hesabın var mı? giriş yap

  • bu anda çalışkan ahmet içlerinden yakışıklı olana kızar ve yakışıklı olan hababam sınıfı üyesi "bana mı dedin?" çıkışını gösterir. bu karşı atak üzerine çalışkan ahmetin "olayı kişisel algılama, sana demedim sadece" karşılığı etraftaki diğer hababam sııfı üyelerini göstererk attığı "sana, sana, sana, hepinize" nidasıyla anlaşılır. bu anda çalışkan ahmetin inceden de olsa bir 3.5 atma durumunu sezebiliriz ama iyi toparlar allah için.

  • video çok ilginç. şimdi arkada ekmeği için koreografi yapan kızlar cehenneme, evlenen kız dini vecibelere göre kapandığı için cennete mi gidecek?
    allah adama sormaz mı? benle dalga mı geçiyorsun sen diye??

  • aslında urfa'nın amsterdam, bern, barselona olduğunu öğrenmemize neden olmuştur.

    hee amk heee çok güzel çok misafirperver çok sıcakkanlı yer.

    ulan siz bu ülke sınırları içinde akp'nin %60 alıp da insanlarının hoşgörülü, misafirperver, açık fikirli, sıcakkanlı olduğu yer mi gördünüz?

    önüne kebap koydu diye neredeyse sevinçten ölecekler amk.

    tüm motivasyonu öteki diye adlandırdıkları milyonlarca insana kan kusturmak, bastırmak hatta şartlar gereği öldürmek olan bir ideolojiye ölümüne bağlı bir il bu sıfatların hiçbirinı taşımaz.

    hani aralarında yaşamasam inanacağım.

    yazdıklarımın konu dışında olduğunu biliyorum lakin olay üzerinden bok çukuru yerleri göklere çıkarmayın amk.

  • tamam la inandık. numaraları yazmanıza gerek yok. girmiş başlığa sadece 212 yazmış adam. aferin, otur, 5

    unutmuşsun abi 202 olacaktı o mu dememizi bekliyor acaba

    ya da numaranızın kaç olduğunu bütün türkiye'nin merak mı ettiğini düşünüyorsunuz nedir

    (bkz: birinci tekil şahsın sözlükteki yeri)

    tanım: yalnızca aynştaynların yapabileceği eylem

  • "adamın hizmetinin bedeli bu. aşağı yukarı giden bunu bilerek gidiyor."

    kardeşim klavyelerinizde böyle bir tuş mu var? her başlıkta bundan görüyorum aq. nerede satılıyorsa söyleyin ben de alayım.

  • herkese merhaba arkadaşlar kanalıma hoş geldiniz, bugün yine sizlerle güzel bir veri paylaşmak istiyorum :

    http://prntscr.com/osig9b

    o ülkenin (yıllık) asgari ücretini kazanabilmek için spotify, tidal, youtube, apple music vs gibi mecralarda kaç kez stream edilmeniz gerektiğini gösteren tablo.

    elbette bu rakamlar youtube'un, spotify'ın vs ödediği rakamlar. bunun vergisini düşüyorsunuz eğer bağımsız sanatçı iseniz.

    eğer arada plak şirketi varsa %99 sözleşmenizde streaming haklarını plak şirketine devretmiş olduğunuz için para plak şirketine gidiyor (size verilen pay sözleşmenizde yazan pay - yeni sanatçılar için genelde streaming haklarının tamamını plak şirketine aktarıyorsunuz).

    plak şirketleriyle anlaşma yapan ve bu işten zararlı çıkan arkadaşlarıma bu rakamları gösterdiğimde "ama plak şirketinin youtube kanalında yayınlanmasaydım o streamleri de elde edemeyecektim" bahanesiyle geliyorlar.

    bu doğru - ancak aslında stream edilmiş olmaları dinlendikleri manasına gelmiyor. bir çok insan atıyorum netd muziğin youtube kanalına abone ve kanalı evde, dükkanda vs radyo niyetine açarak izliyor. artık kanalda ne varsa arkada çalıyor.

    özellikle "ahmet yılmaz - aşk" diye sanatçı ismi ve şarkı ile aramaya yaparak dinleyenlerin sayısı netd muzik abonelerinin arkada açıp çalmasına kıyasla çok az.

    ama bu az sayıdaki insanın sanatçıya konser bileti olarak dönüşü çok daha fazla.

    benim argümanım da "konserine gelip sana para kazandırmayacak ve stream parasını plak şirketine veren dinleyici ha var ha yok, senin için bir şey fark etmiyor".

    geriye kalan tek fark sanal bir "layk" veya "view" sayısı.

    e derdin sadece "x milyon view" ise onu da blackhat marketing forumlarında çok daha ucuza alabiliyorsun. plak şirketiyle muhatap olmak için hiç bir geçerli sebep yok.

  • yurt ici ucus ise bu yolcular en saf duygularin insani da olabilir. eger oyleyse, bu durumdan yillarca millete ucak yuzu gostermemis olan thy'nin utanmasi gerekir. avrupa'da amerika'da insanlar inanilmaz kampanyalarla, komik fiyatlara o ucak senin bu ucak benim seyahat ederken bizim milletimizce daha 5-10 yil oncesine kadar ucaga binmek bi zenginlik gostergesiydi.

    * ilk kez ucaga binen, ucak ne zaman iner ne zaman kalkar bilmeyen amca inis esnasinda eger sizin kolunuza sarilip "indik mi evladim" diyorsa onun sirtini sivazlarken akliniza thy'nin gelmesi gerekir.
    * veya bi tarafi kalkik bi host/hostes "hanimefendi bir portakal suyu daha rica edebilir miyim?" diyene "tabi efendim" deyip, "kizim bi portakal suyu daha verecen mi hele?" diyene "amca portakal suyu yok" diye cevap verebiliyorsa o hosta/hostese ayari vermek de sizin insanlik vazifeniz haline gelebilir.
    * ya da yaninizdaki teyze ucaktan korkuyor olabilir. ucak kalkisa gecerken veya inerken tedirgin de olabilir. sizinle konusmak da isteyebilir. her halukarda 3-5 soruluk muhabbeti ondan esirgeyip, "olum kari geldi bana diyo ki evladim ben cok tirsiyorum gozumu kapayacam ucak inince soyle sen gozumu acayim diyo ben de 10 dakka gec soyledm ucagin kalktigini ahuhuhauhauaha" diyorsaniz bu ulkenin insaninin hakkini veremiyorsunuz demektir.

    ha ben bu ulkenin insaninin tamaminin asigi degilim. her turlu kazigi atanlar mi dersin, anana bacina tacize yeltenenler mi dersin, yok mu? var elbet. arkani doner donmez seni mihlamak icin firsat kollayan serefsizler de az degil bu ulkede. benim asik oldugum insan, su sikilmis dunyada bozulmadan kalmis, kalbi temiz guzel insandir arkadas. ucaga mi binmis, basimin tacidir o. kafami da sikse beynimi de sikse oyledir.

    not: yukaridaki 3 olay da gercek olaylardir.

  • türk halkının telefon kılıfı, ekran koruyucu, v.b. ürünleri 1 dolardan aşağıya hatta çoğu zaman 50 centten aşağıya aldığı yıllardı. sonra berat albayrak içinde ne olursa olsun gümrükten geçen her kargoya vergi koydu. türk halkı şimdi de o 1 dolarlık telefon kılıflarını kullanıyor ama artık 3-5 liraya doğrudan çin'den alamıyor, aynı ürüne 100 lira vererek aradaki ithalatçı firmayı zengin ediyor.

  • trajikomik görüntülerdir.. bu ülke insanı bu hâle düşecek kadar perişan hâldeyse, vah bizim hâlimize.

    ülkeyi afganistan ve venezuela karışımı ucube bir kabile devleti hâline getiren cahil ve yobazlar sürüsü eserleri ile iftihar etsinler. şu hâle bakın.. türk vatandaşlığı hiçbir zaman bu kadar ayaklar altına alınmamıştı. 5 tane düşman ülke, 10 tane terör örgütü birleşse bu kadar zarar veremezdi bu ülkeye. irtica ve örgütlü cehalet, pkk teröründen bile daha büyük bir tehlikeymiş meğerse. türkiye'nin en büyük varlık sigortası ise ulu önder mustafa kemal atatürk ve türk silahlı kuvvetleri imiş meğerse. ülkemizin itibarını, bayrağımızın ve pasaportumuzun haysiyetini, gençliğimizin istikbâlini ve milletimizin selametini bu güçler tesis edip, koruyorlarmış. ben artık buna iyice ikna oldum.

    fakat şu hususu da belirtmeden edemeyeceğim.. demek ki bir savaş çıksa, düşman bir ülkenin taaruzuna falan uğrasak, nüfusun kahir ekseriyeti buhar olup tüyecek.. alın görün işte. ortada savaş yokken arkasına bakmadan ülkeden kaçan zihniyet, birde savaş çıksa kim bilir ne yapmaz?