ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran olaylar
-
arkadaşla, çalıştığı yerdeki işçi iddiaya girerler.
işçi: ben bu ineğin bokunu yerim abi
arkadaş: hadi be... yiyemezsin
i: yerim
a: yiyemezsin
i: hadi o zaan 4 paket sigarasına, var mısın?
a: varım
işçi dışkıyı yer. sonrasında;
i: insanınkini de yerim. var mısın iddiaya?
a: oofff... yokum ya yokum lanet olsun
bana bunu anlattıktan sonra, ekledi;
- hayır bi de bu adam yemek seçiyor ya. onu yemem bunu yemem... bok seçmiyor yemek seçiyor
trendyol
-
temel parmağını camla kesmiş.telaşla, yeni kurulan aile hekimliği merkezlerinden birine gitmiş. içeri girince, malum iki kapı çıkmış karşısına:
birinde “hastalıklar”, diğerinde “yaralanmalar” yazıyormuş.
durumuna uyan “yaralanmalar” kapısından içeri girmiş.
önünde yine iki kapı belirmiş: birinde “kanamalı” diğerinde “kanamasız” yazıyor. “kanamalı” kapıdan girince iki kapı daha: “hayati önemde olan” ve “hayati önemde olmayan”.
hayati önemde olmayan yazılı kapıdan girince kendini sokakta bulmuş.
evde sormuşlar:
-temel sana iyi baktılar mı?
-hiç bakmadilar ama organizasyon müthiş!
işte bir sorunla karşılaştığınızda trendyol'un çözüm stratejisi de aynı bu fıkradaki gibi... canlı yardımdan, trendyol asistandan elli yere bağlanıyorsunuz ama çözüm yok.
yanlışlıkla su içmek orucu bozar mı
-
aylık 600binlik soru.
yaran fıkralar
-
oldukça seçkin görünüşlü bir bayan uçakla isviçreden
dönmekteydi. yanında oturmakta olan rahibe
-"özür dilerim peder, sizden bir iyilik
isteyebilirmiyim?" diye sordu.
-rahip "elbette kızım, senin için ne yapabilirim?"
diye cevapladı.
kadın açıkladı: "işte problemim; kendime yeni bir
epilasyon aleti aldım ve buna oldukça yüklü bir para
saydım. sanırım limitlerin oldukça üzerine çıktı ve
gümrükte elimden alırlar diye korkuyorum. acaba
gümrükten geçişte bunu cübbenizin altına saklayabilir
misiniz?"
-rahip "tabi ki yapabilirim evladım ama biliyorsunuz
ki ben yalan söyleyemem." diye yanıtladı kadın "çok
temiz ve dürüst bir yüz ifadeniz var peder, eminim ki
size soru filan sormazlar" dedi ve pahalı epilasyon
aletini pedere verdi. uçak havaalanına vardı. peder
gümrükten geçeceği sırada görevli
-"peder, bildireceğiniz herhangi bir yükünüz var
mı?"diye sordu. bunun üzerine peder "
-başımdan kuşağıma kadarki bölümde açıklayacağım
herhangi birşey yok, evladım" der
bu yanıtı garip bulan görevli
-"peki kuşağınızın altında kalan bölümde neyiniz var?"
diye sordu.
peder yanıtladı:
-kadınların kullanımı için dizayn edilmiş mükemmel,
küçük bir alet var,
ancak şimdiye kadar hiç kullanılmadı!!"
görevli kahkahadan kırılarak:
-"tamam peder geçebilirsin, sıradaki!.."
garanti bankası
-
hala bu bankayı kullananlara müstahak bir ücret uygulaması yapıyordur. şahsen onlara girdikçe ben mutlu oluyorum. devam edin, mado'nun da dondurmaları çok güzelmiş tavsiye ederim size.
edit: lucastorn uyardı, kızılkayalar bir ıslak hamburger yapıyor, aman parmaklarınızı yersiniz.
japon sineması
-
gosha hideo’nun samurai wolf filmleri ile the shogun’s samurai'ı chambara meraklısı sinefiller (gerçi onlar her türden film izlemeyi severler) için öneriyorum.
düzeltme: imla
baba tipi realizm
-
- başım çok fena ağrıyor
- git bi elini yüzünu yıka geçer.
geçen sene de evde otururken apandisiti patlamak üzere olan dayıma aynı şeyi söylemişti de allahtan dinlememiştik.
bodrum
-
dünyanın en özel, en eşsiz tatil beldesiymiş, ahh diğer her yer çok kötüymş gibi kaktırıla kaktırıla, türk esnafı açgözlülüğünün birinci mekanı olmuş yazlık yer. ayağımın parmağını göndermem.
"bir daha bodrum'a gelir miyiz bilmiyoruz"
londra'dan 10 günlük tatil için bodrum'a gelen üniversitede öğretim üyesi 56 yaşındaki andrew macton, eşi, 53 yaşındaki maggy macton ve 3 çocuğu liman kenarına oturup döner ekmek yediklerini belirtirken şunları anlattı:
"iki gün önce yalıkavak'ta bir restoranda sadece birer balık yedik ve birer bira içtik 1850 tl hesap geldi. bir kafeteryaya oturup 5 kişi dondurma yedik 200 tl ödedik. eşim de öğretmen. burada yediğimiz yemeklerin fiyatı londra'nın en lüks semtlerine göre çok çok pahalı. karşılığını almadığımız bir hizmete yüksek ücret ödemek çok zorumuza gitti. 6 yıldır bodrum'a tatile geliyoruz, bu yıl fiyatlar gerçekten kabul edilemez hale gelmiş. bu nedenle otel dışına çıktığımızda küçük bir sandviç veya döner ekmek ile karnımızı doyurmaya çalışıyoruz. bir daha bodrum'a gelir miyiz bilmiyoruz ama bodrum'da harcadığımız paranın yarısı ile dünyanın en güzel yerlerinde rahatlıkla tatil yapabiliriz. bir bodrum aşığı aile olarak bunları yaşamaktan çok üzüntülüyüz."
http://www.cumhuriyet.com.tr/…tl_ye_maden_suyu.html
ebola o kadar da kötü değil bulaşınca öldürüyor
-
(bkz: ebola iyi de virüsü kötü)