ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
rooney'nin oğlunun galatasaray forması giymesi
-
mauro icardi'nin oğlu da giyiyordu bir ara. bayern münih'in sol beki david alaba'da galatasaray maçları izleyen, tezahürat filan bilen bir taraftar. dexter reyiz michael c. hall ve mad man'in başrolü de ayrıca galatasaray'lı olduklarını söylemişlerdi. dünya kulübü olmak böyle bir şey oluyor işte.
disney+
-
disney+ için çekilen ve 2,5 ay önce izleyiciyle buluşan moon knight dizisinde "ermeni soykırımı" tabiri kullanıldı, üstelik hitler ve pol pot'la birlikte. dizinin ilk bölümünde yer alan replik tam olarak şöyle:
--- spoiler ---
"if ammit had been freed, she would have prevented hitler, the destruction of europe, the armenian genocide, pol pot"
"ammit serbest bırakılsaydı; hitler'i, avrupa'nın yıkılışını, ermeni soykırımını, pol pot'u önleyebilirdi"
https://www.youtube.com/watch?v=xqmj8sqlmo8
--- spoiler ---
disney gibi bir şirkette taslağından yayımlanana kadar sayısız elden geçen, her ayrıntısına incelikle eğilinen bir yapımda, diziyle doğrudan ilgisi olmayan böyle bir ifadenin sehven eklenmiş olacağına inanmıyorum. bu açıkça alınmış bir tavırdır, tarafım belli olsun tutumudur.
bununla ilgili bir sorunum yok; disney ifade özgürlüğü çerçevesinde istediği tavrı alabilir. zaten bu tavrının hiçbir değeri de yoktur. çünkü soykırım bir suçtur ve bu suçun varlığına dair karar verebilecek organlar ya o olayın yaşandığı ülkenin mahkemesi ya da yetkilendirilmiş bir uluslararası ceza mahkemesidir. bunlar dışında yapılacak bir açıklama hiçbir değer veya geçerlilik taşımaz.
ancak bunun şöyle bir önemi vardır: disney çok kısa bir süre önce türkiye'yi soykırım suçuyla açıkça itham etmiştir ama şu anda türkiye pazarına girmeye çalışmaktadır.
madem disney 1915 olayları için "soykırım" tabirini kullanarak bir tavır alıyor, ben de buna karşı tavır alıyorum: yayımlandığı tüm ülkelerde moon knight dizisinin ilgili kısmı diziden kalıcı olarak çıkartılmadıkça, atalarımı ve devletimi haksız yere soykırımla itham etmekte olan bir platforma ne üye olacağım, ne de üye olunmasını kimseye tavsiye edeceğim.
senelik 280 lira benim için çok bir şey değil, disney içinse hiçbir şey ifade etmiyordur. ama maksat tarafımız belli olsun.
ha bu arada bu platformun marka yüzü olan oyuncular da bence nasıl bir platformu temsil ettiklerini ve hangi tarafta olduklarını şöyle bir oturup sorgulamalı.
squid game
-
düz adam cikarimi yapacagim simdi. kore yapimi olan ve globalde cok ses getiren bir diger yapip parazit filmiydi. iki yapimin da ortak konusu fakirlikten kirilan insanlarin zengin olma cabasi diyebiliriz. buradan yola cikarak korede ciddi bir gelir adaletsizligi oldugu cikarimi yapabilir miyiz?
nihat hatipoğlu'nun isyanı
-
- “düşmanının hastalığına, üzüntüsüne sevinmeyi bilmeyen bir kültürümüz vardı”
çok doğru hepsini sikip attılar. :)
nihat hoca'ya da cevabım: herkes ölecek hocam, ne sandınız siz yaşayacak biz ölecek miyiz :)
mail adresi verirken rum meyhaneciye dönüşmek
-
türkçe karakter kullanmadan iki üç kere tekrarlayınca hissettiğim gubik his.
hee hee birlesik yazılıyor bre mimarlik nokta kom.
domino's pizza
-
matematik bilmeyen suserları saptamamızı sağlayan dandik pizza dükkanları zinciri.
bakın arkadaşlar temelden alıyorum 1>0, 2>1, 3>2,....... 32>30 .....
yani neymiş "otuz dakikada pizzanızı getiriyoruz, getiremezsek pizzanız bizden." diyen bir kurum 32 dakikada getirdiği pizzayı ödemek zorundadır. bu kadar basit.
şunu da not düşeyim kayda geçsin: son beş siparişimin hiçbirinde 45 dakikanın altında elime pizzam ulaşmadı. her seferinde aynı bahane "sistemdeki adresiniz yanlış görünüyor 10 dakikadır evinizi arıyorum." hemen laptop'u kapıp "bak güzel kardeşim bu site yemeksepeti.com size sipariş verdiğim site. bu da kayıtlı adresim. hata var mı? tarif açık mı? sorun benim adres kaydımda değil, sorun sizin bana abuk subuk promosyon postaları göndermek için adresimi eski haliyle kaydeden sisteminizde." dediğim zaman da ık mık deyip kaçıyorlar.
yok iki dakkadan ne olurmuş, yok zart zurtmuş... 2 liradan ne olur her siparişi 2 lira eksik ödeyek mi?
chp'nin dsp yüzünden kaybettiği belediyeler
-
31 mart 2019 yerel seçimlerinde, chp'nin, dsp adayına giden oylar sebebiyle kaybettiği belediyelerin listesidir.
normalde alanda görünürlüğü olmayan, sosyal medyada bile görünürlüğü olmayan fakat seçim gelince ortaya çıkıp aday gösteren dsp'nin sebep olduklarının bir kısmı şunlardır:
silivri / istanbul
mhp - 46.740 (volkan yılmaz)
chp - 43.933 (özcan ışıklar)
dsp - 6689 (selami değirmenci)
kazanan ve chp/ittifak adayı arasındaki oy farkı: 2.807
-----
keşan / edirne
akp - 18.429 (mustafa helvacıoğlu)
chp - 18.406 (şenol yalı)
dsp - 59 (yunus emre ergamalıoğlu)
kazanan ve chp/ittifak adayı arasındaki oy farkı: 23
-----
çifteler / eskişehir
mhp - 4.758 (kadir bıyık)
chp - 4.750 (zehra konakçı)
dsp - 21 (sevilay altaş)
kazanan ve chp/ittifak adayı arasındaki oy farkı: 8
-----
pazarcık / kahramanmaraş
akp - 17.901 (ibrahim ylmazcan)
chp - 10.684 (haydar ikizer)
dsp - 10.067 (kamil dalkara)
kazanan ve chp/ittifak adayı arasındaki oy farkı: 7217
-----
aksu / antalya
akp - 15.467 (halil şahin)
iyi parti (chp ittifak adayı) - 12.473 (durmuş ali arslan)
dsp - 11.506 (isa yıldırım)
kazanan ve chp/ittifak adayı arasındaki oy farkı: 2994
-----
serik / antalya
akp - 28.759 (enver aputkan)
dsp - 24.777 (mehmet habalı)
iyi parti (chp ittifak adayı) - 21.287 (yusuf mecek)
kazanan ve chp/ittifak adayı arasındaki oy farkı: 7.472
örnekle çoğaltılabilir fakat hiçbiri 1999 ankara seçimleri kadar unutulmaz olmayacaktır:
ankara büyükşehir belediyesi
fp - 541.515 (i. melih gökçek)
chp - 512.083 (murat karayalçın)
dsp - 169.490 (doğan taşdelen)
kazanan ve ikinci arasındaki oy farkı: 29.432
çankaya belediye başkanlığından büyükşehir belediye başkanlığına geçmeye çalışan doğan taşdelen, aday gösterilmeyince dsp'ye geçerek aday oldu ve ankara'yı melih gökçek'e teslim etti.
atakan'ın annesine yaptığı saygısızlık
-
atakan tam bir cehape zihniyetiyle büyümektedir. bol bol kitap okumakta ve başörtülü annesine saygısızlık yapmaktadır.
hastalara sulanıp video çeken tiktokçu hemşire
-
görsellere 5 saniye baktıktan sonra gözünüzü kapatınca nargile, dar&kısa paça, masaya konan araba anahtarı görüyorsunuz. kulağınızda da türkçe trap çalmaya başlıyor.
(bkz: ibretlik paylaşım)
the kiss
-
çoğu insanın gustav klimt'in 1908-09 tarihli eserini akla getirdiği resim.
fakat aslında çığlık tablosu ile tanıdığımız edvard munch'un 1897 tarihli, aynı isimli bir tablosundan esinlenmiştir.
ikincisinde munch'un karanlık, belki daha depresif diyebileceğimiz bir ardalanda iki insanın öpüşmesini görüyorken, klimt'te daha aydınlık, daha parlak bir yüzeyde bir erkeğin bir kadını öpüşüne tanık oluyoruz. aslında klimt'in tablosunun daha fazla bilinmesine şaşırmamak gerek; zira daha canlı renklerin egemenliği altında, daha sıcak figürlerle işlenmiş bu betimlemenin belki de aşka daha fazla yakıştığı düşünüldü.
ama şahsi kanaatime göre, ben munch'u tercih ederim. munch'un öpücük tablosu iki kişinin işteş bir sevme eylemine gösterge niteliğinde. dikkat ettiyseniz, ortada klimt'te olduğu gibi "öpen adam" ve "öpülen kadın" bulunmamakta, aksine, her ikisinin de yüzleri birbirine kaynaşmış durumda, her ikisi de öpüş eyleminin içinde ve ona birlikte dahiller. başlarının üzerinde belki de aura gibi oluşan halkalar ya da titreşimler, oradaki hissiyatı yansıtmada, oradaki bir duygu kıpraşımını göstermede çok güzel küçük bir detay. oysa klimt'te kadının yüzü olduğu gibi açıkta, ve öpüş eylemi yerine vurgulanan çok daha başka bir şey. bu bana öpüşmeden ziyade, bir adamın bir kadını öpmesini canlandıran bir tablo olarak görünüyor. ve munch'daki o boyutluluğu ben burada hissedemiyorum, daha donuk geliyor.
evet belki munch daha karanlık, daha boğuk ama bence tutkuyu yansıtmada daha başarılı.
8 nisan 2015 bir türlü inemeyen thy uçağı
-
dunning kruger effect denilen hadiseyi sık sık gördüğümüz olay.
internetten flight radar izleyip, "pegasus'a sivil havacılık otoritelerince ceza verilmelidir" yazan adamın özgüveni bende olsa amerikanya başkanı olurum kuran evliya çarpsın.