hesabın var mı? giriş yap

  • yazılanları sildirmese yaptıkları usülsüzlükten haberim olmayacaktı. merak edip tipine bakayım dedim. tahmin ettiğim gibi baş örtülü. sorsan ultra süper müslümandır. şaşmaz whatsaptan her hafta hayırlı cumalar mesajı yolluyordur etrafına özlü sözlü filan. çocuğu filan varsa da kesin iki isimlidir ebubekir sıddık türevi. yiyin ulan dünya size kalacak sanki.

  • anime ve manga dünyasının kült örneklerinden biri olan dragon ball serisinin yaratıcı olan akira toriyama'yı kaybetmiş bulunuyoruz.

    bir anime sever olarak dragon ball serilerini izlemiş biri olarak şunları söyleyebilirim; manga ve anime denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri olan akira toriyama, benzersiz yaratıcılığı ve etkileyici sanat tarzıyla goku'yu çocukluğumun kahramanları arasında özel bir yere koymuştur. toriyama, 5 nisan 1955'te nagoya, japonya'da doğdu ve yarattığı eserlerle küçükten büyüğe bütün insanların, hayal güçlerini ve hayallerini unutulmaz kılmıştır.

    çocukluğumuzu renklendiren ve hayal gücümüzü zenginleştiren eserlerinden biri olan dragon ball, akira toriyama'nın adını dünya çapında duyurmasına vesile olmuştur. goku'nun masumiyeti, bulma'nın zekâsı ve vegeta'nın gelişimi gibi karakterler, çocukluğumuzun kahramanları olmuş ve bize daima daha güçlü olabileceğimizi anlatarak unutulmaz maceralar yaşatmıştır.

    toriyama'nın eşsiz sanat tarzı ile bizim duygusal dünyamıza dokunarak, her bir karakteri özel ve tanıdık kılmıştır. hepimize ilk kamehameha dalgasını attırmış ya da usta roşi'nin bulma'ya yaptığı ufak sapıklıklar ile burnumuzun bir fıskiye gibi kanayabileceğini göstermiştir. işte tüm bu anılar, akira toriyama'nın kaleminin büyülü dünyasıyla hayat bulmuştur.

    yine dr. slump eserleriyle başarısız mucit senbei norimaki ve icat ettiği çocuk robot arale'nin komik maceralarını bize tattırmıştır. akira toriyama'nın çocukluğumuza kattığı değer, sadece eğlenceli anılarla sınırlı değildir. o, bir neslin hayallerine şekil veren bir sanatçı olmuş, yarattığı eserlerle bir kültürü şekillendirmiştir. çocukluğumuz, toriyama'nın yaratıcılığı sayesinde daha renkli, daha heyecanlı ve daha unutulmaz hale gelmiştir ve beni bir anime severe dönüştürmüştür.

    bugün hâlâ goku ve bulma gibi ebedi ejderha shen-long'u çağırmak için kullanılan 7 ejderha topunu keşke ben bulsaydım dediğim anlar oluyor. onun için akira toriyama'nın eserleri çocukluğumuzun bir parçası haline gelmiştir. üzerinden ne kadar geçse de geri dönüp gülümsememize neden olmuştur. sonuç olarak manga ve anime dünyasının bu büyük ustası, sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda bir çocukluk kahramanları yaratıcısıdır. unutulmaz anılar bırakan toriyama, eserleriyle bir neslin kalbinde ölümsüzleşmiştir.

    hoşça kal güzel insan.....

  • az programlı makine f/p açısından çok programlı makineyi dövüyor arkadaşlar.

    çok programlı bir makinede bulunan artı programlar şunlar:
    ön yıkama:
    makine içinde bulaşık bekletince koku yapmasın diye eklenmiş bi program olduğu belirtilmiş. 10 lt su harcıyor.
    (sonra yıkarken de 10 lt su harcıyor)

    mini 30:
    ön yıkama işleminden geçmiş bulaşıklar için uygun denmiş. su; 10 lt. elektrik; günlük programla neredeyse aynı . ( -0.1o fark var. durulama için kullanılan elektrik o farkı geçiyordur muhtemelen.)

    yoğun 70 derece:
    tencere gibi yoğun kirli bulaşıklar için uygun. daha çok elektrik daha çok su harcıyor. yaklaşık iki yıkamaya bedel sarfiyatı var. sık sık bir makine dolusu tencere yıkıyorsanız bilemem de normalde olan; 1-2 tencere tava gerisi tabak bardak çatal kaşık vs. o iki tencereyi makineye koymadan önce bulaşık teliyle geçmek daha mantıklı.

    otomatik:
    ne yapacağı belli değil, bir iki adet çok kirliye göre mi ayarlıyor, çoğunluğa mı bakıyor bilinmiyor. elektrik ve su sarfiyatı aralığı günlük programla yoğun arasında, her ikisi de olabilir.

    yoğun hızlı:
    su aynı, elektrik 2 kata yakın. kısa zamanda yıkıyor. günlük programda olan ön yıkamayı yapmıyor onun yerine ısı kullanıyor.

    karma:
    üst kata camları alt kata tencereleri koyun, ben 70 derecede üsttekilere zarar vermeden alttakileri temizlerim demiş. maliyeti: yoğun programdan da fazla elekrtik ve su.

    bulaşıkları makineye kokacak şekilde koymuyorsanız, o kadar bekletmiyorsanız ve tencereleri bulaşık fırçası/teli yardımıyla kalanlardan arındırıyorsanız çok programlı makine almanıza gerek yok.
    ince cam, kristal gibi narin malzemeleri çizilmeyi önlemek için sıvı deterjanla az kirli programında yıkayabilirsiniz.

  • madem öyleydi niçin eski başbakan, tbmm başkanlığı yapmış birisini aday gösterdi?

    binali'yi vali olarak atasaydı da reisinizin, reisliğini tescilleseydi.

    yahu komik ve cahilsiniz.

  • oskars surströmming markası altında satılan,yeme adaplığı ile ata sporluğuna erişen isveç'in konservelenmiş balığı.tadına bakabilmiş olmamdan mütevellit yazılası çok şeyim var.

    koku
    hakkında çok ama çok kötü şeyler söyleniyor.belirtmem gerekiyor ki hakkında ne söyleniyorsa kötü ve iğrenç olarak daha fazlasını hak ediyor.kokusunu tasvir edeyim;

    eşiniz size hamsi ayıklasın.içini ve kılçıklarını tertemiz çöp poşetine atsın.1-2 saat kış güneşi yesin,ardından bebeğinizin(1-2 yaş arasında olduğu kabul edilerek)katılaşmış boklu bezini de o çöp poşetine atsın (zaten katılaşmış bir bok olmasından ötürü yeterince katlanamayarak açılacaktır) sonra o çöp poşetine bozulmuş süt dökülsün. kıvama gelmesi için çok ama çok ama çok sıkı düğümlenip sallansın. çok değil 2 hafta bekletilsin. tertemiz masanıza o poşeti dikkatlice koyun.zira şişmiş ve patlamaya müsait olacaktır.açın!

    zaten açmaya yeltendiğiniz anda poşet talebinizi anlayarak size yardımcı olup kokusuyla gaz salınımı yapıp rahatça açılacaktır.işte surströmming'in kokusu, konserve açılımındaki direk o kokunun püskürmesiyle vesair aynıdır.

    tadı
    arkadaşım haşlanmış patates ile yarım nefeste limon suyu ile tüket demesine rağmen inanılmaz zorlandım.çünkü çiğ bağırsakları vs ortada.zaten tadını kokudan alamıyorsun.sikindirik bir balığın tadı anlaşılmasın diye kokusuyla mücadele ederken birde çankırı tuzuna gömmüşler (sözde kokmasın diye) tuza balık ekmişler gibi.

    görüntüsü
    (oskars' için konuşuyorum çünkü 2 firma olmuş sanırım)konservesi büyük.şişkinliği çok.tuzlar gözle görülüyor.balıklar iç organlarıyla bariz direk konmuş.

    netice şu ki bir bölüm isveçliler için büyük bir kültür meselesi olarak anlatılsa da bu muhteşem balıktan ve bekletilmiş çocuk bezinden uzak durun.

  • bakın belki koca'nın söylediği doğrudur, söz konusu miktarda aşı söz konusu zamanda gelecektir ama aşıların geldiğini görene kadar asla inanmıyorum. inanmıyor oluşumun da suçlusu ben değilim.

  • otobüste kucağımza aldığımız yaş üç kapsamındaki kız çocuğu:
    -siiiz davşanı taniyo musunuz?
    -hangi tavşanı?
    -dav-şa-nı tanoyo musunuz?
    -uzun kulaklı bir iki tavşan tanıyoruz
    -siiiiz penguni tanıyo musunuz?
    -penguen?
    -pen-gu-ni tanıyo musunuz?
    -eee bir kez karşılaşmıştık
    -siiiiz zülehayı tanıyo musunuz?
    -zürefa?
    -zü-lee-haa' yı taniyo musunuz?
    -hıımmm uzun boyunlu bir zürafa görmüştük.
    -anneeee biz bunları tanıyor muyuz?
    -yok kızım daha demin tanıştık.
    -züleha teyzemi taniyo bunlar....