hesabın var mı? giriş yap

  • kolombiya'nin guneybatisinda, ekvador sinirina yakin (yaklasik 4 saat) sehri. bir donem uyusturucu kartellerinin (bkz: cali karteli) hukum surdugu kentte guvenlik hala biraz problemli. donemin uyusturucu mafyasi en az pablo escobar ve medellin karteli kadar buyuk ve tehlikeliymis (hatta daha beter oldugunu soyleyenler var). yeni yapilan site seklindeki bolgelerde guvenlik kameralari gormek mumkun. hatta bir kac defa elektrikli tellere denk gelmistim ama yirmi yil oncesine gore guvenlik konusunda epey mesafe katedildigini soylediler. dukkanlarda iceri cogu zaman iceri giremiyorsunuz, dis kapi demir mazgallarla kaplanmis ve adeta hapishaneden alis-veris yapiyormuscasina dukkan sahibini cagirip siparisi veriyorsunuz. fakat daha once de belirttigim gibi belaya bulasmak biraz size bagli. cok fazla endise edecek bir durum yok; goruntu sizi aldatmasin.

    kolombiya genel olarak ucuz bir ulke ama cali daha bir ucuz. tarihi kolonyal sehrin kurulu oldugu centro historico'da oldukca guzel mahallelerde uygun fiyata hosteller bulabilirsiniz. hatta yer yer ozel oda tutsaniz bile fiyat 12 ila 20 dolar arasinda oynuyor. dormitorio dedikleri cok kisilik odalarda kalirsaniz 7 ila 10 dolar.

    centro historico adindan da anlasilacagi gibi sehrin tarihi merkezi. burada cerro de las tres cruces (uc hac tepesi)'ne timanabilirsiniz. tamamen bedava ve sizin ayaklariniza kalmis mesele. butun sehri yukaridan seyretme imkanini bulacaksiniz. tirmanis yaklasik bir saat suruyor (sizin temponuza bagli), inis ise yarim saat ila kirkbes dakika. kolombiya genel olarak and daglari'na kurulu yuksek bir ulke olsa da cali sehri deniz seviyesine yakin oldugu icin oldukca sicak bir sehir. o yuzden tepeye tirmanirken sececeginiz saat dilimi onemli. ogle saatlerinde denemeye kalkarsaniz epey meydan okuyucu bir girisim diyebilirim**. yaniniza cok yuk almayin ve yeteri kadar su alin ki susuzluk (dehidrasyon) vucudunuzu vurmasin. tepede bir cok polis gorev yapiyor guvenlik nedeni ile; endise edilecek bir durum yok.

    yine bir baska tepede brezilya'daki kadar buyuk ve gorkemli olmasa da bir hz. isa heykeli var. cristo rey (hukum suren isa/yonetici isa) adli tepe sehirden biraz uzakta (15-20 km kadar), otobusle gidilebilir. ben taksi tutup gitmistim ve gidis gelis 15 dolar civarinda bir odeme yaptim. tarihi bir kilisenin avlusundaki heykel sehre bakiyor. oldukca guzel manzaralar yakalamaniz mumkun. ugramadan gecmeyin derim.

    tarihi merkezde ufak bir tepecigin uzerine kurulmus olan iglesia de san antonio yine tarihi bir oneme sahip, ugramadan gecmemek lazim. ayrica insanlar sosyallesmek icin buraya geldikleri icin arkadas edinmek icin de harika bir yer. manzara cok guzel oldugu gibi etrafta bir cok bar ve gece klubu var. etrafi gezdikten sonra ugrayabilirsiniz. eger centro historico'da kaliyorsaniz yuruyerek 5 ila 15 dakikada ulasabilirsiniz.

    belediyeye ait kultur merkezinde cesitli aktivitelere katilabilirsiniz. dans yarismalarindan, muzik dinletilerine, resim atolyelerinden turist merkezine cesitli aktiviteler mevcut. tursitlere ozel ilgi gosteriyorlar. cogu genc kolombiyalilar ingilizcelerini gelistirmek icin size yardimci olacaktir; zaten turk olmaniz yeterince sempatik kolombiyalilar icin, cekinmenize gerek yok. kultur merkezi belediyeye ait oldugu icin ucret talep edilmiyor. ayrica cali'de gezilecek yerleri iceren brosurler edinip, akliniza takilanlari sorabilirsiniz. yine centro historico'ya yakin.

    cali buyuk okyanus (pasifik okyanusu)'a yakin bir yerde, yaklasik olarak uc saatte ulasabilirsiniz. isterseniz plajlara inip denizin tadini cikarabilme imkaniniz var. ulke genel olarak daglik oldugu icin, plaja biraz dolambacli gidiyorsunuz, o yuzde biraz vakit aliyor, yoksa gercek mesafe o kadar uzun degil aslinda. buenaventura tarafinda plaja giderseniz, bir kac adaya gidip ziyaret etme imkaniniz olacaktir.

    kolombiyali kadinlar cok guzel itiraf etmeliyim. genelde gittigim yerlerde kadinlar hakkinda ozel olarak yorum yapmam ancak cali'de iken yukarida bahsettigim kultur merkezinde cali sehrinin guzellik yarismasina denk geldim. kazara oldu aslinda. soyle ki; kultur merkezinde dolasirken, ust katlara cikmak icin izin istedim, 'tabii ki' dediler. en ust kata cikinca buyuk bir salona denk geldim ve iceride mayolu kizlar vardi. ne oldugunu anlamak icin biraz daha sokulunca juri heyetini de gordum. bir anlik saskinliktan sonra isaret diliyle 'girebilir miyim?' diye sordum. hemen yer gosterdiler. kolombiya'nin demografik yapisini da gosterir bicimde siyahiden tutun sarisina kadar her tondan aday vardi. ailelerin oldugu bolumde yarismayi bir saat takip ettim ama epey uzayacak gibi gorundugu icin daha fazla uzatmadan ayrildim (esmer bir hanimefendi vardi ve benim favorimdi ama sonuc ne oldu bilmiyorum). ayrilirken bir iki adayla konustum ve basarilar dileyip ayrildim.

    cali'de trafik isiklari yayalara gore dizayn edilmemis oldugu icin biraz dikkatli olun derim. bir iki defa ne yapacagimi bilemedigim icin ezilme tehlikesi atlattim. trafik isiklari sadece araclara dur/kalk yapiyor, yayalar da araclar durdugu zaman geciyorlar ama bu kadar basit degil tabii. butun yonlerde akan trafigi kontrol etmeniz lazim. ilk basta biraz zorlaniyorsunuz ama ikinci gun uyum saglarsiniz. ustu acik kamyonetler dolmus hatlarinda servis yapiyorlar ve epey ucuz ama guvenli diyemem cunku kamyonetin arkasinda ayakta yolculuk yapiyorsunuz. denemek icin binilebilir. sicak gunlerde bir branda cekiyorlar, yaslilar icin iki tarafta oturaklar var. aracin arkasinda bir muavin ucretleri topluyor ve inecek oldugu zaman sofore haber veriyor. ayrica moto-taksiler de epey yaygin. oldukca alimli kadinlarin bir motorda surucuye sarilip yolculuk ettigini gordugunuzde, o kisinin kadinin erkek arkadasindan ziyade dolmus soforu olma ihtimali yuksek. ayrica taksiler epey ucuz. artik tercih size kalmis.

    gidiniz geziniz efem!..

    iyi yolculuklar...

  • bundan 20 yıl önce bunun gibi yaratıklar alenen öğrenci dövebiliyorlardı. öfke kontrol sorunun varsa sktir git başka iş yap.

  • sakız adasında kaldığımız otel dolu idi. yunan, türk ve amerikalı turistler. arap yok, keko yok. türkler de genelde çocuksuz veya 1 çocuklu çok efendilerdi.

    sokaklarda afgan yok, mülteci yok, keko yok, insanı rahatsız eden unsur yok.

    kafeler ve restoranlar tamamen dolu. taverna cumartesi gecesi tamamen dolu. rezervasyonu olmayanlar geri dönmek zorunda kaldı. garsonlar genç kız, ter kokulu keko garson yok, sürekli masana gelip rahatsız etme yok. fiyatlar euro’nun bu haline rağmen türkiye’ye göre uygun.

    sonra kos adasına gittik. en kötü yanı bodrumdan gitmek zorunda kalmamız oldu, limanda kekoluğa, kazıkçılığa maruz kaldık, çok şükür kekolara bir liramız gitmedi.

    kos adası oteller dolu, cafeler, restoranlar dolu saatlere göre. sürekli rahatsız eden keko garson yok. fiyatlar sakıza göre biraz daha yüksek .

    genelde yunan ve avrupalı turist var. arap yok, afgan yok, keko , barzo yok.

    yine de hiç kazıklanma korkusu yaşamıyorsunuz. amerika’da yaşayan bir yunan aile ile arkadaş olduk. türk olduğumuzu öğrenince çok samimi davrandılar. genelde sakızda türkçe bilen çoktu.

    her sene yunan adalarına gidiyoruz pandemi hariç. euro’nun durumundan dolayı gidemeyiz sanıyordum, türkiye’den daha ucuz. mülteci, sapık olmaması açısından daha da güzel göründü gözümüze.

    gece eşinle çocuğunla sokaklarda güvenle gezebiliyorsun. kimse kimseyi rahatsız etmiyor. sırtlan ve çakal yok. slimfit keko yok. sanırım insanları rahatsız edenler tutuksuz yargılanmıyor.
    her kuruşunu helal ettiğim bir başka yunanistan tatili oldu.

    ekleme: garsonlara bahşiş vermezsen surat yapmıyorlar. 1-2 euro bahşiş verirsen teşekkür ediyorlar. türkiye’de en son 30 lira bahşiş verdim diye sürat yapıp yüzümüze bakmayan ter kokulu , barzo garsonu hatırlayınca insan ülkesi adına üzülüyor

  • konusurken aksanlari* yuzunden insana bayginliklar gecirtip bir daha hic ingilizce konusmama istegi uyandirabilen bu insan turu genelde bagnaz ve cahildir. ufak kasabalarda yogunluklari artmakla beraber, bi cok sehirde de gorunebilmektedirler.

    bunlarin south boston, virginia'ya is yuzunden birkac gunlugune ziyarete giden bir amerikali gencin* bi bara gittiginde pembe gomlek giyiyor diye "evimden silahimi alip seni vurucam" diyip bardan ayrilanina, akabininde barin tedbir acisindan erken kapanmasina ve herkesi evine yollamasina sepebiyet verenine bile rastlanmistir.

    %99'a yakini, yok hatta %100'u, fakir olmalarina ragmen sadece tutucular diye cumhuriyetci parti'ye* oy verirler. uzak durulmasi gereken insanlardir.

    (bkz: white trash)

  • dişlerini fırçalamayan adam dişi grisi bu. biz dişlerini fırçalamadan günde 3 paket sigara içen adam dişi grisi istiyoruz.

  • latince bilmediğinden kaynaklanır. yahut da eczacilik ilminden pek cakmiyordur. rahmetli dedelerimizi birakalim beyler. osmanlica yerine latinceyi ve eczaciliga yakin bir dersi liselerde zorunlu hale getirmek rahmetli dedelerimizi sevindirir. lutfen duyarli olalim.