hesabın var mı? giriş yap

  • içimizin yağlarını eriten haldir. herkes kendi adaletini kendisi sağlarsa sonu ne olur diyen duyarcılar gelmeden yapanın ellerine kollarına sağlık diyorum. adaleti sağlamakla mükellef olanlar lgbti nefretinin körükleyicisi, şiddet eylemlerinin azmettiricisidir. unutmayın.

  • topluca yemek masasına oturamama, toplu tasıma araclarında sürekli kulaklık takma (müzikli ya da sessiz) , odayı paylaştıgınız eşiniz ya da kardeşiniz var ise onlardan önce uykuya dalmak için onlardan daha erken yatma sebebi olan hastalık. hastalığım.
    aynı hastalığa sahip olmayanların "sana ne be benim sakızımdan , gıcık" diye çemkirmesine sebep olur ayrıca.
    (bkz: ölüyorum anlasana)

  • doktor, mühendis, savcı, hakim, öğretmen demeksizin, ülkede milyonlarca insanın nemalandığı resmi yayıncı kuruluş.

    tanıdığım ne kadar insan varsa evlerindeki digiturk’leri iptal ettirip selcuksportshd ya da ip tv gibi alternatiflere yöneldiler.

    kimse kusura bakmasın ama,
    tuttuğu takımın lig+avrupa maçlarını izlemek için ayda 200-250 lira verecek enayi pek kalmadı artık. ülkenin yarısından çoğunun da bu parayı verecek gücü yok zaten.

    toplasaydınız her ligi aynı platforma, biçseydiniz makul bir fiyat, şu an kazandığınızdan çok daha fazla kazanırdınız.

    2 ay önce eşim dedi ki, “gel bu sene digiturk alalım. acıyorum maçları o şekilde izlemene”
    yok dedim almayalım, ben memnunum halimden. evimin rızkını, futbol endüstrisini yöneten medya patronlarına veremem. varsın donsun, sanki çok kaliteli futbol oynanıyor da, birkaç kere donunca çok şey kaçıracağız..

  • devlet işleyişini bitirecektir.

    şu an kamuda 1 kişilik iş için 10 kişi alınır, 1 kişi çalışırken torpilli olan 9 tanesi yatar. eğer işten memur atılırsa bu torpilsiz olan ve çalışan bir memur olacağı için devlet işleyişi sekteye uğrar.

    debe editi: babam 30 sene memurluk yaparak emekli oldu. dairedeki çalışan 1 memur oydu. bu gözler maaşlar mutemet tarafından verilirken sadece maaş günü işe gelen, bankadan verilirken hiç işe gelmeyen ya da canı sıkıldığı için gelen kişiler gördü

    bazen rapor aldılar

    (bkz: başak demirtaş çok hasta)

    bazen rapor almaya bile gerek duymadılar.

  • uzun süren, verdiğiniz emek sonucunda başarılı olma ihtimalinizin çok da yüksek olmadığı zor bir eylem.

    plak/vinyl record, pvc* ile aynı atadan geliyor.
    bir parça güneşin altında unuttuysanız, yüzey de eğriyse hemencecik yamulur. kargo şirketinde, sıcak bir havada minicik basınca maruz kalsa eğrilir. o eğri haliyle hemen "müdahale edeyim" derseniz, kırılır. oldu da sıcacık çayınızdan bir damla geliverdi üzerine, hatta damla ne ki? buharına biraz olsun maruz kaldı; yamuluverir hemencecik. 180 gramlıkların ısıya ve basınca biraz daha dayanıklı olduklarını söylemek gerek*, ancak 1965'teki son baskısının ardından out of print olmuş bir plağın düzeltilmesi çılgınca önemli ve bir o kadar da zordur. gelelim yöntemlerinize. epeydir plaklarla uğraşan bir kolleksiyoner olarak size ne yapmanız/ne yapmamanız gerektiğini kendimde aktarmayı deneyeceğim.

    ılık bez ve ütü kombinasyonu kesinlikle yapılmaması gerekenlerin başında gelir. [sun ra plaklarımdan birini bu uğurda feda ettim, neyse ki yedeği vardı.] çünkü ılık bez ne kadar kalın olursa olsun ütünün ısısını olduğu gibi yansıtır ve plağı fazla ısıttığı için plak yamulur. bunun ardından yamulan diğer taraf için de sıcak ütüyü kullanmak aklınıza gelecektir. üzgünüm, bu kez plak her yerinden genleşecek ve tamamen yamulacak.

    saç kurutma makinesi ise -çok yamulmamış, hafif eğri plaklar için- bana kalırsa akıllıca bir tercih. [kurtardığım very rare don cherry & latif khan plağı geliyor aklıma, ah!] genellikle tek yerinden küçük bir yamukluk barındıran plakların o bölgesi alta gelecek şekilde düz bir zemine koyup ardından saç kurutma makinesini çok yaklaştırmadan son devirde tutup diğer yandan özel plak temizleme beziyle ısınmış bölgeye bastırıldığında süper sonuç elde ediyorsunuz. [burada uyarmadan edemeyeceğim, plağı düzeltirken kesinlikle kağıt vs. materyaller kullanmayınız. düzelen kısmın ses kalitesi açısından özel silme bezi ya da çok yumuşak bir havlu kullanmanız oldukça önemlidir.]

    kaynar tencere kullanan arkadaşlara sahibim ve nasıl büyük yanılgı içinde olduklarını gördüm. gül gibi led zeppelin plaklarına acımayan bir arkadaş üç yerinden yamulan plağı düzeltmek için üzerine kaynar tencere koydu ve sonu ilk örnekte olduğu gibi; tamamen genleşip yamulmuş bir plaktı. altını tekrar çiziyorum efendim, çok yüksek ısıyla plak düzelmez, daha çok yamulur/eğrilir. kontrolsüz ısı zarar veriyor.

    iki ağırlığın arasına koymak nispeten mantıklı bir yöntem. özellikle ağır yamulan plakların saç kurutma makinesi evresine gelmesine yardımcı oluyor. ancak bunun için öyle 5-6 ansiklopedi vs. yerine çok daha ağır maddeler kullanılması gerekiyor. bbc'deki bir belgeselde 200-300 kg ağırlık kullanılması gerektiğinden söz ediliyordu. benim önerim ise yattığınız yatağın altı. [eh, 92 kiloluk bir genç adam olarak söylüyorum bunu.] hele radyatöre yakınsa birkaç haftada plaktaki yamuk sayısı büyük oranda azalacaktır.

    gelelim en ideal yönteme. yüzde yüze yakın düzelme sağlayan nefis yöntem ise biraz zahmetli elbette. çok kalın ve iri mermer gerekiyor bunun için. "nerede bulunur?" diyecekseniz, daha önce denemiş ve başarılı olmuş biri olarak mezarcılar diyebilirim. henüz kabartılmamış ya da oyulmamış iki ağır mı ağır mezar taşı arasına plağı koymanız ve bunları üstten/alttan radyant ısıtıcıyla bir güzel ısıtıp birkaç saat beklemeniz gerekiyor. daha kolayı da yakıcı güneşi altında ağır iki cam masayı birbiri üzerine koyarken araya plağı koymak ve camın geçirdiği güneş ışınlarının ısısı ve basınçla plağın düzelmesi için birkaç saat beklemek. sonuç mu? kesinlikle iyi ses kalitesine sahip plaklar!

    başarılar diliyorum.