hesabın var mı? giriş yap

  • internet geçmişini silmek.

    evi temizlemek.

    telefondaki mesajları silmek.

    vakit kalırsa 1-2 ağaç dikmek.

  • benim evdeki zengin pici için zaten her gün dünya kedi günü (deliye her gün bayram). bu günü dışarıdaki fakir kedilerle kutlamak istiyorum. ver viskası dayı, aksın sütler, burası feline meyhanesi.

  • insan karadeliğe düşerse bir kütüphanenin arkasına geçer. böyle bir film mi yapsam acaba? çok saçma bir fikir öyle değil mi? evet bence de öyle.

  • - yaran yanlış okumalar başlığındaki hiçbir entry'yi komik bulmam. gülesim gelse bile kendimi tutarım, gülmem.

    - debe editini gördüğüm yerde, yazarının "hakkındaki notlarım" kısmına bir takım ağır laflar kaydederim.

    - sol tarafta nickaltı entry'si gördüğüm zaman derhal başlığındaki en beğenilen entry'ye göz atarım, artı oy veririm.

    - ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı başlığındaki yazılara okumadan eksi oy veririm.

    - " yha bu entry'mi en beğenilenlerime sokmayın lütfaan ihihihi" diye edit yapan yazarın ricasını kırmam, vaktim varsa 20 entry'sine eksi oy veririm. en beğenilenler listesini güncellerim.

    - bir futbol başlığı altında "sarbi reyiz ehuehueh xd" geyiği yapanın son yazdığı 10 entry'ye eksi oy veririm.

    - hakkında 265 sayfa yazı yazılmış bir başlığa entry girerken ilk cümlesi, o başlığın ana unsurunu belirleyen sözcük kullanan kişiye eksi oy veririm. ( star wars başlığına, ilk paragrafında, "bir film" yazıp 12 paragraf yazı döşenmesi gibi )

    - herhangi bir konuda, başlıkla alakalı karikatür linki veren yazara artı oy veririm.

    - herhangi bir konuda girdiği entry içerisinde referans olarak kendi tivitır adresini gösteren yazara eksi oy veririm.

    - 12 ocak 2014 istanbul kar yağışı gibi başlıklarda, "offf beşiktaş'ta ne biçim yağıyor var yaa" tarzında entry giren yazara sevgiyle gülümserim. eksi ya da artı oy vermem.*

    - friends başlığına ara ara girip son yazılan entry'lere artı oy veririm.

    - cumartesi gecesi evde oturan ezik ve yalnız insan başlığına "ne var bunda!!! benimdir, sıcacık evinde mandalina yiyordur hıh .ss" tarzında entry giren yazarlara eksi oy veririm.

    - badilerimin favladıkları* entry'lere muhakkak bakarım. beğendiysem artı oy veririm. beğenmediğim bir entry'ye denk gelirsem favlanan entry'ye eksi oy vermem, badimin yazdığı son entry'ye eksi oy veririm.

    - entry favlamam, bunun için kendimi ikna edecek bir gerekçe bulamadım ben de.

    - entry'mi favlayan çaylağın nick'ine bakıp hafızamda tutmaya çalışırım. bir başka entry'mi favladığına rastlarsam hafiften tebessüm ederim. asla sırıtmam.

  • ah ahhh, kafa basmıyor işte. basmıyor, hakaret için söylemiyorum vallahi basmıyor.

    bak şimdi güzel kardeşim, sen kalktın 3 kıtanın arasına böyle bir merkez inşaa ettin ve cazibe merkezi haline getirdin. çin'de üretilen mal buraya geldi ve dağıtılmaya başladı. çin'deki üretici buranın faydasını ve karına olumlu etkisini gördü. sence bir sonraki hamlesi ne olur? karını arttırabilmek için montaj ya da üretimini de buraya yakın bir coğrafyaya kaydırmak. peki sonraki ne olur dersin? yine karını arttırmak için bu tesislerdeki üretimi arttırmak için arge çalışmaları yapmak ve hatta arge tesisleri kurmak yine bu coğrafya ya da yakınlarında.

    bu böyle gider, eğitim ve öğretim tesisleri kurarak kalifiye işgücü elde etme vs. şeklinde.

    vizyon diyoruz ya, işte vizyon böyle bir şey. sen mevcut coğrafyanı cazibe merkezi haline getir, gerisi gelir zaten. bak hong kong'a, bak dubai'ye, gelişimleri hep benzer şekildedir...

    ekleme: başka bir arkadaş singapur örneğini vermiş, o da çok doğru bir örnektir, buraya da eklemeden geçmeyeyim dedim.

    debedit:

    (bkz: oy ve ötesi)

    çok uzun zaman sonra gelen edit: başlık başa kalmış...

  • "kuran okutmayın" şeklinde cevaplanabilir soru.

    edit: başlık neden başımda?

    yine edit: ateist olmaktan korunmuş bir arkadaşın mesajı

    abi hoşgörü dini ya, bayılıyorum.

    yıllar sonra bi edit daha: sevimli bir çaylak dostumuz köksal baba gibi dellenmiş. söz hakkı tanımadan da engellemiş. yani tıpkı gerçek hayatta yaptıkları gibi...

  • maslow'a göre, bir insanın sahip olması gereken nihai hedeftir.

    insan, kendisini icat edebilmesi için önce parçalarını keşfetmeli; iyi, kötü, zayıf, güçlü yanlarını, türlü türlü durumlara karşı takındığı tavırları, inişlerini, çıkışlarını, korkularını, keyfiyetlerini, kısacası her durumdaki her halini iyi bilmesi gerekir. bunları iyice bildikten sonra ihtiyaçları belirlemek icap eder; insanın ihtiyaçlarını belirlerken kendisini sürekli kaybedip bulması, bundan bile zevk alması, hatalarından çıkarımlar yapması, defalarca düşüp kalkması, düşünüp bulması, kendisini tanıyabildiği kadar tanıyıp, yoğurup, zorlayıp onu yaşaması, zaman zaman kendisinden uzaklaşması ama asla kaçmaması, sı, sı ve sı gerekir.

    bu felsefi yaklaşım, elbette süreç işidir; sadece kendini değil, birçok tedrisattan geçip birçok kaynaktan beslenmeyi, bilgiyi kullanmayı öğrenmeyi, anlayabilmeyi bilmeyi de lüzum eder.

    bundan sonrası nispeten kolaydır. kendisini ve tecrübelerini; yani parçalarını bilen, bu parçaların nelere ihtiyaç duyduğunu anlayabilen insan, artık onu bütünleştirebilir ve ihtiyacı olan son şeyi; kendisini icat edebilir.

    not: hepimiz, kendimize göre bir serüven, kaos, tekdüzelik, yolculuk, adı her neyse bir şey içindeyiz. bu seyahatte farkında olduğumuzdan çok daha fazla eksiğe sahibiz. ve ne olursa olsun, ne kadar gidersek gidelim, hep biraz eksik kalacağız. bu gerçeğin farkında olup algılarımızı olabildiğince açmak; önce kendimizi, sonra etrafımızı öğrenmek ve anlamak için çırpınmalıyız. bu uğurda defalarca parçalara ayrılmalı fakat yılmamalı, kendimizi sürekli ve yeniden toparlayıp icat etmeliyiz.