım benim nası arkdaşlarım var ne yaratıcı ne üretken maşallaahh :))
emre : kaç la kaç sahibi geldi
köfteci yusuf'taki takım türbanlı kasiyerler
-
bizim ülkeye ve insanına fazla yükleniyorlar. yok işte bilim adamı çıkmıyormuş, seçim sonuçlarıymış, teknoloji yokmuş, gücü ele geçiren baskıyı kuruyormuş vs. çok büyük haksızlık. kapasite bu kadar kardeşim. sen bu ülke insanına dayayacaksın galatasaray'ı fenerbahçe'yi, başı açık mı kapalı mıyı, bizim köy mü karşı köy müyü, türk mü kürt mü, alevi mi sünni mi.
bak adam üşenmemiş başlık açmış, daha da üşenmemiş fotoğraf çekip internete yüklemiş. şimdi tartışalım bu konuyu hep birlikte. on yıl daha, yüz yıl daha bin yıl daha, on bin yıl daha tartışalım. ha bu arada benzine zammış, niteliksiz eğitimmiş, demokrasiymiş. salla gitsin. sen köfteciye odaklan köfteciye.
(bkz: türkiye'deki hiçbir kesimin kaliteli olmaması)
procrastination
-
en etkili çözümlerinden biri liste yapmak. ama aklınızda değil kağıda yazarak yapmak.
liste yaparken de bir kaç parçadan oluşan işi listeye öylece kütle gibi tek iş olarak yazmaktansa işin içindeki bu elemanların her birini ayrı maddeler halinde yazmak. zira bu, işi çözümlemeye ve ne yapacağını bilememekten, kaybolmaktan kaynaklanan ertelemeyi önlemeye yarıyor.
bu elemanları yaptıkça da yapılanın üstünü çizmeyi kesinlikle atlamamak lazım. bir de listede belki halihazırda başlanmış ya da hatta az önce bitirilmiş işi de yazıp üstünü çizmek de iyi olabilir. bu da hiç yapmadığınız bir işe girişmek değil de bir kısmı halledilmiş bir şeyin devamını yapmak hissiyatı veriyor. yani halihazırda bir şeyleri yapmış olmak geri kalanı da yapmayı kolaylaştırıyor.
ayrıca işi parçalarına ayırıp o şekilde listelemek o parçalardan birini yaptıkça üstünü çizme imkanı da verdiğinden ilk madde ikinci maddeyi destekliyor. öbür türlü işe başlasanız da bir şey çizemezsiniz, aslında yaptığınız şeyler olmasına rağmen parçalara ayırmadığınız kütle iş bitmediğinden tamamlama hissi de yaşanmaz. böyle olunca da yapma isteği kaçar gider.
yaran diyaloglar
-
hastanede...
yaşlı bi teyze var, kontrole gelmiş.
-niye bekliyoz biz?
-raporu alıcaz.
-baktılar mı bana?
-baktılar.
-ee niye bekliyoz biz?
-raporu alıp gidicez.
-hee, iyiymiş miyim ben?
-iyiymişsin.
-ölmem di mi?
-ölmezsin babanne.
-amaan ölüp napıcam bu soğukta, toprağın altı buz gibidir.
-di mi yaa? ölme sen.
-ölmem di mi?
-yok yok.
-e niye bekliyoz?
-raporu bekliyoz.
-daha da ölmem ben.
-ölme babaanne.
canım teyzem yaa, sen çok yaşa e mi! :)
eyvah necdet
-
eyvah necdet: bunca yıllık çaycısın asım. hiç tavşanları düşündün mü? çaya neden tavşan kanı derler sence?
asım:...
eyvah necdet: hişş! sana bişey sordum.
asım: şey... kırmızı diye heralde.
eyvah necdet: kırmızı ha! gülünsün
[midyat ve seyfonun gülme efektleri]
eyvah necdet: sen hiç kırmızı çay gördün mü asım?
asım: görmedim ama...
eyvah necdet: peki o halde neden çaya tavşan kanı derler? çayın renginden değil asım. kanın çokluğundan. o tavşan deyip geçitğin hayvandan o kadar çok kan akar ki şaşarsın. bu yüzden avcılar tavşan vurduklarında bi gün boyunca kanın içinde bekletirler. tavşanın eti başka türlü yenmez asım.
asım: haliyle biz o kadarını bilemiyoruz tabi.
eyvah necdet: yani burda anlatılmak istenen çayın rengi değil. bereketidir asım. içsene çayını.
uygarlığın ilk işareti
-
öğrencileri antropolog margaret mead'e uygarlığın ilk işareti nedir diye sormuşlar. herkes toprak kaplar, balık iğnesi ya da toprağın işlenmesi gibi yanıtlar beklerken, mead "kırılıp iyileşmiş bir uyluk kemiği" demiş.
"doğada hiçbir hayvan kırık kemiği iyileşene kadar hayatta kalamaz. doğada kırılan bir kemik avcıların sizi yemesi için beklemek ya da açlıktan, susuzluktan ölmek demek. ama iyileşmiş bir kemik, birisinin o insanın bacağını sarmış, onu güvenli bir yere taşımış ve yaşaması için yiyecek içecek sağlamış olması demek ."
fakirlik belirten hareketler
-
1990'lı yıllar henüz 8 yıllık eğitim bile yok...
ablam ve ben aynı liseye gidiyoruz. ben ortaokula yeni başlamışım, ablam da lise sonda. ailemin durumuysa kötü... yemek ucuz olduğu halde bir günde en fazla bir yemek parası verebiliyorlar.
ben o parayla gidip yemeği alıp bir güzel yiyorum. sonra "doymadım" diyerek tekrar yemek istiyorum. getirip gizlice masada oturan ablama veriyorum. tabii bazen yemek artmıyor veya ana yemek bitiyor, makarna pilavla idare ediyor ablam.
bir gün hiç unutmuyorum, yemeği almış, ablama teslim etmiş, yemekhaneden çıkmak üzereyken yemekhaneciyle göz göze geldim...
insan çıktı adam, kafasını hemen çevirdi. ama yine de artık her gün yaşadığım ızdırap iki katına çıktı. önüne gelip "ben doymadım" dediğimde biliyor, hiç yüzüme bakmıyor. dolduruyor...
hatırlaması bile can sıkıcı...
arda turan'ın saçları
-
gerçekten güzel bir saç modeli. gerçekten güzel, çok trend, modern.
peki ama ya o surat?
çaldığın atları nerede saklıyorsun arda turan?
hıncal uluç
-
(bkz: herbokolog)
türkiye'nin google'da en çok google'ı araması
-
gelmiş insana geldin mi diye soran bir milletten de bu beklenirdi zaten.