ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"kız olmus 70 kilo, gelmiş hala six pack'li erkek arıyo. napıcan baklava niyetine onu da mı yiycen kzm?"
ekşi sözlük'te entry ile evlilik teklif etmek
-
roman gibi olabilendir. özet geçiyorum: sözlük kızından mesaj almış, izmire gitmiş, sonra rusya'ya gidip rus hatunlarla aganigi naganigi yapmış. şimdi de birine evlenme teklif ediyor ama kime ettiğini ben çözemedim. herhangi birimize olabilir. bana ediyorsa; zaten evliyim olmaz.
bu tarz benim
-
benim için artık bu program dünya tarihinin en çok seyredilen programıdır. nasıl mı bu kanıya vardım ? şöyle ki;
senelerin ntv spor ve trt3 seyircisi, hayatı futbol ve fenerbahçeden ibaret olan babam tam 10 dakika önce kapıdan içeri girdi ve yemeği veya hiç bir şeyi sormadan daha montu üzerindeyken şu cümleyi kurdu " n'oldu yıldız alan oldu mu bugün?" tepki dahi veremedim.
bu baba bir zamanlar şu adamdı; #39106087
dünyadaki en yorucu şey
-
(bkz: belirsizlik)
daha yorucusunu görmedim, duymadım, bilmiyorum.
elektrik kesilince hortlayan edebiyat sevgisi
-
sadece bende mi var emin değilim ama çok büyük bir ruh hastalığı belirtisi olabilir bu. lan ne zaman elektrik kesilse kitaptı dergiydi bir şeyler okumak, çılgıncasına edebiyatla yoğrulmak istiyorum. öpesim geliyor o koca koca ciltleri, klasikleri. mum ışığında ya da aynı zamanda radyo da çalan pilli büyük ışıldağın ışığı altında kitap okumak... aman yarabbim. sanki bir dostoyevski oluyorum, romalı perihan oluyorum.
mum ışığı ve o ışıkta yazıp okuma çabasında olan ben.... elektirik kesilmeden önce de bir şeyler okuyor olsam neyse de... kesintiden önce hep öküz gibi meheheheh diye diye camış keyfiyle en güzel dizileri, üst bitmesine dua ettiğim la liga maçlarını seyrediyor olmam ilginç. ama elektrik kesildi mi... mum ışığı ve edebiyat... o ince stabilo kalemle kitabın altını çizmeler, akla gelen şiirler "yalnızlık vurdu bu akşam kapımı sözsüz soluğunun gri rüzgarlarında" derken elektriğin gelmesi ve ayı gibi mumu üfleyip tv'ye koşmak "anaa malaga üçüncüyü de yemiş la" şeklindeki isyanım. az önce proust olmuştum oysa ki, balzac'tım goriot baba'yı yeniden yazan...
bizim ailede bir sorun olabilir gerçi. normal tv izleyen aile elektrik kesilince adams ailesi gibi oluyor. annenin duygulanıp "yıllar geçiyor, ömür de geçiyor be" diye iç çekmeleri, babanın "televizyonun fişini çekin de elektirik gider gelir yanmasın alet" hassasiyeti, kardeşin içe kapanıp dertli dertli şarkı söylemesi... ve mum ışığında ben ve edebiyat... ama yine de elektiriksizlik kötü be.
not: bu entry'imi elektrik kesintisinde evde olduğu zamanlarda sürekli "elektriksiz yaşamak mı zor susuz yaşamak mı?" isimli söylev ve demeçlerini bizlerle paylaşan dayıma ithaf ediyorum. ve yıllardır içimde bir volkan gibi büyüyen şu cevabı veriyorum buradan ona: bence susuzluk. ama elektrik de ekmek su gibi artık çağımızda.
robert de niro al pacino tamer karadağlı
mehmetçiğin gültan kışanak'a verdiği ayar
-
burası benim devletimse çıkın dışarı cümlesiyle verilen inanılmaz ayardır. bu cevaptan sonra oturan boğa kudurmuştur helal olsun mehmet'imize böylelerini kudurttuğu için.
çağatay aksu
-
gencecik kıza tecavüz edip, plazanın en üst katından atan bir adam başlık sildirmek için mahkemeye müracat etmiş.
hadi adamda ar yok namus yok olsa bunu yapar mıydı?
ulan bu kararı onaylayan mahkemede de ar namus yok ki bunu kabul etmiş, onaylamış.
sen sildirsen de zihinlerden silemezsiniz. çağatay aksu katildir, şule çet cinayeti türkiyenin kara lekesidir.
hepinizin vakti gelicek, zamanı gelicek.
büdüt: er yada geç, busted.
zamanın geldi çağatay, yaşam sahnesinden silindin.
ingiltere'de ördekler için 3220 km yol yapılması
-
ördekler için yol yapılmasından çok, yolda insan olmaması ve görseldeki ördeğin bu yolu kullanıyor olması şaşırtıcı.
bizde yaya yoluna araba parkedilip, bisiklet yollarında piknik yapıldığı düşünülünce daha bir şaşırtıcı.