hesabın var mı? giriş yap

  • videoda asil komik olan sey rus'un soz konusu turk guresci tarafindan soylenen kufurleri ayni sekilde tekrar etmesidir.

    asdfghjk

  • kaçmasınlar. dün mesleklerinden attıkları adamlar kaçmadılar yattılar. dün sırtına basarak torpille ezip geçtikleri adamlar kaçmadılar ülkede didindiler. ölmeseler iyiydi ama allahın sopası yok derler

    edit : imla. (teşekkürler @kafirimam)

  • 2000lerde müzik piyasasında olanların, özellikle bir şekilde ankara'ya yolu düşmüş olanların yakından tanıdığı gruptur. muhteşem bir vokalistleri vardı. hem iyi müzisyen hem süper insandı.

    gençliğimizin önemli unsurlarından biriydi çilekeş. bu tarz grupların yeni yeni çıkmaya başladığı, bizim jenerasyonun kendi tarzını ortaya koymaya başladığı yıllardı. çilekeş'in duman'ın, tnk'nın konserlerine giderdik hem de doğru dürüst hiç kimse bilmiyorken, gerçekten çekirdek kitleyle beraber bu grupları dinlemek büyük fırsattı.

    devamı gelmedi. şimdi geriye bakınca insan sadece üzülüyor. muhteşem yıllardı, kıymetini bilemedik.

  • yerel japon halkı tarafından daisugi (sürdürülebilir ormancılık) olarak isimlendirilen ve yaklaşık olarak 800 yıldır devam eden tamamen doğayla barışık bir proje. bu şekilde ağaç yetiştirip kereste üretmenin altında, ülkenin geniş bir ormanlık alanı olmaması (toprak bakımından 377.915 metrekare) yatıyor.

    asırlarca yaşayabilen bu japon sedir ağaçlarını tek seferde dikerek, sonrasıda sık ve düzenli bir şekilde budama yaparak, bir meyve ağacı misali devamlı meyve ve sebze toplar gibi ağaçlardan düzenli bir şekilde odun hasat ederek kereste üretilebiliyor.

    toprağa ekili ana gövdenin tepesindeki uzun dallar sanki başka bir ağaç gövdesiymiş gibi kesiliyor ve alttaki ana gövde sürekli yeni ağaç kolları üretiyor. japon halkı birçok konuda olduğu gibi bu konuda da işini biliyor.

    daisugi, japon halkının ormanlarını yok etmeden kaliteli kereste elde etmesine izin vereren asırlar önce öğrendikleri harika bir keşif. geliştirilen bu harika teknikle oldukça uzun, son derece düz ve sağlam gövdeler elde ederek istedikleri kalitedeki mükemmel keresteleri, yine doğaya ve ağaçlara zarar vermeden üretebiliyorlar.

    asıl değinmek istenen konu; bu japon sedirlerinin ülkemizde yetiştirilmesinin ve bu teknikle odun ve kereste üreterek ormanların yok olmasının önüne geçilmesi mümkün mü? böyle bir projeyi hayata geçirebilmek için, ilgili sedir ağacının yetişebilmesi adına ülkemizin iklim şartları müsait mi?

    böyle güzel bir çalışma hayata geçirilse ve yurdun dört bir yanına ilglili japon sediri fidanları dikilerek girişimlerde bulunulsa sizce de harika olmaz mı? ağaçlar kesinlikle hem görsel olarak harika hem de son derece faydalılar.

    edit:
    ekstra video ve fotoğraf.

    ufak bir video
    fidan dikimi yapan birinden video
    fidan nakli yapılan başka bir video
    yetiştiriciliğe yeni başlayan birisi video

    ilgili birkaç fotoğraf:
    görsel 1
    görsel 2
    görsel 3
    görsel 4
    görsel 5

    aşağıdaki fotoğraflar ise kesilen ağaç kollarından elde edilen kerestenin kullanım alanlarını içeriyor.
    görsel 1
    görsel 2
    görsel 3
    görsel 4
    görsel 5

    kaynak 1
    kaynak 2

  • bunun bir de, normalde burdur şivesi yardıran anneannenin, dünürü arayınca kraliçe elizabit kesilmesi versiyonu vardır ki (yeni başlık açarak sözlüğü kabartmak istemediğimden buraya yazıyorum), buna örnek bir kesit şöyle verilebilir:

    anneanne: "eneee! baaçe gapısının yanıngdaki bütün fideleri gırmış gomuşlar, ay anam gıııı!!"
    (bahçe kapısının sertçe açılması ile kırılan biber fidelerinin arkasından yakılan bu ağıt sırasında ev telefonu çalar ve anneanne cevap verir).
    anneanne: "ah, şule hanımcığım siz misiniz, nasılsınız canım"....."ıhıhıh*, ah evet, evet, geleceğiz tabi, ah ama neden zahmet ettiniz o kadar şule hanımcığım, hı-hı, ivet tabi, akşam görüşmek üzere, allaha emanet olun, cengiz bey'e de selamlar canım"
    wunjo: ???!!!!!!!!????

    *ıhıhh: bu, tam olarak yazıya nasıl dökeceğimi bilemediğim, süper kibar, son derece nazenin bir gülüş efektidir. sanki kibarlıktan ölmeden iki dakika önceki bir insanın, kibarlık tarihine attığı bir imza gibidir.

  • coronavac aşısı hakkındaki detayları ve tüm gelişmeleri öğrenmek için #116184913 nolu entryme bakınız.

    --- #116184913 ---

    endonezya güncellemesi: endonezya'daki faz 3 sonuçlarının %65.3 olduğu duyruldu.

    bir çok olumsuz yorum, bilimsel olmayan saçma sapan eleştiriler gördüm endonezya'nın açıkladığı verilerle ilgili.
    sevgili dostlar, romalılar, galyalılar gelin hep beraber hem olumlu hem olumsuz olan eleştirilerimizi mantık çerçevesinde yapalım.

    1- faz 3 çalışmaları büyük popülasyonlarla, çok fazla merkezde, çift kör mekanizmada ilerler. veriler birleştirilir ve sonuçlar yayın haline getiirilir öyle açıklanır. tüm tantana bu yüzden kopuyor zaten şunu beceremediler. (yayın aşamasındayken bu kadar önemi olan bir konu için basına bir miktar bilimsel veri paylaşılabilir. pfizer bunu çok iyi becerdi. tatmin edici net sayılar söyledi. böyle havada kalan açıklamalar yoktu.)

    2- sinovac sonuçları açıklama işini yönetemeyince her ülke bir şeyler duyurdu bu da herkesi yanılttı. oysa ki tüm veriler birleştirilip yayın hazırlanıp bilimsel veriler gözümüze sokulmalıydı, pp gösterisi izlememeliydik, gazete haberi okumamalıydık. haber bize yayın yapıldığını duyurmalıydı.

    3- endonezya'yı ele alalım. daha aşağılarda linkleri var ortalama 1600 civarı gönüllü ile çalışacaklardı. yani kümeleri büyük değil, tıpkı bizimkilerin açıkladığı ara sonuçlardaki küme gibi gönüllü sayısı az. dolayısıyla abartılı düşük veya yüksek sonuçlarla karşılaşmamız çok normal. bu gönüllüleri ne zaman aşılamışlar, kaç zamandır takip ediyorlar bilmiyoruz. endonezya belki de aşı acil kullanım onayı alabilecek etkililiğe kavuştuğu için açıklamış olabilir çünkü direk ako verdiler. neden kavuştuğu için diyorum çünkü aşıları yapıp yeterince beklemediyseniz kısa vadede daha az plasebo grubundan hastanız olabilir. mesela pfizer/biontech bi açıkladı 91, bi açıkladı 95 oldu neden? çünkü arada yeni plasebolar hasta oldu etkisi artmış oldu bu sayede. ancak bunlar coronavac aşısı için şu an varsayım çünkü pfizer gibi önümüze yayın koymadılar.

    4- böyle parça parça açıklanınca toplum bir şüpheye düştü ancak açıklanan etkinlik oranları en düşüğü de dahil olmak üzere kötü değil. dsö zaten %50 ve üstünü kabul ediyor. tekrar belirtmek istiyorum, şu oranlarla telaşa kapılacak bir şey yok.

    tüm verileri tüm bu çalışmaların devam ettiği merkezlerden toplayıp, yayın haline getirsinler tüm veriler şeffaf bir şekilde paylaşılsın bilim camiası o zaman net konuşur. çünkü bilimsel veriler yalan söylemez.
    --- #116184913 ---

  • insanları gözünde fazla büyütmek.
    onlar zaten kendilerini o kadar büyük görüyorlar ki, bir de sen büyütünce, karşında tanrı pozisyonunda seni yargılayan biri oluveriyor.
    "hele bi' otur soluklan yeğenim" jokerinizi elinizden hiç bırakmayın.

  • daha ice tea filan yokken ortalikta (en azindan turkiye'de), kendi yaptigi limonatayi bir kaba, demlikte kalan cayi da sulandirip ayri bir kaba koyar, ikisini buzdolabina kaldirir, karistirip icerdi. o zamanlar dalga gececegimize, ileriyi gorup patent vs aldirsaydik simdi buralar bizimdi!

  • an itibariyle itü'de okuyorum. bilenler bilir; vadi yemekhanesinde şu fotoğrafı gösterirseniz, itü'yü bırakıp norveç'e gidip ilkokuldan itibaren eğitim hayatına atılacak arkadaşlarım var.