hesabın var mı? giriş yap

  • --- alıntı ---

    ihsan kalkavan isimli bank asya kurucusu firari bjk asbaşkanı kulübün fotoğrafları.
    semra özal, fethullah, ihsan kalkavan yılları.
    şaşırdık mı? hayır.
    --- alıntı ---

    iq fakiri fotoğrafa bakmamış bile. kulüp değil mal herif, beşiktaş kavşak orası.

    nostaljik bir fotoğraf.

  • ne intel ik ne de kapitalizmin bu oyunda suçu yok.

    psikopat yıllarca ailesinden ve arkadaşlarından kendisini saklayabildiyse yılda bir kez görüştüğü ik dan tabii ki saklar.
    iyi okullarda okumak, çok para kazanmak, aileden sevgi görmek psikopatlığı geçirmiyor, belki fakir ve eğitimsiz bir insana göre daha iyi sakladığı için farkedilmeden yaşamasına yol açıyor ama kesinlikle yok etmiyor.

    öte yandan intel, samsung, unilever gibi şriketlerin şahısların psikopatça tavırlarını başarıya giden yol olarak görüp destekledikleri de bir gerçek.
    uzun yıllar samsung , unileverin belli markaları, mastercard vs bakan ajanslarda çalıştım. müşterilerimin ortak özelliği kendilerinde diğer insanları rahatsız etme hakkı olduğunu sanmalarıydı.
    kaba olmak, başkalarını kırmak, olmayacak bir işi zorlamak, mesai saatleri dışında taciz edercesine aramak onlar için “utana sıkala” yapılan eylemler değildi, aksine başarı göstergesiydi.
    yani 23.45 de revizyon için aramak “adanmışlık”, 1 iş parasına 3 iş çıkartmak için karşı şirketi tehdit etmek “iyi pazarlık” , ekibindeki bir insana kafayı takıp onu insanların önünde rezil edercesine sürekli yermek “liderlik”.
    hal böyle olunca ahlaksızca hırsı insanlar başarılı oluyor, makul insanlar ise alt kademelerde yer alıyor çünkü adamın / kadının patronu çıkıp “evet haklısın gülsu çalışması çok zor ve problemli ama sayesinde 2 liralık işi 1 liraya ve 5 hafta yerine 4 haftada bitirdik o yüzden şirketimiz için değerli bir “asset” “ diyebiliyor. yani ahlaksızlık, tehdit, kabalık şirket çıkarını sağladığı sürece ödüllendiriliyor, böyle olmayanlar “vasat” olarak kalıyor...

    cihan açarmana geri dönersek.
    hırslı ama vasat.

    kimse alınmasın 1999 yılında bilgi üniversitesine girmek dünyanın en kolay şeyiydi, öss den barajı geçmeniz bile yeterli oluyordu neredeyse (açıkçası bizim okulda bilgi 2003-2004 yıllarına kadar öss de istediğini kazanamayanların gittiği okul olarak kaldı.) o nedenle 1999 yılında bilgiyi kazanmış birisine akıllı diyemeyeceğim, ortaokul-lise eğitimini yazmadığına göre vasat bir okuldan. robert, alman vs olsa onu da büyük harflerle yazardı mutlaka.

    mutluluğu bile “türkiyede en mutlu ilk 10 aile arasında girerdik” diyerek sıralandıran manevi derinlikten yoksun bir babanın verdiği hırsla yaşamış. düşünsenize mutluluğunuzu bile sıralandırmanız gereken bir ortamda büyüyorsunuz...

  • evet, kelimenin tam anlamıyla tüyleri diken diken eden, üzen, düşündüren kliptir. evet, zor işimiz zor!

    klip

    nasıl bir döneme denk geldik, değil mi?

  • yeni yikanmis, yumos kokulu, tertemiz carsaf ve yorgana gomulup yine ayni temiz/mis kokulu pijamalardan giyinmis vaziyette uykuya dalmaya hazirlanmak. tam porsiyon kuzuyum yeminle, misil misil uyurum, beni kimse tutamaz.

  • mantiklidir. zira ımamoglu'na oy verecek saadet partili zaten verir. diger turlu, chp'ye eli gitmeyecek saadet partisi secmeni gidip binali'ye basabilirdi.

  • üzücü bir gerçek. daha önce internette bununla ilgili bir şeyler okuduğumu hatırlıyorum. dünyanın büyük bölümünde, pek çok parametreye göre kadınlar erkeklerden daha dindar.

    genel olarak kadınlar abidik gubidik şeylere inanmaya daha meyyaldir. astroloji de bunlardan biri. burç muhabbeti yapan erkek daha azdır. konu din olunca maalesef işin içine özsaygı yoksunluğu giriyor. bu gerçeğe acı dememin sebebi bu. kadınların, kendilerine mirastan yarım hak, yarım şahitlik, erkeklere poligami opsiyonu verirken kendisini monogami mecburiyeti veren bir dine inanmakta sorun görmüyor ve rahatsızlık duymuyor olmasına alışamıyorum. biz orta doğu tanrısının üvey evlatlarıyız. ateist kadın sayısı erkeklerin en az iki katı olmalıydı. bu konudaki tüm eleştiriler ne yazık ki haklıdır.

    ancak insan olarak yaptığımız her şeyin, huyumuzun suyumuzun bir anatomik, bir kimyasal, bir antropolojik sebebi var. anlamak lazım. dine inanmak beynin yapısıyla alakalı bir şey. corpus callosum denilen beynin en vitaminli yeri, kadınlar ve erkekler arasında farklılık gösterir ve bu kısım dini inançları da yönetir. beynin iki lobu arasında bağlantı kuran bu bağın yapısı, insanı mistik şeylere yatkın ya da ilgisiz yapar. kişiden kişiye değişebilir, cinsiyetler arası da değişebilir. bir nörobilimci gelip daha detaylı anlatır umarım ancak özeti bu.

    kadınların dine bağlılığının bir sebebi bu olabilir. bir diğer sebep kadınların daha uyumlu olması olabilir. çok çok küçük bir azınlık hariç hiçbirimiz dinsiz aileler tarafından yetiştirilmediğimize göre dini reddetmek bir isyankâr ruh işidir. kadınlarda bu isyankâr ruh daha nadir bulunur. daha önce sözlükte de konuşulmuştu; kadınlar, erkeklere oranla daha mutluymuş. bu uyumlu olmakla alakalı. kadınlar tarih boyunca sosyal olarak daha zor şartlarda yaşadıkları için aşağılanmaya, örselenmeye, ikinci plana atılmaya daha kolay uyum sağlayabiliyorlar. çünkü fiziksel güçsüzlük bunu kabul etmeye mecbur etmiş, asilik kadınlarda gelişmemiş. başkaldıran toplumda kendine yer bulamamış ve dolayısıyla elenmiş.

    zaten dinlerin en büyük korkularından biri uyumsuz kadınlardır. zart diye lanet ediverirler, sorgusuz sualsiz itaat beklerler. ninelerinizin erdem saydıkları çilekeşliği boşuna değil. geçer akçe kan kusup kızılcık şerbeti içmektir. tabii ninelerin bu tuzağa uyanacak kolektif bilgiye ulaşma şansı yoktu. ancak bizim var. artık bunların farkındayız di mi hanım kardeşlerim? bu zırvalıklara inanmayıp s..tiri çekiyoruz. hadi bakalım.

  • klavye mantığı ile, hatunu ters çevirip sallarsanız, kırıntılar oradan çıkacaktır. ama çıkmayabilir de, sonuçta ben klavye ile her gün beraberim, hatun nedir bilemiyorum pek.