ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ilk öpüşme
-
yaşım 16, o 15. hayatımı feda edebilecek kadar aşığım. tam anlamıyla. 1.5 yıl, usanmadan beklemişim, her güne aynı umutla, aynı acıyla, aynı sevinçle uyanmışım.
bir nisan akşamı... moda'da bir apartmanın kuytusuna gündüzden geldik, aldığımız köpeköldüreni içtik ve saatlerce konuştuk. akşam oldu, soğuktan titriyoruz. çok öncesinde, bana karşı bir şey hissetmediğini söylediğinden o anki bakışlarını fark edemiyorum. çünkü ulaşılmaz bir yerde o gözümde. bana karşı bir şeyler hissetmesi mümkün değil, bir masal güzelliğinde.
"ya beni öp, ya da ben gidiyorum," dediğinde afallıyorum, anlıyorum. bir süre gülümseyerek bakıyorum, sonra yaklaşıyorum. o anı anlatamam, mümkün değil. ancak ilk aşkıyla öpüşen biri anlayabilir.
sonrası fiks; masal olmadığını anlıyorum, bitiyor. yıllar geçiyor, giderek hissizleştiğim korkusuyla büyüyorum. fakat o 17 nisan akşamını unutamıyorum, unutmak da istemiyorum. hayatımda belki de en masum olduğum o anı, gözlerindeki o pırıltıyı hatırladıkça ister istemez gülümsüyorum.
nur bozar
-
kime benzettiğimi bulduğum anda içim rahatladı. kız aynı veli kavlak ya.
nur bozar: http://galeri12.uludagsozluk.com/…-bozar_694735.jpg
veli kavlak: http://www.tff.org/…12/tamsaha/subat2012/veli-4.jpg
~velicim kızmıyosun di mi canım? muck :*
anne babanın mesleğini soran öğretmen
-
öğrencilik hayatım boyunca, bilinçaltıma hep "kötü" anılar işlemiş öğretmen tipi, zâlım.
eveeeeeet çocuklar, hadi birbirimizi tanıyalım. önce ben kendimi tanıtayım. adım alfa, soyadım beta. gama yıldır bu mesleği sürdürmekteyim. önümüzdeki bu bir yıl boyunca sizlerin epsilon bilgisi dersine gireceğim. umarım güzel bir eğitim-öğretim yılı olur.
ben kendimi tanıttım, şimdi sıra sizde. ehi.* isim-soyad ve anne-baba mesleğini söyleyin. sağ baştan başla canım. (gözlüğün üzerinden bakmak sûretiyle parmağı ile kendisine göre sınıfın sol yanını işaret eder.)
küçükken tabi insan anlamıyor, bu anne-baba mesleği söyletme merasiminin nedenini. sorunun altında yatan psikoloji, "öğrenciyi tanımaya çalışma çabası" olarak görülebiliyor ufağıken. fakat bu amatör eylemin sonuçları, öğrencilerde derin izler bırakıyor.
+adım delta, soyadım zeta. babam çiftçi, annem ev hanımı.
-evet çocuğum sen devam et.
+adım ita, soyadım teta. babam mali müşavir, annem öğretmen.
-aa, ne öğretmeni, nerede çalışıyor?
+yota ilk öğretim okulunda, kappa bilgisi öğretmeni, örtmenim.
-tamam yavrum sen devam et.
+adım lamda, soyadım omikron. babam vefat etti, annem ev hanımı...
bu muhtemel diyalogtan sonra, sınıf sessizliğe bürünür. "muhtemel"dir çünkü, her sınıfta anne veya babası vefa etmiş bir çocuğun olma ihtimali vardır. olaya sadece ölüm sertliği ile bakmayalım. her sınıfta, toplum normları tarafından "utanılcak" algısı oluşturan bir mesleği olan anne veya babaya sahip öğrenci olabilir. çocuk yaşta alın teri ile kazanılan paranın önemli olduğu, mesleğin çağrıştırdığı imgenin önemli olmadığını başkalarına anlatamayabilirsin. gerçi bunu başkalarına anlatmaya çalışmaya gerek yoktur fakat bu idrake varabilmek çocukken gerçekleşmeyebilir.
yeni öğretmen ya da hocayla tanışılcak her sene başı zulümdür bu çocuklara. yetmezmiş gibi o gün ilk dersine giren tüm öğretmenler, sınıftaki öğrencilere anne-baba mesleklerini söyletir. bu yetim-öksüz çocuklara bu acıyı neden yaşatır bu öğretmenler?
acaba, sınıfta "arkası" güçlü öğrenci var mı diye kontrol etme çabası mıdır bu? yoksa veliler toplantısında mesleğini bildiğiniz ebeveyne, usulüne göre hareket edebilme ön hazırlığı mıdır bu?
iyi niyetli yaklaşayım bir de. sınıfta durumu iyi olmayan öğrencileri bulup onlara yardım edebilme ya da ona göre davranabilmek için yapılan bir tarama mıdır bu? eğer öyleyse, neden bu fecaat tüm sınıfın gözleri önünde gerçekleştirilmektedir?
bu sorunun, çocuk ve sınıf psikolojisi üzerine etkileri detaylıca düşülümelidir. fosilleşmiş öğretmenlere belki durumun izhanı tebliğ edemeyiz fakat daha yetiştireceği yüzlerce-binlerce öğrenci olan genç öğretmenlerimiz, bu tehlikeyi idrak etmeliler.
25 nisan 2022 boğaziçi'nin mescide çevrilmesi
-
dertleri oruç açmak ya da ibadet etmek değil, dertleri kavga etmek. orucu evinde de açabilir, başka bir yerde de. boğaziçi'ni özellikle seçmelerinin sebebi buraya da hakimiz vurgusu yapmak.
allah akıl fikir versin.
gezi olayları da mı akp'nin suçu ulan
-
"ilk üç gün akp'nin sonrasında da ananın suçu evlat" şeklinde cevaplandırılması gereken vitaminsiz suali!
1 gramı 62 trilyon dolar olan madde
-
muhtemelen türkiye'nin yer altı kaynaklarından biridir.
40 milyon dolara ameriklılara satılacaktır.
yakında mailler fw edilmeye başlanır.
kendini bir masalın ortasında hissettiren şarkılar
-
harry potter - hedwig's theme
carter burwell - bella's lullaby
david oistrakh - clair de lune (violin)
yann tiersen - la valse d'amelie
midnight in paris - bistro fada
dmitri shostakovich - waltz no. 2
yiruma - river flows in you
brian crain - dream of flying
brian crain - wind
iron & wine - flightless bird, american mouth
jeremy messersmith - a girl a boy and a graveyard
lana del rey - bel air
noir désir - le vent nous portera
coldplay - oceans
plumb - cut
berry - love affair
yolda - yol
los pollos hermanos
-
meth ettikleri kadar iyi olmayan firma.
türkiye'de şerefsizliğin tavan yapması
-
1862'de ingiltere'deki şerefsizlik seviyeleriyle kıyaslandığında tavan demek abartı oluyor biraz.
bartu küçükçağlayan'ın sahnede etek giymesi
-
kendisini sevmediğim için yaptığı her şey itici geliyor. başka biri yapsa hoşuma giderdi.
2002 dünya kupası'ndan akılda kalanlar
-
ahn'ın italya'ya gol attığı için takımı perugia'dan kovulması.
tabi bir de milli takımın turnuva dönüşü türk hava sahasına girdiğinde savaş uçaklarının eşlik etmesi var. ne heyecan vardı o zamanlar.
https://youtu.be/5i5szlaradm