hesabın var mı? giriş yap

  • avustralyalıların da saçmalama konusunda inceden malezyaya yanaştığını görüyoruz.

    şimdi avustralyalılar geçen gün "biz bişey bulduk galiba" dediler. "ama bulduğumuz yer itin öldüğü yer. dünyanın en izole, en alakasız ıssız yeri" dediler.

    şimdide diyorlar ki, " bulduğumuz şeyler bölgeyi yoğun olarak kullanan gemilerden düşen paletlermiş".

    nasıl oluyor abi şimdi bu.

    lan bulmak istemiyorsanız söyleyin amk. gelip biz arayalım. konyaaltı sahilinde az yunus bisikleti sürmedik zamanında.

  • başlık içerisinde arattım, bazı şeyler buldum; fakat "x" bilinmeyeninin serüvenine ilişkin birtakım eklemeler yapmak gerekirse, hikaye şöyle:

    arapça'daki "şey" kelimesi tekildir. kelimenin çoğul hali "eşya"dır. bizim kullandığımız eşya kelimesi de aslında arapça "şeyler" demektir. benzer şekilde "hak" kelimesi tekil, "hukuk" kelimesi "haklar" anlamında çoğuldur.

    charles dickens'ın iki şehrin hikayesi isimli romanından sonra, yeni roman olarak amin maalouf'un semerkant'ına başladım. gerçekten harika bir kitap. amin maalouf'un başlığında bir suser'ın ifade ettiği gibi, semerkant'ı okumaya başladıktan sonra, maalouf'un tüm eserlerini sırasıyla okuyası geliyor insanın. yaptığım araştırmalar kadarıyla da her bir kitabı ayrı bir güzel.

    matematikteki bilinmeyen "x"in hikayesinin semerkant romanı ile bağlantısı da şöyle. ömer hayyam'a vaktiyle "sen çok deha birisin, neden rubailerle vakit harcıyorsun, sana tüm bu bilgileri veren hocalar kitap yazmadan öldü, sen bunları yazsana" diyorlar. ömer hayyam da "ilim kitapları, birbirlerini çürüte çürüte ilerler ve sonra gülüç duruma düşerim. fakat şiire, rubaiye yüzyıllar boyunca hiçbir şey olmaz, kimse bir şey diyemez" der.

    fakat hayyam kısa süre sonra bilinmeyen denklemler üzerine kitap yazar. 11. yüzyılda olduğumuzu unutmayalım. ömer hayyam'ın nizamülmülk ve hasan sabbah vb. gibi dönemin ağır toplarıyla da engin bilgisi sebebiyle bağlantıları olduğu bilinen bir durum.

    ömer hayyam yazdığı kitapta, bilinmeyen denklemdeki "bilinmeyen"e arapça "şey" sözcüğünü veriyor. daha sonra kitap ispanyolların eline geçince onlar da bunu "xay"e dönüştürüyorlar. daha sonrasında da "ay" atılarak ortada sadece "x" kalıyor. sonrasında da bildiğimiz "x" tüm matematikte bilinmeyen olarak kullanılıyor. (bkz: hayat ne tuhaf vapurlar falan)(bkz: insan gerçekten hayret ediyor)

    romanda maalouf'un yazılarıyla olay aynen şöyle okuyucuya aktarılıyor:

    --- spoiler ---

    aslında ömer uzlaşmayı ve minnettarlığını göstermeyi bilecek, deyim yerindeyse şarabına su katacaktı. sonraki aylarda üçüncü dereceden denklemleri ele alan çok ciddi bir eser yazmaya girişti. bu cebir eserinde hayyam, bilinmeyen sayıyı göstermek için arapçadaki şey terimini kullanmış; ispanyolların ilmi eserlerine xay olarak geçen bu kelime zamanla kısaltılıp sadece ilk harfine indirgenmiş, sonra da x tüm dünyada bilinmeyen sayının simgesi haline gelmişti.

    --- spoiler ---

    amin maalouf, semerkant, yky, 89. baskı, sf 43.

    *

    (bkz: beyaz zambaklar ülkesinde/@dragonlady)

    (bkz: insanın düşünmekten canı yanar mı/@dragonlady)

  • genoa beraberliğinden sonra basın toplantısında soru geliyor "acaba takım yorgun muydu?" diye. jose mourinho'nun cevabı ders niteliğinde:

    -yorgun? günde 15 saat çalışıp ayda bir kaç yüz euro kazanıp evine dönen baba yorgun olur. biz değil...

  • firmanın 3 senede toplam ödediği vergi, maaşlı bir çalışanın 1 senelik ödediği verginin büyük ihtimal yarısı..

    öğrenmek ve anlamak için soruyorum. patiswiss veya farklı firmalar nasıl oluyor da dünyanın parasını kazanırken iş vergiye gelince sokaktaki simitçiden, asgari ücretli herhangi birinden bile daha az vergi ödüyorlar?

    ne yapıyorlar? evlerine aldıkları çorabı bile şirket yatırımı olarak mı gösteriyorlar? ya da ev, araba, arsa alıp bunları şirket gideri gibi mi gösteriyorlar?

    sayın şimşek ,

    esnafların iban'a istedikleri paraları takip etmeye gelene kadar öncesinde böyle kurumların vergi matrah doğrulamasını yapmak daha kritik değil midir?

  • gidecek başka zaman dilimi bulamamış mı? gelmeseydi, zahmet etmeseydi. biz zaten 19 gün sonra gelecektik. *

  • ne zaman bir yerde görsem, tasarımla ortadirek arasında gittikçe büyümeye devam eden boşluğa lanet ediyorum. tasarımlar güzelleştikçe, bizden hızla uzaklaşıyorlar. çünkü daha önemli vatandaşlık görevlerim var. geçmediğim köprünün parasını ödemek gibi, bayburt'a kütahya'ya havaalanı yaptırmak gibi, kalyon'a, cengiz'e ihalaler kazandırmak gibi... bunun için de vergi cennetindeki hurilerden biri olarak, daha fazla vergi ödeyip ne zaman yolda kalacağı belli olmayan bir arabaya binmek zorundayım.

    xc90'la da ilişkimiz bu şekilde. tam diyorum bu ay 1000 tl arttırdım böyle giderse, 1000 ay sonra 116. doğumgünü hediyesi olarak kendime bir tane alırım, binmesem de olur evin salonuna çeker iki lafın belini kırarım ama olmuyor. vergi tanrıları boş durmuyor. biriktirdiğim her tl'yi anında vasıfsız hale getiriveriyorlar.

    hal böyle olunca da, üretim bandından çıkmış bir üründen çok, sonsuz güçteki bir kudret tarafından tasarlanmış bir cennet dekoruna benzeyen xc90'a binmek de hava boşluğunda yok olup giden bir düşünce olarak kalıyor. bari her parası olana satmasalar. toefl, kpss falan sorsalar.

  • - oğlum bi iş yapacağın zaman önce anana sor, ne söylerse tam tersini yap doğru yolu bulursun.

    baba işte... bu benim babam.. diğeri de anam..

    işin garip yanı anam da aynısını babam için söylüyor..
    kardeşim ablam için söylüyor
    ben kardeşim için anneme söylüyorum
    bizimkiler toplanıp benim için söylüyorlar

    doğru yolu bulan yok daha..

  • grev kararı alan işçi sendikası.

    https://www.sagaftra.org/…dent-and-chief-negotiator

    deepl çevirisi ile

    --- spoiler ---

    sayın üyemiz,

    amazon, apple, disney, nbcuniversal, netflix, paramount, sony ve warner bros discovery gibi büyük stüdyoları ve yayıncıları temsil eden sinema ve televizyon yapımcıları birliği (amptp), dört haftayı aşkın bir süredir devam eden müzakerelerin ardından, sizin için önemli olduğunu söylediğiniz temel konularda adil bir anlaşma sunma konusunda isteksizliğini sürdürüyor. bu nedenle, grev kararını oylamak üzere bu sabah ulusal kurulumuzu toplantıya çağırdık.

    müzakerelerin başladığı 7 haziran'dan bu yana, müzakere komitemizin üyeleri ve personel ekibimiz, sizleri, bu sektörün güvendiği çalışan aktörleri ve sanatçıları koruyan bir anlaşma elde etmek için uzun günler, hafta sonları ve tatiller geçirdi. bildiğiniz gibi, son on yılda, yayın ekosisteminin yükselişi nedeniyle ücretleriniz ciddi şekilde erozyona uğradı. dahası, yapay zeka yaratıcı meslekler için varoluşsal bir tehdit oluşturuyor ve tüm aktörler ve sanatçılar, kimliklerinin ve yeteneklerinin rıza ve ödeme olmaksızın sömürülmesine karşı kendilerini koruyan bir sözleşme dilini hak ediyor. ekibimizin sizin adınıza savunuculuk yapma konusundaki kararlılığına rağmen, amptp sektördeki ve ekonomideki muazzam değişimlerin stüdyolar için emek harcayanlar üzerinde zararlı bir etkisi olduğunu kabul etmeyi reddetti.

    müzakereleri iyi niyetle yürütmemize ve sanatçıların endişelerini yeterince giderecek bir anlaşmaya varmak için istekli olmamıza rağmen, amptp'nin tekliflerimize verdiği yanıtlar yeterli olmadı.

    ulusal kurul'un oylamasından hemen sonra sizi bilgilendireceğiz ve grevin çalışma kabiliyetinizi nasıl etkileyeceği konusunda bilgi vereceğiz. grev zamanları ve yerleri ile ilgili ayrıntılar da sağlanacaktır. lütfen gelen kutunuzu kontrol edin.

    doksan yıllık tarihimiz, inancımız ve birlikteliğimiz sayesinde neleri başarabileceğimizin bir kanıtıdır. mesleğimizin geleceği için bir arada duruyoruz.

    birlik içinde,

    fran drescher
    başkan

    duncan crabtree-ıreland
    ulusal icra direktörü ve başmüzakereci
    --- spoiler ---

  • bir yangın söndürme uğraşında söndürme faaliyeti için yukarı çıkan insanlar aşağıya nasıl indirilir?

    cevap: koridor oluşturularak. çünkü yukarıda cansiperhane yangın söndürmeye çalışan kişiler dumandan etkilenmiş olabilir ve aşağı inerken sendeleyerek düşebilir, yuvarlanabilir.

    bu kıymetli bilgiyi şahan'ın yayınından öğrendim. günlerdir muhalif basının yangınla ilgili yayınlarını izliyorum da hepsi çöp. hele ki bugün fox haberde öyle bir şey izledim ki... yangın bölgesinden yayın yapan gazeteci bozuntusu sanki çatışma ortasında kalmış gibi çığlık çığlığa, nefes nefese arabaya koşuyordu. oysa ki yangın en az bir kilometre ötede, ebesinin a.ındaydı. gelin görün ki şahan dumanların, alevlerin içinden yayın yapıyor. öyle boş bir yayın da değil. yangına ilişkin bir sürü ayrıntı, bir dolu bilgi var. gece sadece gönüllüler tarafından söndürme çalışmaları yapıldığını, helikopter uçmadığını da onun sayesinde öğrendim mesela. ben teşekkür ediyorum kendisine.

  • başlık: ayı postu giyip anap binasına gittim
    entry1: vızıl vızıl oldu heryer. koca partiyi böyle dağıttılar zamanında demek ki
    entry2: anap yanımda