hesabın var mı? giriş yap

  • mümkünse arkamdan kimsenin söylemesini istemediğim cümle.. ben ki uyurken kapalı televizyonun çük kadar kırmızı ışığından rahatsız olan adamım, öteki tarafta onca florasan, spot ışığında siksen yatamam.. deliksiz uyusun cümlesi daha makbuldür.. çünkü yaşamında gün yüzü görmedi bu müstakbel rahmetli..

  • oturduğum evin arazisi vaktiyle gecekonduymuş. işte devlet tapu vermiş, sonra müteahhitler girmiş, binalar dikilmiş vs. araziyi veren gecekondu sahibi şu an birkaç daire sahibi.

    düşünüyorum, adam babamla aşağı yukarı aynı yaştadır. babam ömrünü bir memur maaşıyla kirada geçirdi. kimsenin arazisine konmadı, hele kamu malına çökmedi. zor günler geçirdiği de oldu, kirayı ödeyemediği de. eninde sonunda bir şekilde denkleştirdi ödedi. sonunda elinde hiçbir şey yok.

    fakat öteki adam vaktiyle dikti çadırını, yaptı kerpiç evini. tapu sahibi oldu, sonra birkaç ev sahibi oldu. ben o araziye dikilen evlerden birini almak için ömrümün beş yılını ipotek ettim. her ay taksidini ödüyorum; virüsmüş, salgınmış, işler kötü gidiyormuş bakmadan.

    babam ve onun soyu cezalandırıldı, bu adam ve onun soyu ödüllendirildi. gecekondu budur.

  • debe'ye giren entry oldukça komik, fakat cahilce yazılması ve bunun debe'ye sokulması bakımından da trajik.

    defalarca yazdık, anlamayanlar için bir daha yazalım:

    göz doktorları, göz bozukluğunu ''hastalık'' olarak görmüyor... nasıl ki insanların bazısı uzun, bazısı kısa boyluysa, göz doktorları için de bu durum aynı şeyi ifade ediyor. yani onlar için miyopluk (ya da astigmat da olabilir) hastalık veya kusur değil. dolayısıyla ''düzeltilmesi gereken'' bir şey de değil. yani burda çok büyük bir bakış açısı farkı var, evvela bunu anlamanız lazım.

    ikinci bir husus da, söz konusu operasyon birçok insanda çok başarılı da geçse derinlik algısıyla ilgili genel bir sıkıntı zuhur ediyor. bununla ilgili bir anekdotu paylaşmak isterim:

    ameliyatı olduktan sonra ışık ve derinlik algısının kaybolmasıyla (ya da bozulmasıyla) ilgili olarak, bir konferans sırasında milli savunma üniversitesine girmek isteyen öğrencinin,

    -msü ve daha öncesinde harp okulları lazer ameliyatlı kişileri almaya pek sıcak bakmıyordu, bu konuda bir fikir değişikliği var mı?

    sorusuna, hava subayı ilginç bir cevap vermiş:

    -derinlik algısı bizim için çok önemli. örneğin venüs çok güçlü bir gezegendir ve kuvvetli bir ışık saçar gece. lazer ameliyatı olup da uçuş yapan biri, derinlik algısını kaybettiğinden, önündeki uçağı çok küçük bir nokta olarak görüp venüsü daha büyük ve yakın görmesi neticesinde, venüsü takip eden pilotlarımız olabiliyor. komik ama gerçek. bunun çok örneği var. (konferansın ve ilgili sorunun video kaydı için: https://www.youtube.com/…tifeqs2v0&feature=youtu.be)

    subayın paylaştığı şey gerçekten yaşanmış mıdır emin değilim ama böyle bir problemin meydana gelmesi bilinen bir şey. göz doktorları da işlerinden dolayı hassas ve derinlik yaratan göz cihazlarıyla doğal olarak sürekli haşır neşir olduklarından dolayı, gözleri bozuk bile olsa bu ameliyatı olmaya sıcak bakmıyorlar. sırf bu derinlik algısındaki olası kayıplardan/sıkıntılardan kaynaklı. bu, böyle bir işi olmayanlar için hiçbir ehemmiyet arz etmezken, doktorlar veya işte örnekte olduğu gibi pilotlar için büyük bir handikap yaratabilir.

    kısacası ''göz doktorları neden olmuyor bu ameliyatı'' demek, konuya yanlış bakış açısından bakıp, yanlış soru sormaktır... herkesin yaşam standartları, meşgul olduğu mesleği, hayat pratikleri vs farklı. ona göre olur ya da olmazsınız. şimdi zırvalamalarınıza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.

  • park yasak harita alanının kadıköy belediyesi değil ibb ve ukome tarafından belirlendiğini bilmesine rağmen tribünlere oynayan bir adet şark kurnazının verdiği cevaptır. belediye kar amacı güden bir firmaya park alanı tahsis etmek zorunda mı?