ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran sevgili diyalogları
kürtajcı dayıya diş fırçası verilmesi
-
"akp'ye oy vermeyenin orucu namazı kabul olmaz" diyen adama yaşlı diye acıyıp üzülenleri gösteren olay.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
bizim oğlanda iki sene önce ilkokula başladığında, okulunun koridorundaki satranç köşesinde akran öğrenmesi vesilesi ile bir satranç sevdası yeşerdi. her akşam eve başka bir arkadaşı ile yaptığı maçların hikayeleri gelmeye başladı. bir akşam biz de bir maç yaptık, ben tabi acımam affetmem bak diye önden göz korkutmak için " ortaokulda turnuvada üçüncü olmuştum*" dedim buna. sonra da maçta tokatladım zibidiyi. adam rocky balboa gibi, günden gün iyice kaptırdı kendini.
önce youtube'da satranç eğitim videoları izledi. bütün taşları, hamleleri, açılışları, terimleri öğrendi. ekran karşısında adeta kung-fu yüklenen neo gibiydi. bir süre sonra satranç uygulamalarına dadandı. evin içinde "vezir gambiti mi hint savunması mı daha estetik?" diye gezmeye başladı. (bkz: #87953133)
son seviyede artık kasparov'un, karpov'un, carlsen'in eski maçlarını seyretmeye başladı. "orada fil g5'e mi oynanır yeaa?" diye edepsiz yorumlarda bulunuyordu. iş artık 1851'de oynanan maçların hamlelerini ezberlemeye ulaştı. artık hemen her akşam maç yapıyorduk ve beni yeniyor ya da yenemese bile çok zorluyordu.
pandemi döneminde çocuklara sokağa çıkma yasağı başlayınca, daha önce yüz yüze satranç dersi aldığı bir satranç kulübünün başka bir eğitmeninden çevrimiçi eğitim almaya başladı. skype'taki derste önce öğretmenle tanıştılar. ardından öğretmen muhabbet açılsın diye sordu:
- ünlü oyunculardan kimseyi biliyor musun?
+ babam var.
- aaa kim ki?
+ bir kere turnuvada üçüncü olmuş.
var ya, işte o an, öğretmenin çaresizliğini falan boş ver, kasparov'un carlsen'in tüyleri nasıl ürpermiştir, anderssen ve kieseritzky aynı anda nasıl ters dönmüştür mezarlarında. lan sen bütün satranç külliyatını hatmet ama gelen ilk temel soruda bilal oğlan gibi "babacım" diye mırıldan. yok yani babacı da değil ibiş:
- deniz, ara tatilde ikimiz ankara'ya gidelim mi?
+ annem de gelsin ben onsuz yapamam çok özlerim.
- bak ya! siz ikiniz gidin o zaman bence.
+ ee valizleri kim taşıyacak??
robot süpürgeler evleri dinleyebilir
-
telefonlar dinliyor zaten süpürge de dinlesin
onun neyi eksik ki
ilk kimin aklına geldiği merak edilen şeyler
-
spor olsun diye koşmak.
bunu yapan ilk insan var ya, insanlık tarihimizin en önemli kırılma anını işaretleyen varlıktır.
bir hayvanın en önemli bireysel aktivitesi, enerji kazanmak, yani yemek yemektir. o enerjiyi hiçbir hayvan boşa harcamaz.
ama bu ablamız/abimiz, kazandığı enerjiyi kaybetmekten korkmayıp spor yapıyor. çünkü yerine yenisini koyacağını biliyor.
bu lüks, daha önce hiçbir insan için mümkün olmamıştı.
az şey mi?
pişman olmak istemeyenlere tavsiyeler
-
dengesiz olduğunu anladığınız insanların içindeki güzelliği görebilmek için onlara defalarca şans vermeyin. burada bahsettiğim dengesizlik sıradan ya da marjinal dengesizlikler değil. sürekli sizi üzebilecek, size hayatı dar edecek ve psikolojik olarak rahatsız olduğundan falan değil, gerçekten dengesiz ve kötü bir insan olmalarından kaynaklanan dengesizlikler. onlar gerçekten bu dünyaya gelmiş ne derler ona menfur (abomination) kişiler. sizi üzmeye geldiler. kötülük yapmaya geldiler. herkesi üzecekler ve üzülmeyecekler. onlar pişman olmayacaklar. en azından siz onlara sürekli şans verip pişman olmayın. ne bok yiyorlarsa yesinler. sizden uzakta olsunlar.
laz kit
-
454tl hasılat elde etmiş. hepsini oyuncular paylaşsa 16tl eder. filmden kazandıkları parayla filme gidemezler. ya da belki promosyon ile hafta içi gidebilirler.
14 temmuz 2015 new horizons plüton geçişi
-
batı uygarlığı 5 milyar km öteden gelen pluto fotoğraflarını incelerken türklerin gündemi allah yazılı pide ve mucizevi atatürk silüetiydi.
duyulmuş en enteresan iltifat
-
açılın, adana'dan gelen iltifat.
dolmuş bir kızcağızı ezmek üzereyken son anda durur, şoför camdan kafayı çıkarıp bağırır:
"fıstık ezmesi olacaktın yavrum"