ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
diyarbakır doğumlu siirtliyim türk milliyetçisiyim
-
şaşılacak bir durum değildir. niye gerim gerim geriliyorsunuz anlamak zor. malatya'nın doğusunda kalan her yerde sadece bijiler mi var sanıyorsunuz?
2 eylül 2022 rusya'nın avrupa doğalgazını kesmesi
-
avrupa için uzun vadede iyi bir gelişmedir. rus bağımlığından tamamen kurtulmaları gerektiğini ve ruslardan dost olmayacağını hepsi anladı. ruslar ise bu ukrayna macerası ile ayaklarına sıktı ve adım adım çöküşe gidiyorlar, putinin bu kadar salak olduğunu hiç tahmin etmiyordum
20 haziran 2019 öcalan'ın açıklamaları
-
imralı'daki böyle dediğine göre milliyetçiler oyunun rengini belli edecektir.
ulan bahçeli ile öcalan ortakl noktada buluşmuş ya la!
ittifaklar bu katılımla netleşti;
bir tarafta
türk ırkçıları, kürt ırkçıları ve arap ırkçıları.
diğer tarafta
insanlıktan ve adaletten yana olanlar (kararlarını partilerine yahut kişilere göre vermeyip hak ve hukuk isteyen türkiye cumhuriyeti vatandaşları)
90'larda internete girmek
-
1997'ye kadar evden internete girmek pahalı bir yatırımdı çünkü 822'li beleş telefon hatları üstünden hizmet veren servis sağlayıcılar henüz yoktu. haliyle üniversitelerin gateway dialup numaralarını aramanız gerekiyordu. eskişehir'de baum böyle bir hizmet vermediğinden de odtü'nün dialup'larını arıyorduk. yapabildiklerimiz tabi irc, telnet/tn3270, ping, finger, mud (bkz: bizim mud)'dan ibaretti. 2400 baud (yani saniyede sadece 300 byte aktarabilen) modemle daha fazlasını yapmak pek mümkün değildi malum. o dönemler evden bbs'lere bağlanmak daha çok seviliyordu o yüzden.
üniversiteden girmek ise daha sıradandı çünkü üniversitelerde hem güçlü makineler hem de hızlı internet olurdu. vm/cms, linux, windows nt gibi 90'ların ezoterik teknolojileriyle internet'e bağlanma tecrübesi yaşamak mümkündü. trickle gibi hizmetlerden ftp delegasyonu yapmak, irc öncesi bitnet'ten relay chat yapmak, usenet gruplarından download yapmak gibi imkanlar gırlaydı. hatta web'in ilk zamanları gopher daha çok tercih edilen bir protokoldü. web sayfasının gopher sürümü varsa download'lar için tercih edilirdi. (o dönemin tarayıcıları gopher://... şeklinde adresleri ve protokolü desteklerlerdi, artık pek kalmadı sanırım).
bugün john carmack'i twitter'dan takip ediyorum o zamanlar "bakalım yeni güncelleme ne demiş bize" görmek için .plan'ine finger atıyorduk.
sanırım 90'larda internet'e bağlanmanın en güzel yanı internet gibi varlığından hiç haberdar olmadığımız ve 90'larda doğanların aksine bir anda hayatımıza ortasından girmiş devasa teknolojik fenomenle tanışmaktı. her şey yeniydi, her şey ilginçti ve her şey hayranlık bırakacak kadar güzeldi. içinde varlığını kanıksamış doğmak gibi değil, zamanda yolculuk gibi. benzer bir hayranlığı 2000'ler kuşağına ne yaşatacak acaba?
bilgisayar ağırlaşınca yapılması gerekenler
-
donanımsal açıdan
kasa içindeki tozlar kompress yardımıyla temizlenmeli (öncesinde tüm fanlar sökülmeli)
tüm fanlar temizlenmeli fan ucundaki yağ yenilenmeli (makine yağı)
işlemci ve ekran kartının termal macununu yenilenmeli
ssd muhakkak edinilmeli
yazılımsal açıdan
işletim sistemi ssd'ye kurulmalı
tüm donanımların son yazılımları kurulmalı
bios yazılımı en son sürüme yükseltilmeli
interneti kullandıktan sonra geçmiş her seferinde temizlenmeli
disk cleaner aracılığıyla gereksiz dosyalar silinmeli
kaliteli bir anti-virüs programı yüklenmeli
kayıt defterindeki gereksiz dosyaları ayıklayacak program yüklenmeli (örnek:ccleaner vs)
windows update güncellemeleri muhakkak yüklenmeli
türk tarihinin en büyük beş lideri
-
(bkz: kenan komutan)
2 milyon kişinin ak-saray'a yürümesi
-
hiç gerek yok. çare (bkz: ekonomik boykot)
çok değil 3 ay dişini sıksın bu ülkenin okumuş yazmış beyaz yaka kesimi, avm'ye gitmesin, pazar kahvaltıya gitmesin, kıyafet almasın, bu yaz tatile gideceğine evde kalıp fırsat bulup okuyamadığı kitapları, izleyemediği filmleri dizileri izlesin, bu eylemlerle arttıracağı parayı da döviz yapıp evde saklasın.
bak çok değil 3 ay diyorum. bunlara oy veren çomar esnaf da, devlet dört dörtlük çalışıyor diyen gavat da, beştepe eşrafı da bunun etkisini çok açık görür. yapın bunu aç kalsın pezevenkler, birbirlerine düşsünler. öyle oraya buraya yürüyüp ne canınızdan olmaya değer, ne de bunlara yeni mağduriyetler yaratmaya.
ekonomik gücünüzün farkına varın. keyfinizden feragat etmeyi öğrenin.
edit: uzun boylu biri ile ilgili nahoş denebilecek bazı doğru hitap şekilleri yumuşatıldı.
edit2: smokinle kopruden atlayan adam hatırlattı: bu eylemin etkili olacak olmasının en büyük sebebi ülkece katmadeğer üretmeyip sikimsonik tüketim/hizmet sektöründen para kazanmaya çalışıyor olmamız. o yüzden "tasarruf dövize, döviz yastık altına" hadi koçlarım tasarrufunuz bol, gazanız mübarek olsun!
debe edit: öncelikle teşekkürler destek mesajları için. sonra da bu yöntem etki etmez işe yaramaz diyenlere şu örnek video gelsin: https://www.youtube.com/watch?v=y97rbdsybkg
tekrarlayalım: gücünüzün farkında olun. öğrenilmiş çaresizliğe yenilmeyin.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
mekan: iddaa bayisi
- lan naci namaza başlamışsın diolar doğru mu?
- he valla başladık abi, hakkımızda hayırlısı..
- 5 mi la?
- ne 5 mi abi tabi 5 vakit alla allaaa
- sistem 4-5 yap lan naci bi vakit kaçırsan da günlük sevabı kurtarıyon tek vakitten yatma bak!
kompil bayii : tehaha tehahahaa vir eyle kahkahatül tufaaaan!
tek başına yaşamanın dezavantajları
-
söyle günün dedikodularini anlatacak kimse yoktur karsinda aynalardan baska. o aynada da kendini görürsün sadece. yemekleri hep sen yapmak zorunda kalirsin. ee bulasiklar da ellerinden öper her daim. faturalari yatirmadi diye kizacak kimse yoktur kendinden baska. televizyon sessizlige karsi tek cözüm oluverir. izlemesen de oyle acik durur. duvarlar üzerine gelecek gibi olmasa da cok kalinca evde, sikar seni. en güzel özdemir asaf anlatmis bu durumu, baska soylencek yok üstüne: (bkz: yalnizin durumlari)
severus snape
-
yüreğimi en çok yakan diyalogu;
snape: madem ölmek umrunda değil, neden bunu draco'nun yapmasına izin vermiyorsun?
dumbledore: o çocuğun ruhu henüz o kadar zedelenmiş değil, benim yüzümden paramparça olmasını istemem.
snape: ya benim ruhum dumbledore? ya benimki?
türk ateisti vs avrupa ateisti
-
avrupa ateisti rahat yerde ateistlik yapmaktadır. bir de buradan bakın.
süt fiyatları
-
bu sefer hain içimizde...terörist inekler...
edit:inek esprisi yapıyorsunuz diye ciddiyetsizlikle itham edenler olmuş.ciddiyetsizlik az kalır,artık delirme noktasındayız.
herkes kendine şunu sorsun; yarın malum haber sitelerinde avrupa'dan gelen inekler az süt veriyor dış güçler yüzünden süt fiyatları arttı diye bir haber görünce kaç kişi şaşırır? buna inanacak yüz binler olacağına kim adı gibi emin? bu ülkede o yüzden inekten terörist de olur,hem de bal gibi olur.
anne olmak istemeyen kadın
-
buyrun benim. hayatta en net olduğum tek konu.
daha önce bu konuda bir entry'im vardı bilen bilir fazla duygusal olduğu için sildim. yok. bende genetik olarak kodlanmamış bu annelik içgüdüsü. 28 yaşındayım 20 yaşından beri böyle düşünüyorum yeni bir fikrim bile değil bu. tüm arkadaşlarım da biliyor hatta birinde çocuğu olan bir arkadaşımı ziyerete gittiğimde kaynanası seninkini merakla bekliyoruz dediğinde nasıl yüzüm bir hal aldıysa arkadaşım atladı "aaeon'un öyle pek çocuk sevgisi yok" diye. birinde bundan 5-6 sene önce bir doktora gittiğimde bir konu ile ilgili doktora gittiğimde bana "çocuğun güç olabilir ilerde belki tüp bebek tedavisi felan deneyebilirsin" dedi. hiç üzülmedim. bir çocuğa ömrüm boyunca kol kanat germek o fedakarlığı yapmak bana korkunç geliyor. hani mesela nasıl bazı erkekler evlilik bana göre değil evlenirsem aldatırım kimsenin kalbini kırmaya gerek yok der benim de tek eşlilik konusunda değil(yanlış anlaşılmasın) ama çocuk yapmak konusunda fikirlerim bu yönde. ben o fedakarlığı yapamam. gece uykularından feda edip sürekli onunla ilgilenmek fikri bana göre değil. hadi adamdam boşandın o çocuk ne olacak? geleceği.. vs vs. ben de bu konuda kendimi biliyorum. arkadaşlarımın çocukları nedendir bilinmez bayılırlar bana ama benden hala olur, teyze olur, eş, olur, dost olur anne olmaz. zaten ben de istemiyorum. bencilse de evet bencilim. ben alışmışım her istediğimi her an yapmaya çalışmaya. canım sıkıldı diyince hemen deniz kenarına gitmeye akşam şuraya gitmek istiyorum dediğimde gitmeye çocukla bu yapılabilir mi mümkün değil. en yakın arkadaşımın 2 çocuğu var o bile bana "çocuklar uyudu hemen gel kahve içelim" diyor biliyor çocuklara sabırlı olmadığımı.
ne diyelim bazı insanlardan da iyi bir eş,dost,arkadaş,hala,teyze olur ama anne olmaz.
benim gibi...
babayla yer değiştirmediği için linç edilen adam
-
docent oldugu icin her yere docentim yazan ve kendi istedigi yapilmadiginda milleti gaza getirip linc baslatmayi deneyen bir kisinin kurbani olan adam bu koltuk degistirmeyen adam.
aslinda bu adamin yerinde olsam kendi resmimi boyle paylastigi icin docent arkadasa gerekli davalari acardim. ucakta kimse kimse ile yer degistirmek zorunda degildir biletini ona gore alirsin yada koltuk seciminde farkini verir yerini secersin. ondan sonra yok ben oraya gececektim yok ben buraya gececektim diye yaygara koparmazsin.
ayrica 10 yasinda ki bir cocuga toplum kurallarini ogretememis bir kisinin baba olmasini da hic tasvip etmiyorum. docent olan arkadasinda bizim cocuklarimiza egitim vermesi aslinda tamamen muamma kendisi egitimden anlamiyor ve egitim sektorunde.
not : cocuk docentin degilmis. kusura bakmayin oyle anladim ama en azindan bir docentin neleri ogrenemdigini ogrenmis olduk.
edit : adam docent ibaresini gec twitter adresini bile komple degistirmis.