ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
nbc'nin sette bennu yıldırımlar'la olan konuşması
-
bakın yukarıda yazar arkadaşımız meşhur, muhtar sahnesini atmış. nbc'nin anlattığı, bennu hanımdan istediği de bu. yani doğal olsun, bırak aksın sahne, repliğine rolüne odaklanma. parmağını emmen gerekiyorsa em, gözüne bir şey takıldıysa kadrajın dışına bak, al eline kazakla oyna. eğer bunları yaparsanız işte bu sahnedeki gibi mükemmele yakın diyaloglar ve sahneler oluşuyor.
benim de dikkat ettiğim, denk geldiğimde yüzümü ekşittiğim bir şeydir oyuncuların rollerine odaklanmaları. genelde figüranlarda çok rastlanır bu durum. repliğini söyler ve karşısındaki oyuncunun gözünün içine bakar repliği bitsin de ben de yazılı repliğimi okuyayayım diye, çok rahatsız edici bir durumdur.
ne üslupta ne de söylediklerinde bir yanlış görmediğim konuşmadır.
sinema ve dizi tarihinin en troll karakteri
-
yeşilçam'ın 70'li yıllardaki en troll karakteri gülen gözler filmindeki vecihi karakteridir.
--- spoiler ---
yaşar usta: ben sana kız vermem!
vecihi: verirsiniz!
(böyle bir süre inatlaştıktan sonra)
yaşar usta: vermem yahu senin gibi deliye kız verilir mi?
vecihi: aaaa aman yaşar bey, benim nerem deli?
yaşar usta: sen değil misin boyuna evimin üstünde uçakla gırrr gırrr diye dolaşan arkadaş?
vecihi: çok haklısınız efendim, ben de sizin yerinizde olsam vermem!
yaşar usta: haaa peki öyleyse niye istiyorsun?
vecihi: ne istiyorum efendim?
yaşar usta: kızımı istemiyor musun?
vecihi: aman efendim! siz verdikten sonra niye istemeyeyim? öpeyim..
yaşar usta: bırahhhhhh!
--- spoiler ---
düzeltme: gülerken yazamamaktan hep.
sistem tıkandı tek çözüm başkanlık modelidir
sadece askerde karşılaşılan olaylar
-
çekilecek 25 metrelik çizgiyi askerlerin boyuyla ölçmek.
bir gün sabah içtimasının hemen ardından bölüğe yeni gelen bi' uzman çavuş "gençler bana 1.80 ve 1.60 boyunda adamlar lazım. boyu 1.80 ve 1.60 olanlar beni şurada beklesin geliyorum ben şimdi" der ve gider.
yaklaşık bi yarım saat sonra komutan gelip sadece 4-5 kişinin kenara ayrıldığını görünce "yok mu lan aranızda 1.80'lik adam. 13 kişi lazım bana. 13 tane 1.80, 1 tane de 1.60 arıyorum. tek tek boyunuzu ölçtürmeyin lan bana" diye söylenir. öndeki birkaç kişiye tek tek senin boy kaç diye sorup 170 komutanım, 1.76, 1.83 vs cevaplarını alınca memnuniyetsiz şekilde içeriye gider bir daha.
allahım merak içindeyim ne olcak acaba, ne yapıyo bu herif falan derken bir daha gelip, beyler aranızda odtülü sinan varmış, gelsin bakayım yanıma deyip yanına çağırır
uzman: sinan sen odtülüymüşsün kafan çalışır senin, benim gösterdiğim kişilerin boylarını topla tamam mı?
sinan: emredersiniz komutanım.
komutan kafasına göre 15-20 kişiyi yanıya çağırıp boylarını tek tek sorar, 1.73, 1.78, 1.84, 1.76... bu sırada sinan da toplamaya başlamıştır. sinan sırayla söylediklerini toplar ve 25.12 diye bağırınca komutan tamam dur fazla oldu, tam 25 olması lazım, 25 olması önemli, napcaz diye sorar ve sinan'ın teklifiyle 1.84lük arkadaşı çıkartıp 1.72lik adamı dahil eder gruba. toplamları tam 25 metre oldu dimi sinan diye de son kez teyit alır sinan'dan ve kenara ayrılan askerelere gelin benle çizgi çekmeye gidiyoruz der. meğer 25 metrelik çizgi çekilecekmiş ve herif bu adamları tek tek yere yatırıp mesafeyi ölçecekmiş.
işin daha da komik tarafı, günün sonuna doğru çizgi çekilmiş, bölüğe geri dönülmüştür. uzman çavuş yanımıza gelerek odtü'lü sinan'a bu iyiliği karşısında jest yapıp çay ısmarlamıştır, tatlı tatlı çaylar içilip muhabbet edilirken sinan'dan o ölümcül soru gelir; komutanım botları çıkararak uzandılar değil mi?
olm yaa ahahahahah
esnaf öldü
-
mezara koyacak taş varsa, esnaf tam ölmemiş demektir. abartmayın.
arkadaşlarımız balık restoranında kafayı bulmaz
-
bizimkiler pudra şekeri çekiyor diye devam etmesi lazım
19 şubat 2018 suriye ordusunun afrin'e girmesi
belgesellerde geçen klasik cümleler
-
(bkz: masai mara'da sabah oluyor)
sevgili yüzünden kendin olamamak
-
nişan ve evlilik sırasında kişilerin bir anda kendileri olmasıyla beraber ayrılıklara sebep olan toplumsal tiyatro.
türk kızıyla evleneceğine rus köyünden kız almak
-
bazılarının yaptığı şey.
fiyat-performans-hayat kalitesi olarak da bence doğru olan. yok tribini çek, yok nazını çek, yok dırdırını çek, yok üstüme düştün ceptesin uzaklaşayım, yok whatsapp'ta ne zaman çevrimiçi oldun, yok ilişkiyi sorgulamamamız lazım, dağ gibi adamlar 1.60-1.65 arası cadıların ömür törpülüğü eşliğinde hayatımızı sürdürüyoruz.
bunu çekeceğine git rusya'nın bir köyüne, olga,irina,natasha,katya bul bir tane. giyim tarzı v.s ilk başlarda rüküş olur ama adapte olunca toparlar hepsini. karşında bir trip yapmak için doğan kadın değil-bir şeyler paylaşılabilecek ''insan'' bulursun. işte kilit kelime ''insan'' bulmak. türk kadını fazlaca ''kadın'' fenomeninin gölgesinde. arz talep dengesi de bunu teşvik ediyor. rus kadınları ise genelde insan. burda herhangi bir kadın ortalama altı bir erkekten bile iltifat alınca arşa değerken, rus çok güzel bir kadın normal bir erkekten iltifat aldığında ''so what?'' tribine giriyor. teşekkürler diyor, konuyu değiştiriyor.
çok pis bilendim oğlum, ekşi'de yaza yaza türk kadınlarını bitireceğim.
camiden kovulan kadınlar
-
bu kadınlar iktidara taşıdıkları bu zihniyetten, bu adamlardan ne bekliyorlardı acaba?