hesabın var mı? giriş yap

  • hala gerçekleri böyle saklayabileceğini düşünen dünyayı anlamamış yönetimlerin hareketidir.

    istiyorlar ki onların dediği kadar bilelim, onların istediği kadar yaşayalım, onların istediği kadar olalım.

  • bir çileğin başından geçenler isimli kısa film tadında bir eser olmuş.

    tanım:çilekli tatlı.

  • adamın fakirlik dnalarına işlemiş, 500 liralık saati pahalı sanıyor.

    yoktur hacı, ikisi de aynı. zamanı gösteriyor.

  • yanlış önerme. türkiye'nin %90'ı deist de değildir, müslüman da değildir, pokemon da değildir. türkiye'nin %90'ı cahildir. üzülerek söylüyorum ki biricik hayatlarını başkalarının yönlendirmesine, yönetmesine alışmış tembel insan topluluğundan başka hiçbir şey değildir ama olsun türk ulusu çok yüce. en büyük biziz! hadi yatalım...

  • 8 yıldır yazılımla uğraşıp bu adamdan fazla para alıyorsanız kusura bakmayın ama siz de vurduruyorsunuzdur. *

  • yapmadığım aciklama.ben ailemden sadece abime soyledim bosanacagimi.yolunda gitmedigini.anne baba iyi gidiyor saniyordu.ki zaten yeni evliydik.bosanmaya karar verdik.bi dilekce yazdik beraber.gittik adliyeye cok sira vardi 2 3 ay sonrasina gun veririz dediler.bi tanidik ilçeye gidin diye akil verdi.ilce adliyesine gittik.biz sizi ararız dediler.ciktik adliyeden 2 saat sonra aradilar yarin davaniz var diye.gittik.4 dakika sürdü dava.bosandik.o gece oturup içtik beraber.ertesi gun isten dönünce birkac ozel esyami bi koliye koydum.kiyafetlerimi bavula doldurdum.gece eve gelmesini bekledim.geldi son bi ayak ustu konusup ayrıldım evden.gece 2 gibi babamlara gittim.bilirim uyumaz babam o saatte.zile basmadim cepten aradim kapiyi ac diye.noldu olğum diyor.baba ac kapidayim dedim.acti valiz ve koliyle gorunce dondu kaldi kapida.ne oldu yavrum dedi.bosandik baba dedim.bisey diyemedi.bos bos bakti yuzume.oluyor oğlum bunlar, insanin basina hersey geliyor hayatta, uzme kendini gec iceri dedi :) baska bisey sormadi.yatagini ust kattaki ogrencilere vermistik yarin gideyim yeni yatak alayim sana dedi.gozlerim doldu :) eskiden hep sorunlu bi iliskimiz vardi babamla.o an orada cozduk tum sorunlari.salonda yatak hazirladik bana.uyudum.aylar sonra en guzel uykumdu.gozumu actigimda annemle konusuyorlar.annem oyle sacmalik mi olur ? esek basimiyiz biz ? konusulsaydi bi yol bulunurdu, o kadar masraf yapti esyalar aldi vs diyor.babam diyor ki s.kerim esyasini malini parasini.cocuga bisey sorma.sikma cocugu.gecinebilseler zaten ayrılmazlardi.dedim baba sen nasil bi adammissin yahu ! ailenin kiymetini bilin dostlar.herkes gidiyor onlar kaliyor yaninizda.

  • ingilizcede "unredeemed land" anlamına gelen ve italyanca "terra irredentia" kalıbından türemiş bir kavram olan irredantizm ilk kez, italyanca konuşulan, avusturya ve isviçre kontrolündeki topraklarda ortaya çıkmıştı çünkü dönemin liderleri “italyanca konuşan tüm kardeşleri” bir araya getirmek gibi bazı milliyetçi fikirlere sahipti. bu kavram için kısaca “başka bir devletin egemenliği altında bulunan toprakları kendi topraklarına katmak istemek” dersek eğer bu hem eksik hem de biraz yanlış bir tanım olur çünkü modern milliyetçilikten aldığı agresif yönlerine rağmen irredantizm, henüz "milliyetçilik" kavramı daha ortaya çıkmadan önce emperyalist devletler tarafından kendi politikalarını doğrulama aracı olarak kullanılıyordu zaten. (bkz: crusades) (bkz: holy land)

    bu kavram, genellikle iki amaç ile motive edilebilen bir kavram: bu amaçlardan birincisi, genişlemek/büyümek maksatlı olarak ihtiyaç duyulan güç ve zenginliğin artırılmasına, ikincisi de soyla birliktelik isteğine ilişkin. (bkz: kinship) ancak ikinci dünya savaşından sonra ve hatta soğuk savaşın sonlarında irredantizm yavaş yavaş bir paradoks haline geliyor ve uluslararası hukuka aykırı bir kavram olarak anılmaya başlıyor çünküü bu yaklaşımdaki asıl amaç bir grubun iyiliğinden çok devletlerin teritoryal kazanımları ile ilgili. zaten sonrasında görüyoruz ki, uluslararası sözleşmelerde irredantist yaklaşımları kınayan ve bu yaklaşımların yaptırıma maruz kalacağını ifade eden bölümler yer almaya başlıyor.

    yirminci yüzyılın sonlarına doğru da birçok devlet hem politik hem ekonomik anlamda çeşitli sorunlarla baş etmek durumunda kalınca, etnik milliyetçilik ve irredantizm gibi kavramlar giderek daha da popüler hale gelmeye başlıyor. bunun sonucunda da u.s. gibi, bölgesel güvenlik örgütleri gibi uluslararası toplumun güçlü üyeleri bu konuda “proactive” bir yaklaşımı benimsiyor. peki bu ne demek? aslında kelime anlamına bakacak olursak, yanılmayız; proactive yaklaşımı önleyici bir tutum olarak düşünebiliriz. şöyle ki, tamamen yok edilemeyecek olan bu kavramlar en azından şiddeti azaltılarak baş edilmesi kolay bir hale getirilebilir ve bu da azınlıklara verilecek olan haklarla ya da devletlerin birbirlerine temel haklar açısından daha uyumlu hale getirilmesi ile başarılabilir. yani, yakın gelecekte de muhafazakar ve milliyetçi ideolojiler yükselişte olacak ise önleyici politikalar ile bu çatışmaların potansiyel etkileri hafifletilebilir diyebiliriz.