hesabın var mı? giriş yap

  • bir gece otobüse binip ailemizin yanına gitmemiz gerekti olmaz olaydı. yanımızda bir tip bitti anında nereye gitmek istediğimizi de öğrendi firmanın birisi ile görüşürken. adam sülük gibi yapıştı zorla adını sanını bilmediğimiz bir firmanın otobüsüne bildirmeye çalıştı. git dersin gitmez biraz usteler kızarsın üzerine yürür; bir tane bile güvenlik görevlisi yok ortalıkta... (bkz: türkiye’nin ne kadar güvensiz ülke olduğu gerçeği)

  • adam mis gibi öneri sunmuş lakin tabii ki genlerine kölelik işli bu toplum sgsjsjsjnsnnsjsj tepkileri verecek. avrupalı 4gun calismaya geçiyor.italyan 1 ay ülkeyi kapatıyor vb bir sürü örnek var. sen varlığı paylaşmak istersen bu imkan var. tabii ki sermayenin işine gelmez.

    (bkz: emrah safa gürkan) in şu videosunda https://youtu.be/5jra4oncvnq bir yerlere bu konuya da dokunmuslugu var. (bkz: mavi balina hem de minik) tam yerini de yolladı. https://youtu.be/5jra4oncvnq?t=351

    edit: biraz açıklama gereği doğdu. mesaj atan merak edenlere algıladığım perspektiften verdiğim cevabı buraya iliştireyim.

    erkan baş, mavi yakadan,yapılabilecek alanlardan bahsediyor. gitsin 3 vardiya muhasebeci/yazılımcı/ofisboy vb çalıştırsin demiyor.

    tayland'da tekstil fabrikasında bizzat uygulanisina şahit oldum. 12 saat tek ekip çalışılıyordu. bunu 8 saate çekip çift vardiyaya dönüldü.üretim hat aynı çalışan (x 2) , çok daha verimli ve karlı olundu. para tayland'ın o zamanı kadar degersizken yapilabildi. türkiye şu anda bu halde. özellikle ihracat yapabilenin kazandığı paranın haddi hesabı yok. para degerlenince bunlar tartışılmaz konumda olur. şu anda yoksulluk varken solcuların anlamsız önerilerinden bir tanesi anlamlı hale geldi. safkan bir kapitalist olarak bunu uygulanabilir buluyorum.

  • arabaların egzoz gazları bir çok madde içerir, bunların bazıları diğerlerine göre oldukça zararlıdır. benzin bir hidrokarbondur ve aracınız bu yakıtı yakmadan önce hava ile karıştırır. yanma olarak adlandırılan bu işlem bir çok kimyasal yan ürün üretir.

    oluşan bu yan ürünlerin bazıları tamamen güvenlidir. örneğin soluduğumuz hava %78 oranında nitrojen (n2)'den (azot) oluşur. bu azotun bir kısmı yanma sırasında oksijen ile reaksiyona girer ancak çoğu aracın egzozundan yine n2 olarak salınır. egzoz gazı ayrıca su (h2o) içerir. kış aylarında egzoz borularından su damladığını sık sık görürüz.

    araba motorları birçok zararlı madde yayar. bunlardan bazıları asit yağmuruna neden olabilir. karbon dioksit (co2), nitrojen oksitler (nox) ve kükürt oksitler bunlardan bazılarıdır.

    yanmamış hidrokarbonlar, partiküller (karbon partikülleri) ve uçucu organik bileşikler (voc) gibi araç emisyonları kardiyovasküler hastalıklar ve kanser gibi sağlık sorunlarına neden olabilir.

    karbon monoksit (co) de araç emisyonunda bulunan zehirli gazlardandır. bu gaz, kan dolaşımındaki oksijenin yerini alır, yeterince solunur ise boğulmanıza neden olur.

    şuana kadar yazdıklarımız araba kullanmanın ne kadar zararlı ve tehlikeli olduğunu gösteriyor. ancak katalitik konvertörler tam da bu sırada devreye giriyorlar ve motor emisyonlarının daha az zararlı hale gelmesini sağlıyorlar.

    ¦ katalitik konvertör nedir?
    katalitik konvertör, 1950'lerde fransız makine mühendisi eugène houdry tarafından icat edilmiştir. houdry, otomobil emisyonunu temizlemek için katalitik konvertörü tasarladı.

    katalitik konvertörlerin yaygın kullanımı ise 1975 yılı civarında, hükümetlerin arabalardan kaynaklanan hava kirliliğini azaltmaya çalışmalarıyla başladı. ancak o dönemde birçok araç kurşunlu benzin kullanıyordu. kurşun (pb), katalitik konvertörün egzoz gazları ile reaksiyona giren yüzeyini kaplayarak düzgün çalışmasını engellemekteydi. bu nedenle de katalitik konvertörlerin kullanımı sınırlı düzeyde kaldı.

    ¦ katalitik konvertörler nasıl çalışır?
    katalitik konvertör egzoz borusuna bağlıdır. metal bir kasa ve seramik bir petek içerir. bu seramik petek, platin (pt), paladyum (pd) ve rodyum (rh) karışımı ile kaplanmıştır. bu soy metaller oksidasyona, korozyona ve aside dayanıklıdır. bu nedenle de kötü hava koşullarına ve araba motorunun saldığı tüm kimyasallara dayanabilecek özelliktedir.

    katalitik konvertörlerdeki soy metaller katalizör görevi görür. katalizörler, kendileri etkilenmeden bir kimyasal reaksiyonu tetikleyebilen bileşiklerdir. katalitik konvertör içindeki petek yapısı, reaksiyonların gerçekleşebileceği yüzey alanını maksimuma çıkarır. görsel

    ¦ katalitik konvertörde hangi kimyasal reaksiyonlar meydana gelir?
    katalitik konvertörler, zararlı emisyonları azaltmak için indirgeme ve oksidasyon (redoks) reaksiyonlarını kullanır.

    platin ve rodyumdan oluşan bir indirgeme katalizörü kullanırlar. azot oksit moleküllerinden (no ve no2) nitrojen atomlarını uzaklaştırarak nitrojen oksitlerin (nox) azaltılmasına yardımcı olurlar. bu işlem, serbest oksijenin oksijen gazı (o2) oluşturmasını sağlar. daha sonra katalizöre bağlı nitrojen atomları birbirleriyle reaksiyona girer. bu reaksiyon azot gazı (n2) oluşturur. tüm bunlar sonucunda daha az nox ve zaten havada yüksek miktarda bulunan azot salınır.

    katalitik konvertörler ayrıca platin veya paladyumdan oluşan bir oksidatif katalizör kullanarak hidrokarbonları (hc) ve karbon monoksiti (co) azaltmaya yardımcı olur. başlangıçta, karbon monoksit ve oksijen birleşerek karbondioksit (co2) oluşturur. daha sonra yanmamış hidrokarbonlar ve oksijen birleşerek karbondioksit ve su oluşturur.

    çalışma şeklini gösteren animasyon

    modern katalitik konvertörler oksijen sensörleri (lambda sensörü) kullanarak egzoz akışına ne kadar oksijen pompalanacağını kontrol ederler. doğru miktarda oksijenin sağlanması, indirgeme ve oksidasyon reaksiyonlarının daha verimli hale gelmesini sağlar.

    araştırmacılar, katalitik konvertörlerde altının kullanılıp kullanılamayacağını da araştırmaktalar. kulağa pahalı gelse de altın diğer birçok soy metalden daha ucuzdur. ayrıca birkaç 10 yıl içerisinde platin gibi metallerimiz tükenmesi ihtimali de bulunmaktadır.

    katalitik konvertörler, içerdikleri pahalı metaller nedeniyle çalınmaya da oldukça müsaittirler. jeffersontown, kentucky, abd'de sadece 4 ayda 180 bin amerikan doları değerinde katalitik konvertör çalan bir aile polis ekiplerince yakalanmıştır. görsel

    ülkemizde ise değiştirme maliyetinin yüksek olması nedeniyle maalesef dizel partikül filtresi ve katalitik konvertör iptali oldukça yaygındır.

    kaynak: letstalkscience - popularmechanics

  • sabah 3'te 4'te taksim'den gelirdik, hafif sarhoş, bambi'de dilli kaşarlı yenmiş, soğukta akm'nin yanındaki (veya gümüşsuyu'ndaki) dolmuşa yürünmüş, dolmuştan indikten sonra tüttüre tüttüre eve gelinmiş halde, resmen sabahın köründe yatmadan önce son bir tv açardık, zaga hala devam ediyor olurdu.
    o kadar çok dışarılardaydık ki televizyon'da canlı izleyebildiğimiz tek program zaga'nın son bölümü olurdu. konuklar monuklar da pek umrumuzda olmazdı.

    ne güzel bir dönem, ne güzel bir histi o.

    ek tanım: bir kuşağın çok farklı hatırladığı bir program.

  • aynısını çarşaflı bir kadına söylerseniz yer yerinden oynar, hatta tutuklanırsınız.
    en seküler görünen insan bile iş türbanlılara gelince inanılmaz duyarlı oluyor. bu ikiyüzlülük olduğu sürece böyle sokakta gençlere laf söyleyecekler.
    sokaktaki türbanlı tacizini birçok kadın görmezden geliyor, bu da çok enteresan.

  • kotasiz, sinirsiz, tabusuz, cilgin bir internet hayati mumkun degil. adil kullanim da bizim cinfikirlilerin uydurdugu yeni bir kavram degil, cogu yer de "fair use" diye limit vardir, aynen almislar iste. zira kullanici sayisinin sabit kaldigi ulkelerde dahi, trafik hacmi altyapidan katbekat hizli artiyor. ve her iste oldugu gibi burada da bir cesit 80/20 kurali gecerli: kullanicilarin yuzde 20'si, trafigin yuzde 80'inden sorumlu.

    ama bu spesifik uygulama sacmalik, bunu tartismayi "korsanla mucadele" olarak cercevelemek iyice sacmalik.

    ikinci kismin kaniti cok basit: gecen sene sadece netflix trafigi, amerika'daki "fixed access" (cep telefonlari sayilmiyor) download trafiginin yuzde 30'unu olusturuyordu. youtube da ayriyeten yuzde 10, 40 yapar. cep telefonundan kimsenin korsan indirmeyecegini, onlarin trafik hacminin de cogunun video olacagini dusunursek...koca abd trafiginin neredeyse yarisi sadece iki siteden yapilan legal streamingden ibaret demek. uc bes zibidi degil, herkes yapiyor.

    bunun daha skype'i var, hulu'su var. isimle ilgili hersey cloud hizmetlerinde zaten, telefonumdaki numaralar bile google hesabimda sakli. kisaca genel kullanici profilinin birkac sene icinde bu kadar degistigi bir dunyadaki altyapi problemine, hala 10 sene oncesinin gerzek mentalitesiyle yaklasmak, cumlenin gidisatindan da anlasilacagi uzere tam bir gerzeklik.

    cozumun teknik tarafina fazla kafa patlatmadim, arastirmalari yapilmistir illa ki. ama ilk bakista su uc problem var:

    1) 8mbps'a 25gb kota olur mu lan? 5 saatlik full kullanimla aylik (720 saat) kotani dolduracaksin yani. 100mbps hiza 100gb kota iyice komik, sirketten ftp yapacaksin mesela, iki saatte kota bitiyor.

    2) daha dereceli bir hiz dususu lazim. 8'den 1'e direkt dusus ceza gibi.

    3) daha onemlisi, bunun bir ust limit degil, alt limit olmasi gerekliligi. yani "25'i astin, bundan sonra 1mbps ustune cikamazsin" demek yerine, "artik sana en fazla 1mbps garanti edebilirim ama yogun olmadigi zamanlar bu hiz artacaktir". geceleri kimse kullanmiyorken, emailine bakan adami rahatsiz etmeyeceksen, kotanin sinirin ne geregi var, internet kullandikca biten bir enerji kaynagi degil ki.

    o yuzden dedim "ceza vermek" seklinde yaklasiyor adamlar olaya, adil bir sekilde trafik yukunu altyapiya dagitmaya ugrasacaklarina. 30 senelik qos algoritmalari sunu becerebiliyorken, hala boyle kati kotalar, sinirlar, cezalar, stigmatize etmeler (hirsizsin sen) ne yahu?

  • izlerken inanamadığım durumdur. üst üste beş haber oldu, akp'yi öven hiçbir cümle olmadığı gibi ince ince sürekli eleştiriyorlar.
    bir örnek vereyim, soylu'nun "kendinize gelin ayıp yahu" dediği kadına şiddet olayları haberlerini verdikten hemen sonra kadın spiker "kendinize gelin demek kolay elbette" dedi ve bu haberin ardından üst üste iki tane kadın cinayeti haberi verdiler. şu anda da kadın cinayeti sayıları üzerine konuşuyor spiker. ilginç bir durum.

  • cidden çok enteresan yıllardı.

    sonra turkcell telsim'e karşı bir kampanya yaptı. turkcell'den turkcell'e dakikası 4 kontör oldu, turkcell harici aramalar gene 10 kontör ücretle devam etti.

    sokaktaki adamın bu kampanyaya tepkisi ise şu oldu:

    - abi 1.5 dakikadır konuşuyorsun, girdi kol gibi.
    + abi turkcell kampanya yapmış, dakikası 4 kontör. girmiyor yani.
    - yürü git lan! nasıl 4 kontör oluyor?
    + vallaha bak!
    - vay amuğa goyyim.

    evet, beklentilerimiz buydu, düşüktü. sonra uzaklardan bir yerlerden aria ve aycell adlı iki kahraman çıktı.

    aria : "günde 10 kontör bedava" gibi akıl almaz bir kampanya yaptı. aklımızı başımızdan aldı.
    aycell : cüzi bir paraya öğretmen hattı sattı. sınırsız denen kavramı hayatımıza soktu.

    başlarda turkcell "zengin hattı" olduğundan, marka pantolon, ayakkabı giymek gibi bir şey olduğundan, bazıları kazık da olsa, hattını değiştirmeye kıyamadı ama o kitle de zaman içerisinde azalınca, turkcell pazarı kaptırmamak için kampanyalara başladı.

    o yüzden ne zaman avea ile ilgili sözlüğe kötü bir şey yazasım gelse, yazar, silerim. adamlar bizi nerelerden kurtardılar, ahde vefa denen bir şey var. turkcell'i ise geçmişten gelen kinle petrol milyarderi olsam kullanmam.