ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
la casa de papel
-
arturo adında ekşi sözlük yazarı içeren bir yapım.
22 eylül 2021 kayserispor galatasaray maçı
-
20 yıl önce tuğla gibi büyük, hesap makinesi gibi tuşlu cep telefonları vardı, bugün iphone 13 var, samsung s21 var.
süpürmek için açması 5 dk süren bordo süpürgeler vardı, bugün dyson v11 var.
100 km’de 15 litre yakan atmosferik motorlu arabalar vardı, bugün yarı hibrid 4.5 litre yakan araçlar var.
20 yıl önce fatih terim vardı, bugün hala fatih terim var. yetmedi mi artık mınakoyum!
tülay babuşcu
-
irfan değirmenci'den ayarın kralını yemiştir.
" en son işgal kuvvetleri'nin donanması istanbul'daydı film oradan mı başlayacak"
tarihteki muazzam ayarlar
-
tüm samimiyetimle şahit olduğum ;
devlet bahçeli'nin recep tayyip erdoğan'a ; ben kızlarımı türban yasağı yüzünden yurt dışında okutmak zorunda kaldım demesine binaen ;
db - oğlunda mı tesettürlüydü ?
doğruya doğru abicim. yok böyle bir ayar. ben şimdilik daha iyisine şahit olmadım.
(bkz: püskevit) :)
13 yaşındaki çocuğun sevinci türkiye'yi ağlattı
-
çok doğru tespit. beni ağlatmıştır, sabahtan beri hesap yapıyorum, o parayla kaç aç insan, kaç aç kedi, kaç aç köpek doyar diye. sinirden hesap karıştı, benim matematiğim çok iyiydi lan eskiden, ona ağlıyorum şu anda.
yolculuklarda mutlaka rastlanılan mola yeri objesi
istediğim eczaneden ilacımı alıyorum
-
eski türkiye'de bir tane eczane vardı, oraya da ulaşım yoktu. yeni türkiye'de duble yollar sayesinde eczaneler yayıldı. ısırırım.
i i
-
albümü dinledikçe favoriler ve pek de favori olmayanlar olarak ayrılmaya başladı zaten. çıkış parçası olarak seçilen hey, ma içinde çok güzel anlar barındıran hem ikinci albümün şarkılarının yapısını kullanması ve bir önceki albümün etkilerini taşıyan tam sentez bir şarkı olmuş. bu nedenle çıkış şarkısı olarak seçilmesi manidar bence. vurmalılar bu albümdeki diğer bir çok şarkıda olduğu gibi inanılmaz güzel aranje edilmiş.
şunu söylemeliyim albümün düzenleme, kayıt işi tam bir usta işi olmuş. ilk veya üçüncü albüm gibi justin vernon'un kişisel bir projesi gibi durmaktan ziyade çok daha grup albümü olmuş bu nedenle. albümün bir yarısı elektronik örenklerle bezeli şarkılar (ki kimi ritmler olduka ucuz geliyor kulağa), diğer yarısı da zaten şekline katkıda bulundukların 2000'ler folk/indie müziğine yakın duruyor.
benim sorunum şu son iki albüm ile ilgili olarak; her nekadar içinizde müzik dehası bir adam olsa da, herkes herşeyi çok iyi veya çığır açıcı bir şekilde yapamaz. bu yapmak istediğinizi frank ocean, james blake hatta kanye west epey iyi bir şekilde önümüze koydular, bunların üzerine çıkamayacaksanız, yeni bir şey getirmeyecekseniz bu toprakta debelenmenin anlamı var mı emin değilim.
albümü isimlere bakmadan bütün halinde dinlediğim için şarkı şarkı yorumu sonraya bırakmak istiyorum ama her ne kadar memnuniyetsiz gibi yazsam da albümü beğendiğimi ama maalesef yılın en iyi albümlerinden biri olmayacağını şahsi fikrim olarak söyleyebilirim. ama tüm bunların yanında naeem diye bir şarkı yapmış bu adamlar; uzun süredir dinlediğim en güzel şarkılardan biri. nefis tek kelimeyle. imi, faith, hey ma, salem çok beğendiğim şarkılar ama naaem bambaşka olmuş. isminin hakkını vermiş.
yazar nick'lerinin öbür dünya versiyonları
-
(bkz: bi dakka lan o nick şakaydı)