hesabın var mı? giriş yap

  • - evet beyler benim maçım biter
    + falcao abi, bir beş dakika daha oynasaydın be abi
    - kaçıcam hüseyin kardeş işim var
    + bari maç başından düşseydin be abi. falcao abi 10 dakikaya 100bin maç başı verdik. bir 10 dakika daha oyna maç başından düşelim abi.
    - ne zaman sakatlanacağımı sana mı soracağım aslanım?

  • filmler ve animelerden sonra bu listeyi de girmeliydim.

    kısa filmler çoğunlukla uzun metrajlı filmlerden iyi olan daha özgün yapımlar olabiliyor. öyle filmler var ki gerçekten konu olarak çok aykırı, yaratıcı ve the island, in time gibi gişe kaygısıyla yazık edilmemiş yapımlar. örneğin pixel diye bir kısa film var ve çok başarılı sonra uzun metrajlı film olarak düşünülüyor. başrol adam sandler. kafadan kaybeden bir film ve ne yazık ki öyle oluyor.

    filmler ve animelerden sonra bu listeyi de girmeliydim.
    çok fazla konudan bahsedip spoiler vermek istemiyorum.

    kısa filmler çoğunlukla uzun metrajlı filmlerden iyi olan daha özgün yapımlar olabiliyor. öyle filmler var ki gerçekten konu olarak çok aykırı, yaratıcı ve the island, in time gibi gişe kaygısıyla yazık edilmemiş yapımlar. örneğin pixel diye bir kısa film var ve çok başarılı sonra uzun metrajlı film olarak düşünülüyor. başrol adam sandler. kafadan kaybeden bir film ve ne yazık ki öyle oluyor.

    (sırala iyiden kötüye göre değildir. )

    belgeseller:

    1-ılha das flores (1989)

    tüketim toplumu ve görmediğimiz görmek istemediğimiz gerçekler.

    2-l'equip petit (2011)

    sevimli, sıcak bir kısa film.

    3-nuit et brouillard (1955)

    savaş üzerine son derece soğuk bir film.

    4-gadajace glowy (1980)

    krzysztof kieslowski'den yaşam ve beklentiler üzerine son derece gerçek bir belgesel.

    5-ı knew ıt was you rediscovering john cazale (2009)

    john cazale'in oynadığı filmlerin neden hep klasik olma yolunda olduğunun cevabı bir belgesel. sinema ve oyunculuk üzerine.

    6-chronos (1985)

    tarih, müzik ve sinema. enfes bir belgesel.

    7-ashes and snow (2005)

    insan ve hayvan etkileşimisiyah-beyaz zıtlıklarla yapılmış.

    8-las hurdes (1933)

    9-le sang des bêtes (1949)

    hayvan katliamını çarpıcı görüntülerle gözler önüne seren öncü bir kısa belgesel.

    10-burma vj reporter i et lukket land (2008)

    bastırılmışlık, susturulmuşluk ve yoksulluk

    bunuel'den toplumcu gerçeklik üzerine son derece çarpıcı bir kısa belgesel

    ............................................................

    filmler:

    1-still life (2005)

    kan donduracak türden bir yapım.

    2-next floor (2008)

    tüketim, hayvan katli, bunuel tarzı burjuvazi eleştirisi

    3-room 8 (2013)

    farklı, çarpıcı ve insan doğası üzerine enfes bir yapım.

    4-the butterfly circus (2009)

    önyargılar ve başarı üzerine enfes bir kısa film.

    5-struck (2008)

    engeller ve önyargılar.

    6-la jetée (1962)

    12 maymun'un orijinali

    7-valgaften (1999)

    seçim, ırkçılık ve gergin anlar

    8-powder keg (2001)

    savaş fotorafçılığı ve çarpıcı gerçekler

    9-six shooter (2004)

    martin mcdonagh imzalı geliyorum diyen yönetmenin kısa filmi

    10-ı'm here (2010)

    spike jonze'un distopik kısa filmi

    11-`the horribly slow murderer with the extremely ınefficient weapon` (2008)

    farklı bir gerilim örneği sunan yapım seri katil hakkında. klişelerden çok uzak

    12-the punisher dirty laundry (2012)

    bu listede yer almaması gereken tek yapım. ama aksiyon ve çizgi roman seven biri olarak eklemeden yapamadım. keşke filmi de bu kadar güzel olsa (mantık hatalarını görmezden gelin)

    13-cargo (2013)

    felaket filmlerini sevenler ve last of us oyununu sevenler izlesin.

    14-le voyage dans la lune (1902)

    sinemanın ilklerinden. efsane.

    15-adam (2008)

    psikolojik gerilim türünde başarılı bir yapım.

    16-signs (2008)

    ilişkilere teknolojik bir gözle bakan futurist bir bilim kurgu örneği. günümüz toplumuna ince göndermeler yer alıyor.

    17-ınside (2002)

    oldukça başarılı bir psikolojik gerilim. konuyu okumayın direkt izleyin.

    18-kolona (2012)

    seçimler ve sonuçları. the good son filmini sevenler sevecektir.

    19-time freak (2011)

    zaman yolculuğu ve alternatif gelecekler. bilim kurgu sevenler beğenecektir.

    20-replay (2007)

    başarılı bir senaryo

    21-the black hole (2008)

    insanoğlunun en aç duygularından birini ele alan kısa film konu olarak çok farklı. yaratıcı ve düşündürücü.

    22-alive in joburg (2006)

    neill blomkamp'ın öncü filmlerinden. district 9 u anımsayacağınız bir bilim kurgu.

    23-bottle (2010)

    iletişimsizlik üzerine iletişimle ilgili bir kısa filmdir.

    24-the gunfighter (2014)

    çok farklı bir western.

    25-10 minuta (2002)

    10 dakikanın göreceli uzunluğu. çarpıcı, etkileyici, şok edici bir yapım.

    26-le ballon rouge (1956)

    masal gibi bir fransız filmi

    27- la rivière du hibou (1962)

    insan yaşamının değeri üzerine ağır bir taş.

    28-khaneh siah ast (1963)

    edebi ve felsefi farklı bir yapım.

    29-kung fury (2015)

    vhs döneminin ve arcade çocuklarının şimdiden kült mertebesine ulaştırdığı kısa film.

    30- simón del desierto (1965)

    bunuel'in elinden çıkmış farklılıkta harika bir kısa film.

    31- beat the devil (2002)

    tony scott imzalı enfes bir reklam filmi.konusu ve sürpriz oyuncularıyla bir klasik.

    32-star (2001)

    guy ritchie imzalı clive owen'ın sürücü kimliği ile çıktığı film. sürpriz oyunculara yine dikkat

    33-spielzeugland (2007)

    1940'lar almanya ve bir çocuğun gözünden dünya.

    34-plastic bag (2009)

    sanatsal, farklı ve etkileyici bir kısa film.

    35-j'attendrai le suivant (2002)

    metroda geçen buz gibi soğuk, şok edici kısa film.

    36-supervenus (2014)

    günümüzde kadına dayatılan zorunluluklar

    37-leave me (2009)

    yaşam-ölüm. anılar içerisinde yolculuk.

    38-szél (1996)

    sinemanın gücü üzerine.

    39-zanikly svet rukavic (1983)

    nesnelerin varoluşu üzerine lirik bir yapım.

    40-frankenweenie (1984)

    tim burton'un altın çağlarından.

    41-whiplash (2013)

    filmi kadar başarılı. öncül.

    42- the war game (1965)

    nükleer tehlike üzerine yapılmış, witkin imzalı enfes bir film.

    43-schwarzfahrer (1993)

    ırkçılık üzerine çarpıcı bir kısa film.

    44-true (2004)

    koş lola koş'un yapımcısı tom tykwer imzalı başarılı bir kısa film

    45-rejected (2000)

    sanatçının yaratım sürecini ele alan bir kısa film

    ..................................................................................

    animasyonlar:

    1-i, pet goat ii (2012)

    dinler, yaşam, savaşlar ve sembollerle çok zengin bir kısa animasyon.izledikten sonra kodları okumak ve gizli anlamları öğrenmek için netten araştırma yapma ihtiyacı duyuyorsunuz.

    2-destino (2003)

    walt disney ve salvador dali ortak yapımı bir 1945 yılından yarım kalan bir senaryonun tamamlanması. enfes bir kısa animasyon. surrealizmin sınırlarında zihnin ötesinde sahneleriyle destino izlediğinizde walt disney yapımı olamaz diyeceğiniz bir eser.

    3-pixels (2010)

    gerilim filmlerini aratmayacak bir senaryo. oyun sevenlerin kaçırmaması gereken bir yapım.

    4-historia de un oso (2014)

    bol ödüllü bir animasyon

    5-jídlo (1992)

    jan svankmajer'in yemek yeme kültürü üzerine hiciv içeren başarılı stop-motion.

    6-the fantastic flying books of mr. morris lessmore (2011)

    çeşitli teknikler, kullanarak (minyatür, bilgisayar animasyon, 2d animasyon) alegorik bir anlatım sağlayan kısa animasyon.

    7-son smeshnogo cheloveka (1992)

    dostoyevski ve aleksandr petrov buluşması kısa film. harika.

    8-the old man and the sea (1999)

    petrov'dan bir diğer klasik uyarlaması animasyon.

    9-ınvention of love (2010)

    mekanik bir aşk hikayesi.

    10-poppy (2009)

    savaş karşıtı bir kısa animasyon.

    11-lucky day forever (2011)

    şans kavramını sorgulayan oldukça farklı bir polonya yapımı animasyon.

    12-on your mark (1995)

    futurist bir gerçeklik sunan kısa anime.

    13-father and daughter (2000)

    duygu yüklü güçlü bir kısa animasyon.

    14-skhizein (2008)

    farklı, aykırı ve güçlü bir animasyon.

    15-tsumiki no ie (2008)

    insanı ağlatacak türden kısa anime.

    16-ostrov (1973)

    kapitalist eleştiri sunan zamanın ötesinde bir animasyon.

    17-logorama (2009)

    kurumsal logolardan oluşan alternatif bir dünya.

    18-el empleo (2008)

    yabancılaşma üzerine başarılı bir animasyon.

    19-borrowed time (2015)

    çocuklar için yapılmamış çarpıcı bir geçmişle yüzleşme konulu animasyon.

    20-nyuszi és öz

    dostluk üzerine aykırı, farklı bir yapım.

    21-l'homme qui plantait des arbres (1987)

    doğa-insan ve yaşam-ölüm zıtlıklar.

    22-skazka skazok (1979)

    edebiyat ve animasyon birleşimi harika bir yapım. ismini nazım hikmet ran'ın "masallar masalı" şiirinden alır.

    23- more (1998)

    seri üretim, makineleşme ve yabancılaşma.

    24- balance (1989)

    bol ödüllü bir kısa stop-motion

    25- moznosti dialogu (1982)

    svankmajer ustadan tadından yenmeyecek bir stop-motion.

    26-darkness light darkness (1989)

    svankmajer ustadan bir diğer enfes stop-motion.

    27-la vieille dame et les pigeons (1998)

    chomet ustanın geliyorum diyen öncü filmlerinden.

    28-do pivnice (1983)

    svankmajer'in pek bilinmeyen şaheseri.

    29-nekojiru-so (2001)

    yaşam ve ölüm, diğer dünya, japonlar ve pisicikler.

    30-peter & the wolf (2006)

    güzel bir animasyon. farklı bir dil farklı coğrafya ve farklı bir masal.

    31-the maker (2011)

    stop-motion'un güzel örneklerinden.

    32-the backwater gospel (2011)

    korkutucu ve farklı

    33-street of crocodiles (1987)

    strings benzeri opera türünde masklarla bezenmiş karnavalesk bir yapım.

    34-zero (2010)

    varoluş üzerine toplum ve birey zıtlıklarını inceleyen bir kısa animasyon.

    35-the blue umbrella (2013)

    renkler üzerine çarpıcı bir animasyon.

    36-paperman (2012)

    yalnızlığın naif bir dille anlatıldığı masalımsı şehir/iş hayatı.

    37-lifted (2006)

    farklı bir bilim kurgu.

    38-the lost thing (2010)

    naif bir kısa animasyon-film.

    39-vincent (1982)

    burton'un bir diğer usta işlerinden.

    40-french roast (2008)

    fransız yapımı kısa animasyon

    41-yozhik v tumane (1975)

    ruh masalından uyarlama kısa animasyon.

    42-korova (1990)

    petrov'un farklı teknikleriyle yaptığı sovyet yapımı.

    43-ruka (1966)

    sürrealist bir stop-motion

    44-the wrong trousers (1993)

    wallace and gromit efsanesinin güzel bir örneği.

    45-9 (2005)

    uzun metrajlı olanına göre daha güzel bir hikayeye sahip distopik animasyon.

    sizin de katkılarınızı bekliyorum

  • 8 aydir guvenle yasadigim memleket. 8 aydan sonra yerleseceklere bir kac nacizane tavsiye vermeyi kendime uygun gordum.

    konaklama

    oncelikle dubai de konakladigin muhit cok onemli. ben ilk geldigimde sirket beni al nahda adinda , sharjah emirligine sinir bir yere yerlestirdi. ben artik dubai de yasayacagim diye sevinirken, kendimi bir anda pakistan-hindistan sinirinda bir yerde buldum. sokaga ciktigimizda beyaz insan gordugumuzde hayirdir ins dedigimiz bir yere denk geldik. sokaga ciktigimizda dedigime de bakmayin, markete falan ciktigimizda. yoksa sole 2 yuruyeyim, bir parkta oturayim diyebileceginiz hic bir yer yok. sirketteki 6. ayi tamamladigimda direk 3 arkadasim ile beraber dubai marina da bir daireye ciktik. suan su sekilde bir manzaraya sahip evimde aksamlari balkonda nargile tutturuyoruz.

    http://i.hizliresim.com/zn7mv7.jpg

    oncelikle yasadigimiz bu 4 oda 4 banya 1 salon, 1 misafir odasi evimizin kirasi senelik 155.000 dirhem. yani 130.000 turk lirasi. kisaca aylik kiram 11 bin lira diyebiliriz. ve emin olun evin bulundugu muhit , evin buyuklugu ve manzarasi goz onune alindiginda evin kirasini kime soylesek , cok sanslisiniz lafini isitiyoruz. yani demem odur ki arkadaslar, ev kiralari pahali. cok pahali. eger bir is bulup geliyorsaniz, konaklamanin ucretsiz olmasina dikkat ediniz. ya da en guzeli, sirketin konaklama icin size en az senelik 50.000 dirhem para vermesini isteyiniz. zira verecekleri konaklama benim ilk yerleskemden farkli olmayacaktir.

    ulasim

    ulasim icin metro ve taksi yaygin bir secenek olarak gozukuyor. taksi inanilmaz derecede cok. ucretleri turkiye ile paralel. ancak kazandiginiz para dusunulunce taksinin ucuz oldugunu dusunebilirsiniz. metro sehrin hemen heryerine var. ancak inanilmaz yogun. tabi ki bunun icinde dubaide yer seyde oldugu gibi, bir ust klas var. gold class tercih ederek, daha luks ve nispeten bos kompartmanlarda 2 kat ucret karsiligi yolculuk edebilirsiniz. metronun bir ucundan bir ucuna 7 dirhem karsiligi standart, 15 dirhem karsiligi gold klass olarak yolculuk edebilirsiniz. ayni yolculuk icin taksiye yaklasik 80 dirhem odersiniz. 1 dirhem = 0.84 tl . arac almak icin ise dunya uzerinde daha uygun bir yer dusunemiyorum. zira vergisiz ortamda arac fiyatlari inanilmaz ucuz. dun arkadaslarimla 'bmw 650 cabrio mu yoksa mercedes slk200 cabrio mu' almanin daha iyi olacaginin muhabbetini yapiyorduk. ve 2006-2008 model bu iki aracin fiyati yaklasik olarak 25bin 26 bin tl civarinda degismektedir. memleketteki baba yadigari 2000 model fordu satip almayi dusunuyorum.

    yeme icme

    yeme icme konusunda cesitlilik inanilmaz derecede fazla. dunyanin butun mutfaklarina bizdeki yemeksepeti benzeri bir site olan talabat.com ile ulasabilirsiniz. ancak fiyatlar konusunda biraz caninizin sikilacagini belirtmek isterim. ornek vermek gerekirse gecen turk arkadasimla lahmacun soleyelim dedik. 6 lahmacun 1 litre ayrana, 145 lira para verdik. bir ogun icin odeyebileceginiz en dusuk tutar 40 dirhemdir. tabi bu yine yasadiginiz bolgeye gore degiskenlik gostermektedir. eski yasadigim bolgede , bir hint kardesimizin essiz ellerinden cikmis bir tavuk biryaniyi 20 dirheme yiyebilirsiniz. sunu soylemek isterim ki, ben yemek solemem ekonomi yaparim, gider marketten alisverisimi yapar, yemegimi kendim yaparim diyenlerdenseniz, nah yaparsiniz. zira evde yemek yapmak ile, disardan soylemek arasinda ogun basina en fazla 4 5 lira oynar. zira super marketteki fiyatlarin da masallahi vardir. bir kilo dometes geldigi ulkeye gore yaklasik 10 11 liradir . tavuk filetonun kilosu 24 liradir. bunun baharatini yagini tuzunu ekleyince size bir ogun yaklasik olarak 25 26 liraya denk gelmektedir. yani evde yapmak ve disardan soylemek sizin bir tercih meselenizdir. bu arada tum supermarket ve kucuk marketlerin eve tasima bedeli vardir.

    icki konusuna gelince , evet belki her kose basinda marketten soguk biranizi alamiyorsunuz ama, bir bar club a gidip rahatlikla ickinizi icebilirsiniz. ustunede soguk su niyetine bir biraya 50- 60 dirhem paranizi birakirsiniz. benim isim icabi bir cok yerde yuzde 50 indirimin oldugu icin daha birami daha keyifli icebiliyorum. ancak size tavsiyem dubai de yasayacaksaniz eger, ajman emirliginde bulunan ve alkol lisansi istemeyen bir kac dukkandan yuklu alisverisinizi yapip, alkolu evinize getirmeniz. zira alkol fiyatlari dedigim yerde oldukca uygundur. uygun dedigim bir litrelik red label i 60-70 dirhem araliginda alabilirsiniz.

    alisveris

    dubai icin alisverisin baskenti diyebiliriz sanirim. zira inanilmaz buyuk alisveris merkezleri butun turistleri cezbetmektedir. zira ben alisveris merkezi kullanmayi tercih etmiyorum. zira afedersiniz, o devasa binalarda, aradigim hic bir boku bulamamaktayim. ayrica kilik kiyafet konusunda dubaiden alisveris yapmanizi tavsiye etmem. ben isim geregi cok gezen bir insan oldugumdan, kilik kiyafet alisverislerimi baska ulkelerden ya da turkiyeden yapmayi uygun goruyorum. zira dubai de oldukca yuklu bir miktar oduyorsunuz. alisveris yapmak istiyorsaniz , teknoloji alisverisinizi dubaiden guvenle yapabilirsiniz. yeni tasindigimiz ev icin lg 65 inc 4k uhd televizyonumuzu 4600 dirhem ( 3880 tl ) ye aldik. ayrica yine lg marka 5+1 ses sistemi bize sadece 770 dirhem ( 650 tl ) ye maloldu. turkiyeye gelmeden kendime bir adet 128 gb iphone 7 aldim. onunda bedeli 3200 dirhemdi. yani doslarim sizlere tavsiyem , elektronik alisverisinizi dubaiden, diger alisverislerinizi memleketten yapmaniz.

    faturalar

    tabi dogal olarak faturalarda pahali. en yuksek bedel dogal olarak merkezi klimaya gitmektedir. aylik 600 dirhem merkezi klima , diger hizmetleri ise aylik 1200 dirhem olarak dusunebilirsiniz. internet icin televizyon ve ev telefonu ile birlikte 500 dirhem, cep telefonu faturaniz icin ortalama 200-300 dirhem olarak dusunebilirsiniz.

    genel itibari ile soylemek gerekirse dubaide is buldugunuz taktirde en az 10.000 dirhemlik bir gelirinizin olmasina dikkat ediniz. tabi bu ilettigim tutar ev kirasi haric olan tutardir.

    genel itibari ile dubai aileniz ile beraber ozgurce, guvence kayginiz olmadan yasayabileceginiz bir yerdir. gece saat kac olursa olsun, sehrin istediginiz yerinde rahatca dolasabilirsiniz. basiniz alkollu olup kavga gurultu cikarmadiginiz surece kolay kolay belaya girmez. ama basiniz polis ile belaya girerse, cok kolay bir sekilde dubaiye by by diyebilirsiniz. eger ben etliye sutluye karismam, alirim parami, keyifli keyifli yasarim diyorsaniz, dubai tam size gore.

    eger gelmeden once sorulariniz olur ise, cevaplamaktan mutluluk duyarim.

  • galyalılar, gaul yada galler de kelt kökenlidir. zamanında bugünkü fransa'da yaşayan galyalılar, romalılar ile sürekli çekişme halindelerdi. daha sonra bu bölgeye yerleşen franklar ile birleşerek bugünkü fransızların kökenini oluşturdular. galyalılar, avrupa'da bir çok yere dağılmışlardır. kuzey italya, yunanistan ve anadolu yayıldıkları bölgelerin başlıcalarıdır. anadoluya ciddi miktarlarda göç etmişlerdir. anadolu'da kapadokyayı merkez alan galatya olarak adlandırılan bölgeye yerleşmişlerdir. galyalılar çok iyi savaşçılardı bu yüzden anadolunun diğer kavimlerinden büyük saygı gördüler. daha sonra anadolu potası içinde eridiler.

    http://baz.perlmonk.org/haplogroups.jpg

    gen haritasından görülebileceği gibi anadolu türklerinin genetik yapısında bulunan yeşil renkle gösterilmiş keltlerde yoğun olarak bulundan hg1 geninin sorumlusu büyük olasılıkla vaktinde anadoluya yapılan bu galya akınıdır.

  • ülkemiz gerizekalı ve saygısız insan dolu. dün gece konserde herkes eğlenirken bir çift embesil evlilik teklifi ayağına dakikalarca konseri durdurdu, üstüne sahneyi işgal etti. inmediler sahneden uzun süre. kibarca kovdular artık. bu kadar düşüncesiz, bu kadar benmerkezci olunmamalı. binlerce insan konseri dinlemeye gelmiş bu paşalar “bin ivlinmi tklifi idicm.” ayağına bütün akışı bozuyor. tiksiniyorum zaten böyle herkesi işin içine katmaya çalışan tekliflerden. her yurolig maçında her konserde aynı aptallık. bırakın kardeşim artık, salın bizi. sizin ikinizin “özel” anı bizim umurumuzda değil! sevgiline sarıl, o güzel anın tadını çıkar, ikinizin güzel bir anında konser sırasında da olsa teklifini et. 15bin kişiyi dahil etme. nedir bu şov merakı. bize ne aq.

  • çok haklı ve anlayış ile karşılanması gereken bir şüphe. ben de tedavi edilmeye başlamadan önce bu tür şüpheler ile insanları gözler ve düşünürdüm. 24 yaşıma kadar fubolcuların döner bıçağı taşımak için konçlarını şortuna kadar çekip sahaya çıktığını, uzun boylu olanların ise konç yetmeyeceği için kilotlu çorap giydiğini sanırdım.

    sonra ilaç kullanmaya başladım ve geçti bunlar... oluyor. şefkat ile çözülüyor.

  • ben de baska sebeplerden dolayi getir'in programini sildim cep telefonumdan. hep o baska sebepler yaratiyor bu sorunlari.

  • 15-16 yaşlarındayken nicolas cage abimiz sayesinde yapmaktan kurtulduğum hata.

    patates kızartmak için ateşe koyduğum yağ bir türlü fokurdamadı. oysa annem kızartırken cozur cozur kaynıyordu bu yağ. meğer içine patates atınca kaynıyormuş. ne bileyim. neyse bekle bekle mutfak kapkara duman altında kalmış farketmedim. bir süre sonra dumanı farkedip bir terslik olduğunu anladım ama iş işten geçti. tencere baarrr diye alev aldı. buzdolabından bir şişe su alıp üzerine boca edecekken, önceki hafta büyük zevkle izlediğim gone in 60 seconds filmi aklıma geldi. orada da nicolas cage abimizin mal kardeşinin başına aynı şey geliyordu ve nicolas abi tüm soğukkanlılığıyla yağın üzerine bir paket tuz boca edip söndürüyordu. allahtan aklıma geldi ve aynı soğukkanlılıkla bir paket billur tuzu tencereye döktüm. ocağı kapadım.

    bu da nicolas cage‘le olan böyle bir anımdır. büyüksün abi. sayende hayattayım denilebilir.